|
Ben mi yanlış hatırlıyorum? Çok değil, bir yıl kadar önce, "Herbirine etek dolusu para ödememiz gerekmiş, İsrail'in modernize ettiği ilk tertip 15 F-4 uçağından 14'ünün, Konya'daki eğitim üssündeki denemelerinde sınıfta kaldığı" haberleşmemiş miydi? İsrail'in, "Biz söz verdiğimiz modernizasyonu gerçekleştirdik, uçakları kaldırmak sizin göreviniz" dediği de aynı haberde yer alıyordu. Zorlarsanız, haberin ne zaman, hangi gazetede yayınlandığını da bulabilirim...
Sanki İsrail'de etraf güllük gülistanlıkmış ve Türkiye'nin bir eli yağda bir eli baldaymış gibi, hükümet, birdenbire M-60 tanklarının modernizasyonu işini de, 668 milyon dolara, İsrail savunma bakanlığı ile irtibatlı IMI firmasına veriverdi. Garip olan, 1998 yılından beri, kimbilir kaç kez, "Tanklar modernize edilecek" haberi çıktığı ve vâde olarak da en geç 2000 yılı gösterildiği halde, yani sürekli geciken ve herhalde biraz daha gecikmesinde bir mahzur bulunmayan işin, tam şu sırada İsrail'e verildiğinin açıklanması...
İsrail'de İsrail vatandaşlarını bile isyana sevk edecek kanlı olaylar yaşanırken, tank modernizasyonu işinin Ariel Şaron'a bağışlandığını açıklamak hangi akla hizmettir?
Eski tankların elden geçirilip zor şartlarda dahi çalışabilir hale getirilmesi yeni tank alımında zorluk çıkması yüzünden gündeme gelmişti. Genelkurmay ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Amerikan General Dynamics'in Land System M1A2, Fransız GIAT-Leclerc, Alman Krauss-Maffei-Wegman'ın Leopard 2A5 ve Ukrayna'nın Ukrspetsexport firmasının T-84 tankları ile ilgileniyordu. Terör belâsı yüzünden, Batılı ülkeler, Türkiye'ye tank satmakta zorluk çıkartınca açılan ihale iptal edildi. Türkiye'nin kullandığı, "Siz satmazsanız, elimdeki tankları İsrail'e modernize ettiririm" kozu, sonunda, gerçek oldu. Terörün sona ermesiyle, Türkiye, Alman veya Amerikan tanklarını satın alabilecek duruma geldiği halde...
Bir nokta daha: 668 milyon dolara İsrail'e bırakılan tankların modernizasyonu işini, Türkiye, yerli sanayie yaptırabilecek durumda aslında. Savunma alanında çalışanlar, sebebini bilmeseler bile, envanterden çıkartılması beklenen M113 ZPT'lere 120 mmlik havan monte edilme işinin de İsrail'e verileceği kanaatindeler...
Türkiye, önümüzdeki 20 yıl içerisinde savunma sanayiine 150 milyar dolar ayırdığı için silâhçıların iştahını kabartıyor. 48 adet F-5 savaş uçağının modernizasyonu işi 80 milyon dolara İsrail'e gitti. 54 adet F-4 fantom uçağının modernizasyonunu da, İsrail, 632.5 milyon dolara üstlendi. Tank modernizasyonu da 668 milyon dolarlık bir iş, onu da İsrail yüklendi.
Şubat 1996 ve Ağustos 1996 tarihlerinde imzalanan ilki askeri eğitim, diğeri savunma sanayii işbirliği anlaşmalarının tamamen İsrail'e yaradığı görülüyor. "Ben de sizden 50 zırhlı araç alacağım" sözünü vermesine rağmen, İsrail, anlaşma gereği satın alması gereken zırhlı araçların bir daha adını bile etmedi. Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda savunma sanayiine harcayacağı milyarlarca doların önemli bir bölümünün daha İsrail'e gideceğini tahmin zor değil...
Org. Tuncer Kılınç'ın Türkiye için 'potansiyel müttefik' ilân ettiği ülkelerden birinin Rusya olduğunu herhalde unutmuş olamazsınız. Rusya da savunma sanayiinde İsrail'in önemli bir müşterisi. Rusya'nın içine düştüğü ekonomik krizde sahip olduğu bütün değerleri satışa çıkardığı biliniyor. Bunlar arasında silâh sanayiinde kullanılan hammaddeler, uranyum da vardı. O dönemle ilgili kaynaklarda, Rusya'nın İsrail'in pazarı haline dönüştüğü özellikle kaydediliyor.
Pek bilinmeyen bir ayrıntı: İsrail ile Rusya arasında, üçüncü ülkelere silâh satışına yönelik bir anlaşma var. 1 Aralık 1995 tarihinde imzalanan bir mutabakat muhtırası ile yürürlüğe giren anlaşma gereği, iki ülke arasında subay değişimi programı derhal uygulamaya konuldu. Ruslar'ın elindeki Çin dizaynı F-10 uçaklarının geliştirilmesinde teknik desteği İsrail sağladı. Hani, mâlum konuşmadan sonra, bazıları, "Belki de boşa söylenmemiş lâflardır, bir yerlerde bir şeyler pişiyordur" dediler ya, Türkiye ile İsrail arasındakine benzeyen Rusya-İsrail askeri işbirliği, o tür düşüncelere hak verdiriyor...
Biz, uçaklarımızı, tanklarımızı, füze rampalarımızı müthiş paralar ödeyerek İsrail'e modernize ettirirken, İsrail'i "1 numaralı stratejik ortak" seçtiğini bildiğimiz ABD'de farklı bir gelişme yaşanıyor. Pentagon'un personelden sorumlu bakan yardımcısı Pete Nelson, "Hassas alanlarda açılacak savunma sanayii ihalelerine yabancı ülkeleri almayacağız" açıklamasını yaptı. Sektörü yakından izleyen kaynaklar, bu haberin ardından, "Bunun anlamı, ABD'nin hassas ihalelere İsrail'i almayacağı" yorumunda bulundular.
11 Eylül sendromunu hâlâ üzerinden atamamış olan Amerika, Pete Nelson'a göre, çok hassas görevlerde bulunan başka ülke vatandaşlarını da ayrılmaya zorlamayı düşünüyor. Özellikle iletişim teknolojisinde çalışanların başka bir ülkenin vatandaşı olmasını 'risk' kabul ediyor Amerika. ABD'de 'hassas görevlerde' bulunan 'yabancı ülke vatandaşı' denildiğinde akla bir tek ülke geliyor...
Bütün bu olup bitenleri, İsrail-Filistin Savaşı'nın gemi azıya aldığı bugünlerde, ben çok garip buluyorum. Galiba benden başka garip bulan da yok. Hayret.