LÂİKLİK BİR ATATÜRK İLKESİ MİDİR? - AÇIKLAMALAR

(1)- Bu bölümde naklettiğimiz HIRİSTİYAN TARİHİ ile ilgili hususların tümü, İSLAM eserlerinden değil, bizzat Hıristiyan yazarların eserlerinden alınmıştır... Başlıca kaynağımız ise "The Messianic Legacy" adlı kitaptır. Yazarları M. Baigent, R. Leigh ve H. Lincoln'dur.

(2)- Bu cümle "The Messianic Legacy" adlı kitaptan aynen tercüme edilmiştir.

(3)- Thomas İncili son yıllarda bulundu ve yayınlandı... İçindeki esaslar diğer 4 incil'den çok farklıdır.

(4)- Bizim şaşkın Demirel de zaman zaman "mülkiyet hakkı kutsaldır" filan gibi laflar eder!.. KUTSAL kelimesi "DİNİ ve MANEVİ yönden değerli" demektir... Ancak böyle bir kavram ne İSLAM'da, ne de TÜRK kültüründe vardır!.. Bu, tamamen mallarını kaptırmamak için KİLİSE'nin uydurduğu bir Hıristiyan hurafesidir!..

Bizde sadece "Ölüm hak, miras helal" ifadesi vardır... Tabii varisin konduğu malların mülklerin kendine "emanet" olduğunu, fakirin hakkını düşünmesi kaydıyla!..Çünkü "Yerde gökte ne varsa hepsi ALLAH'ındır!" (Bakara, 255. âyet) Dünya malı insana ancak EMANET'tir!..

(5)- Bazıları TÜRKİYE'de de feodalizm olduğunu iddia ederler...TÜRKİYE'de toprak mülkiyetinin gerçek tarihi 150 yıldır. TÜRKİYE'de "landlord=toprak ağası asil"ler hiç bir zaman olmamıştır. DERE-BEYİ olmuştur. O da adı üzerinde, bileğine güvenip dere-köprü başı kesip haraç alan demektir.

BATI'daki FEODALİTE, yaşanmadan bilinmez. Onun için bizlerin feodaliteyi tahayyül etmesi bile imkânsızdır... Yalnız boyutu hakkında bir fikir verebilmek için bir özelliğinden söz edelim:

Lord'a bağlı serfler bulundukları köyden başka yere gidemez, onun toprağındaki yabani hayvanları bile avlıyamaz, Lord'un izni olmadan evlenemezlerdi!.. Evlendiklerinde de gelin ilk geceyi kocası ile değil, Lord ile geçirmek zorunda idi!.. Charlton Heston'un, gelini fazla tutup ta isyana sebep olan bir Lord'u canlandırdığı bir filmi vardı. Mel Gibson'un böyle bir sahneye yer verdiği "Braveheart" filmi de, 1996'de Oskar ödülüne lâyık görüldü.

(6)- Çok sık duyduğumuz HIRİSTİYAN DEMOKRAT PARTİLER'in amaç ve hedeflerinin ne olduğu üzerinde kafa yoran bir tek aydın duymadık daha... Biz BÜYÜK LAROUSSE ANSİKLOPEDİSİ'ne başvurduk. Aynen naklediyoruz:

"HIRİSTİYAN DEMOKRASİ, iktidarın halka ait olduğu ve İSA'nın öğretisinden, İNCİL'den kaynaklanan ilkelere göre yürütüldüğü bir siyasi rejimi ifade eder."

Görüldüğü gibi HIRİSTİYAN DEMOKRAT PARTİLER, uygulamaları farklı da olsa, aslında ŞERİATÇI partilerdir!..Şimdi TÜRKİYE'de bir İSLAM DEMOKRAT PARTİSİ kurulabilir mi?..Kurulsa KUR'AN ve HZ. MUHAMMED'in öğretisine dayanan esaslara göre bir SİYASİ REJİM istediğini söyliyebilir mi?..Hani "BATI'da ne varsa, bizde de olacak" idi?.. Hani ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ, hani DÜŞÜNEN ve KONUŞAN TÜRKİYE?..

(7)- Öte yandan Suudi Arabistan'ın uyuşturucu kaçakçısı bir kaç Türk'ü kafasını keserek idam etmesi üzerine TÜRKİYE'de bir tartışma başladı. (1996) Ama gene çarpık bir tartışma!.. Mesele uyuşturucu kaçakçılarına idam cezası verilip verilmeyeceği üzerine yoğunlaşacağına; idamlıkların "türk" olması, cezanın kılıçla kafa keserek uygulanması üzerinde duruldu.

En komiği de, bir kaç hızlı "aydın"ın bunu "çağdışı" ilan etmesi idi!.. "Kafa kesmek çağdışı" derseniz, bu cezanın en azından geçen çağdan, yani YENİ ÇAĞ'ın bitip YAKIN ÇAĞ'ın başladığı 1789'dan beri uygulanmıyor olması gerekir!.. Bu cahil "aydın"lar, "medeni" BATI ülkelerinde GİYOTİN'le KAFA KESME'nin özellikle Fransız İhtilali ile, yani şu içinde bulunduğumuz çağda yaygınlaştığını, hele Fransa'da 1930'larda bile uygulandığını bilmiyorlar!.. Hani "insani değil" filan deseler, anlıyacağız da; "çağdışı" demek için biraz TARİH bilmek gerekir. Bizim TATLISU FRENGİ aydınlarımız kafa kesmenin, ORTA ÇAĞ'da kaldığını sanıyorlar. "Medeni" BATI'nın köle alıp satmayı bile, bizim TANZİMAT'tan çok sonra kaldırdığını bilmiyorlar!

Öte yandan kafa keserek idamın İSLAM'la bir alâkası yoktur!.. OSMANLI'da iple boğarak öldürmek bir "şeref" addedildiği için, küçük düşürülmek istenen mahkumlara uygulanırdı.

Gerçek şu ki; ister ip, ister kılıç-giyotin, ister ise elektrik sandalyesi olsun; amaç yaşamaya layık görülmeyen suçlunun canını almaktır. ABD'nin elektrik sandalyesini uygulaması, onu S. Arabistan'dan daha medeni veya daha az medeni yapmaz, çünkü sonucu değiştirmez. İğne ile zehir verilmesi dahi aynıdır. Önemli olan, canı alınan bunu haketti mi, etmedi mi?.. Onu düşünmek gerekir.

Biz deriz ki, uyuşturucu ile insanları sefalete ve ölüme götürenlerin cezası, 1990'a kadar TÜRKİYE'de de ÖLÜM'dü!.. Doğrusu da budur. Bu cezanın uygulanmayışı ve sonunda kaldırılışı, pek çok politikacı ve bürokratın bu işe bulaşmış olmasındandır… Şimdi de 30 kişiyi öldürmüş olan teröristlerin bile idamını bile engellemeye çalışıyorlar.

Öyleyse yapılacak şey, Suudlar'ı haklı oldukları bir meselede suçlamak, bu olayı İSLAM'a çatmak için vesile saymak yerine; TÜRKLER'in UYUŞTURUCU'dan uzak kalmasını sağlamaktır... Adam bu herifleri Demirel'in İnci Baba'ya yaptığı gibi, Meclis'e getirip el öptürecek değildi ya!..

Öte yandan MEDRESE öğrencilerinin askeri örgütü TALİBAN'ın AFGANİSTAN'da yönetimi ele geçirip "şeriat devleti" ilan etmesi ortalığı karıştırdı...Halbuki mesele hiç te sanıldığı gibi değil.

Bir defa MEDRESE, eskiden bizde ÜNİVERSİTE seviyesinde, her türlü BİLİM'in tahsil edilebildiği kuruma verilen addır... PATAN kökenli bu öğrencilerin eğitim gördüğü yerler, bizim şimdiki İMAM HATİP liselerinin onda biri kadar bile değildir. Bunlar kıyaslanabilirse, bizim Güney Anadolu'da gizli faaliyet gösteren KÜRT MEDRESELERİ'ne benzetilebilir, ama onlar kadar bile eğitim vermezler.

KUR'AN okumasını öğrenen bu öğrenciler, KUR'AN'ın mealini öğrenmedikleri için, "kadınların okula gidemiyeceği"ni, "peçe takması gerektiği"ni, "çalışamıyacağı"nı, "içki içenin öldürüleceği"ni "şeriat" olarak açıklamışlardır!.. Bu hükümlerin hiç biri KUR'AN'DA YOKTUR!.. Tam tersine, KUR'AN'da olmayan şeyi varmış gibi gösterenlerin ağır şekilde kınandığı âyetler vardır!

Bu kişilere ŞERİATÇI denmesi son derece yanlıştır. Bunlar YOBAZ'dır. Bizde 1950'lerde ortaya çıkan TİCANİ tarikatı mensuplarına benzerler... KUR'AN'da bu çeşit kişilere "DİN'de aşırıya gidenler" denir, DİN için büyük TEHLİKE olarak gösterilir.

Bu sebeple BASIN ve YAYIN organlarının "TALİBANLAR AFGANİSTAN'da ŞERİAT DÜZENİ kurdu" şeklindeki haberleri, cahillikten öteye geçmez... Bu haber olsa olsa, "ŞERİAT DÜZENİ kurduğunu iddia etti" şeklinde olabilir.

Bu tür yayınlar halkımızın CAHİL kesiminde "Haa, demek ki ŞERİAT buymuş, bizde de olsun" düşüncesini yaratıp, yobazlığa hizmet eder, bizce YOBAZLAR'dan daha zararlıdır.

(8)- ATATÜRK CHP'yi 9 UMDE üzerine kurmuştu... CHP'nin 6 OK sembolü dahi İsmet Paşa'nın uydurmasıdır!.. Sonradan ATATÜRK İLKELERİ bu 6 OK'a bağlanmış, "bunlardan ibaret" sanılmıştır.

Bu adamın marifetleri anlatmakla bitmez. Sadece konumuzla ilgili olanları belirtelim: İsmet paşa gerçekten DİNSİZ bir adamdı!.. Onun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, aydın kesim arasında "dinsiz-dine karşı soğuk" bir nesil oluşmuştur. GAZİ'nin zamanında bir deneme mahiyetinde Türkçe okunmaya başlıyan EZAN (1932), onun zamanında kanunlaşmış, Arapça EZAN yasak ilan edilmiştir. (1941) Savaşı bahane ederek camileri erzak ambarı, depo yapmıştır!.. Bazılarının ahır olarak kullanıldığı rivayetleri vardır.

MENDERES'in iktidara gelir gelmez bu adamın ısrarla sürdürdüğü "Türkçe" EZAN uygulamasını kaldırması, MİLLET VİCDANI'nı öyle rahatlatmıştır ki; o tarihten sonra hiç bir parti tekrar "Türkçe" EZAN'ı savunmaya cesaret edememiştir. Ta ki son yıllara kadar!..O girişim de tutmadı!

(9)- Gerçekten TÜRKLER, SAFLIK derecesinde HOŞGÖRÜ sahibidirler!.. İSLAM'ın DİNİ LİDERİ olan HALİFE'yi kovdukları İSTANBUL'da; hem ORTODOKS RUMLAR'ın, hem de GREGORYEN ERMENİLER'in DİNİ LİDERİ PATRİKLER'i bırakmışlardır!.. RUM PATRİĞİ'ni YUNANİSTAN'da, ERMENİ PATRİĞİ'nin ERMENİSTAN'a neden göndermedik, anlamak mümkün değildir!..

Gerçek şu ki, TÜRKİYE'de LÂİKLİK:DİNE KARŞI TAVIR ALMA sadece TÜRK MÜSLÜMANLAR'a uygulanmış, sadece İSLAM TARİKATLARİ, TEKKELERİ, TÜRBELERİ kapatılmıştır... MEDRESELER'in kapısına kilit vurulurken, PAPAZ ve RAHİBELER'in ders verdiği İTALYAN, AVUSTURYA, FRANSIZ, İNGİLİZ, AMERİKAN, RUM, ERMENİ, SÜRYANİ okulları eğitime devam etmiştir. Hem de Sen Joseph –Aziz Cozef benzeri adlarla!…Siz bu "laiklik" garabetini hazmedebiliyor musunuz?

Öte yandan sanki nisbet yapar gibi; EFES'te, ANTALYA'da KİLİSELER açılmıştır!.. Şimdi de MARMARİS'te bir tane açılıyor. Neymiş, turizmi teşvik içinmiş!.. Bırakın turistik yerleri, hemen hiç yerli hıristiyanı olmayan Ankara’da son on yılda en az iki kilise açılmıştır.. Hem de birisi Çankaya-Oyak sitesinde… Hani şu hızlı lâiklerin “cami” yaptırmamak için yoğun faaliyet verdikleri semtte!

ATATÜRK'ün kullandığı VİCDAN HÜRRİYETİ ve DİN SERBESTİYETİ kavramları son derece art niyetli olarak YABANCILAR'ın ülkemizdeki MİSYONERLİK faaliyetlerine zemin hazırlamak için kullanılır olmuştur... Birileri insanımızı hıristiyanlaştırmak, daha doğrusu gavurlaştırmak için sinsi bir gayret içinde!.. Ama kimse farkında değil!

YABANCI DİN ve TARİKATLAR TÜRKİYE'de 1985'den sonra fink atmaya başlamıştır... 1986'da Anayasa Mahkemesi kararı ile serbest bırakılan YAHOVA ŞAHİTLERİ, BAHAİLER o tarihe kadar gizli, sinsice sürdürdükleri PROPOGANDA faaliyetlerini arttırmışlardır... İngiliz ve Amerikalı MİSYONERLER fakir, saf gençlerimizi yabancı kızlarla evlendirecekleri vaadleri ile HIRİSTİYAN yapmaya başlamışlardır!..

Bir Hintli ucube hatun, kendini "tanrı" ilan edip zengin tabakanın bilgisiz gençlerine sözde budist felsefe öğretmeye kalkmış, onları karılarından boşatmıştır!.. Bu tip muzır yaratıklar dururken polis ve basın ADNAN HOCA'yı takibe almış, DELİ diye tımarhaneye tıkmaya kalkmıştır!Onu tuttuğumuzdan değil, ama misyonerlere yapılan kayırmayı ortaya koymak için söylüyoruz.

Öte yandan yobazlığı hedef alması gereken LÂİKLİK, daha 1920'lerde dahi yetersiz kalmıştır!.. Çünkü ŞEYH SAİT'leri yetiştiren KÜRT MEDRESELERİ hiç ara vermeden gizli açık faaliyetlerine devam etmiştir!..

1950'den sonra da, kapatılmış olan tarikatlar birer birer açıldı. NURCU, SÜLEYMANCI, FETULLAHÇI olduğunu söyliyen milletvekilleri, bakanlar çıktı ortaya! "Laik" SHP(CHP)'nin iktidarda olduğu 1990'larda, militanları barındıran CEM EVLERİ açıldı!

Bunlar hakkında ne ANAYASA hükümleri, ne de TEKKE ve TARİKATLAR'I kapatan kanun uygulanabilmiştir... Uygulanamaz da!.. Çünkü BATI anlayışı ile lâikliği kabul ederseniz, bunların hepsi "din ve vicdan hürriyeti" koruması altındadır!.. Kısacası, LÂİKLİK ile, gericiliği önlemek mümkün değildir, gericilik artar!.. Yabancıların DİN baskısını, PROPOGANDA'sını da önliyemezsiniz.

En acısı nedir biliyor musunuz?.. Bizim MÜSLÜMAN ÇOĞUNLUK milletvekilleri MECLİS'te tek ayaklarını kaldırıp hiç uymadıkları bir yemini ederken; LÂİK YUNANİSTAN'da TÜRK AZINLIK milletvekilleri parlamento'da KUR'AN üzerine YEMİN edebilmişlerdir!.. Yani biz kendi insanımıza "azınlık hakları" bile uygulamıyoruz, LÂİKLİK yüzünden!

Peki, çözüm nedir?.. Çok basit!.. Önce MÜSLÜMANLAR'ın da YEMİN, NİKÂH, İBADET haklarını tanımak gerekir! Sonra da TEVHİD-İ TEDRİSAT kanunu gereği her seviyede DİN EĞİTİMİ'ni DEVLET eliyle vermek!..Meydanı YOBAZLAR'a ve YABANCILAR'a bırakmamak!..

ATATÜRK'ün:

- "Biz DİN'e saygı gösteririz!.. Biz sadece KASTE ve FİİLE DAYANAN TAASSUPKÂR HAREKETLERDEN SAKINIYORUZ."

- "DİN ve MEZHEP herkesin kendi vicdanına kalmış bir iştir. Ve hiç bir zaman POLİTİKAYA ÂLET EDİLEMEZ!.."

- "TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nde bir dinin merasimi de serbesttir."

- "Yani âyin hürriyeti masundur... Tabiatiyle ÂYİNLER asayiş ve umumi adaba mugayir olamaz. SİYASİ NÜMAYİŞ ŞEKLİNDE OLAMAZ!""

sözlerine uygun şekilde YOBAZLIĞA CEZAİ MÜEYYİDELER uygulamak!.. "Lâik" görünüp, yobazlığa göz kırpmak, ancak sahte "atatürkçü"lerin işidir!

______________________

KAYNAKLAR:

ATATÜRKÇÜLÜK G.K.Başkanlığı, İstanbul, 1984, M.E.Basımevi

Söylev ve Demeçler 1-5, TTK

ATATÜRK İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2, YÖK Yayınları

Afet İnan, Medeni Bilgiler ve ATATÜRK'ün El Yazıları

Dr. Rıza Nur, Milli Kıyam

Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam 1-3

Şevket Süreyya Aydemir, 2. Adam 1-3

Attila İlhan, Hangi Batı?

Attila İlhan, Hangi Laiklik?

İsmet Bozdağ, Bitmeyen Kavga

İsmet Bozdağ, Kemal Tahir ile Sohbetler

M.Baigent, R.Leigh, H.Lincoln, The Messianic Legacy

***

> İÇİNDEKİLER< > DEMOKRASİ ÜZERİNE SÖZLERİ <