ERDOĞAN DÖNEMİ / 19

23 Ocak 2013'te CHP milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Meclis'te "Kürt milliyetçiliğini bana 'ilericilik' ve 'bağımsızcılık' diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz," dedi. Kadının bu sözleri CHP, AKP ve tabii BDP ile, kişiliksiz medya mensuplarında tepki uyandırdı. Halbuki Birgül Hanım son derece haklı idi. Üstelik söylediklerinin ırkçılıkla, kafatascılıkla da ilgisi yok!.. 15.000 yıldır dünyanın dört bir yanına duvar resimleriyle, tamgalarıyla, eserleriyle kimliğini kazımış olan, onlarca DEVLET kurmuş olan TÜRKLER ile, bir tek dikili taşı olmayan, hep başkalarının himayesinde, idaresinde dağınık aşiretler halinde yaşamış olan kürtler bir sayılabilir mi?.. Evet, insan olarak bir TÜRK ile bir Kürt "bir" addedilebilir. Ama MİLLET olarak TÜRKLER ile Kürtler bir olur mu hiç?.. Hiç millî futbolcu Rıdvan ile sıradan futbolcu Tayyip, bir sayılır mı?.. Hiç İbrahim Tatlıses ile hamamda türkü çığıran biri, bir olabilir mi?.. Evet, insan olarak birdirler, ama FUTBOLCU, TÜRKÜCÜ olarak bir midirler?.. Hiç bebek kaatili Abdullah Öcalan ile, onu yakalayıp getiren Engin Alan, insan olarak dahi "bir" sayılabilir mi? İlki hayvandan beterdir!.. Öyleyse TÜRK MİLLETİ ile daha milletleşmemiş Kürtler asla bir sayılamaz!.. Yahu, bırakın TÜRKLER'i; şu kıtıpiyoz Amerikan milleti, hiç binlerce yıllık medeniyet sahibi ÇİNLİLER, HİNTLİLER, İRANLILAR ile sanat bakımından, kültür bakımından, medeniyet bakımından, tarihî eser bakımından, hatta insanlık bakımından bir sayılabilir mi?.. Amerikalılar'ın üstünlüğü teknolojidir, bastırır parayı alırsın!.. Medeniyet, kültür, sanat, insanlık parayla elde edilir mi?

Birgül Ayman Güler kimliğini yitirmiş CHP'nin en "erkek" milletvekilidir!..CHP'ye başkan olmaya lâyıktır!.. İkincisi Dilek Akagün Yılmaz 'dır. Bir de Kamer Genç'le Aykut Erdoğdu var. Kalanına, başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, etek giydirmek gerekir!..

Bu kanıbozuklar AB'ci, ABD'ci, İSRAİL'ci olmaktan vazgeçip, TÜRKLÜĞÜ ön plana çıkarsalar, iyi olacak. Zira dünyanın yarısı TÜRK , bir tek bunlar açıkta kalmış!..

Birgül Ayman Güler'in Konuşması

Birgül Ayman Güler'in Konuşması hk Yorumlar

Birgül Ayman Güler'e Destek

Birgül Ayman Güler'in Konuşması - 2

Yeri gelmişken söyleyelim: 10 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı seçimi var ya... Herkes "Cumhurbaşkanı nasıl biri olmalı?" diye bir takım vasıflar, nitelikleri sıralayıp duruyor... Biz de bizim aradığımız vasıfları belirtelim:

Cumhurbaşkanı mutlaka TÜRK olmalı!.. Kürtçü-bölücü-Ermenici değil; MİLLİYETÇİ olmalı!.. Dünyada MİLLİYETÇİ olmayan hiçbir gelişmiş ülke DEVLET BAŞKANI yoktur!.. "NE MUTLU TÜRK'ÜM!" demekten kaçınmamalı!.. Çift pasaportlu değil; sadece T.C. VATANDAŞI olmalı!.. ATATÜRKÇÜ olmalı!.. Lâik görünüp dinsiz değil; MÜSLÜMAN olmalı!.. Ancak YOBAZ olmamalı!.. TARİKATÇI, MEZHEPÇİ olmamalı!.. VATANPERVER olmalı!.. ANTİ-EMPERYALİST olmalı!.. ZALİMLER'den değil; MAZLUM MİLLETLER'den yana olmalı!.. Gerektiğinde NATO'ya, AB'ye, ABD'ye direnecek derecede GÜÇLÜ olmalı!.. KIBRIS'ta, EGE'de, GÜNEYDOĞU'da TAVİZ vermeyen biri olmalı!.. İYİ EĞİTİMLİ olmalı!.. DİL bilmeli!.. DEVLET HİZMETİNDE TECRÜBELİ olmalı!.. LEKESİZ, ŞÂİBESİZ, SÂBIKASIZ olmalı!.. TABİAT'ı, DENİZ'i, ORMAN'ı, TARIM'ı, HAYVANCILIĞI koruyan biri olmalı!.. TOPRAĞIMIZI, SUYUMUZU para için yabancılara satmayan biri olmalı!..

Var mı bunlara itirazı olan??? Bundan gayrısı palavradır!

Bizim böyle 4 CUMHURBAŞAKI ADAYI'mız var!.. Eğer kimliğini kaybetmiş CHP kendinden aday gösterecekse, BİRGÜL GÜLER AYMAN'ı göstermeli!.. Kendisi TÜRKÇÜ'dür. Kürtçülüğe, bölücülüğe pabuç bırakmaz!.. ATATÜRKÇÜ'dür. İlim sahibidir. Dil bilir. Şahsiyetli, karakterlidir. Bilim insanı olması, bilmediklerini araştırıp öğrenecek, bilgi sahiplerine değer verecek bir kişiliğe sahip olduğunu gösterir. AKP seçmenine dahi uygun görünecektir... İkinci adayımız Profesör YUSUF HALAÇOĞLU'dur!.. TÜRKÇÜ'dür. Kürtçülüğü ve bölücülüğü, 6 ciltlik eseri ile 41 bin göçer aşiret ve cemaatin ancak 1.500 kadarının Kürt kökenli olduğunu göstererek çürütmüştür. Topladığı belgelerle Ermeni soykıyım iddialarını çürütmüştür. ATATÜRKÇÜ'dür. Bilgili ve görgülüdür. Dil bilir, yol-yordam bilir. Ermeniciler ve kürtçüler hariç, herkesin kafasındaki Cumhurbaşkanı tipine uygun bir kişidir... Üçüncü adayımız bir askerdir. Durun, hemen itiraz etmeyin!.. Onu aday gösterişimizin sebebi, TÜRK ORDUSU'na düzenlenen kumpasın intikamını almaktır. Hem kumpas bir değil, İKİ'dir!.. Fethullahçılar ile Potamyalı Erdoğan'ın Hıristiyan Batı'nın emrine uyup, müştereken kurduğu kumpası herkes biliyor!.. Bilinmeyen, 20-25 yıldır satılmış iktidarların NATO ile birlikte kurdukları kumpastır. NATO, KIBRIS'ta savaşmış, GÜNEYDOĞU'da operasyon yapmış MUHARİP komutanların tümgeneral rütbesinden yukarı çıkarılmamasını istemiş, sünepe iktidarlar da buna hep uymuştur. O yüzden son dönem Genelkurmay başkanları ve Kuvvet Komutanları'nın hemen hepsi Dönme-Sabetayist olmalarının yanısıra, salon paşasıdır. SAVAŞAMAZ!.. İşte bu kumpasın terfi ettirmediği OSMAN PAMUKOĞLU PAŞA üçüncü adayımızdır. TÜRKÇÜ, ATATÜRKÇÜ'dür. Hem Güneydoğu kahramanıdır. Kürtçülüğe, bölücülüğe karşı büyük darbe vurmuş bir komutandır. Hem bilgili ve görgülüdür. Dil bilir. TÜRK ORDUSU'na ve TÜRK MİLLETİ'ne moral verecek bir adaydır... Öyle Potamyalı milliyetsiz, cibiliyetsiz, DİL BİLMEZ, TAHSİLSİZ kişiler TÜRKİYE'ye CUMHURBAŞKANI olamaz!.. Bu ÜÇ kişiyi çok sivri buluyorsanız, dördüncü adayımız İLHAN KESİCİ'dir. Hernekadar kendisi Mason Demirel benzeri BATI hayranı bir kişilik ise de, bu dar zamanda koyunun bulunmadığı yerde keçiye "Abdurrahman Çelebi" diyerek, Potamyalı Erdoğan'ın yolunu kesmekten başka çaremiz yoktur... Devlet tecrübesi vardır. İktisat ve dil bilir. Halka hitap eden bir kişiliği vardır.

20 adet ensesi kalın, boynu ve omurgası dik milletvekili bulup, bunlardan birini aday gösteremezsek, EKMELEDDİN İHSANOĞLU'na dahi râzı olmak durumundayız!.. Tek ki, artık tımarhanelik zırdeli haline gelmiş Erdoğan, adını bile ağzına almadığı ATATÜRK'ün cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasın!

Yine 23 Ocak'ta Irak'ın Tuzhurmatu şehrinde bir camiye yapılan saldırı 42 kişi öldü. 75 kişi yaralandı. Hepsi TÜRKMEN idi... Hep verdik, İSLAM'da mabetlere saldırı yoktur, dedik. Yine verelim:

- "EĞER ALLAH İNSANLARIN BİR KISMININ ZARARINI
DİĞER BİR KISMI İLE SAVMASAYDI,
MANASTIRLAR, KİLİSELER, HAVRALAR,
VE ALLAH'IN ADININ ÇOKÇA ANILDIĞI MESCİTLER
YIKILIR GİDERDİ!" (HAC SÛRESİ , 40. ÂYET)

- "ALLAH'IN MESCİTLERİNDE
ALLAH ADININ ANILMASINI ENGELLEYİP,
ORALARIN ISSIZ VE HARÂP BİR HÂLE
GELMESİNE ÇALIŞANLARDAN
DAHA ZÂLİM KİM OLABİLİR?...
ONLAR İÇİN DÜNYÂDA ZİLLET,
ÂHİRETTE İSE MÜTHİŞ BİR AZAP VARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 114. ÂYET)

Yine 23 Ocak'ta Samatya'da Ermeni kökenli kadınlara saldırılar kuşku uyandırdı. Acaba kim yapıyor, niye yapıyor?.. İstanbul'da Galatasaray Üniversitesi'ne bağlı bir tarihi bina yandı. Bir yatta çıkan yangında da iki kişi öldü...Aynı gün Nijerya'nın Damboa şehrinde bir markete yapılan silahlı saldırıda 18 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Aynı gün Amerikan Silahlı kuvvetleri kadınların "fiilen savaşma" yasağını kaldırdı.

24 Ocak'ta Paris'te öldürülen 3 PKK militanının kaatili olarak yakalanan Ömer Güney 'in görüntüleri bulundu... Toplu Konut İdaresi, Uzunlar İnşaat şirketinin bir yıl süreyle ihalelere katılmasını yasakladı. Eğer bir yolsuzluk varsa, niye ebediyyen yasaklamıyorsun?.. Hoş, Toplu Konut'un kendinde, ve "Kentsel Dönüşüm" adı altında yürütülen yağmada ne yolsuzluklar var, ilerde ortaya çıkacak!.. Emniyet Genel Müdürlüğü, 70 emniyet müdürü, 350 emniyet âmiri, başkomiser ve komiserin de arasında bulunduğu 19 bin polise, Şark görevine hazırlanma yazısı gönderdi... Aynı gün Bolivya'nın Taperas şehrinde meydana gelene otobüs kazasında 17 kişi öldü, 34 kişi yaralandı. Bir Japon sahil güvenlik botu, tartışmalı Senkalu Adaları civarında bir Tayvan gemisiyle sürtüştü... Rus polisi Çeçenistan'da 13 isyancı Çeçen'i öldürdü.

25 Ocak 2013'de Ankara'da kontrolden çıkan bir otomobilin bariyerlere çarpması sonucu meydana gelen kazada 1 kişi hayatını kaybetti. Ölen kişinin ASELSAN Akyurt Tesisleri'nde mühendis olarak çalıştığı öğrenildi.

ASELSAN cinayetleri

ASELSAN cinayetleri- 2

TÜBİTAK cinayetleri

Aynı gün Başbakan Erdoğan kabinede değişiklik yaptı, 4 Bakan değişti. İzmir'e gitmekte olan THY uçağına yıldırım çarptı. Uçak alev aldı, yolcular büyük tehlike atlattı. Yapılan uyuşturucu operasyonunda pek çok ünlü kişi gözaltına alındı.

Yine 25 Ocak'ta Mısır'daki gösterilerde açılan ateş sonucu 6 sivil, 1 polis öldü, 456 kişi yaralandı. Mali ordusu islâmcı isyancıları Hombron şehrinden çıkarmayı başardı. Suriye'nin Golon tepelerinde bomba yüklü iki otomobilin patlaması sonucu 8 kişi öldü, onlarcası yaralandı. İsrail'in parmağı var mıydı acaba?.. Venezuela'da bir hapishanede çıkan isyanda 50 kişi öldü, 90 kişi yaralandı.

26 Ocak 2013'te Başbakan Potamyalı Erdoğan, Birgül Ayman Güler'e sözde cevap vererek, "Bir ulusun diğerine üstünlüğünü savunmak, bu topraklara ihanettir," dedi... O zaman niye Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 TÜRK DEVLETİ'ne işaret eden 16 yıldız var?.. 3-5 yıldız da Kürt devletleri için olsaydı!.. Kaldı ki, Kürtler bir millet değil, aşiretlerden oluşan bir halk!.. Binlerce yıldır büyük bir MİLLET olan TÜRKLER ile henüz millet olma safhasına gelmemiş Kürtler elbette kıyaslanamaz!.. Ancak TÜRK olmayan böyle yapar!.. Kendi ihanetini, başkasına ihanet iftirası atarak örtmeye çalışır!..

Aynı gün Mısır'ın Port Sait kentindeki gösterilerde 30 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Afganistan'ın Kunduz şehrinde bir intihar saldırısı sonucu 10 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Kim saldırdı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Aaron Swarts'ın intiharına misillime olarak Anonymous grubu Amerikan Ceza Heyeti'nin sitesini hakladı. Milos Zeman Çekya Cumhurbaşkanı seçildi.

27 Ocak'ta Şırnak'ta Uğur Spor Tesisi'nde bir futbol maçı esnasında bir duvarın çökmesi sonucu, 7 kişi öldü, üç kişi yaralandı. Yalova'da bir elyaf fabrikası yandı. Aynı gün Afganistan'ın Kandahar şehrinde bir seri bombalama sonucu 20 polis öldü. Gene müslüman müslümanı öldürdü... Mısır'ın Port Sait şehrindeki gösterilede 7 kişi öldü, 630 kişi yaralandı. Portekiz'de uçuruma yuvarlanan bir otobüste 17 kişi öldü, 32 kişi yaralandı. Brezilya'da bir gece klubünde çıkan yangında 245 kişi öldü, çok kişi yaralandı.

28 Ocak'ta TÜRKİYE'nin nüfusu 75,6 milyon olarak açıklandı. CHP milletvekili Birgül Ayman Güler, Boşnak kökenli TÜRK olduğunu açıklayarak sözlerini savundu... Eskişehir belediyesine yolsuzluk operasyonu yapıldı. 10 kişi gözaltına alındı. Suriye'den ateşlenen bir mermi Ceylanpınar'da bir evin duvarına isabet etti, bir çocuk yaralandı. Aynı gün Çin'in Heihe şehrinde bir trenle bir otobüsün çarpışması sonucu 10 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. Kazakistan'ın Almati şehri yakınlarında bir Bombardier CRJ200 uçağının düşmesi sonucu 20 kişi öldü. A.B.D.'de Hillary Clinton'un yerine John Kerry Dışişleri Bakanı oldu.

29 Ocak'ta Meclis'in terör raporu açıklandı. Rapora göre son 30 yılda 35.576 kişi can verdi, Bunlardan 7.918'i kamu görevlisi idi. 1984-2012 yılları arasında ölü olarak ele geçirilen terörist sayısı 22.101 idi. 5.557 sivil de terör kurbanı oldu. 18 Kasım 2011 itibariyle er statüsünde 8.543, iştirakçi statüsünde 6.483 ve köy korucusu statüsünde 5.034 olmak üzere 20.060 kişinin, SGK'dan Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gazi olmaları hasebiyle aylık aldığı açıklandı. İstihdam edilen malûl gazi ve şehit yakını sayısı ise 11.526 olarak tespit edildi. Terör yüzünden 14 ilde 62.448 hanede 386.360 kişi köylerinden göç etmek zorunda kaldı. Bunlardan 28.384 hanede 187.861 kişi köylerine geri döndü. Bu amaçla 1999-2011 arasında 128 milyon 360 bin lira ödenek aktarıldı.

Rakamlardan görüldüğü gibi, kürtçü-bölücü ve düşünmeyen, araştımayan medya mensuplarının dillerinden düşmeyen "17.500 kayıp" diye bir şey yok!.. Zaten "kayıp listesi" diye bir şey de yok. Kayıp denilenler, ya bu öldürülen teröristler arasında, ya PKK'nın ihanetle suçlayıp dağda katlettiği kişiler arasında, ya da yurtdışına kaçmış, gurbette yaşayan teröristler arasındadır.

Yine 29 Ocak'ta Van'da terör örgütü PKK'nın gençlere okul yakmaları için 30 lira , gözcülük yapmaları için 15 lira verdiği ortaya çıktı.

30 Ocak'ta TÜRKİYE'de Millî Savunma'nın ırzına geçildi!... Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast girişimi şüphesiyle 19 Aralık 2009’da iki subayın gözaltına alınması, ve subayların Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda görev yapması bahane edilerek, 22 kozmik odaya siviller girdi . Savcı Mustafa Bilgili ve beraberindeki 4 hâkim savcının iç ya da dış savaş ihtimâline karşı, barış zamanında gayrınizamî harp planlarının alt yapısını oluşturmakla görevli Seferberlik Tetkik Kurumu’ndaki 22 odadan 20’sindeki belgelerin alınmasının ardından, Hâkim Kadir Kayan’ın incelediği diğer 2 odadaki belgeler de Adliye’ye ulaştı. Daha sonra bu çok gizli belgeler gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandı, ekranlarda dile getirildi. TÜRKİYE'nin 90 yıllık birikimi ve planlaması mahvoldu!..

Şimdi yapılması gereken Savcı Mustafa Bilgili ile beraberindeki 4 savcı, ve Hâkim Kadir Kayan'ın CASUSLUK'tan ve VATANA İHANET'ten Divan-ı Harb'te yargılanıp idam edilmeleri gerekir!.. Çünkü Yunanlar, Ermeniler ve tüm emperyalist Hıristiyan Batılılar ne kadar ajan ve teknik kullansalar bu belgeleri bu kadar kolaylıkla ele geçiremezlerdi! Savcıların ve hâkimin artniyeti şuradan belli ki, aradıkları bir şahıs!.. Gizli askerî belgelerle ne işleri var? Odayla ne işleri var?

Öte yandan ben Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı subay olsaydım, onları içeri sokmazdım!.. Beni görevden alsalar, yerime gelen subay onları sokmazdı!.. Öyle olması gerekirdi. Genelkurmay Başkanı ben olsam, buna izin vermezdim!.. Beni görevden alsalar, yerime gelen sapına kadar asker kişi, o da vermezdi!.. Ama nerede o yürek???

bu konuda nakletmek istediğim bir anekdot var... Bir zamanlar TÜRKİYE'de öğretmenlik yapan bir Amerikalı'dan dinlemiştim. TÜRKLER'i pek sevmezdi. Ama KORE'deki başarılarını ve dayanıklıklarını överdi. Derdi ki, "KORE'de Çinliler'e esir düşen Amerikalı askerler hemen çözüldüler. Birbirlerinden koptular. Ama TÜRK esirler derhal en yüksek rütbeli subayın emrinde, sanki kendi birliklerinde imiş gibi disiplinli davrandılar. Çinliler onları dağıtmak, birbirinden koparmak için o komutanı başlarından alınca, hemen bir alt rütbelinin komutasına girdiler, gene disiplini korudular. Bu uygulama çavuşa kadar indi, ama TÜRK ASKERİ'nin birliği, morali bozulmadı! Başka hiç bir milletin askerinde bu disiplin görülmedi."

Eğer o zihniyet sürmüş olsaydı, Başbakan Potamyalı Erdoğan Kozmik Oda'ya savcı sokmuyor diye Genelkurmay Başkanı'nı görevden alsaydı, yerine gelen general de sokmazdı. Onu görevden alsaydı, yine yeni gelen de sokmazdı!.. Bütün subayları görevden alacak değil ya, sonunda Erdoğan gider, başkası gelirdi de, Kozmik Oda'ya girilmezdi! Maalesef Orgeneral İlker Başbuğ bu dirâyeti gösterememiştir!

Aynı gün Gaziantep'te bir fabrikada buhar kazanı patladı, 8 kişi öldü, 15 kişi yaralandı... Güney Kore Naro-1 roketini başarıyla fırlatıp uzaya bir uydu yerleştirdi... Yıllar önce "İstikbal göklerdedir" diyen ATATÜRK'ün çocukları olan bizler, acaba ne zaman bir roket fırlatabileceğiz?..

31 Ocak'ta PKK'lıların ve BDP'lilerin baskısı, hükûmetin yavşaklığı sonucu mahkemelerde "kürtçe savunma" dönemi başladı. Halbuki "devlet memuru" olan bir kişinin TÜRKÇE'den daha iyi bildiği bir dil olmaması gerekir!.. Enfilasyon rakamları ile oynamak için sepetten 5 ürün çıkarıldı, kivi, bebek arabası gibi 5 yeni ürün kondu. Acaba çalı süpürgesi ile pinpon topu hâlâ duruyor mu?.. Antalya'da iyiliksever bir kadının trafik kazasında felç olan bir Rus gencine kendi oğlu gibi baktığı anlaşıldı. Aynı gün Güney Afrika'nın Pretorya şehrinde bir tren kazasında 300 kişi yaralandı. Meksika'nın Torre Ejecutiva Pemex şehrinde bir patlama sonucu 36 kişi öldü, 126 kişi yaralandı.

1 Şubat'ta Ankara'da Amerikan Büyükelçiliği önünde bir intihar saldırısı meydana geldi. Bir TÜRK gazeteci yaralandı... Başbakan Erdoğan "3 çocuk" için teşvik verileceğini açıkladı. Aynı gün Nijerya'da ordu bir Boko Haram örgütü kampını bombaladı, 18 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Pakistan'ın Hangu şehrinde bir markette meydana gelen intihar saldırısında 21 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Yine müslüman müslümanı öldürdü. Çin'in Henan kentinde havaî fişek yüklü bir kamyonda patlama oldu, yol çöktü, 26 kişi öldü, onlarca insan yaralandı. Aynı gün Zenit-3SL adlı Ukrayna-Rusya yapımı bir roket fırlatıştan 40 saniye sonra Pasifik Okyanusu'na düştü.

2 Şubat'ta iki hafta önce kaybolan Amerikalı kadın gazeteci Sarai Sierra'nın cesedi bulundu . Aynı gün Pakistan'ın Lakki Marvat kentindeki askerî üsse yapılan saldırıda 23 kişi öldü, 8 kişi yaralandı. Çin'de uçuruma yuvarlanıp alev alan bir otobüste 18 kişi öldü, 34 kişi yaralandı.

3 Şubat'ta Viranşehir'de Suriye'deki Kürtler'e destek mitingi yapan BDP'liler ve PKK'lılar yine olay çıkardı. Polis müdahale etti. Hükûmet sözcüsü Bülent Arınç yine zırvaladı, "Hükûmet İmralı sürecinin içinde değil. Devlet'in bir birimi içinde," dedi. Sanki Devlet daireleri Hükûmet'e bağlı değilmiş gibi!.. Elçiliğe intihar saldırısı yapan Ecevit Şanlı'nın babası , taziye için gelen kürtçü-bölücüleri kabul etmedi. Aynı gün Kerkük'te bir intihar saldırısında 33 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Olan gene TÜRKMENLER'e oldu. Kim saldırdı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

4 Şubat'ta CHP'nin kürtçü-bölücü Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ün adı ve fotoğrafı Ankara, Dikmen karakolun "aranan teröristler listesi"ne asıldı!.. Adam kudurdu, ama doğruya doğru!.. Aynı gün Suriye'nin Halep kentinde bir apartmana isabet eden roket 20 kişiyi öldürdü, yaralı sayısı tespit edilemedi. Irak'ın Taji kentinde intihar saldırısında 22 kişi öldü, 44 kişi yaralandı. Kim saldırdı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Kaliforniya'da Yucaipa şehrinde bir otobüsün iki araca çarpıp devrilmesi sonucu 8 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Birleşik Arap Emirlikleri'nde bir otobüsün kamyona çarpması sonucu 22 kişi öldü, 24 kişi yaralandı.

5 Şubat'ta Europol kuruluşu, şike iddiaları üzerine 680 futbol maçını incelemeye alacağını açıkladı. TÜRKİYE'de 79 maçta şike tespit edildi. Aynı gün İngiltere'de Avam Kamarası homoseksüel evliliği oylayarak kabul etti.

6 Şubat'ta Başbakan Erdoğan "Dağdaki ile kucaklaşanı İmralı'ya göndermeyiz," dedi. 17 Ağustos 2012'de Şırnak'a gitmekte olan BDP grubunun önünü danışıklı döğüş PKK'lılar kesmiş, Gülten Kışanak, Ertuğrul Kürkçü gibileri onlarla kucaklaşıp öpüşmüştü... ABD'nin küstah büyükelçisi Ricardone'nin yargı ile ilgili "Çok uzun süredir hapiste olan milletvekilleri var. Suçları belli bile değil. Kısa süre öncesine dek kendilerine ülkeyi koruma görevi verilen askerî liderler de aynı şekilde hapiste. Eski YÖK başkanı da dahil, profesörler de tam anlaşılamayan suçlamalarla demir parmaklık arkasında. 16 yıl önceki çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalar. Barışçıl gösteri yapan öğrenciler de demir parmaklık arkasında. Hukukî sistemin sonucu bu şekilde olursa, kafalar karışırsa, bu insanlar terörist olarak yorumlanıp kafalar karışırsa, Avrupa ve ABD mahkemelerinin buna karşılık vermesi zor olur.” sözlerine, Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Sayın Ricciardone haddini bilmeyi öğrenememiş” diyerek tepki gösterdi. "Umarız ki bu devirdiği son çam olur. Biz Sayın Ricciardone’yi kendi sınırları ve hudutları içinde kalmaya davet ediyoruz. Bunu hoş karşılamadığımızı, kınadığımızı, ayıpladığımızı ifade ediyorum. Bir kez daha söylüyorum sayın Büyükelçi haddini bilmelidir,” dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, "Büyükelçinin yaptığı açıklamalar görevi ile bağdaşmıyor. İç Hukuka müdahale anlamına gelen açıklamalardan uzak durmalı. Kendi işine bakmalı," dedi. Her ikisi de son derece haklı, ancak yeterli değil!.. Biz olsak, "Büyükelçi, Guantanamo'da masum kişilerin yıllardır hiç bir suçlama yapılmadan tutulduğunu, dünyanın çeşitli yerlerinde A.B.D.'nin kurduğu işkence evlerini, orada tutulanları unutmuş galiba! 'Patriot Act' ile kendi vatandaşlarını 'terörist' sayıp mahkemeye çıkarmadan nice süre hapiste tuttuklarını bilmiyoruz sanmasın! Önce kendine baksın!" derdik... Ama bunlar diyemezler! Çünkü, okuma-öğrenme özürlüler. Dünyada olup bitenden habersizler! İşkence evlerini duymamışlardır bile!

Aynı gün Ortaokullarda verilmeye başlanan "seçmeli Kürtçe" dersinin 28 ilde 18.847 öğrenci tarafından tercih edildiği açıklandı... Geçici hevestir, bir süre sonra işe yaramadığını anlatıp bırakırlar. "Kürtçe Kursları"nda olduğu gibi!

7 Şubat'ta Ricordene Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı, uyarıldı. Orgeneral Ergun Saygun'un cezası hastalığı dolayısiyle ertelendi. Azerbeycan ilk uydusunu fırlattı. Pakistan'ın Kalaya şehrinde bir markette patlayan bomba 16 kişiyi öldürdü, 27 kişiyi yaraladı.

8 Şubat'ta A.B.D. Dışişleri Bakanlığı, "Ricardone'nin, Dışişleri Bakanı Kerry'nin ileride söyleyeceklerini tekrar ettiğini" açıkladı. E, geldiğinde ona da aynı cevabı veririz!.. Toplar kuyruğunu döner, gider!

9 Şubat'ta intihar bombacısı DHKP-C örgütü üyesi Ecevit Şanlı 'nın Almanya'da yakalanıp serbest bırakıldığı, Almanya'nın iade etmese gereken terör örgütü üyelerini iade etmekten kaçındığı anlaşıldı. Başbakan Erdoğan, "TÜRKİYE şamar oğlanı değildir. İçişlerine karışılacak, burun sokulacak bir ülke hiç değildir," dedi. "Avrupa Birliği yıllardır aranan terör örgütü üyelerine kol-kanat geriyor," dedi. "Silahlar bırakılmadan operasyonlar durmayacağını" söyledi, ama yalan söyledi. Çünkü Güneydoğu'dan asker çekildi. Hiç operasyon yapılmaz oldu. PKK'li militanlar, sempatizanlar şehirleri karıştırmaya devam ettiler.

Aynı gün Bangladeş'in Dakka şehrinde 100.000 kişi Pakistan'la olan savaş konusunda suçlulur için adalet isteyerek yürüdü. Irak'ta bir seri bombalama sonucu 29 kişi öldü, 69 kişi yaralandı. Kim bombaladı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Amerika ve Kanada'da şiddetli rüzgâr sebebiyle 15 kişi öldü, 5.300 uçuş ertelendi, 900.000 kişi elektriksiz kaldı.

10 Şubat'ta AKP, Başkanlık sistemi için referandum ihtimalini de gözönünde tutarak, 81 ilde "sistemi halka anlatma" stratejisi belirledi. Aynı gün Lüleburgaz yolu üzerinde bir kimyevî madde fabrikasında bir tanker patladı. Fabrika yandı. Yine aynı gün Hindistan'ın Allahabad kentindeki istasyonda meydana gelen panik sonucu 36 kişi ezilerek öldü, 39 kişi yaralandı. Papa 16. Benedict istifa etti. Böylece 1415 yılından beri istifa eden ilk papa oldu.

11 Şubat'ta Hatay'ın Cilvegözü sınır kapısında bomba yüklü bir araç infilâk etti, 12 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Aynı gün Rusya'nın Komi bölgesinde bir madende meydana gelen patlamada 18 madenci öldü, yaralananlar oldu.

12 Şubat'ta İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Cilgegözü'nde saldırıyı gerçekleştiren 3 kişiden birinin Türkiye'de olduğunu" söyledi. CHP Grup toplantısında Deniz Baykal, "CHP, Başkanlık sistemine direnmeli," dedi. Aynı gün Uzak Doğu'da 5,5 büyüklüğünde bir deprem hissedildi. Depremin Kuzey Kore'nin yaptığı nükleer bomba denemesinden olduğu anlaşıldı.

13 Şubat'ta THY uçaklarında içki servisi kaldırıldı. 28 Şubat soruşturması kapsamında 5 emekli asker ifade verdi, 4'ü tutuklandı. Tayland'ın Naratthiwat askerî üssünde 16 müslüman isyancı öldürüldü. Afganistan'ın Kunar eyaletinde, NATO kisveli Amerikan saldırısında 3'ü çocuk, 10 sivil öldü.

14 Şubat'ta "Sevgililer Günü'nde kadınlar dünya çapında şiddete ve tecavüze karşı ayaklandı. Dağıstan'daki bir intihar saldırısında 4 polis memuru öldü, 5'i yaralandı. Polisler Rus muydu, Dağıstanlı mıydı, anlaşılamadı. Güney Afrikalı atlet Oscar Pistorius karısını öldürdü, "Hırsız sandım," dedi. Amerikalı futbolcu O.J. Simpson da karısını ve karısının sevgilisi öldürmüş, meşhur olduğu için paçayı kurtarmıştı. 33,5 milyon dolar para cezasını bile ödemedi. Bu da öyle olmasın!

15 Şubat'ta Antalya'yı sel bastı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ergin Celesin 28 Şubat için ifadeye çağrıldı. Aynı gün Rusya'nın Chelyabinsk şehrinin üzerinde parçalanan bir meteor 1.200 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Binalara hasar verdi. 2012 DA14 adı verilen 50 metre çapındaki bir göktaşı da dünyanın 27.500 km. yakınından geçti.

16 Şubat'ta "ekolojik ev" tanıtımı yapıldı. Bu evler kendi elektriğini, enerjisini üretiyor... Aynı gün Pakistan'nın Hazara şehrinde bir markete atılan bomba 84 kişiyi öldürdü, 190 kişiyi yaraladı. Gene müslümanlar zarar gördü... Kim attı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

17 Şubat'ta Başbakan Erdoğan Mardin'de gene "her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunu" söyledi. Böylece "milliyetsiz, cibilliyetsiz" bir başbakanımız olduğu, bir kere daha ortaya çıktı... "Etnik milliyetçiliğe" dese, anlıyacağız, Çünkü TÜRKİYE'de TÜRKLÜK etnik milliyet değildir. Hiç bir ülkede ESAS UNSUR "etnik milliyet" sayılmaz!.. Hiç bir ülkenin devlet başkanı, başbakanı o ülkenin milliyetine karşı olamaz!.. Olsa, "hain" ilan eder, deliğe tıkarlar!.. Zaten kimse öyle bir sapıklığı düşünmez bile!..

Aynı gün Türkiye'nin ilk yerli araştırma gemisi denize indirildi. Avrupa'da et mamüllerine at eti karıştırıldığı ortaya çıktı. Avrupa'daki dönerlere de domuz eti karıştırıldığı tespit edildi. Bağdat'ta otomobillerde patlayan bombalar 37 kişiyi öldürdü, 130 kişiyi yaraladı... Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Çekya'nın Radhostem kentinde bir apartmanda meydana gelen doğalgaz patlamasında 5 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. Ekvator'da seçimi Devlet Başkanı Rafael Correa kazandı.

18 Şubat'ta Başbakan Potamyalı Tayyip Erdoğan AKP grup toplantısında bir kere daha TÜRK milliyetçiliğini ayaklarımızın altına aldık, dedi!.. Millet nasıl yerinden fırlayıp sokaklara dökülmedi, hep beraber Meclis'e yürüyüp Potamyalı Erdoğan'ı ayaklar altına almadı, şaştım, kaldım!.. hem de bütün onun gibi düşünenlerle birlikte!.. ALLAH'ın ebleği, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ'ni "etnik milliyetçilik" sanıyor!.. Bir MİLLET'in kendi adını taşıyan ülkesindeki varlığı "etnik" olabilir mi?.. Hiç ALMANLAR, Almanya'da "etnik grup" olur mu?.. Etnik grup bir ülkedeki ESAS UNSUR'dan olmayan halklardır. Kaldı ki, TÜRKİYE CUMHURİYETİ, vatandaş olma hususunda "NE MUTLU TÜRK'ÜM!" diyen herkesi ESAS UNSUR'a mensup sayarak bu ayırımı ortadan kaldırmıştır. Bunu bile farkedememiş bir Başbakan, bir iktidar var!.. Ve bu iktidar, ESAS UNSUR'u ayaklar altına almaya kalkarak meşruiyetini kaybetmiştir!.. Bir an evvel devrilmesi gerekir!

TÜRK milliyetçiliğini ayaklarımızın altına aldık diyen gaafil!

Aynı gün Belçika'da Brüksel havaalanında 50 milyon dolarlık elmas çalındı. Tabii bu elmaslar, Belçika'nın Afrika ülkelerkinde silahlandırdığı sözde ayrılıkçı güçlerin zorla çalıştırdığı insanların kanıyla elde edilmiş kanlı elmaslar idi.

19 Şubat'ta Sakarya'da 41 hizmetin açılışını yapan Başbakan Potamyalı Erdoğan'ın hatırlayıp, "Ben de TÜRK'üm" dediği sanıldı ama, aslında o, "Bugün Türkiye vatandaşlarının yurt içinde ve yurt dışında gururla, onurla, şerefle 'ben 'TÜRK'üm' diye alınları açık, başı dik gezebildiğini" dedi... Evvel ALLAH, biz geziyoruz da, kendisinin gururla gezebileceği bir milliyeti yok! Yarın bürgün halk içinde bile dolaşamıyacak!

20 Şubat'ta İstanbul'da İkitelli'deki sanayi bölgesinin ve 800.000 kişinin Trakya'daki Ergene havzasına taşınması konusunda İstanbul Valiliği'nin bir projesi olduğu açıklandı... Bu doğru ve yerinde bir projedir. Sadece İkitelli'deki değil, İstanbul'un diğer bölgelerindeki pek çok sanayinin diğer (illere de değil,) ilçelere taşınarak, üretimin bütün TÜRKİYE'ye yayılması, göçlerin önlenmesi, ve İstanbul'da nüfusun 10 milyona, hatta 5 milyona indirilmesi gerekir. Diğer büyük şehirlerde de benzer tedbirler ile kanserleşen büyümenin önünü geçilmelidir. Şehircilik, şehir planlaması öyle olur.

Aynı gün kürtçü-bölücü BDP milletvekilleri Sinop'ta ve Samsun'da öfke seli ile karşılaştılar. Aynı gün Estonya elektrikli otomobilleri hızla şarj edebilen ilk ülke oldu.

21 Şubat'ta TÜRK jetleri Kuzey Irak'ın Kandil bölgesindeki PKK kamplarına bomba yağdırdı, 12 hedefi vurdu. Şam'da bir seri bombalama sonucu 83 kişi öldü, 230 kişi yaralandı. Başbakan Erdoğan bunu da Esad'a yükledi. Hindistan'n Haydarabad kentinde bir bombalama olayında 21 kişi öldü, 54 kişi yaralandı... Kim bombaladı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

22 Şubat'ta AKP'nin yaptığı ankette "TÜRK ve Kürt halklarının bundan sonra da birlikte yaşayabileceğine inanıyor musunuz?" sorusuna % 95 "evet" cevabı geldi. Sormaya lüzum yoktu. Bizim birlikte yaşayamıyacağımız kişiler Kürt kökenliler değil ki!.. Onlar adına konuştuğunu öne süren bölücüler!.. Kırıkkale'de belediye seçimleri için yapılan ankette, "Yine AKP'ye oy veririm" diyenlerin oranı % 13,5, "vermem" diyenlerin oranı % 71,7 çıktı. Başbakan Erdoğan çok bozuldu, durumu "fecaat" diye nitelendirdi... Halep'te ordunun attığı 3 füze 29 kişinin ölümüne, 150 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Mali'de çıkan çatışmalarda 13 Çad askeri ve 65 müslüman isyancı öldü. Sudan'ın Darfur bölgesinde rakip kabileler arasında çıkan çatışmalarda 51 kişi öldü, 62 kişi yaralandı. Aynı gün Moody's değerlendirme kuruluşu İngiltere'nin AAA olan notunu AA1'e düşürdü .

23 Şubat'ta bilmem kaçıncı defa PKK canisi Abdullah Öcalan ile BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan İmralı'ya gitti. Yaptıkları görüşmenin zabıtları daha sonra yayımlandı. Hain herif, "Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin (gerilla) var," diyerek esas niyetini açıkladı. Sonra Sinop'ta BDP'lilerin kovalanmasını kastederek, "Size bir vurduklarında, on vuramayacaksınız, gitmeyin, diye talimat verdi. Bir türlü uyanmayan Başbakan Erdoğan ise hâlâ, "Silahları bıraksın, yurt dışına gitsinler," demekte ısrar etti.

24 Şubat'ta Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 14.000 aileye ulaşarak, 9.000 gencin teröre bulaşması nı önlediği açıklandı. 28 Şubat soruşturmasında 13 emekli komutan tutuklanaak cezaevine gönderildi. BBP Genel Başkanı Mustafa Testici, İmralı süreci'ni, "Biz bu Apo'yu serbest bırakma süreci olarak görüyoruz. Devlet'in ismini değiştirme süreci olarak görüyoruz. Devlet'in dilinin yanına yeni bir dil, Devlet'in bayrağı yanına yeni bir bayrak ekleme süreci olarak görüyoruz," dedi. Son derece haklı!.. Aynı gün Mali'deki çatışmalarda 10 Çad askeri ve 28 müslüman isyancı öldü.

25 Şubat'ta Birleşik Arap Emirlikleri'nden dönmekte olan Başbakan Erdoğan uçakta, "TÜRKİYE'deki terörist sınırdan ikinci bir ülkeye gittiği anda bu süreç fiilen başlamış demektir," dedi... Hiç, bir Başbakan suçlusuna, teröriste, haine "Hadi, çık git!" der mi?.. Var mı bunun dünyada örneği?..

Aynı gün Ankara'ya gelen Almanya Başbakanı Merkel, "TÜRKİYE ile ilgili tereddütler olmasına rağmen, AB sürecinin devam etmesini istiyoruz," dedi. Yani, "Biz sizi almıyacağız ama, AB kapısında bekletip oyalamak ta işimize geliyor," demiş oldu. Oldu da, bundan önceki salak ve uşak ruhlu hükûmet mensupları gibi, bu hükûmetin elemanları da bunu anlamadılar. Yok, eğer anlamalarına rağmen hâlâ o kapıda bekliyorlarsa, o zaman büyük ihanet içindedirler!

Aynı gün Fidel Castro'nun kardeşi Raul Castro tekrar Küba Devlet Başkanı seçildi.

26 Şubat'ta Adana'da polis bir düğün evini bastı. Maksat 15 yaşında berdel usûlü evlendirilmek istenen iki kızı kurtarmaktı... İmralı canisi Öcalan'ın BDP'ye, Kandil'e ve Avrupa'ya yazdığı üç mektup AKP Hükûmeti'nin izniyle yerlerine ulaştırıldı. Avrupa'da et mamüllerine at eti karıştırıldığı tespit edilmişken, bir de Almanya'da organik üretilmeyen yumurta skandalı çıktı. Mısır'ın Luxor şehrinde bir balon düştü, 19 kişi öldü.

27 Şubat'ta Öcalan'ın BDP'ye yazdığı 20 sayfalık mektupta "Federal (yönetim) veya özerklik talebimiz yok," dediği ortaya çıktı. Ancak bu lâfta kalan bir şey!.. Kürtçü-bölücülerin her konuşmasında aksi ifadeler imâ ediliyor... Sağlık Bakanlığı'nın "anne sütü bankası" kurma çalışmalarına Diyanet İşleri Başkanlığı "Bilmeden süt kardeşi olacak kişilerin ilerde yapabilecekleri muhtemel evliliğin dinen uygun olmadığını" açıkladı. Haklı!.. Süt kardeş, esas kardeş gibidir, evlenilemez!.. Asıl anlayamadığımız, bu kadar "müslüman" gözüken bir iktidarın nasıl olup ta böyle girişimlerde bulunması!.. Aynı gün Hindistan'ın Kalkuta şehrinde bir markette çıkan yangında 20 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Afganistan'ın Andar şehrinde Taliban militanları 17 milisi öldürdü. Papa 16. Benedict görevinden ayrıldı.

28 Şubat'ta "28 Şubat" soruşturması kapsamında ifade veren 4'ü emekli, 5 subaydan ikisi tutuklandı. Bunlardan birisi, tankları yürüten Erdal Ceylanoğlu idi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç o günleri anlatırken, "DYP milletvekillerinin % 60'ının yurtdışına kaçtığını" söyledi. Önemli bir kısmı da partiden istifa edip Çiller'i yalnız bırakmıştı.

Aynı gün Bangladeş'teki gösterilerde 35 kişi öldü, onlarcası yaralandı. bilim adamları iki farenin beynini birbirine bağlayarak birbirlerine bilgi aktarmalarını sağladılar.

1 Mart'ta, 23 Şubat'taki İmralı görüşmelerinin basına sızdırılması ortalığı karıştırdı. Başbakan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan, "Sabotörler işbaşında," dedi. Aynı gün Malezya'nın Lahad Dahu şehrinde isyancılarla çıkan çatışmada 14 kişi öldü... Malezya'yı da karıştırmak istiyorlar.

2 Mart'ta Başbakan Erdoğan açılış için gittiği Balıkesir'de bir terör gazisinin protestosu ile karşılaştı, onunla tartıştı.

3 Mart'ta Başbakan Erdoğan, muhalefeti "Çözüm sürecine yardımcı olmuyorlar" diye suçladı... Senin "çözüm"ün ülkenin bölünmesine gidiyor, niye yardımcı olalım ki???

Aynı gün Pakistan'ın Karada şehrinde patlayan bir bomba 45 kişiyi öldürdü, onlarcasını yaraladı... Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

4 Mart'ta İstanbul, Samatya'da Ermeni kökenli 5 yaşlı kadına saldıran kişi nin Murat Nazaryan adlı bir Ermeni olduğu ortaya çıktı. Kadınlardan Maritsa Küçük ölmüştü. Böylece TÜRKLER'i bir kere daha "Ermeni öldürüyor" diye suçlamaya hazırlananların hevesi kursaklarında kaldı.

Aynı gün Suriye'nin batısında pusuya düşürülen birlikteki 40 Suriyeli asker öldü, onlarcası yaralandı. Yine müslüman müslümanı öldürdü.

5 Mart 2013'te Ankara'yı ziyaret etmekte olan Ürdün Kralı Abdullah, Anıtkabir'de ağladı . Aynı gün Dow Jones endeksi, 2007 yılında başlayan krizden önceki seviyesini ilk defa geçti. Venezuela'da A.B.D.'ye kafa tutmasıyla meşhur Hugo Chavez'in ölümü üzerine Başkan Yardımcısı Nicolas Maduro Başkanlık görevini üstlendi. Suriye'de isyancılar Arraggah şehrini ele geçirdi. Bu onların ilk defa bir şehri kontrollerine almaları oldu. Dünyanın en zengin 10 kişisi açıklandı. Bill Gates 67 milyar dolar serveti ile 2. oldu.

6 Mart'ta Hürriyet'in yaptığı bir araştırmada TÜRKİYE'de kadınların % 70'inin mutsuz olduğu, % 42'sinin şiddet gördüğü ortaya çıktı. "Niçin ayrılmıyorsunuz?" sorusuna "Gidecek yerimiz yok," cevabı verildi... Bu, "kendimizi geçindirecek, barındıracak durumumuz yok," demektir. Bu anket dünyanın hangi ülkesinde yapılsa, benzer sonuçlar çıkardı. Kadınların% 90'ının bakımı, geçimi, korunması erkeklerin üzerinedir. Bu husus âlemşumûldür, yani ülkesel değil, dünyasaldır. Kendi başının çaresine bakabilecek kadın sayısı son derece azdır. O yüzdendir ki, dinimiz bu konuda erkekleri sorumlu tutmuş, yol göstermiştir:

"ALLAH İNSANLARIN KİMİNİ KİMİNDEN ÜSTÜN KILMIŞTIR.
ERKEKLER KADINLARDAN ÜSTÜNDÜR.
ÇÜNKÜ ONLAR KADINLARI MALLARIYLA GEÇİNDİRİRLER,
DOYURURLAR (KORURLAR).
İYİ KADINLAR (BUNA KARŞILIK) İTAATLİ OLURLAR.
VE ALLAH ONLARIN HAKKINI NASIL KORUMUŞSA,
ONLAR DA KOCALARI YANLARINDA OLMASA DA,
İFFETLERİNİ KORURLAR."
(NİSÂ SÛRESİ , 34. ÂYET)

Buradan hemen bir "eşitlik" tartışması çıkarmayalım. Görüldüğü gibi üstünlük barındırmakta, beslemekte ve korumakta!.. Kadını korumayan, bakmayan, eziyet eden bir erkeğin hiç bir üstünlüğü olmaz! O, aşağılık bir heriftir!

Kadın-Erkek İlişkileri ilgili Âyetler

Kadın-erkek ilişkilerinin bozuk olmasında, kadın mutsuzluğunda mutsuzluğunda önemli olan, ekonomik sıkıntılardır. Karşılıklı sorumlulukların bilinmemesidir. Cinsî konularda bilgisizlik ve eğitimsizliktir. Ve maalesef bu, dünyanın dört bir yanında geçerlidir. Gittikçe de artmaktadır. Kadınların daha serbest olmasını sağlayan "feminizm" akımı kadınlara mutluluk getireceğine, aksi olduğu tespit edilmiştir.

Feminizm Kadınlara Mutluluk Getirmedi İngilizce Tartışma

Amerika'da Kadın Mutsuzluğu Artıyor İhgilizce Araştırma

Yine 6 Mart'ta Bill Gates'in Microsoft firması Avro bölgesinde alternatif tarayıcılar sağlamadığı için 561 avro para cezasına çarptırıldı.

7 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi, Kuzey Kore'ye nükleer silah denemelerinden dolayı yeni yaptırım kararı aldı. Bunun üzerine Kuzey Kore, Güney Kore ile bütün barış anlaşmalarını iptal etti.

8 Mart'ta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Osmanlı Hanedanı 'nı Londra'da bir araya getirdi... İyi olmuş. Gerçekten Hanedan mensupları geçmişte çok büyük sıkıntılar yaşadılar, haksızlıklara uğradılar... Bir CHP heyeti Suriye'ye gidip Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüştü. Esad, "Gemiyi terketmem. Ben kaptanım. Gelsinler, parlamentoya girsinler. Gerekirse, beni idam etsinler. Ama beni idam eden halkım olsun, dış güçler olmasın," dedi. Mertçe bir tutum!..

9 Mart'ta, milliyetsiz Başbakan ve AKP iktidarından cesaret alan bazı haysiyetsiz Devlet yetkilileri kurumlarındaki T.C. levhalarını kaldırmaya başladı. Bu davranış ülke çapında büyük tepki gördü. Bazı binalara halk kendisi T.C. yazısı astı. Aynı gün 2013 ET adlı göktaşı dünyanın 960.000 klm. yakınından geçti.

10 Mart'ta Almanya'da Baklan kasabasında bir evde çıkan yangında 6'sı çocuk 8 TÜRK vatandaşı hayatını kaybetti.

11 Mart'ta Cilvegöz kapısında bombalı saldırıyı düzenleyen iki kişi yakalandı. Aynı gün Avrupa Birliği sadece hayvanlar üzerinde denenmiş kozmetik ürünlerin satışını yasakladı. Falkland Adaları'nda yapılan referandumda halkın % 99,8'i İngiltere'ye bağlı kalma yönünde oy kullandı. Zaten oradaki halk İngiliz kökenli olduğu için bunda şaşacak bir şey yok!

12 Mart'ta Cilvegözü kapısındaki patlamayla ilgili olarak gözaltına alınan 8 kişiden 5'i tutuklandı. Bombacılar saldırıyı 35 bin dolara yaptıklarını itiraf etti.

13 Mart'ta PKK Irak'ta rehin tuttuğu biri kaymakam, 8 kişiyi serbest bıraktı. Ama yol kesme, polise saldırma, molotof kokteyli atma, yakıp yıkma faaliyetlerine son vermedi. Afganistan'ın Kunduz şehrinde bir intihar saldırısında 10 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Kuzey Kore silahsızlanma anlaşmasını yırttı... Emperyalist Batılılar'ın aldığı yaptırım kararları, şahsiyetli ülkelerde bu tarz ters tepki yapıyor!.. Aynı gün Avrupa Parlamentosu, AB bütçesini reddetti . Tarihinde ilk defa olan bir olay! Demek ki AB de ekonomik krizde!.. Aynı gün Kardinal Jorge Mario Bergoglio Papa seçildi ve Francis adını aldı.

14 Mart'ta bir boşanma davası için adliyeye gelen taraflar arasında çatışma çıktı. 4 kişi pisi pisine öldü... Bu adliye, hastane olaylarına artık bir son vermek, önceden tedbir almak, ve müsebbipleri şiddetle cezalandırmak gerek!.. Aynı gün Bağdat'ta meydana gelen patlamalarda 25 kişi öldü, 50 kişi yaralandı. Meksika'da bir bara dalan silahlı kişiler 7 kişiyi öldürdü... Gene uyuşturucu yüzündendir.

15 Mart'ta Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim kılıç, "Barış iklimi oluşturulmadan yapılacak anayasanın daha büyük sorunlar doğuracağını," söyledi. Söylediğinin hiç bir anlamı yok ta, şu "barış" kelimesini olur-olmaz yerlerde kullanmasalar!.. Savaş yok ki, barışa halel gelsin. Terör var, huzur yok!.. Asayiş berkemâl değil!.. Düzen yok!.. Yoksa, çok şükür, Erdoğan ve Davutoğlu'nun bütün siyasî hatalarına rağmen daha herhangibir ülkeyle savaşa girmedik!..

Aynı gün Xi Jinping, Çin Halk Cumhuriyeti'nin yeni Devlet Başkanı oldu. Güney Afrika'nın Cape Town şehrinde devrilen iki katlı bir otobüste 24 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Meksika'da bir havaî fişek kazasında 16 kişi öldü, onlarcası yaralandı.

16 Mart'ta Güney Kıbrıs'ta ekonomik krize çare olarak banka mevduatının % 10'una el koyan, 10 milyar avroluk bir kurtarma planı yapıldı... Aynını TÜRKİYE'de 1 milyon liranın üzerindeki mevduat için yapsak, gelir dağılımına büyük katkısı olur... Aynı gün Pakistan'ın Ravalpindi şehri civarında bir uçuruma yuvarlanan otobüste 14 asker öldü.

17 Mart'ta İstanbul'da, 5 yıl önce, başkasından hamile kaldığını öğrenince, 17 yaşındaki nikâhsız karısını öldürüp, parçalayıp denize atan Hüseyin Kemal Kenar yakalandı. Kaatil, kıza, 14 yaşında iken evlenme vaati ile kandırarak tecavüz etmiş, bunun için 1 yıl (sadece 1 yıl) hapis yatmış, çıkınca da Dilek Avcı adındaki kızla, muhtemelen zorla, birlikte yaşamaya başlamıştı... Şimdi gel de, idam cezasını kaldıranlara beddua etme!

Aynı gün Basra'da bir otomobildeki bombanın patlaması sonucu 10 kişi öldü, onlarcası yaralandı... Bu otomobilleri nereden buluyorlar, anlamıyorum. Herhalde çalıyorlar.

18 Mart'ta Amerikalı kadın Sierra'nın kaatili Laz Ziya yakalandı. Nijerya'nın Kano kentinde bir araç park yerindeki patlamada 25 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Somali'nin Mogadişu şehrinde bir otomobildeki bombanın patlaması sonucu 10 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Irak'ın çeşitli şehirlerindeki patlamalarda 98 kişi öldü, 248 kişi yaralandı, onlarca bina ve araç hasar gördü. Halk perişan oldu. Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

19 Mart'ta Ergenekon Davası'nda savcı 2371 sayfalık mütalâasını verdi, 64 kişi için müebbed hapis istedi. Boş lâf olunca yaz babam, yaz!.. Sayfalar çok olursa, içinde bir şey var sanılır diye düşünmüş!.. Aynı gün İstanbul ve Malatya'da DHKP-C örgütüne yönelik operasyon yapıldı. İspanya'da da DHKP-C militanı Ali Şahin yakalandı. Örgüte büyük bir darbe indirilmiş oldu.

20 Mart'ta Ankara'da, DHKP-C örgütü AKP binasına ve Adalet Bakanlığı'na saldırı düzenledi.

21 Mart'ta Diyarbakır'da Nevruz törenlerinde bebek kaatili Öcalan'ın sözde "barış" mesajı okundu. Mesajın "kürtçe"sini, "kürtçe eğitim" isteyenlerden Pervin Buldan kemküm ederek okumaya çalıştı. Öcalan, PKK'ya '' silahlar sussun, sınır dışına çıkın'' çağrısı yaptı. Herifin bu mektubu, mesajı yavşak politikacı ve yazarlar tarafından övüle övüle bitirilemedi.

Aynı gün Pakistan'ın Peşaver kentinde bir otomobildeki bombanın patlaması sonucu 12 kişi öldü, 40 kişi yaralandı. Şam'da ALLAH'sızların bir camiye yaptığı bombalı saldırıda 42 kişi öldü, 84 kişi yaralandı. Nijerya'da Gabon sahilinde bir geminin batması sonucu 42 kişi öldü, 60 kişi kayboldu. Güney Çin'de tayfun dolayısiyle 24 kişi öldü, 100 kişi yaralandı, büyük hasar meydana geldi. Myanmar'da bir mal takası esnasında meydana gelen anlaşmazlık sonucu camiler yakıldı, 10 kişi öldü, 30 kişi yaralandı.

22 Mart'ta Devlet "büyük"leri İmralı mahkûmu Öcalan'ın mesajını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Siirtli Abdullah Gül, "Umarım, barış ve huzur döneminin başlangıcı olur," dedi. Başbakan Erdoğan "Böyle bir Çözüm süreci mitinginde TÜRK bayrağı olması gerekirdi," diyerek tepki gösterdi. Nasıl olduysa bayrağın adını ağzına aldı!.. Sonra "Çağrıyı, daveti olumlu bir gelişme olarak görüyorum" dedi. Kandil'den ses veren Murat Karayılan "Öcalan'ın çağrısını yaşama geçireceklerini" açıkladı.

Aynı gün Meclis "Uludere Raporu" açıklandı. Ölen 34 kişinin içinde teröristlerin de bulunduğu kaydedildi. Geri kalanı da zaten kaçakçı idi. Ölmeleri gerekmezdi ama, grubun içinde mâsum hiç kimse yoktu. Buna rağmen ailelere tazminat ödenmesine karar verildi.

Yine 22 Mart'ta İsrail'i ziyaret etmekte olan Obama'nın baskısı ile, İsrail Başbakanı Netanyahu, telefonla Mavi Marmara baskını için "lûtfen" özür diledi ... Diplomatik açıdan sözlü, telefonlu özrün hiç bir anlamı yok. Yazılı olması gerekirdi. Başbakan Erdoğan'ın hemen gevşeyiverdi. Ne var ki, İsrail, "özür" ardından hemen "iki tarafın ülkeler arası ilişkilerin normalleştirilmesi, elçilerin geri dönmesi, ve İsrail askerlerine yönelik adlî kovuşturmaların iptal edilmesi için anlaştığı"nı açıkladı. Yani TÜRKİYE ne İsrailli saldırgan komutanı ve askerleri yargılayacak, ne de İsrail'den böyle bir şey talep edecek!.. İsrail hayatını kaybeden 10 TÜRK'ün ailesine tazminat vermeyi kabul etti, ama yaralılar ile, gemide meydana gelen hasar açıkta kaldı. Üstelik tazminatın ne kadar olacağı belirlenmediği gibi, hâlâ da ödenmiş değil!.. (Kasım 2013) Başbakan Potamyalı Erdoğan böyle taviz verirken, Redhack grubu MOSSAD'ın sitesini hakladı !.. Redhack, ele geçirdiği, İsrail'e çalışan 35.000 kişinin adını yayınladı.

Aynı gün Avrupa Uzay Ajansı, kâinatın 13,82 milyar yaşında olduğunu açıkladı... AB, Rumlar'a iki gün süre tanıdı. Kıbrıs Rum Kesimi'nde ekonomik kriz yüzünden bankalar kapalı. para çekilemiyor, kredi kartı kullanılamıyor. Tayland'ın Ban Mae kentindeki mülteci kampında çıkan yangında 37 kişi öldü, 200 kişi yaralandı.

23 Mart'ta Başbakan Erdoğan, "Özür şartımızdı, Özür beyanı TÜRKİYE'nin istediği şekilde gerçekleşti. İsrail'in verdiği sözlerin takipçisi olacağız," dedi. Ne o oldu, ne de öteki!.. MHP lidere Devlet Bahçeli Bursa'da 'Kuruluş' mitingi düzenledi. Aynı gün Bangladeş'in Brahmanbaria kentinde tayfun 20 can aldı, 200 kişi yaralandı, büyük hasar meydana geldi.

24 Mart'ta Başbakan şaşkın Erdoğan, Eskişehir'de muhalefet için "Terörle mücadelede başarıya ulaşacağız diye çılgına döndüler, kuduruyorlar," dedi. Seninkisi "mücadele" değil; "müzakere"!.. Dağda kazandığını masada kaybetmek!.. PKK'yı, Öcalan'ı adam yerine koyup yüceltmek!.. Aynı gün Suriye muhalefeti lideri Muaz El Hatip istifa etti . Uyduruk Özgür Suriye Ordusu ise, Katar Dohar kentinde emperyalist Batılılar himayesinde yapılan toplantıda seçilen geçici başbaşkan Kürt Gassam Hito'yu tanımıyacağını açıkladı. Batılılar müslüman Arap ülkesi Suriye'nin başına bir hıristiyanı ve bir Kürd'ü getirmişlerdi!

Pakistan'ın Kuzey Veziristan bölgesindeki bir intihar sadırısında 17 asker öldü, onlarcası yaralandı. Nijerya'nın Adamawa eyaletinde silahlı kişiler 25 kişiyi öldürdü. Kim öldürdü??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. AB ülkeleri Brüksel'de şımarık çocuk Güney Kıbrıs'ın mâlî durumunu görüşmek üzere toplandı.

25 Mart'ta İsrail Başbakanı Şimon Peres, "Özür karşılığında Hamas'ın İsrail'i vurmıyacağına dair garanti aldıklarını" açıkladı. Ankara'da iki ayrı saldırı düzenleyen bölücü-kürtçü-ermenici DHKP-C örgütüne yönelik operasyon yapıldı. 15 gözaltına alındı. Somali'ye yardım ile övünmemize rağmen TÜRKİYE, 146 yardımsever ülke arasında sondan 8. oldu. En yardımsever ülke Avustralya çıktı.

26 Mart'ta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "İzmir'in irfan geleneğine ihtiyacı var," dedi, İzmirliler'i kızdırdı . Aynı gün ülke çapında meydana gelen trafik kazalarında 5 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.

27 Mart'ta 200 kadar vatansever bildiri yayınlayarak "ATATÜRK'ün kurduğu millî devlet yapısı ortadan kaldırılamaz," dedi. Artık birilerinin Potamyalı Tayyip'e haddini bildirme zamanı gelmiş te, geçmişti bile!

28 Mart'ta Şanlıurfa'da Suriyeli göçmenlerin kaldığı çadırkentte önce yangın çıktı, ardından olaylar meydana geldi. Olaylara karışan 600 Suriyeli sınırdışı edildi... Doğru yapılmış!.. Bizim kapımız mazlumlara açık, huzur kaçıranlara değil!.. Lefkoşe'de bankaların açılışın bekleyen Rumlar'ın arasına giren bir Fransız turist, TÜRK bayrağı açtı. Rumlar bayrağı alıp yaktı, Turistti polis zor kurtardı. Aynı gün Sudan'da meydana gelen çatışmalarda 143 isyancı ve 20 asker öldü. Şam Üniversitesi'ne yapılan havan topu saldırısında 17 öğrenci öldü, 7'si yaralandı. Aynı gün Papa Francis , Maundy Perşembe âyininde, bir kadının ayaklarını yıkayan ilk papa oldu... Bu âdet, İncil yazıcılarına göre, Hz. İsa'nın bir gün havarilerin ayaklarını yıkamasından gelmektedir. Tevazu timsalidir.

29 Mart'ta Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, bayrak yakan Rumlar için, "O bayrağa kurban olsunlar," dedi. Ah, bir de TÜRKİYE'de o bayrağı yakmaya kalkanlara aynı lâfı edebilseler!.. Aynı gün Pakistan'daki A.B.D. konsolosluğu dışında patlayan bir bomba 10 kişinin ölmesine, 31 kişinin yaralanmasına sebep oldu. ALLAH bilir, hepsi müslümandır... Aynı gün Irak'ta Şii camilerine yapılan bombalı saldıralarda 23 kişi öldü, onlarcası yaralandı... Bu saldırıları yapanlar müslüman olamaz, münafıktır, gavur ajanıdır!.. Bir kere daha tekrarlıyalım, KUR'AN der ki:

- "EĞER ALLAH İNSANLARIN BİR KISMININ ZARARINI
DİĞER BİR KISMI İLE SAVMASAYDI,
MANASTIRLAR, KİLİSELER, HAVRALAR,
VE ALLAH'IN ADININ ÇOKÇA ANILDIĞI MESCİTLER
YIKILIR GİDERDİ!" (HAC SÛRESİ , 40. ÂYET)

- "ALLAH'IN MESCİTLERİNDE
ALLAH ADININ ANILMASINI ENGELLEYİP,
ORALARIN ISSIZ VE HARÂP BİR HÂLE
GELMESİNE ÇALIŞANLARDAN
DAHA ZÂLİM KİM OLABİLİR?...
ONLAR İÇİN DÜNYÂDA ZİLLET,
ÂHİRETTE İSE MÜTHİŞ BİR AZAP VARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 114. ÂYET)

Yine 29 Mart'ta Tanzanya'nın Salaam kentinde çürük yapılmış 16 katlı bir binanın çökmesi sonucu 26 kişi öldü, onlarcası yaralandı.

30 Mart'ta Afganistan'ta Taliban'ın 2 yıldır elinde tuttuğu Serdar Dikilitaş serbest bırakıldı. Başbakan Erdoğan'ın "Silahları bırakıp ülkeyi terketsinler," sözüne dağdaki örgütten "Silahsız çekilme gündemimizde yok," cevabı geldi. MHP lideri Devlet Bahçeli, "Çözüm, çöküştür" dedi. Aynı gün Kuzey Kore, Güney Kore ile savaş halinde olduğunu ilan etti... Bizim medyada bu tip haberler pek duyulmuyor... Kenya'da Yüksek Mahkeme Uhunu Kenyatta 'nın Devlet Başkanlığı'nı kazanan kişi olduğunu ilan etti.

31 Mart'ta Başbakan Erdoğan, yediği haltı bildiği için, İmralı süreci ile ilgili olarak "Ateş üstünde yürüyoruz," dedi. Derviş mizaçlı isen, ateşte de yürüsen, ayakların yanmaz. O ateş ancak günahkârların ayağını yakar!.. İstanbul'da rayiç bedellerin yüksek olması sebebiyle 2-B eylemleri yapıldı. Almanya'da bir evde çıkan yangında 2 kişi öldü, 8'i TÜRK, 30 kişi yaralandı. Nijerya'da 24 Boko Haram örgütü mensubunun öldürüldüğü bildirildi.

1 Nisan'da, 2012 yılında TÜRKİYE'nin % 2,2 büyüdüğü açıklandı, o da hesaplama doğru ise!.. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, yapılan gösteriler üzerine, "Emek Sineması yıkılmıyor, taşınıyor," dedi. Yalan söyledi!... Koca sinemayı raylar üzerine koyup taşıyacakları yok ya!.. Sinema yıkılacak, başka yere Emek adı verilen bir sinema yapılacak!.. Japonya'da ilk kokulu televizyon görücüye çıkarıldı. Herhalde şaka değildir.

2 Nisan'da Meksika'nın Tamaulipas şehrinde 9 parcalanmış ceset bulundu. Pakistan'ın Peşaver kentinde bir elektrik santralına yapılan saldırıda 7 kişi öldü. Aynı gün Avro Bölgesi'nde işsizlik oranı % 12 olarak açıklandı. Myanmar'da bir camide çıkan yangında 13 çocuk öldü. Tanzanya'da bir maden kazasında 13 kişi öldü. BM Genel Kurulu ilk silah satışına düzenleme anlaşmasını imzaladı. Uruguay, işi gücü yokmuş gibi, homoseksuel evliliğe izin veren yasa çıkardı.

3 Nisan'da İmralı Süreci konusunda halkı ikna etmek için 7 bölgede görev yapacak 63 "âkil insan" belli oldu. Artık bunlar "akıllı" mı, "popüler" mi, siz karar verin... Afganistan'ın Farah şehrinde bir mahkeme salonuna yapılan intihar saldısında 45 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Arjantin'de seller yüzünden 50 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Yeni Gine'de bir uçuruma yuvarlanan otobüste 24 kişi öldü.

4 Nisan'da Çin ve Afrika'da üretilen 23.000 ton princi, Amerika "G.D.O'lu" diye ülkesine sokmadı. O pirinç döndü dolaştı, Mersin limanında ele geçti. TÜRKİYE'de tarımın canına okumuş, bizi ithal gıda maddelerine muhtaç eylemiş AKP iktidarının Tarım Bakanı Mehdi Eker, "Endişeye gerek yok," dedi. "Endişelenmeyin, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir," demek istedi... Diyarbakır'da yapılacak olan güzellik yarışması tepkiler nedeniyle iptal edildi. Hindistan'ın Chattisgarh şehrinde ruhsatsız yapılmış olan bir bina çöktü, 74 kişi öldü. Yine Hindistan'da 9 kişi baltayla doğranarak öldürüldü. Aynı gün Sri Lanka'da bacak uzunluğu 20 cm. olan dev bir tarantula bulundu.

5 Nisan'da dünyada 130.000 kişinin "offshore" hesaplar ile vergi kaçakçılığı yaptığı ortaya çıktı. Pek çok meşhur isim listede. Aralarında elbette bizimkiler de var. 32 trilyon dolarlık bu yolsuzluğu, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu ortaya çıkardı... İstanbul'da bir kişi pompalı tüfekle galeri bastı. Daha sonra içeri giren polis, o kişinin intihar etmiş olduğunu gördü. Nijerya'da bir otobüsün tankerle çarpışması sonucu 60 kişi öldü.

6 Nisan'da Başbakan Erdoğan ve MHP Başkanı Bahçeli "âkil insanlar" üzerine konuştu. İstanbul'da bir mazgalın eksik olduğu havalandırma boşluğuna düşen genç öldü. Millî Eğitim Bakanlığı, 23 Nisan'da çocukların devlet adamlarının makamına oturma uygulamasına son verdi. Suriyeli sığınmacılara gıda kartı dağıtıldı. A.B.D. Başkanı Obama, Kaliforniya başsavcısı için "ülkenin en güzel savcısı," dedi, cinsiyet ayırımcılığı ile suçlandı. Kadında gözü mü kaldı, ne!.. Irak'ın Bakuba kentindeki seçimler sırasında bir intihar saldırısı sonucu 22 kişi öldü, 80 kişi yaralandı. Nijerya'nın Midiu şehrinde bir köye saldırı sonucu 11 kişi öldürüldü...Kim saldırdı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Sudan ikiye böldüler, şimdi petrol zengini Nijerya'yı da karıştırmak istiyorlar.

7 Nisan'da Kütahya'da bir maç sırasında polis çocuklara biber gazı sıktı. Halep şehrinde bir hava saldırısı sonucu 9'u çocuk 15 kişi öldü, onlarcası yaralandı.

8 Nisan'da uydurma Ergenekon Davası'nda sanıklara destek için Silivri'ye giden binlerce insana polis müdahale etti. Ankara'ya gelen A.B.D. Dışişleri Bakanı Kerry, kasıtlı olarak TÜRK demedi, "Türkiye vatandaşları" dedi. Aynı gün İngiltere'nin eski Başbakanı, "Demir Leydi" diye bilinen Margaret Thatcher öldü... Thacher, bizim Özal ile birlikte 1980'li yıllarda Friedman'ın "özelleştirme, devleti küçültme, globalleşme" politikalarını uygulayan kişi idi. Her ikisi de ülkelerinin orta tabakalarını perişan etmiş, ortadan kaldırmıştır.

Margaret Thatcher

Yine aynı gün Şam'da bir otomobile yüklü bombanın patlaması sonucu 15 kişi öldü, 53 kişi yaralandı. Sudan 'ın Darfur bölgesinde çıkan kabile savaşlarında 163 kişi öldü, 50.000 kişi evlerini terketmek durumunda kaldı.

9 Nisan'da CHP milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, "Sen CIA ajanısın. 3 gün önce partiye geldin, partiyi dizayn etmeye çalışıyorsun,” diyerek kürtçü-bölücü CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun üzerine yürüdü... Sezgin Tanrıkulu, Stratfor Belgeleri 'nde ‘TR 705’ kodu ile anılan ajandır. Bu kişiyi CHP'ye alan, Genel Başkan Yardımcısı yapan ise, kendini kürt-alevi olarak tanıtan, kimliği belli olmasın diye soyadını değiştirmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu'dur.

Stratfor Belgeleri

Stratfor Belgeleri - 2

Sezgin Tanrıkulu CIA Ajanı

Aynı gün Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, kurumlardan T.C. ibaresinin kaldırılması konusunda, "Bakanlığın altındaki kurumlarda T.C. kullanılmasına gerek yok. Bundan sonra böyle devam edecek," dedi. TÜRKİYE Halk Sağlığı Kurumu, kurum tabelâlarından T.C.'nin kaldırılmasını istemişti.

Yine 9 Nisan 2013'de Sudan'ın Jonglei bölgesinde bir pusuda BM mensupları dahil, 15 kişi öldürüldü. İran'da 6,1 büyüklüğündeki deprem sonucu 37 kişi öldü, 850 kişi yaralandı. Sırbistan 'ın Öelica Ivanda şehrinde silahlı bir saldırı da 13 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Fransa'da senato homoseksüel evliliği kabul etti.

10 Nisan'da GDO'lu prinç olayı ile ilgili olarak, aralarında TAT Gıda mensupları da olmak üzere, 8 kişi tutuklandı. Dicle Üniversitesi'nde PKK ve Hizbullah taraftarı öğrencilerin iki gün önce başlayan kavgası sürdü. Kavgada 1'i ağır, 3 öğrenci yaralandı . Japonya ve Tayvan (eski Milliyetçi Çin, Çin'den ayrılmış olan ada devleti) Senkaku Adaları civarında balık avlama hakkı konusunda bir anlaşma imzaladı.

11 Nisan'da Emniyet'in hazırladığı bir rapor da, fuhuş yaşının 12'ye düştüğü açıklandı. Ortaokul öğrencilerini bile kötü yola sürükleyenler olduğu ifade edildi... Eğitim ve ekonomi bozuk olursa, fuhuş ta artar, hırsızlık ta, yolsuzluk ta!.. Aynı gün Meksika'nın Michoacan şehrinde uyuşturucu tacirleri ile polis arasındaki çatışmada 14 kişi öldü, yaralananlar oldu. Suriye'nin Dara bölgesinde ordunun 57 kişiyi öldürdüğü iddia edildi. Papua Yeni Gine'de büyücülük âyini sırasında kafası kesilmiş iki kadın cesedi bulundu.

12 Nisan'da AKP milletvekilleri çözüm konusunda akıl danışmak için Güney Afrika eski Devlet Başkanı Nelson Mandela'yla Mayıs'ta görüşme kararı aldı. canları turistik seyyahat çekti herhalde... Terörist Murat Karayılan, "Savaş biterse, TÜRKİYE'ye dönüp siyaset yapmak istediğini" söyledi. "Savaş bitmezse, çok büyük bir savaş olacak," diye tehdit etti. Salak!.. Daha bir kaç ay önce yedikleri darbeleri unutmuşa benziyor!.. Üstelik işlediği cinayetlerin, yaptığı terör eylemlerinin hesabının sorulmıyacağını sanıyor!.. Ama durun, acaba Potamyalı Tayyip, onlara bir takım olmadık sözler vermiş olmasın???

Aynı gün İsrail'de, Galile'de, denizde 10 metre boyunda, 60 ton ağırlığında, M.Ö. 2000 yıllarına ait bir abide bulundu. Çin'de fosilleşmiş dinazor yumurtaları bulundu.

fosilleşmiş dinazor yumurtaları Makale

Yine aynı gün Irak'ın çeşitli yerlerinde camilere yapılan saldırılarda 11 kişi öldü, 30 kişi yaralandı.

13 Nisan'da "Âkiller Heyeti" ilk görüşmesini İstanbul'da yaptı. Heyet memnun göründü, ancak bundan sonraki görüşmeleri pek memnun edici olmadı. Halkın tepkisi gün geçtikçe arttı. Ancak polis nezaretinde, ve seçtikleri "mülâyim" kişilerle toplantı yapabildiler.

Aynı gün Pakistan'ın Peşaver kentinde bir otobüste patlayan bomba 8 kişiyi öldürdü, onlarcasını yaraladı. Suriye'nin İdib şehrinde hükûmet güçlerinin açtığı ateş sonucu 20 kişinin öldüğü, onlarcasının yaralandığı belirtildi.

14 Nisan'da Kırgızistan'da olan Başbakan Erdoğan, İmralı Süreci'nde "teröristlerin çekilmesi"nin nasıl olacağı sorusuna "Askere (karışmayın, dokunmayın, sakın ha, diye) emir vereceğiz," cevabını verdi... Bu cevabın hiç bir kıymet-i harbiyesi yok, onun için boşverin!.. Benim üzerinde durmak istediğim husus, bu tip devlet adamı olmayan politikacıların yurt dışındaki basın toplantılarında, yurtiçi meselelere cevap vermeleri!.. Erdoğan, "Baylar, bakın şimdi Kırgızistan'dayız, burada çok önemli görüşmeler yaptık, anlaşmalar imzaladık. Sorularınız bunlarla ilgili olsun," diyeceğine, olur-olmaz sorulara cevap vermeye çalışmış!.. Aynı hatayı yurt içinde, yabancı bir devlet adamı geldiğinde de yapıyor!.. Adamcağız yanında sap gibi dikili dururken, onun "Baylar, bakın Tanzanya Başbakanı gelmiş, aramızda çok önemli görüşmeler geçti, anlaşmalar imzalandı. Onlar üzerine sorunuz varsa, sorun. Başka soru istemiyorum," demesi gerekirken, yine ipe-sapa gelmez soruları cevaplandırmaya kalkıyor. Yabancı misafir de şaşkın şaşkın, ""Bu herif neler anlatıyor?" diye bakıyor!..

Aynı gün Somali'nin başkenti Mogadişu'ya yapılan saldırıda 20 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Peru 'nun Trujillo kentinde bir uçuruma yuvarlanan otobüste 33 kişi öldü. Çin'in Xiangyang kentinde bir otelde çıkan yangında 11 kişi öldü, 50 kişi yaralandı.

15 Nisan'da Antalya'yı sel bastı... Piyanist Fazıl Say, dinî değerleri aşağılamak suçundan 10 ay hapis cezası aldı, ceza ertelendi. Diyarbakır Üniversitesi'nde polisten kaçan öğrencilerin attığı çantada ses bombası bulundu. 4 kişi gözaltına alındı.

Yine 15 Nisan'da A.B.D.'de Boston Maratonu'nda patlayan bomba 3 kişinin ölmesine, 183 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Olayın müsebbibi olarak bir Çeçen genci yakalandı. 3. bir patlama bir kütüphanede oldu. Irak'ın çeşitli yerlerinde patlayan bombalar 33 kişiyi öldürdü, 153 kişiyi yaraladı... Ne olacak bu Irak'ın sonu??? Aynı gün Venezuela'da ölen Hugo Chavez'in yerine yardımcısı Nicolás Maduro az bir farkla Devlet Başkanı seçildi... Geçen yıl onsu 1.900 dolara kadar çıkmış olan altın, dünya piyasalarında 1.326 dolara düştü. Acaba neden düştü?.. İlerde açıklıyacağız.

16 Nisan'da Uşak'ta, özel bir kız öğrenci yurdunun işletmeciliğini yapan emekli öğretmen A.Ö. (60), yurtta kalan 4 öğrenciyi taciz ettiği iddiasıyla tutuklandı. Böyle adamların adını niye gizlerler, anlamam... Aynı gün İran'da 7,8 büyüklüğündeki depremde 37 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Gana'da bir altın madeni çöktü, 16 kişi öldü.

17 Nisan'da Meclis Komisyonu'nda ifade veren eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, 42 yıl emniyette çalıştığını belirterek, “Hayatımın çoğunu muhbir, eleman çalıştıran istihbarat ünitelerinde geçirdim,” dedi. Hâkim, savcı, siyasetçi ve bürokratların dinlendiğini iddia ederek, “Tutulan kayıtlarda her partiden isim var. Hatta iktidar partisi de dahil,” dedi.

Aynı gün Pakistan'ın Wana şehrinde bir Amerikan insansız uçağı 5 kişiyi öldürdü. Teksas'ın West şehrinde bir gübre fabrikasında meydana gelen patlamada 15 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Yeni Zelanda homoseksüel evliliği kabul etti... ALLAH başımızdaki "demokrat, lâik" kişilerin böyle bir kanun çıkarmasından bizi korusun!

18 Nisan'da Cumhurbaşkanı Abdullah gül, İmralı Süreci kapsamında Muş'u ziyaret etti. "Bu ülkede iyi şeyler olacağına inanıyorum," dedi. Aynı gün Bağdat'ta bir kafeteryanın bombalanması sonucu 27 kişi öldü, 65 kişi yaralandı. Kim bombaladı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Yine aynı gün Kepler teleskopu dünya benzeri iki gezegen algılandı... Acaba orada hayat var mı?

19 Nisan'da TIME dergisinin "En Etkili 100 İsim" listesinde TÜRKİYE'den PKK lideri Abdullah Öcalan ve Fethullah Gülen yer aldı... Bu liste, uyduruk, propogandaya yönelik bir listedir. Meselâ, Taliban'ın vurduğu iddia edilen kız öğrenci Malalay Yusufzay, "ikonlar" kısmında gösterilmiştir. 11 yıldır iktidarda olan Başbakan Erdoğan'ın hakkı yenmiştir. Yine 16 yıldır Belediye Başkanı olan Melih Gökçek'in de o listede olması gerekirdi. Sevsek te, sevmesek te, dünyada rakibi yok!.. Aynı gün "Domuz kanı var," diye babasının aşı yaptırmadığı çocuk korumaya alındı. 77 yaşındaki bir kadın, "teröriste kazak gönderdi" diye ceza aldı, evinde elektronik kelepçe takıldı.

20 Nisan'da Turgut Özal'ın kaatil suratlı oğlu Ahmet Özal, gündeme çıkabilmek için babasının öldürüldüğünü öne sürüp, "O savcı failleri biliyor," dedi. Konuyu soruşturan savcı Uğur Tonik'i kastetti. Bu suratsız herif bir ara,"Babamın 2. Atılım Planı'nı gerçekleştirmek istiyorum," deyip, kendine politikada yer aramıştı... İzmir'de "Bayrak" mitingi düzenleyen "MHP lideri Devlet Bahçeli, "Silahların susmasının ve terörün bitmesinin hayal olduğunu" söyledi. Çin'in Luşan kasabasında meydana gelen 7 büyüklüğündeki deprem de 193 kişi öldü, 11.826 kişi yaralandı. İtalya'da Giorgio Napolitano yeniden Cumhurbaşkanı seçildi.

21 Nisan'da son 5 yıllık elektrik kayıp ve kaçağının 16 milyar lira olduğu açıklandı. Güneydoğu'da kaçak oranı % 64 ile 73 arasında değişiyor. Çünkü PKK militanlarının tehdidi sonucu elektrik bedelleri toplanamıyor!.. Yılın ilk üç ayında sosyal güvenlik, sağlık hizmeti açığını kapatmak için bütçeden 5,5 milyar lira çıktığı belirlendi. Bu açığın büyük çoğunluğu da suistimal yapan özel hastanelerden ve doktorlardan kaynaklanıyor.

Aynı gün Nijerya ordusu ile aşırı islamcı militanlar arasında çıkan çatışmada 183 kişi öldü, kimbilir, kaç kişi yaralandı. Paraguay'da Horacio Cartes Devlet Başkanı seçildi.

22 Nisan'da kürtçü-bölücü ve ateist BDP'nin milletvekili Altan Tan, "Ben şeriatçıyım. Her müslüman şeriatçıdır. Ben müslümanım, ve İslam Şeriatı'na inanıyorum" diye konuştu. Müslümanların İslam şeriatına inandığı doğrudur da, PKK-BDP fikriyatında olan birinin, masumların öldürülmesine göz yuman birinin, hele İslâm'ın "ululemre itaat" kuralını çiğneyerek Devlet'e karşı çıkan birinin müslümanlığı tartışmalıdır... Altan Tan bu sözlerin ardından, "Kürtler ulus devlet istemiyor. Bugün dünya bu modeli geçti. Ortadoğu'ya yeni bir sistem lâzım. Türkler'in, Kürtler'in, Süryaniler'in, Ermeniler'in birlikte yaşayabilecekleri, entegrasyonun olacağı, gümrüklerin, sınırların kalkacağı belki bir eyaletler birliği gibi bir Ortadoğu lâzım. Türkiye'de demokratik bir devlet olursa, inanın sadece Kürtler değil, Halep'teki, Şam'daki Araplar da bu federasyona bağlanmak isteyecektir. Esed gidecektir oradan," diye zırvaladı... Bir defa ULUS DEVLET modelinin modasının geçtiğini nereden çıkarıyor?.. İngiltere, Almanya, İtalya, bütün Batı Avrupa ülkeleri ULUS DEVLET değil mi? Amerika Birleşik Devletleri, her biri birer DEVLET olan EYALETLER'ine rağmen, ULUS DEVLET değil mi? Hiç orada Alabama milleti, Teksas milleti var mı?.. Hepsi TEK millet, AMERİKALI!.. İkincisi, kastettiği "eyaletler birliği"nin dünyada bir örneği var mı?.. TÜRKİYE'de ne gibi bir bölünme olacak ta, EYALETLER meydana gelecek?.. Evet, Arap ülkeleri TÜRKİYE'ye katılırsa, birer EYALET olabilirler, o zaman bir FEDERASYON olabilir, ama TÜRKİYE'yi bölerek FEDERASYON yapmak ta neyin nesi?..

Aynı gün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail heyetinin ziyareti üzerine “Parametreler belirlendi, ikinci, ya da üçüncü toplantıda tazminat miktarı netleşir,” dedi... "Ölme eşeğim, ölme! Yonca ektim, yaz gelsin," misâli, parametreler ekildi ama, tazminat bir türlü biçilemedi!

Yine 22 Nisan'da Kanada polisi demiryoluna sabotaj planlıyan 2 kişiyi yakaladı. Rusya'nın Belgorod kentinde silahlı bir çatışmada 6 kişi öldü.

23 Nisan'da Çocuk Bayramı'nda Potamyalı Tayyip soğukalgınlığı bahanesiyle yine Anıtkabir'deki törenlere katılmadı. Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise protestolarla karşılaştı. Meclis Başkanı'nın verdiği resepsiyonda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Önemli olan silahları hem yurt içinde, hem yurt dışında tamamen bırakılması," dedi. Ama teröristler, "Bırakmıyacağız," diyor!.. Ne yapcaz şimdi?.. BDP ve PKK'lılar Şırnak'ta 23 Nisan törenlerini boykot ettirdi. Cizre'de ise esnaf uzun yıllar sona ilk defa TÜRK bayrağı astı. Böylece PKK baskılarını da protesto etmiş oldu. Ankara'da Millî Merkez Kurultayı toplandı. AKP ve Erdoğan muhaliflerinin birleşmesi için çalışmalar başlatıldı. Millî Merkez'in başında mason Demirel'in adamı Hüsamettin Cindoruk vardır. İkisini de sevmem ama, girişim son derece yerinde. Kürtçülüğe, bölücülüğe karşı, TÜRKÇÜ ve ATATÜRKÇÜ BİRLİK!..

Aynı gün Afyonkarahisar'ın Başmakçı ilçesi, Beltarla köyünde çiftçi Aydın Ç., 4 yaşındaki öğlunu döverek öldürmekten tutuklandı. TÜBİTAK kanamalı Kırım kongo hastalığına karşı aşı geliştirdi. Irak'ta sünniler ile polis arasında çıkan çatışmada 28 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. Çin'in Xinjiang şehrinde çıkan olaylarda 28 kişi öldü. Kimbilir, kaç kişi yaralandı.

24 Nisan'da Ankara'da Ortadoğu Teknik Üniversitesi karıştı. Karşıt görüşlü gruplar arasında çıkan çatışmada 5 kişi yaralandı... Bu karşıt görüşlüler genelde PKK'lılar ile TKP'lilerdir. Sudan bahanelerle kapışırlar. Bugünlerde tartışma konusu "yurtsever" etiketi idi. İkisi de sadece kendinin "yurtsever" olduğunu iddia ediyor. Tabii "sever" oldukları "yurt", TÜRKİYE değil! hayalî Kürdistan!.. Aynı gün Manisa'da bir genç Trafik Tescil Müdürü'nü yumrukladı. Adliyede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı... Anlamadığım husus, böyle davaların aylar sonrasına atılması!.. Saldırgan belli, mağdur belli, şahitler belli. Savcı orada. Doğrudan nöbetçi mahkemeye çıkarılıp yargılanması, ve karar verilmesi gerekmez mi?.. Sonra saldırganların serbest bırakılması, mahkemenin aylar sonraya atılıp olayın soğutulması saldırganlığı teşvik ediyor!.. Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın bir sözünü hiç unutmuyorum: "Bu CMUK Yasası ile suçluları mahkûm etmek mümkün değil!"

Yine aynı gün Osmanlı’yı ve Müslümanlığı aşağıladığı gerekçesiyle Türkiye’de tepki çeken ve İkinci Viyana Kuşatması’nı anlatan ‘11 Eylül 1683’ adlı film, gişede bozguna uğradı. Gösterimden kaldırıldı... Afganistan'ın Celalabad kentinde meydana gelen 5,7 büyüklüğündeki depremde 33 kişi öldü, 115 kişi yaralandı. Bangladeş'in Savar Upazila şehrinde çürük yapılmış büyük bir bina çöktü , 256 kişi öldü, 1.000 kişi yaralandı.

25 Nisan'da bölücü-kürtçü terörist Murat Karayılan "PKK'nın 8 Mayıs'ta çekilmeye başlayacağını" açıkladı. Böylece bütün insiyatif PKK'ya geçmiş oldu. CHP'li Kamer Genç'in, Aile Bakanı Fatma Şahin'e yönelik, “18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle Bakanlığı'nın hazırladığı kitapçığın önsözünde, zaferin çok kıymetli komutanlar tarafından kazanıldığını belirtiliyor. Ama Atatürk kelimesini ağzına almıyor. Atatürk kelimesini anmak, sizi çok mu rahatsız ediyor? Atatürk bu Cumhuriyeti kurmasaydı, siz hangi devletin vatandaşıydınız? O makamda oturacak mıydınız? Otursaydınız, hangi tarikat mensubu kitlenin, bilmem kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz?” sözleri Meclis'i karıştırdı. İlk dediği doğru, ikincisi patavatsızlık... Aynı gün İngiltere, 22 yıl sonra Somali'de elçiliğini tekrar açtı. Rusya'nın Ramensky şehrinde bir ruh hastalıkları hastanesinde çıkan yangın da 38 kişi öldü, onlarcası yaralandı.

26 Nisan'da İran'dan TÜRKİYE'ye iki kaçak petrol boru hattı döşenmiş olduğu tespit edildi. Başbakan Erdoğan, "milli içki" mizin ayran olduğunu açıkladı. Türkçesi bozuk olduğu için kusuruna bakılmaz!.. Dilimizde "içki" alkollü içeceklere denir. Rezilcesine sarhoş edenler için kullanılır. Makbul sayılan serhoşluk verenler için "mey" veya "dem" kullanılır. Tatlı olan içeceklere "şerbet", meyva suyu ve gazlı olanlara "meşrubat" denir. Tüm alkolsüzlere de, su dahil, "içecek" tabiri kullanılır. Ayranla kafa bulanlar da vardır. MSP'nin iktidar ortağı olduğu dönemlerde, yemeklerde içki içilmezdi. Ancak müptelâ bürokratlar rakıyı ayrana katıp götürürlerdi... Cumhurbaşkanı Gül, Cuma namazı için gittiği cami çıkışında kendisine soru sormak isteyen gazetecilere, “Burada, cami bahçesinde olmaz. Başka yerde olsun,” dedi. Doğru yaptı. Ah, bir de yabancı misafirlerle birlikte yaptıkları basın toplantılarında, ziyaret dışındaki sorulara "yeri değil" diyebilseler!..

Aynı gün Güney Afganistan'da bir Taliban saldırısında devrilen otobüsteki 30 kişi öldü, onlarcası yaralandı.

27 Nisan'da CIA, "TÜRKİYE'nin nüfusunun 80 milyon olduğunu" öne sürdü. Bizce doğru. Yurtdışındakiler ile birlikte... Başbakan Potamyalı Erdoğan ve AKP'liler ile yavşak medya ve aydınlar "barış" hayalleri görürken, İstanbul Pendik'te maskeli keröristler bir minibüse molotof kokteyli attı. 1'i çocuk 3 kişi yaralandı. Yani terör sadece Kandil'den kaynaklanmıyor. tek bir grup ta değil!.. Bosna Hersek'teki Gazi Hüsrev Bey Medresesi'nden 49 erkek, 62 kız mezun oldu. Aynı gün Pakistan'ın Karaçi kentinde patlayan bir bomba 10 kişiyi öldürdü, 25 kişiyi yaraladı.

28 Nisan'da Mersin'de bir sitedeki güvenlik görevlisi 45 yaşındaki Cengiz T., tartıştığı site sâkini 57 yaşındaki Seydi Çiftçi'yi bıçaklayarak öldürdü... Sen "güven içinde olayım" diye adam tut, gelsin, seni öldürsün!.. Olacak iş mi?.. Ama ilk değil!.. Yöneticisini döven kapıcılar dahi biliyoruz.

Aynı gün Pakistan'da adaylara yapılan bir Taliban saldırısında 8 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Fransa'da doğalgaz patlaması sonucu çöken bir binada 3 kişi öldü, 14 kişi yaralandı.

29 Nisan'da, THY'da pastel tonların kullanılmasını isteyen yeni yönetmelikte kırmızı, bordo, pembe ve diğer frapan renklerle yapılan makyaj yasaklandı. Suriye'de bir Rus yolcu uçağına iki füze atıldığı, pilotun akrobasi yaparak füzelerden kurtulduğu açıklandı.

30 Nisan'da İstanbul Valiliği inşaatı öne sürerek 1 Mayıs'ta Taksim'de toplantıyı yasakladı. Trafikte de pek çok güzergâh, hatta vapurların çalışması da yasağa dahil edildi. Halk büyük tepki gösterdi. İşçi sendikaları, "1 Mayıs'ta Taksim'deyiz" derken, İstanbul Valisi, "Taksim'e çıkmak kesinlikle yasak" cevabı verdi... Filistin El-Ahrar Hareketi'nin askeri kanadı Ensar Tugayları, Gazze sınırına yakın 3 İsrail askeri üssüne 5 roket fırlattıklarını bildirdi. Şam'da patlayan bir bomba 13 kişiyi öldürdü, onlarcasını yaraladı. Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Aynı gün Hollanda'da Willem-Alexander kral oldu , son 123 yıl içinde ilk defa bir erkek başa geçti.

1 Mayıs'ta İstanbul savaş alanına döndü. Başına gaz kapsülü isabet eden Dilan Alp adındaki genç kız komaya girdi. Tayland'ın Pattani şehrinde isyancılar 5 kişiyi öldürdü. Irak'ın çeşitli yerlerinde patlayan bombalar 15 kişiyi öldürdü, onlarcasını yaraladı. Felluce şehrinde Irak'ın Oğulları adlı örgütün 14 mensubu öldürüldü.

2 Mayıs'ta Atatürk Havalimanı’nda bir güvenlik görevlisi 2,5 milyon dolar ile 3,5 milyon Suriye Lirası olan iki torbasını alarak kaçtı. Suriye'de ordunun El Bayda şehrinde 100 kişiyi öldürdüğü iddia edildi. Sudan'ın Kuzey Darfur bölgesinde bir altın madeni çöktü, 60 madenci öldü.

3 Mayıs'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de olan Japonya Başbakanı Shinzo Abe'ye, 2020 olimpiyatları için "Siz bir olimpiyat yaptınız. Şimdi bu olimpiyattan çekilin, bunu da biz yapalım" dediğini açıkladı. Japon Başbakan kibarca reddetti. İstiklâl Caddesi'nde Türkçülük Günü dolayısiyle yürüyüş yapanlar yine gazlandı. Aynı gün Çin'de "aorun zhaoi" adı verilen 161 milyon yıllık bir dinazor fosili bulundu.

4 Mayıs'ta Afganistan'ın Kandahar şehrinde bir bombanın patlaması sonucu 5 Amerikan askeri öldü. Suriye'nin Banyas şehrinde ordu 77 kişiyi öldürdü, daha doğrusu öyle iddia edildi. Bu iddialara inanan Başbakan Erdoğan da Esad'a çattı. Nijerya'da bir cenaze törenine yapılan saldırıda 39 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Rusya'da bir ressam kendini çıplak vaziyette dikenli telerle sararak bir protesto gösterisinde bulundu.

5 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan Kızılcahamam'daki istişare toplantısında Esad'a yüklendi. "Biz başka devletlere, başka milletlere benzemeyiz. Biz, dengeler adına, konjonktür adına, çıkarlar adına susacak bir millet, böyle bir devlet değiliz. Biz, İstanbul'da, cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet'in huzuruna vardığımızda, alnımız ak varmak istiyoruz. Biz, cihan padişahı Kanunî'nin huzuruna vardığımızda, o manevî huzura başımız dik çıkmak istiyoruz. Biz, rûz-u mahşerde, kitap önümüze konulduğunda, hesabımızı yüreklice vermek istiyoruz" şeklinde bir sürü palavradan sonra, "Banyas'ta çocukların feryadı arşı inletirken, biz susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Beşşar Esed! Vallahi bunun hesabını vereceksin. Başkalarına gösteremediğin cesareti, ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok, ama çok ağır ödeyeceksin. O çocukların arşı inleten figanı, inşaallah, Rabbimin Müntakim sıfatı mucibince, Kahhar sıfatı mucibince, senin üzerine kutlu bir intikam olarak inecek. Allah izin verirse, bu câninin, bu kaatilin, dünyada hesaba çekildiğini görecek ve bundan dolayı hamdedeceğiz, şükredeceğiz," dedi.

Neresini düzeltelim ki?.. Bir defa biz mahşerde ALLAH'ın huzuruna çıkacağız, Fatih'in, Kanunî'nin değil!.. İkincisi, birisi hakkında böyle düşünebilirsin. Ancak devlet adamı isen, hiç bir zaman medyaya böyle beyanat veremezsin!.. Rusya lideri, Amerikan Başkanı hiç böyle konuşuyor mu?.. Senden patavatsızı var mı? Aile toplantısında mısın, meyhane sofrasında mısın, kahvehane sohbetinde misin ki, böyle konuşuyorsun?.. Sonra ne oldu?.. "Konjektüre uymam," dedin, A.B.D. ile Rusya anlaşıp Esad'ı devirmekten vazgeçilince, suspus oldun!.. Hani nerde o eski kabadayılığın?

Aynı PKK'nın paralel devlet yapılanması KCK'ya ait "öz savunma birlikleri"ne 8 ayrı ilde operasyon düzenlendi. 17 kişi gözaltına alındı.

Yine 5 Mayıs'ta Nijerya'nın Njilan kentinde bir kiliseye yapılan saldırıda 10 kişi öldü.

6 Mayıs'ta Irak'ta bir seri saldırıda 10 kişi öldü, 26 kişi yaralandı. Bangladeş'in Dakka şehrinde halkla polis çatıştı, 13 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Pakistan'da bir politik toplantıda patlayan bomba 15 kişiyi öldürdü, 50 kişiyi yaraladı. Kim saldırdı, kim bombaladı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

7 Mayıs'ta İstanbul'da seks filimleri gösteren iki sinemaya yapılan baskında eşcinsel ilişkide bulunan 70 erkek gözaltına alındı... Ahlâksızlığın ulaştığı boyutu görebiliyor musunuz?.. Acaba o sinemalar kapatıldı mı?..

Aynı gün Amerikan Senatosu internet satışlarını vergilendiren bir kanun çıkardı. Meksika'da bir doğalgaz tankeri patladı, 20 kişi öldü, 36 kişi yaralandı. Hindistan'ın Orissa şehri civarında bir ayının saldırması sonucu 8 kişi öldü ve 10 küsür insan yaralandı.

8 Mayıs'ta TBMM Başkanı Cemil Çiçek, milletvekillerinin birbirlerine hakaretlerini içeren 110 sayfalık bir rapor hazırlattı. "Utandım," dedi... Hindistan'ın Himaçal Pıradeş şehrinde, aşırı dolu bir otobüs nehre düştü, 33 kişi öldü. Aynı gün eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi yolsuzluktan 4 yıl hapse mahkûm oldu.

9 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan, NBC News televizyonuna verdiği özel röportajda, gene desteksiz attı. Daha Birleşmiş Milletler bile kimin kullandığını açıklamamışken, Suriye'de “Rejimin kimyasal silahlar kullandığı ortada," dedi. Aynı gün, hiç bir konuda anlaşamazken, iş paraya gelince yek vücut olan Meclis'in yiyici milletvekilleri, jet hızıyla kendilerine özel haklar getiren tasarıyı Komisyon'da kabul etti. Millet küplere bindi. Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç "Vazgeçin," dedi... İki büyük şirket daha gavurlara satıldı.

10 Mayıs'ta CHP'nin kendini kürt-alevi diye tanıtan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı Süreci'nde "AKP'nin kendine suç ortağı aradığını" söyledi. Aslında CHP'nin Kürt politikası da AKP'den farklı değil. Hele o Tanrıkulu mu, Seytankulu mu, bilinmez, TR705 kod adlı ajan yok mu?...

Aynı gün Bangladeş'teki depremden 17 gün sonra bir kadın ile bir köpek enkazdan sağ çıktı. Köpeğin sigara yiyerek hayatta kaldığı anlaşıldı.

11 Mayıs'ta Reyhanlı'da iki otolobile yüklü bombaların patlaması sonucu 52 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Binalar, araçlar hasar gördü.

12 Mayıs'ta İçişleri Bakanı Muammer Güler, Reyhanlı'da patlayan otomobillerin TÜRKİYE'den satın alındığını açıkladı. Başbakan Erdoğan, "Bizi Suriye'deki kanlı bataklığa çekme yönündeki her tahrik eylemi karşısında son derece dikkatli, son derece hassas, en önemlisi son derece soğukkanlı olmak zorundayız," dedi... Aynı gün Papa Francis, Otranto'nun 813 "şehid"ini aziz ilan etti. Bu kişiler, 1480 yılında Fatih Sultan Mehmet ordusunun Otranto'yu fethi sırasında ölmüşlerdi.

13 Mayıs'ta, akılsız "âkil" insanlardan bir olan Can Peker, Paker, “Bugünkü çözüm sürecini başlatan Sayın Başbakan'ı 22 öldürme teşebbüsü oldu. Bunların hepsi yayınlanmıyor," dedi. Osmaniye yakınlarında bir F-16 uçağı düştü, pilot Üsteğmen Hamza Gümüşsoy şehit oldu. Türkiye ilk F-16 ile 14 Ekim 1987'de tanıştı. O zaman Başbakan Turgut Özal'a sadece kaportasını satmış, elektronik cihazlarının çoğunu vermemişlerdi. 1991 yılından itibaren meydana gelen 28 kazada 12 pilotumuz öldü, milyarlarca liramız heba oldu. Ben bu çok sayıda kazanın uçağa yüklenen bir bilgisayar çipi ile olduğuna, A.B.D.'den aldığımız uçakların hepsinin aslında Amerikalılar'ın kontrolünde olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde, yazılımlarını değiştirmemize izin verirlerdi...

Hükûmet, Reyhanlı'daki 51 kişinin öldüğü bombalı saldırıyı, Suriye gizli servisi El Muhaberat ile paralel çalışan ve elebaşılığını Mihraç Ural'ın yaptığı "Acilciler" terör örgütünün gerçekleştirdiğini öne sürdü. Ural'ın saldırıda adres olarak Esad'a karşı savaşan muhalifleri işaret ettiği iddia edildi... "Acilciler", 1970'li yıllarda ortaya çıkmış 42 bölücü fraksiyondan biri idi. Amaçları Hatay bölgesini Suriye'ye bağlamaktı. Şimdiye kadar varlıklarını sürdürmüş olmaları şüpheli... Malatya'daki Zirve Kitapevi davasında sözde gizli tanık olarak dinlenen İlker Çınar, hıristiyan misyonerliği yaptığını anlattı... Marmaris'in Turgut köyünde halkın türbe zannettiği bina, M.Ö. 2. yüzyıla ait piramit mezar çıktı.

14 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan bilmem kaçıncı defa Amerika'ya gitti... Gene talimat alacak, herhalde. Brezilya homoseksüel evliliği kabul etti. ALLAH bizi korusun!.. Zinayı suç olmaktan çıkardılar, bari homosekselliği ahlâksızlık olmaktan çıkarmayalım.

15 Mayıs'ta Başbakan Potamyalı Erdoğan, Amerika'da bir kültür merkezinin temelini atarken "Medeniyetler İttifakı'nın aktörü Türkiye'ye yakışan bir proje” dedi. Şaşkın, kendinden başka kimsenin böyle bir "ittifak"tan haberi yok! İspanya çoktan "eşbaşkanlık"tan çekildi!.. 80 milyon dolara mâl olacak olan proje, Osmanlı mimarisiyle tasarlanmış 700 kişilik bir cami, kültür merkezi, sosyal tesisler, Türk hamamı ve 10 evden oluşuyor... Aynı gün Bağdat'ta 8 bombalı araç patladı. 20 kişi öldü, onlarcası yaralandı. Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

16 Mayıs'ta Moody's, TÜRKİYE'nin kredi notunu 'BA1'den, 'BAA3'e yükseltti ve yatırım yapılabilir seviyeye çekti... Bu ne demektir, biliyor musunuz?.. Bu şirkete göre, bundan önce TÜRKİYE'ye yatırım yapılamazmış!.. Amerika'da olan Başbakan Erdoğan, "Obama ile Suriye hakkındaki düşüncelerimiz örtüşüyor," dedi... Bill Gates 72,7 milyarlık serveti ile dünyanın en zengin insanı ilan edildi. Bu pozisyonunu 2008 yılında kaybetmişti.

17 Mayıs'ta Hatay'da bir kaçak akaryakıt deposuna yapılan baskında, depo patladı, 9 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Karabük'te demir-çelik işçilerine
% 42 zam
veren anlaşma imzalandı. Bu uzun zamandır görülmeyen bir orandı. Aslında bana da böyle bir zam gerek!.. Aynı gün Irak'ın çeşitli yerlerinde meydana gelen patlamalarda 990 kişi öldü, 200 kişi yaralandı. Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!.. Bu arada 5 ay önce beyin kanaması geçirip Almanya'da tedavi görmeye başlayan, kendisinden haber alınamadığı için öldüğü sanılan Irak'ın Kürt Cumhurbaşkanı Talabani'nin sağlık durumunun iyiye gittiği öne sürüldü. Zira Irak'ta artık onun yerine birinin gelmesi gerektiği dile getiriliyordu.

19 Mayıs'ta Ankara'da yürüyüş binlerce kişi bayraklarla, ATATÜRK posterleri ile katıldı. İstanbul'da ve yurdun her tarafında büyük kitlelerle bayram kutlandı. Cumhurbaşkanı Siirtli Abdullah Gül kulak ağrısından, Başbakan Potamyalı Tayyip Erdoğan ise soğuk algınlığından Anıtkabir'e gitmedi.

20 Mayıs'ta Ürgüp'te meydana gelen balon kazasında 2 kişi öldü, 20 kişi yaralandı. İzmir'in Buca ilçesinde Sibel Özkişi, evli sevgilisi Hasan C. tarafından boğazı kesilip, başı taşla ezilerek öldürüldü. Kadıncağız üç defa polise şikâyette bulunmuştu... Aynı gün Irak'ın çeşitli yerlerinde meydana gelen patlamalarda 133 kişi öldü, 283 kişi yaralandı. Kim patlattı??? Elbette ki, emperyalist devletlerin beslediği teröristler!..

24 Mayıs'ta Ankara'da, Kurtuluş metro durağında "Sayın yolcularımız lütfen ahlâk kurallarına uygun hareket ediniz" anonsu yapılması protesto edildi. Bazı çiftler Kurtuluş metro istasyonuna gelerek öpüştü. Bazı kişiler de çiftlerin bu eylemine tepki gösterdi... Bizim kültürümüzde "ibadet te, kabahat ta gizli"dir. Çiftlerin birbirlerine olan muhabbeti ise, hepten mahremdir. Yani kendilerine hastır, özeldir. Başkalarını, gözle kulakla olsa da, buna ortak etmeleri, bu mahremiyete ve sevginin ulviyetine halel getirir. Üstelik sevişmeyi ortalık yerde yapmanın ahlâk dışı olması bir yana, psikiyatrideki adı "teşhircilik"tir, bir hastalıktır. Kurtuluş durağı iki fakültenin yakınındadır. Herhalde bazı densiz öğrenciler metroda, diğer yolcuları rahatsız eden uygunsuz davranışlarda bulunmuşlar ki, böyle bir anonsa ihtiyaç duyulmuş!.. Tepki gösterenlere ben şunu sorarım: Sizin kızınız el âlem içinde bir oğlanla öpüşse, oynaşsa, ne yapardınız?..

Aynı gün Ekvator'da Rafael Correa 3. kez Devlet Başkanı olarak yemin etti.

25 Mayıs'ta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana'daki "Vatan" mitingi nde "Başbakan Erdoğan, (milletin değil,) PKK terör örgütünün sorunlarını çözmek için uğraşıyor, İmralı cânisini doyurmak ve tatmin etmek için çırpınmaktadır," dedi. Aynı gün Pakistan'ın Gucirat şehrinde bir otobüste doğalgaz tüpünün patlaması sonucu 17 öğrenci öldü, onlarcası yaralandı.

26 Mayıs'ta İran TÜRKİYE'ye Suriye konusunda arabuluculuk teklif etti. Aynı gün TÜRKİYE'nin vergi şampiyonları belli oldu.

27 Mayıs'ta halk, Potamyalı rant düşkünü Erdoğan'ın AVM yapmayı planladığı Gezi Parkı'nda toplanıp, nöbet tutmaya başladı. Aynı gün Irak'ın çeşitli yerlerinde meydana gelen patlamalarda 75 kişi öldü, 200 kişi yaralandı.

28 Mayıs'ta İstanbul'da Topçu Kışlası kisvesi altında AVM yapılması planlanan Gezi Parkı 'na gece yarısı kepçelerle girilip, yıkıma başlandı.

29 Mayıs'ta temeli atılan 3. Köprü'nün adı "Yavuz Sultan Selim" olarak açıklandı. Aleviler buna tepki gösterdi... Aslında haksızlar!.. Bir defa Yavuz'un 40.000 aleviyi öldürdüğü iddiası doğru değil!.. Onun öldürdükleri, savaşmaya gittiği Şah İsmail'e destek olacak veya casusluk yapacak kişiler... İkincisi, tencere dibin kara, seninki benden kara!.. Şah İsmail de Tebriz'i aldığı zaman binlerce sünniyi öldürmüştü. İkisi de TÜRK, ikisi de MÜSLÜMAN, ikisi de BİZDEN!.. Kaldı ki, Çaldıran savaşında Şah İsmail galip gelseydi, belki TÜRKİYE'nin doğusu bugün İran olacak, çoğu alevi vatandaşımız sünnilikten çok daha katı bir rejim uygulayan İran'da yaşamaktan rahatsız olacaktı. Demlenemiyecek, semah yapamıyacak, kadınları rahat kıyafetler giyemiyecekti... Bunları da düşünmek lâzım!

Aynı gün polis Gezi Parkı'nda bekleyenlere müdahale etti. Yıkımı, dozerin önüne geçen BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder önledi.

30 Mayıs'ta iki büyük trafik kazası oldu. , Adıyaman'da tarım işçilerini taşıyan araç uçuruma yuvarlandı. 10 kişi öldü. Hepsi kadındı. 13 kişi de yaralandı. Şırnak'ta bir pikap, sürücüsü direksiyon hâkimiyetini kaybedince Habur çayına uçtu. 6 kişi öldü, 1 kişi yaralandı... Ben bu "direksiyon hâkimiyetini kaybedince" tabirine çok kızıyorum!.. Sanki sebep oymuş gibi gösteriliyor!.. "Aşırı hızla gittiği için, direksiyon hâkimiyetini kaybetti" demiyorlar! Asıl sebep, asıl hata AŞIRI HIZ!.. Aynı gün bir askerî aracımıza Suriye'den ateş açıldı. Anında karşılık verildi, ateş edenler kaçtı.

DEVAM EDECEK!.. YAZILAR SÜREKLİ YENİLENİYOR!.. TEKRAR TEKRAR KONTROL EDİN!

*****

> İÇİNDEKİLER < > ERDOĞAN DÖNEMİ / 20 < > ERDOĞAN VİDYOLARI < > ÇARÇELA < > OSMAN PAMUKOĞLU < > "SİZ ÖLDÜRMEYİ İYİ BİLİRSİNİZ" ÇIKIŞI YAHUDİ'YE DEĞİL; MODERATÖRE İMİŞ! -VİDYO < > İSLAMİ ESASLARA BAĞLILIK İLKESİ <