|
Geçtiğimiz günlerde, biri doğrudan diğeri dolaylı olarak, 11 Eylül uğursuz eylemleriyle ilgili iki çok önemli, bir o kadar da şaşırtıcı gelişme yaşandı.
Eylemlerle doğrudan ilgili gelişme, intihar saldırısında -hem de lider düzeyinde- görev üstlendikleri duyurulan iki gencin, ABD'de biraz daha fazla kalabilmek için yaptıkları başvurunun, muhatabı olan Immigration and Naturalization Service (INS, göçmen ve vatandaşlık bürosu) tarafından onaylanması ve onay yazısının eylemden aylar sonra muhatabına bildirilmesi...
Dolaylı gelişme ise, 11 Eylül sonrasında ABD'yi paniğe sürükleyen 'şarbonlu mektuplar' ile ikiz kulelere saldıranlar arasında kurulan ve ilk elde bayağı ikna edici gibi gelen ilişkinin, Amerikalı yetkililer tarafından derhal tekzip edilmesi...
Meramımı iyi anlattığım halde, okuduklarınızdan bir anlam çıkartamadığınız için, "Bu adam ne diyor?" diye yazının başına kadar gidip yazdıklarımı yeniden okumak ihtiyacı hissettiğinizden eminim. Haksız sayılmazsınız; bu olanlara ilk elde bir anlam vermek gerçekten mümkün görünmüyor...
Mohamed Atta ve Marwan Al-Shehhi adlarını 11 Eylül'den beri ezbere biliyoruz. İnternette herhangi bir arama motoruna "Atta" sözcüğünü yazın, kullandığınız bilgisayarı sapıttıracak kadar bol miktarda malzemeyle karşılaşırsınız. Gazeteler, televizyonlar bu kişiler üzerine altı aydır yayın yapıp duruyorlar. Sadece kendilerini değil ailelerinin başka bireylerini bile tanır hale geldik. Haklarında kitaplar yazılan, belgesellere konu olan kişiler bunlar... "Mohamed" veya "Atta" adlı Ortadoğu kökenli insanlar, zarar görmemek için, mahkemeye başvurup başka adlar almayı yeğliyorlar...
Ancak, Amerika'nın meşru yollardan ülkeye giriş yapmış, huzurlu bir hayat süren ve bir yüksek öğretim programıyla irtibatlı kişilere bile zorluk çıkarmasıyla tanınan göçmen bürosu (INS), Atta ile al-Shehhi'nin ABD'de kalma dilekçelerine olumlu cevap gönderdi. Mektuplar, AP ajansına göre, Huffman Aviation School'a (Huffman Havacılık Okulu), eylemden tam altı ay sonra, 11 Mart 2002 pazartesi günü ulaştı.
Saldırıların hemen ardından 'eylemci' ilân edilen Ortadoğulu gençlerin Venice/Florida'da uçuş eğitimi aldıkları havacılık okulundan, ilki 4 Ekim 2001 tarihinde olmak üzere, burada birkaç kez söz etmiştim. İlginç ve üzerinde epey durulması gereken bir okul işletiyor Rudy Dekkers...
Olana bakın: Afganistan'da binlerce insanın hayatına mâl olan bir operasyonun gerekçesini teşkil eden, şu sıralarda Irak'ta herkesin "Acaba bize sıra ne zaman gelecek?" endişesiyle bekleşmesine yol açan 11 Eylül terör eylemlerini gerçekleştirdikleri beyinlerimize işlenen lider konumunda iki genç, ABD'nin titizliğiyle tanınan göçmen bürosu tarafından, "Ülkemizde biraz daha kalabilirsiniz, vizenizi uzattık" onayına lâyık görülüyorlar...
INS tarafından gönderilen onay yazılarını havacılık şirketinin sahibi Rudy Dekkers bizzat açıkladı. Başkan Bush'un, "Çok tedirgin oldum" tepkisini verdiği, mektubu yazan personele işten el çektirilen, Kongre'nin "INS lâğv edilmeli" diye devreye girdiği bir skandal bu. Göçmen bürosu, skandal sonrası kopan gürültüde, "Biz, yazıyı aylar öncesinden yazmıştık, yoğun mektup trafiğine takılmış" mazereti arkasına sığındı. Oysa, bu mazeretin doğru olmaması doğru olmasından daha güçlü bir ihtimal...
Mohamed Atta, resmi açıklamalara göre, ikiz kulelerden kuzeydekine çarpan American Airlines'ın 11 sefer sayılı uçağındaki eylem timinin lideriydi. Marwan al-Shehhi ise, kulelerden güneydekine ilkinden 17 dakika sonra çarpan United Airlines'ın 175 sefer sayılı uçağında bulunuyordu ve dört kişiden oluşan o uçaktaki eylem timinin lideri olarak ilân edilmişti.
Kılı kırk yaran göçmen bürosu (INS), olayların akışına göre, eylem hazırlığıyla meşgul gençlerin 'güvenlik riski' teşkil ettiklerini öğrenememiş demek oluyor... Yılda 40 milyar dolara yakın dev bir bütçenin istihbarata ayrıldığı bir ülke açısından gerçekten büyük bir ayıp bu... ABD'li yetkililerin, Atta ile al-Shihhi'nin, eylemden kısa süre öncesine kadar, 'güvenlik riski' teşkil etmediğine inanmaları, 11 Eylül eylemlerine başka bir gözle bakmayı gerektirecek kadar önemli bir bilgi.
Huffman Havacılık Okulu'nun 12 ayı bulacak uçuş eğitimi için Atta ile al-Shehhi'den 27.300 dolar alacağını da bu vesileyle öğrenmiş oluyoruz. Demek ki, daha eğitimlerinin epey başlarındaymış bu iki genç... Okuldaki sekreterlerden birinin doldurduğu formda, Atta'nın Mısırlı, al-Shehhi'nin Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı oldukları yazılı. İkisi birden, Hamburg'taki Teknik Üniversite'nin öğrencisi olarak görülüyorlar. Atta'nın "Mohamed" diye yazdığı adı, formda "Mohomed" olarak görülüyor; INS bu farka bile itiraz etmemiş...
İkili, ABD'de bir süre daha kalmaları için gerekli olan vize uzatımı başvurusuyla ilgili resmi evrakı 29 Ağustos günü tamamlamışlar; yani uğrunda ölecekleri eylemden sadece 12 gün önce... İki hafta sonra intihar eylemi gerçekleştirecek kişilerin vize uzatma zahmetine katlanmaları gerçekten hayret verici.
Bu skandal tek başına da şaşırtıcı; ama yarın okuyacağınız 'şarbonlu mektuplar' ile ilgili bir başka gelişme var ki, onu da öğrenince, daha yüksek sesle "Vay be" diyeceğinizi garanti ederim.