H. B. Paksoy
TURK TARIHI, TOPLUMLARIN MAYASI, UYGARLIK
(Izmir: Mazhar Zorlu Holding, 1997)
Kultur Sanat Yayini. 165 sayfa
ISBN 975-96079-0-5
Copyright 1993 H. B. Paksoy
TURK TARIHI, TOPLUMLARIN MAYASI, UYGARLIK
kitabinin butun yayin haklari,
Bern-Isvicre uluslararasi Copyright anlasmalari uyarinca,
H. B. Paksoy adina
ABD Kongre Kutuphanesi
Copyright kutugune kayitlidir.
13 PAN ADLI IKI KURGUSAL YARATIK:
UYDURMA "BELGELERIN" TURKLER ZARARINA KULLANILMALARI1
Gunlerini kaval calmakla geciren, "beline kadar
keci-belinden yukari insan" gorunumunde olan eski Yunan
tanrisi Pan, yalnizca insan dusuncesinde yasayan bir
yaratiktir. Bir tek'inin "Kaf" daginin ardinda bile
bulunmadigi gunumuzde artik anlasilmistir. Efsane
kitaplarinda anlatildigi gibi, tanri Pan'in "bir
yarismada birinciligi almasi" baska bir dussel Yunan
tanrisi olan Apollo'yu kizdirir. Sonucunda, tanri Apollo,
tanri Pan'in insan kulaklarini esek kulaklari ile
degistirir.2 Bununla birlikte, ilkel insanlardan kalma
efsane yaratmak icgudusunden olagele ki, 19cu yuzyilda
iki tane daha "pan" hurafesi ortaya atildi.3
1. "Pan-Turkizm." Pan-Turanizm adi altinda da
pazarlanan bu "akim" Turklerce degil, Turk olmayan ancak
yetenekli ve bir Avrupa universitesinde gorevli bir Dogu
Bilimleri profesor'unce yaratilmistir. 1860 larda yer
alan bu yaraticilik, Kraliceleri her gun cay icen bir
imparatorlugun yararina idi. Bu profesor, kralicenin
guvenlik gorevlilerinden aylik aliyordu. Emekli olduktan
sonra da, Kralice'nin tebasindan olmamasina karsilik,
emekli ayligi almayi surdurdu.
Profesor'un gorusunce, ortak tarih ve kokenli Turk
topluluklari, Cin duvarlarindan Viyana'ya kadar olan
genis bir bolge icinde yasiyorlar ve Turkce
konusuyorlardi.4 Turklerin yasadigi bu bolge'nin
Guney'inde, cay icenler Kralice'sinin Hindistan
Imparatorlugu var idi. Hindistan imparatorlugunun
Kuzey'inde ise, toplumu hic olmaz ise gun'de bir kez
borst corbasi icen bir baska imparatorluk yer aliyordu.
Kuzey'deki bu borst icenler imparatorlugu, Guney'deki cay
icenler imparatorlugunun topraklarina ordulari ile
yaklasmaya calismaktaydi. Profesor'un dusundugu gibi, iki
imparatorluk arasinda ortada kalan Turkler biraraya gelip
tug baglayacak olasalar, cay icenler imparatorlugunu
borst icenler imparatorlugundan korumus olacaklardi.
Boylece, cay icenler imparatorlugu daha guven icinde
yasayabilecekti. Ya da, cay icenler imparatorlugu
yoneticileri boyle dusunuyordu.
19cu yuzyil icinde, Avrupa'da yeni bir "guc dengesi"
olusturulmasina calisiliyordu. Bu ugras'in amaci, tek bir
Avrupa devletinin digerlerine ustun bir duruma gecmesini
engellemek idi. Almanya, Avusturya-Macaristan, Fransa,
Ingiltere, ve Rusya, birbirlerini durmadan gozlemekte
idiler. Butun Avrupali devletler tetik durduklari icin,
satranc tahtasi uzerindeki atilimlari andiran bu olaylar,
Avrupa duzeyinde bir politik-ekonomik durgunluk ve
tikaniklik yaratmis idi. Dolayisi ile yarisi kazanmayi
kendine amac edinmis ulke yoneticileri, atilimlari
Asya'ya kaydirilmaya basladilar. Ingiliz sairi Kipling,
bu ugraslara "Asya'daki Buyuk Oyun" adini takmisti.5
Oyunu kazanabilmek icin, Avrupa ulkelerinin
oncelikle ekonomik ustunluk kurmalari, komsularindan
varlikli bir duzey'e ulasmalari gerekli idi. Bu ekonomik
ustunluk ise, Asya'da kurulan somurgelerden ucuz hammadde
alip, yerine, ana ulkelerindeki uretim evlerinde
turettikleri mallari daha yuksek degerlerle satmak yolu
ile gerceklesecek idi.
2. "Pan-Islam." Bu politik dusunce'nin kaynagi
gene 19cu yuzyil'a, Cemaleddin al-Afgani'ye kadar geri
gider.6 Al-Afgani'nin amaci, tek ortak yanlari yalnizca
bir din'e inanmak olan Musluman toplumlarini, bu
toplumlarin kokenlerine, gecmislerine ve birbirleri ile
olan iliskilerine bakmayarak, bir bayrak altinda
birlestirip Musluman ulkeleri ustunde somurge kuran
Avrupa devletlerinin boyundurugundan kurtarmak idi.
Toplumu Valkyrie ad'i ile bilinen baska bir kurgusal
yaratigin soyledigi ezgileri dinleyerek bira icen ucuncu
bir ulke, bu arada Asya'daki Buyuk Oyun'a katildi. Bu
ucuncu toplum'un imparator'u, Avrupa'da "Hasta Adam"
olarak bilinen Osmanli imparatorlugunun yakin dostu
oldugunu belirtmek icin Istanbul'u ve Orta Dogu'yu
gezmeye gitti. Bira icenler imparatorlugu yoneticileri,
Asya ve Orta Dogu'da bir Islam Ihtilali cikmasini
kolaylastirmak istiyorlardi.7
Bu sirada, "Butun Savaslara Son Verecek Son Savas"
da baslamak uzere idi.8 Bu savas'i baslatanlarin amaci
tek idi: Avrupa'daki Guc Dengesini bozmak, onderligi ele
gecirmek. Bira icenler imparatorlugu, kahve icenler
imparatorlugu9 ordu birliklerini kendi yaninda bu "Butun
Savaslara Son Verecek Son Savas" a sokmak istiyordu.
Kahve icenler imparatorlugunun (yeryuzundeki konumu
dolayisi ile) bira icenler imparatorlugu yaninda savasa
girmesi, cay ve borst icenler imparatorluklarinin bir
bolum ordularini kahve icenler imparatorlugunun Dogu
yaninda tutmak zorunda birakacak idi. Bu da, Bati Avrupa
yonunde cay ve borst icenler imparatorluklari ordulari
ile vurusmakta olan bira icenler imparatorlugu
ordularinin soluk almasina yardimci olacak idi.
Cay ve borst icenler imapartorluklarina sonradan
askeri guc ile katistirilan toplumlarin icindeki buyuk
bolumler, "din bakimindan Musluman" idiler. Kahve icenler
imparatorlugu da "Pan-Islam" bayragi altinda savas'a
girdiginde, bira icenler'in dusuncesine gore, bu Musluman
topluluklari kahve icenlerle isbirligi yapacaklardi. Bir
"Islam Ihtilali" cikacak idi. Boylece, cay ve borst
icenler imparatorluklarinin ic isleri guclesecekti. Bira
icenler imparatorlugu, kahve icenler imparatorlugunun
ordularini Dogu'da, Kafkaslarda, bu amacla savas'a
sokmayi basardi. Ilk bakista, bira icenlerin istekleri
yerine gelmis ve basari'ya ulasmakta idiler.
Borst icenler imparatorlugu, imparatorlarinin yasam
tur ve duzeni dolayisi ile bir hastaliga yakalandi. Borst
icenler imparatorlugu, agri ve sizilarla yataga dustu.
1917 de is basina gecen yeni onderleri ise, borst icenler
imparatorlugunu sicak savastan cekti. Yeni borst icenler
imparatorlugunun bascilari, yeni'den kaldirdiklari
bayraklarla, bu kurgusal Pan-Turkizm ve Pan-Islamizm
ikizleri ile, yeni bir savas baslattilar. Orta Asya kimiz
icenlerini, gene eski borst icenler imparatorlugunun
uyguladigi yontemlerle yonetmek istiyorlardi.
"Butun Savaslara Son Verecek Son Savas" 1918 de sona
erdiginde, "ABD baskan'i Wilson'un 14 Prensibi" olarak
bilinen atilimlar cercevesinde, Orta Asyali kimiz icenler
de bagimsiz olmak istediklerini dunya'ya duyurdular.
Bunun uzerine, cok da us'lu olmayan yeni bir savas
basladi. Yeni borst icenler imparatorlugu, Orta Asyali
kimiz icenlerin bu dogal isteklerinin temel'den "dunyayi
isgal etmek" dusuncesi oldugunu cigirislarla ileri
surduler. Yeni borst icenler imparatorlugunun bu
yaraticiliklari Avrupa kamu oyuna tezlikle aktarildi.
Avrupa'da el altindan sessizce yapilan anlasmalarla,
kurgusal ikizlerce ileri surulen tutumlarin "Dogru"
oldugu deme lerle dunya'ya bildirildi.
1939-1945 Ikinci Dunya Savasi sirasinda ABD baskan'i
F. D. Rooselvelt'in dile getirdigi "Dort Bagimsizlik
Yasa" si (toplumlarin soz, din, toplanma ve yolculuk
etmek istekleri sinirlanamaz) da kulak ardi edildi, Orta
Asyali kimiz icenlere uygulanmadi.10
Bu gibi sagirliklar'in uluslararasi konumlarda yer
almasi de yeni bir olay degildi. Orta caglarda yer almis
olan Hacli Seferleri, bu yolda ileri atilmis politik
cozumlerin basinda gelir. Kendi ic islerindeki gucluklere
cozum bulamayan dini onderler, toplumlarinin ic
sikintilarini "dis dusmanlara" yoneltmek icin "din"
savaslarina girdiler. 19cu yuzyilin baslarindan
baslayarak, Avrupa'li yoneticiler onceki (ortacaglardaki)
Hacli Seferlerinde kullanilan goruntu ve sozleri
kullandilar. Bu evrensel "dis politika" yolu ile kendi
buyruklarindaki yurttaslarinin dikkatlerini ic islerden
ve sikintilardan uzaklastirmaya calistilar. Duygulari ile
kendilerinden sakli oynanan mumin toplumlar, ic rahatligi
ile koru-korune bu cagirilara uydular. Bu toplumlar kisa
surede gercekleri ogrenmeye basladilar: savas alaninda
erler olur, ozellikle olaylari toplu olarak goremeyen ve
cahil olan toplumlarin erleri.
Zaman degisir. Ancak, anlasildigina gore, her zaman
daha iyi'ye dogru da degil. Turkler de, Avrupa'nin ileri
gelen uluslari gibi, bir imparatorluk surecinden
gectiler. Ancak, gecirdikleri imparatorluk surecinin
butun sorumluluklarindan kendilerini arinmis goren
komsularinin gozunde, Turkler bu sorumluluklarindan
arinmis degiller. "Hesap" hanelerine yazilan asiri "faiz"
ve her turlu "ceza" yi odemis olmalarina ragmen,
Turklerden hala odeme yapmasini isteyenler vardir. Hic
degilse, yazdiklari tarih kitaplari icinde Turklerden
"tahsilat yapmak" isteyenler bulunur. Unutulmamali ki,
gelecek olaylar, buyuk bir cogunlukla bu tur "eski
defterler" icinde yazili olaylara gore
yonlendirilecektir.
Dunya'da var olan Turklerin cogunlugu, kendi
cevrelerinde ve uzerlerinde dondurulen oyunlara bakmadan,
hala hic uzaklasmadiklari anayurtlarinda yasamaktadir. Bu
gercegi goremeyenlarce de, nereden ve nasil gelmis
olurlarsa olsunlar, Turkler zararina kurgusal ikiz Pan
suclamalarinda bulunulmakta.
Turkler gunumuz'e kadar "soz gumus ise, sukut
altin'dir" diye yanlis bir dusunce altinda
yasamaktadirlar. Gerceklerin orta'ya atilmasina yarayacak
her tur tartisma'ya girismeyi de, "celebilige"
yedirememisler ya da yakistiramamislardir. Ne de olsa,
atalari "dogruluk yerini bulur" dememismiydi? Bu atalar
sozunun dogrulugu su goturmez. Yalniz, bu atalar sozu,
dogrulugun hangi gun yerini bulacagi uzerinde bir bilgi
vermez. Dogruluk yerini bulmaya hazirlanadursun, bu
sirada "At'i alan da Uskudar'i gecmektedir." Verilecek
zarar verilmis, Ortak Pazar'a giris dilekce'si geri
cevrilmis ve ekonomik yara'dan akan kanlar gollenmeye
baslamis, govde gucsuz kalmaya baslamistir. Osmanli
Amiral'i Barbaros Hayreddin'in (1466-1546) adi'nin
Akdeniz kiyilarinda oturan Avrupalilarca soz dinlemeyen
cocuklari korkutmak icin "ocu" anlaminda kullanildigi, ve
boylece cocuklarin soz dinlemeye zorlandiklari iyi
bilinir. Bu yol'dan, Turk'un ocu oldugu efsanesi genc
beyinlere yerlestirilmekte, buyuduklerinde devlet adami,
tuccar vb. olan bu cocuklarda yerlesen korkunun sonucunda
Turkler bugun zarar gormektedir. "Agac yas iken egilir."
Ek olarak, Barbaros Hayreddin'e atfedilen "oculuk"
hurafelerinin benzerleri, yazili olarak ta yaratilmistir.
Bunlarin en eskilerinden ve siyasi nedenlerle yazilmis
olanlardan biri 1473 yilina, II. Mehmet'in (1432-1481)
Bizans imparatorluguna son vermesinden yirmi yil
sonrasina kadar geri gider. Bu kucuk eser'de, Fatih guya
"....yaptigi ve yapacagi fetihlerle ovunmektedir...." Bu
eser'in kisisel atilimi cok gelismis bir kisi'ce
uyduruldugu gunumuzde biliniyor. Ustelik, Avrupali'larin
"Turk'lere karsi koyma yeteneginin ne denli guclu
oldugunu gostermek icin," bu "mektubun" sanki Turkce'den
"cevrilmis" gibi gosterildigi de orta'ya cikmistir.11
Gunumuzde bilindigine gore, bu tur'den ucyuzden
artik degisik mektup, Turkce'den dilmaclarca "cevrilmis"
gibi en az alti dil'de yazilmis, yayinlanmis ve o
yuzyillarda binlerle sayi'si dagitilmistir.12 Bu
mektuplarin amaci'nin da Avrupalilari korkutup, bir
birlige yanasmalarini saglamak oldugu gorulmektedir.
Katolik ya da Protestan mezhepleri uyeleri olan yazarlari
ise, kendi yandaslarini diger Hristiyan mezhebine karsi
savas'a cagirmaktadir. Bu yazarlarin ileri surdugune
gore, ornegin eger Katolikler biraraya gelip
Protestanlari vurmazlar "dinlerini birlestirmezler,
Protestan denen ayricilarin elinden kurtarmazlar" ise,
"ocu" Turkler gelip herseyi Hristiyanlarin elinden
alacaklardir. Bu da, bir dis yagi yaratmak --ve
toplum'un ic sikintilarini dagitmak-- yonteminden baska
birsey degil idi. Bu yontem, bu gun de butun canliligi
ile yasamakta ve yasatilmaktadir.
Bu tur propaganda'nin 15ci yuzyil icinde bile pek
yeni olmadigi biliniyor. Bizans imparator'u Leo VI (865-
911) ca yapildigi soylenen "Turklerin Son'unun Geldigi"
kehanet'i, 16ci yuzyil Avrupa'sinda yazilan dini-politik
kavga yazilarina da kaynak olarak alinmistir.13 Bu tur
Avrupa ic'i dusuncesel carpismalar yeni yaratilan matbaa
harfleri yolu ile Avrupa basimcilarinca genis olcude
yayilmakta idi.14 Bu atilim, gunumuzde elektronik
iletisim araclari ile --yalnizca radyo, televizyon ve
video makaralari yolu ile degil-- bilgisayar iletisim
aglari ve bilgisayarli bilgi sandiklari ile
karsilastirilabilir. Nasil ki, 15ci yuzyilda basilmaya
baslanan bu tur ilk eserler onceleri kamu oyuna acik
degildiler (yalnizca, sayilari az olan okur-yazarlarca
biliniyordu), 20ci yuzyilda bilgisayarlara gecirilmis
bilgisayarli bilgi sandiklari da ilk bakista kamu oyunca
gorulemezler. Bu gibi her kisi'ye acik olmayan kapali
koselerde beslenme ortam'i bulup filizlenen karanlik
dusunceler, sonradan buyutulerek kamu oy'una sunuluyor.
Bulasici hastalik gibi bir agizdan diger yayin'a geciyor
ve ortaligi kirana koyuyor. Bir gozlem yapilabilir: "Bir
deli kuyu'ya tas atmis, kirk akilli cikaramamis."
"Ayikla pirincin tasini."
Ruslar, Avrupa'dan cok seyler kapmis,
ogrenmislerdir. Bu propaganda uygulamalari da, Ruslarin
Avrupa'dan orendikleri arasindadir. 17ci yuzyildan
baslayarak, bu propaganda mektuplari ve kitapciklari da
Rusca'ya cevrilmistir. Bugun bilindigi gibi, Orta
caglar'dan baslayarak, Asya bozkirlarinin Bati
kiyilarinda kullanilmaya baslanan ilk uluslararasi
anlasma ve antlasma dili Turkce idi. O sure icinde de,
Rus yoneticilerini atayici ve bu yoneticilerin yasal
oldugunu belirtir belgeler de Rusca'dan cok Turkce olarak
yazilmislardi. Moskova, Vladimir ve Suzdal gibi Rus sehir
devletlerinin bascilari'nin yasalliklari bile Altinordu
bozkir torelerince saptanmakta idi. Ornegin, Korkunc Ivan
(carligi 1533-1584) onceleri kendi basina Rus tahtina
cikmayarak, yerine Bekbulat adli bir Altinordulu Turk'un
car olmasini desteklemisti.15
Turkce'nin dil yapisi, Rus disisleri yazicilarinin
ve gorvlilerinin de dillerini de etkilemekte idi. Hatta,
Rus edebi yazarlarinin eserlerinde bile Turkce'nin
etkileri ve Turklerin turunde yazi yazma ozentileri
gorulmeye baslamisti.16 Kendi yaraticiliklari bittiginde
ya da yetmediginde de, Rus yazarlari eski Turk yazilarini
kendilerinin imis gibi gostermekten de
kacinmamislardi.17
20ci yuzyilda "Asya'daki Buyuk Oyun" ve "Dogu
Sorunu" konularinin Avrupa'nin onemli isler
gundem'lerinin basinda yer almalari, yoneticilerini taraf
tutmaya yoneltti. Kamu oyu olusturma cabalari yogunlasti.
Bir Fransiz yazari acikca Turkleri savundu.18 Buna
karsi, 1919 Versailles Baris Toplantisina katilan
diplomatlar Baskan Wilson'un Birinci Dunya Savasi sonrasi
"Yeni Dunya Duzeni" gorusu'ne olumsuz baktiklarindan,
Turkleri dislayan bir karsi duzen ozet'i yayinladilar.19
Yayinlanan sozlerin orantili degerlerine bakmaksizin,
sonuc alinmis oldu. Kuzey ve Dogu Asya'da, Sovyet devlet
kuruluslari yeni kazanilmis bir guc ile atilimlara
basladilar. Rus yoneticileri yalniz kurgusal ikiz olan
Pan lari yeniden canlandirmakla kalmadilar, eski Turk
yazili anitlarinin icindeki gercekleri de degistirmeye
calistilar.20 Bu kapsamda, bagimsizligini 1919-1924
yillari arasinda bir kurtulus savasi vererek kazanmis
olan genc Turkiye Cumhuriyeti de diplomatik ve ekonomik
alanlarda tek basina birakilmaya calisiliyordu.
Butun bu ugraslar --bir onceki oyunculara
yenilerinin de katildigi-- gene bir Buyuk Savas'in
cikacagi 1930larda kesinlesinceye kadar el altindan
surduruldu. Ikinci Dunya Savas'i 1939 da basladiginda,
kurgusal ikiz Pan lar gene masal kitaplarindan cikarilip
orta'ya surulduler. Ote yandan da Avrupa'li vurusmacilar
gene Turkleri kendi yanlarina, kendi yararlari ugruna (ve
diger vurusmacilara karsi) kullanmak uzere cekmeye
calistilar. Birinci Dunya Savas'i oncesi oldugu gibi
Turkler uzerine baski yapilmaya baslandi.
Kurgusal ikiz Pan lar Turklerin zararina orta'ya
atilip kullanildikca, Turklerin bu akimlara karsi
verdikleri geleneksel karsiliklar iki'ye ayrilir: 1)
derin bir sessizlik; 2) geleneksel Turk belgelerine
inatla bagli kalmak.21
Bir ulus'un tarihi, kendi basina bir bosluk icinde
ve diger ulus'larin tarihleri ile iliskisiz olarak
yazilamaz. Turklerin dunya uzerindeki politik konumunu
gene dunya olaylari cercevesi icinde ele alan (ve
kurgusal ikiz Pan lara karsi ilk uyarici yazi ornegi
veren) Turklerden biri, 1904 yilinda Yusuf Akcura
olmustur.22 Akcura'nin hemen ardindan, 19 ve 20ci
yuzyillarin politik gerceklerini koklu olarak kavramis
olan ve aciklayici incelemeleri ile toplum'a anlatan
Kazim Karabekir gelir. Karabekir de, kurgusal ikiz Pan
lari bu aci'dan ele alir.23 Son yillarda, Orta Asya'da
da ilgili konulari iceren yazilar yazilmakta ve
yayinlanmaktadir.24
Kurgusal dusler, yalanci belgeler ve efsane yaratmak
islemleri, herseyden once "maya" kavram ve tanimina
baglidir.25 Eger Turkler kendi tarih ve maya'larina
kendi gozleri ile bakip, bunlari kendi kavramlarina bagli
olarak yazmazlar ise, uluslararasi dusuncesel ve politik
alanlarda oyuncak olarak kalmaya mahkumdurlar. Ornegin,
Fransiz tarihcisi Fernand Braudel Fransa tarihini
yazarken, Ingiliz tarihcileri A. J. P. Taylor ya da
Toynbee'den ornek kullanmak geregini duymamaktadir. Bu
tur tutumlar, tersi icin de gecerlidir. Bir "genel tarih"
yazilabilmesi icin, once her toplumun tarihinin
ayrintilari ile tek-tek yazilmasi gerekir.
Kisacasi: "Gok kubbe'de kalan hos seda" sozu, oz
olarak dogrudur. "Su uzerine yazi yazmaya" esittir.
Konusulup ta kagida dokulmeyen dusunceler kaybolup
gidecektir. Buna karsilik: is yapacak, karar verecek
kisiler, yazilari okuyarak dusunmekte ve uygulamalara
gecmektedirler.
KAYNAKLAR:
1. Bu bildiri Ingilizce olarak Centre d'tudes et de
Recherches Internationales / Fondation Nationale des Sciences
Politiques tarafindan Ekim 1991 de Paris'te duzenlenen "LA
TURQUIE ET L'AIRE TURQUE DANS LA NOUVELLE CONFIGURATION
REGIONALE ET INTERNATIONALE: MONTEE EN PUISSANCE OU
MARGINALISATION" baslikli toplanti'da okunmus; ozeti de, adi
gecen kuruluslarca yayinlanan Cahiers d'Etudes sur la Mditerrane
orientale et le monde turco-iranien dergisinin Ocak 1992
sayisinda Fransizca olarak yayinlanmistir.
2. Herbert Spencer Robinson & Knox Wilson, Myths and
Legends of All Nations (Littlefield-Adams, 1981).
3. Bilindigi gibi, "Pan" sozcugu Ingilizce'ye gectikten
sonra degisik anlamlarda kullanilmistir. Ilk agizda,
"birlestirici" kavramindadir. Ornegin, Kuzey ve Guney Amerika'yi
boydan boy'a asan kara yolunun adi "Pan-American Highway" dir. Bu
yol'dan, Amerika kitalarindaki devletlerin birbirleri ile daha
siki iliskiler icinde yasamasina calisilmistir. Bu kapsam'da
"Pan," 19cu yuzyilda "Pan-Germenizm" (Alman Birligi) ile tarihte
gorulur. Pan-Germenizm de, "Pan-Slavizm" in yaratilmasina on-ayak
olmustur. Asagida da gorulecegi gibi, "pan" Turklere de
uzatilarak, "yeni" bir politik akim olusturulmustur.
4. Arminius Vambery, Travels in Central Asia (London,
1865).
5. Edward Ingram, The Beginnings of the Great Game in Asia,
1828-1834 (Oxford, 1979).
6. H. A. R. Gibb, Modern Trends in Islam (Chicago, 1947);
Nikki Keddie, Sayyid Jamal ad-Din "al-Afghani." A Political
Biography (Berkeley, 1972).
7. Bu tur bir Islam Ihtilalinin nasil cikarilabilecegi
uzerine bu imparatorluk uzmanlarinca hazirlanmis atilim onerisi,
gunumuzde Yale Universitesi elyazmalari kutuphanesinde saklidir.
8. Avrupa kamu oyunda, Birinci Dunya Savas'ina verilen ad.
9. Osmanlilar.
10. Sozu edilen "Four Freedoms," ABD Anayasasi'na yapilan
Birinci Ek'ten esinlenmistir. Ornegin, bak: S. E. Finer, Five
Constitutions (Penguin, 1979).
11. Daniel Clarke Waugh, The Great Turkes Defiance: On the
History of the Apocryphal Correspondence of the Ottoman Sultan in
its Muscovite and Russian Variants (Columbus, OH: Slavica
Publishers, 1978).
12. Sozu edilen donemde, toplumlarin buyuklugu gunumuz ile
orantili olarak goz onunde tutuldugunda, bu sayilar cok buyuktur.
13. Vaticinium Sever, et Leonis Imperatorum, in quo videtur
finis Turcarum in Profetia di Severo (1596). A. Fischer'ce 1920
yilinda ZDMG (47) de Arap harfleri ile yeniden yayinlanmistir.
Tarihi olaylar bakimindan, 16ci yuzyil kadar, 1920 yilinin da
Turkler acisindan oneminin unutulmamasi gerekir.
14. Philipp Lonicer, Chronicorvm Turcicorvm (Frankfurt,
1584); Johannes Leunclavius, Historiae Mvsvlmanae Tvrcorvm, De
Monvmentis ipsorvm exscriptae... (1591).
15. Edward Louis Keenan, Jr., "Muscovy and Kazan: Some
Introductory Remarks on the Patterns of Steppe Diplomacy" Slavic
Review Vol. XXVI, No. 4 (December, 1967); Omeljan Pritsak,
"Moscow, Golden Horde, and the Kazan Khanate from a Polycultural
Point of View" Slavic Review Vol. XXVI, No. 4 (December, 1967);
S. S. Aydemir, Suyu Arayan Adam (Istanbul, 1971). Dorduncu Baski.
16. Edward Louis Keenan, Jr., "The Jarlyk of Axmed-Xan to
Ivan III: A New Reading" International Journal of Slavic
Linguistics and Poetics XII, 1967. (Mouton, The Hague).
17. Ornek olarak, Rus Tale of Igor destani'in Turk kokenleri
uzerine Orta Asya'li yazarlarca ileri surulmus gorusler icin bak:
H. B. Paksoy, "Chora Batir: A Tatar Admonition to Future
Generations." Studies in Comparative Communism Vol. XIX, Nos. 3
& 4, Autumn/Winter 1986.
18. Felix Valyi, Turk's Last Stand: The Historical Tragedy
on the Bosphorus (London, 1913). Londra Universitesinde yapilmis
bir konusma olup, Ingilizce'ye cevrilerek yayinlanmistir.
19. Joint Note of the Allied Governments in answer to
President Wilson, The Murderous Tyranny of the Turks. Basyazari:
Arnold J. Toynbee (Hodder & Stoughton, 1917). Unlu tarihci
Toynbee, Paris Baris Toplantisina katilan Ingiliz
diplomatlarindan biri idi. Daha sonra ek yazilar da yazmistir.
Bak: Arnold J. Toynbee and Kenneth P. Kirkwood, Turkey (Charles
Scribners, 1927).
20. H. B. Paksoy, ALPAMYSH: Central Asian Identity under
Russian Rule (Hartford, 1989).
21. Turk tarihi ile ilgili temel belgelerin kurgusal ikiz
Pan lara karsi geleneksel kullanilma yatkinliklari ile ilgili
olarak bak: H. B. Paksoy "Central Asia's New Dastans." Central
Asian Survey Vol. 6, N. 1, (1987); Bahtiyar Nazarov "Kutadgu
Bilig: One of the First Written Monuments of the Turkic People"
H. B. Paksoy, Editor, Central Asia Reader (New York: M. E.
Sharpe, 1994).
22. Yusuf Akcura, Uc Tarz-i Siyaset (Ankara: Turk Tarih
Kurumu, 1976). Bu yazi ilk once Kahire'de yayinlanan Turk
gazetesinde 1904 yilinda basilmis idi. Ingilizce cevirisi icin,
bak: David S. Thomas, "Three Types of Policies" H. B. Paksoy,
Editor, Central Asian Monuments (Istanbul: Isis Yayinevi, 1992).
23. Kazim Karabekir, Cihan Harbine Neden Girdik, Nasil
Girdik, Nasil Idare Ettik (Istanbul, 1937); a. g. y., Istiklal
Harbimizin Esaslari (Istanbul, 1933-1951); a. g. y., Istiklal
Harbinde Enver Pasa (Istanbul, 1967). Karabekir'in yazilari,
yayinlandiklari yillardan cok once basimevlerine verilmis idi. Bu
kitaplarin yayinlanmalarinin gecikme nedenleri uzerindeki
dusunceler icin bak: Erik Jan Zurcher, "Young Turk Memoirs as a
Historical Source: Kazim Karabekir's Istiklal Harbimiz." Middle
Eastern Studies Vol. 22, No. 4, October 1986.
24. Ornekleri icin, bak: H. B. Paksoy, "M. Ali--Let us Learn
our Inheritance: Get to Know Yourself." Cahiers d'Etudes sur la
Mediterrane orientale et le monde turco-iranien Vol. 11, No. 1
(1991); Ayaz Malikov, "The Question of the Turk: The Way Out of
the Crisis" H. B. Paksoy, Editor, Central Asia Reader (New York:
M. E. Sharpe, 1994).
25. Bak: H. B. Paksoy, "Turk Tarihi, Toplumlarin Mayasi,
Uygarlik" Annals of Japan Association for Middle East Studies
(Tokyo) No. 7, 1992. Pp. 173-220. Bu yazi, Yeni Forum (Ankara)
dergisinin Cilt 13, No. 277, Haziran 1992 sayisinda yeniden
yayimlanmistir. (sayfa 54-65).
This counter has been placed here on 25 February 1999
