|
"Saldırıları Üsame bin Laden düzenledi" resmi görüşüyle ilgili kuşku belirtenlere yönelik en aklı başında itiraz, "İşin içinde aganini, naganini olsa, Amerikan basını mutlaka ortaya çıkarır" itirazıdır. Amerika'nın çok sesli ve meraklı bir basını var; gerçeği gazetenin biri gizlese bile, onu çekinmeden sergileyecek bini hazır beklemekte.
Araştırmacı gazeteciler ile hayatlarını gerçeklerin öğrenilmesine hasreden meraklı kişiler, 11 Eylül saldırılarının üzerindeki tül perdeyi açmakta yarışa başladılar bile. Tül hafif kalktığında bile görünenler önemli.
Birilerinin 11 Eylül 2001 tarihinde olağanüstü bir olayla karşılaşılacağını, o olayın odağında Dünya Ticaret Merkezi (DTM) binasının, havacılık ve sigorta şirketlerinin bulunacağını bildiğine kuşku yok. Borsa kayıtları üzerinde yapılan incelemeler, olayın odağında bulunan şirket ve firmaların hisse senetleri üzerinde alışılmamış işlemler yapıldığını ortaya koyuyor çünkü... Araştırmacı Michael C. Rupert'in iyi haber alan kaynaklara dayanarak yazdığına göre, borsa işlemleri üstelik CIA bağlantılı...
Borsa irtibatlı kuşkuları ilk gündeme getiren İsrail'deki 'Herzliyya International Policy Institute for Counterterrorism' kurumu... Terörizm karşıtı çalışmalarıyla tanınan enstitü, 21 Eylül 2001 tarihinde yayımladığı "Kara Salı: Dünyanın en büyük içeriden bilgilenme tezgâhı" adlı raporunda, o uğursuz 11 Eylül gününden hemen önce borsada yaşanan olağanüstü gelişmelere yer verdi.
6-7 Eylül günlerinde, Şikago Borsası'nda, United Airlines şirketine ait hisseler her zamankinden çok fazla işlem görmüş. Enstitü, "Birkaç gün sonraki saldırıları bilebilecek durumdaki biri, bu 'içeriden bilgi' sayesinde, yaklaşık beş milyon dolar kazanmış olmalı" tespitini yapmakta... Aynı durum, Şikago'da, 10 Eylül günü, bu defa American Airlines için gerçekleşmiş ve bir çırpıda el değiştiren hisselerle birileri dört milyon dolar kazanmış... Şikago Borsası'nda işlem gören diğer havayolları hisse senetlerinde herhangi bir olağanüstülük yaşanmazken, 11 Eylül'de adları sık geçecek United ve American firmaları senetleri normalin tam altı katı işleme nâil olmuş...
Bu olayı, siz, bu yılın şubat ayı sonlarında bizde yaşanan 'devalüasyon tezgâhı' ile karşılaştırıp daha iyi anlayabilirsiniz. Hatırlayın, 21 Şubat günü, Hazine'den 640 bin TL'den satın aldıkları dolar ertesi gün gelen devalüasyonla 900 bin TL'nin üzerine çıkınca, birkaç banka, 5.4 milyar dolarlık bu işlemden muazzam kârlar elde etmişlerdi. Bazı olayları öngörebilmek bazen milyonlarca dolar kazandırıyor...
Sadece havayolu şirketleri değil, DTM'nin kendisi de borsa işlemlerine konu olmuş. İsrail'deki enstitünün raporuna göre, DTM'nde 22 kat işgal eden Morgan Stanley Dean Witter & Co. şirketinin hisseleri, 'Kara Salı'dan hemen önceki üç gün boyunca olağanüstü ilgi görmüş... Her zamankinden fazla olan ilgi 'içeriden bilgi' ile irtibatlı kabul edilirse, rapora göre, birileri bu işten en az 1.2 milyon dolar kazanmış durumda.
DTM'nde 22 kat işgal eden bir başka büyük şirket olan Merrill Lynch & Co.'nin hisseleri, normal zamanda günde sadece 252 işlem görürken, 11 Eylül'ün hemen öncesinde, ilgi yüzde 1200 kat artarak 12.215 işleme yükselmiş... Raporun dediği şu: "Bu işlemlerden 11.000'i 'içeriden bilgi' sayesinde olmuşa ve birileri bu yolla yaklaşık 5.5 milyon dolar kazanmışa benziyor..."
Kırk yılda bir de olsa, olmaz ya, borsa işlem hacminde olağanüstü fırlamalar, altüst oluşlar yaşanabilir. Bunların hepsinin 11 Eylül öncesinde, 11 Eylül'den en çok etkilenecek şirketlerin hisselerinde görülmesi bir gariplik. Ama daha büyük bir gariplik var bu yaşananlarda: 11 Eylül öncesi yaptıkları 'öngörülü' ve 'akıllı' yatırımlar sayesinde elde edilen muazzam kârları, herhalde korkudan, talep eden çıkmamış...
San Fransisco Chronicle (SFC) gazetesi, 29 Eylül 2001 tarihli nüshasında, "11 Eylül günkü terörist saldırılar öncesinde United Airlines hisselerine yönelik spekülatif işlemleri yaparak 2.5 milyon dolardan fazla kazanan yatırımcılar kârlarını henüz hesaplarına geçirmediler" diye yazıyor. Kimlikleri ve milliyetleri açıklanmayan bu 'öngörülü' ve 'akıllı' yatırımcıların kârlarını hesaplarına geçirmekte nazlı davranmaları, saldırılardan haberdar oldukları kuşkusunu doğuruyormuş SFC'a göre... Gazete, "Korkularından ortaya çıkmıyorlar; saldırı sonrasında borsanın dört gün kapalı tutulması, kârlarını derhal nakde çevirmelerini engelledi" diye yazıyor...
ABD, dedektif romanlarında suçluyu bulmak için izlenmesi tavsiye edilen iki önemli unsurdan ikincisi olan "Parayı izle" (Birincisi: "Kadını izle") komutunu verdi 11 Eylül saldırısı sonrasında ve Üsame bin Laden ile 'el-Kaide' örgütüne ait para kaynaklarına ulaşarak hesapları dondurdu. ABD, aynı komuta uygun davranmayı sürdürerek, borsadaki parmak izlerinden hareketle, "11 Eylül'ü kim biliyordu?" sorusunun cevabını da bulabilir. Bulabilir, ama açıklayabilir mi?
Bu kuşkuyu dile getirmemin sebebi, "Parayı izle" öğüdüne uygun davranan araştırmacıların, borsadaki olağanüstü hareketliliği gözden geçirirken, CIA'de üst düzey bir koltuğu işgal eden bir kişinin vaktiyle çalıştığı şirkete kadar ulaşmış olmaları...
Yarın da onu anlatırım.