|
Bir dostum, inanmaz gözlerle, "Demek Capitol Hill'de cuma namazı kıldın ha" tepkisini verdi. İnsanlar nedense Amerika'da İslâm'a bakışın 28 Şubat'ta Türkiye'de olanlar gibi kökten ve çok olumsuz değiştiğini sanıyor. Tabii, tavır değiştirenler ve olumsuz gelişmeler yok değil, ancak İslâm'a ilgi eskisinden daha yoğun olarak devam ediyor. Bu ilginin doğal sonucu olarak da, İslâm'la müşerref olan Batılıların sayısı giderek artıyor…
Bir boş andan yararlanarak girdiğim B. Daltons kitabevinde, sadece çok satan kitapların sergilendiği rafların en mutena köşesinde, A. J. Arberry'nin ilk baskısı 1955 tarihini taşıyan Kur'an-ı Kerim tercümesini gördüm. Borders kitabevi zinciri, bir sayfada Arapça metin diğerinde İngilizcesi bulunan Penguin tercümesini okurların dikkatine sunuyor. Barnes and Noble sadece 'İslâm ve terör' ile ilgili kitapları gözlere sokmaktan vazgeçmiş, başta Karen Armstrong'un 'Islam' adlı eseri olmak üzere inanç sistemimizi öğrenmek isteyenleri de tatmin etmeye çalışıyor…
Amerika'da, daha doğrusu dünyanın pek çok köşesinde, en yoğun ilgi İslâm'a şu sıralar… Batılı zihin, hakkında bu kadar olumsuz fikir serdedilen, neredeyse 'Şeytani' ilân edilmek istenen din hakkında ilk elden bilgi sahibi olmaya çalışıyor. Öğrendikçe de, önce aklı, sonra gönlü İslâm'a kayıyor… Gazeteler, müslüman olanların sayısının son aylarda müthiş arttığını bildiriyorlar…
Joe Ahmed-Dobson'un babası değişik İngiliz hükümetlerinde sağlık bakanlığı koltuğunda oturmuş biriydi. Kendisi de İngiltere'nin verebileceği en iyi eğitimi almış genç bir aydın. 26 yaşında. Şimdi, son 20 yılda İslâm'ı kabul etmiş 20 bin İngilizden biri o. Ailesi hiç itiraz etmemiş. Joe Ahmed-Dobson, "Babam Noel'de İslâm'la ilgili kitap hediye etti" diyor sevinçle… Çocuğun doğmadan kaydının yapılması gereken olağanüstü itibarlı Eton'da okumuş ve üniversite eğitimini Cambridge'de yapmış Matthew Wilkinson, BBC'nin eski genel müdürü John Birt'ün oğlu, Irak'a silâh satışını araştırmakla görevli komisyonun üyesi Lord Justice Scott'un oğlu ve kızı… Bu dört kişi de, tıpkı Joe Ahmed-Dobson gibi, Müslüman kimliği taşıyan soylu İngilizler…
Bu bilgileri derlediğim makalede, 11 Eylül sonrasında İslâm'a ilginin arttığı ve son birkaç hafta içerisinde 16 kişinin, Manchester kentindeki bir mescide gelerek Müslüman oldukları bilgisi de var. Sadece Manchester'de 16 kişi. Annesi Katolik babası Yahudi orta yaşlı bir hanım, "Müslüman oldum ve özgürlüğüme kavuştum" demiş… Düşünün ki, "İslâm kadınları ikinci sınıf görüyor" propagandalarına rağmen gerçekleşiyor bu… Harfiyah Ball-Haleem adlı hanım, "Feminizm bizi kadınlığımızdan uzaklaştırdı, kimse kimseyle evlenmiyor artık" diye de yakınmış…
ABD'de, her yıl, yaklaşık 100 bin İspanyol kökenli Amerikalı Hıristiyanlığı terk ediyormuş; bu o grubun en üst düzey dinadamının itirafı. Bunların önemli bir bölümü kendilerine yeni bir din seçiyorlar: İslâm… Kendilerinden 'Latino' diye de söz edilen İspanyol asıllılar, İslâm'ı seçmede hiç zorlanmıyorlar; sebebi köklerinin zaten Müslüman oluşu… Şu sıralarda çekimi üzerinden 25 yıl geçmesi vesilesiyle ABD'de yeniden gösterime sokulan Alex Haley'in 'Kökler' dizisi sayesinde 'Müslüman asıllı' olduklarını keşfeden geçmişin köleleri zenciler gibi, Latinolar da, Endülüs ile aralarında bağ kurmaya başlamışlar. New York'taki mescitleri hergün yeni bir mühtediyle tanışıyormuş…
İngiltere'de sıradan insanlar kadar asillerin de ilgi göstermesine karşılık, Amerika'da İslâm'ı seçenler daha çok sokaktan gelenler… Varoşlar, gettolar, cezaevleri yeni Müslümanların fideliği…
Uzun yıllar önce, Boston'da yaşarken, sonradan bir suikastta hayatını kaybeden fahri konsolosumuz Orhan Bey, ilgileneceğimi bildiği için, cezaevinden gelen bir dâveti kabul etmemi istemişti. Ölümcül noktaya gelmiş kanser hastası bir beyaz mahkumdu muhatabım. Hapiste bulunduğu sırada zenci mahkumlardan İslâm'ı öğrenmiş ve kendisine hayat tarzı olarak seçmişti. Onun yüzünde keşfettiğim şeffaflığı unutamam. Ölümünün yakın olduğunu biliyor ve kendisinden başka Müslüman bulunmayan cezaevinde beraber dua etmemizi istiyordu. Ettik.
Şimdi onun gibiler çoğalıyor.
ABD'de İslâmî eğitim de veren özel okullar var. Amerika'nın her tarafına yayılmış tam 436 okul; neredeyse bizdeki İmam Hatip okullarının bir zamanki sayısına eşit. Amerika'da ilk ve orta öğretim bedava olduğu halde bu okullar paralı, hem de bayağı pahalı. Çocuklarının köklerinden kopmasını istemeyen, üniversite öncesi İslâmî eğitim almalarını sağlamaya çalışan veliler, yaklaşık 5 bin dolar ödemeyi göze alarak, bu okulları ayakta tutuyorlar. Her çocuk için 5 bin dolar ABD'de bile iyi para.
En kalabalık İslâmî okullar Kaliforniya'da ve Silicon Valley civarında… Bilen biliyor, Silicon Valley Amerika'nın teknoloji kalesi; her alanda en önemli keşifler burada yapılıyor. Dünyanın dört bir tarafından iyi yetişmiş, kafası çalışan insanları buraya taşıyan Amerikan sistemi, bir bakmış ki, çevredeki Müslüman sayısı 200 bine ulaşmış… Şimdi o mühendislerin çocukları, kendileri için açılmış özel okullarda dinlerini öğreniyorlar…
"11 Eylül her şeyi değiştirdi", tamam, bazı aşırı uygulamalar olduğu da doğru; ama bu güzel gelişmeleri de görmezden gelmeyelim.