Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
KAROLAR

Bir odadayım. Son sigaramı içmişim. Caddeye bakıyor. Çırılçıplak bir pencere. Güneş her şeyiyle içeri giriyor. İçeri giren kızgın güneşin yakıcılığı yere vuruyor. Burası sigara odası. Odada hiç eşya yok. Bir çöplük, yerde birkaç izmarit, pencere önünde ağzına kadar dolu bir küllük, bide her şeyiyle etrafa saçılmış ben. Güneş bir taraftan vuruyor. Garip ama kalorifer yanıyor. Pencereden giren güneş sadece bir tarafı aydınlatıyor. Yani ışık süzmesi hapis olmuş,bir belirsiz kargaşanın içinde. Geride kalanlar gölge ve serin. Güneşin bittiği yere oturmuşum. 1cm sonrası güneşin aydınlığı. Ama be gölgedeyim. Hayatım gibi. Hayat gibi. Güneşe yakınım, çok yakınım ama ondan kaçıyorum. Eksikliğimi arıyorum. Ayaklarımı topladım, içime doğru çektim onları, ellerimle kavradım, çenemi garantileri altına aldım. Karo taşlarının çizdiği simetrik çizgilerle oyun oynuyorum. Dümdüz devam ediyorlar. Arka arkaya, baktığım istikamette çaprazlama oluşturmaya çalışıyorum. Olmuyor. Bununla bayağı uğraşıyorum. Olmuyor. Düz bakıp çapraz görmek. İmkansız mı? hayır. Bir çaresi olmalı. Ama yok.

Gözüm yan tarafa ilişiyor. Baktığım yönde ki karolar çapraz gidiyor. Yani onları öyle görebiliyorum. Karoları düz görmeye çalışıyorum. Ama olmuyor. Düz görmem için tam karşıya bakmam gerekli. Düz bakıp çaprak görmek, çapraz bakıp düz görmek. Yanlış. Yanlıştan da öte imkansız.

Bir şeyi doğru yapmak için, onu doğru görmek için, ona istediğimiz gibi değil, onun olduğu gibi bakarsak doğruyu görebiliriz. O zaman önce doğru bakmayı öğrenmeliyiz.

Handan KÜÇÜKDEVLET