Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
Boyut 1

Bu hikayede adı geçen şahısların gerçekle ilişkisi vardır.

Pinhan;
9/2/1959 tarihinde, saat 19.50 de İstanbul'un Kumkapı semtinde bir çok kültürü içinde barındıran bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir kova burcu çocuğu olarak burcunun özelliği olan özgürlüğünü haykırmak ihtiyacında olduğundan erken yaşlarda konuşmaya başladı. İlk konuştuğu kişi! bir ağaçtı. (Otlarla konuşması daha ileri yaşlardaki dönemlerine rastlar) Daha küçücük bir çocukken büyüdüğünde ne olacaksın diye sorulduğunda hippi olacağım derdi.
Gerçi bugün bile büyüdü mü bilinmez ama, her ne kadar ani çıkışlar yaparak gece yarıları bekçileri korkutsa da bakkal Mehmet, kasap İbrahim, manav Kırık kalp, balıkçı İsmail, kuyumcu Ethem, mağazacı Ömer, marangoz Özcan, ayakkabıcı Mustafa, doktor İlhan, polis Mehmet, sütcü Mevlut, eczacı Yaşar, oduncu Hüseyin, inşaatçı Yusuf, plakçı Vasfiye, resimci Agim, terzi Ercan, şoför Recai, saatçi Naci, muhtar Ali'yi, yorgancıyı, fotoğrafçıyı, tuhafiyeciyi, kahveciyi, fırıncıyı, sümer'i, muhacir hocayı, komşuları, karakolun uzatmalı başçavuşunu, mahalle okulunun öğretmenlerini, taksi, otobüs, minibüs şoförlerini ve muavinlerini aşıp hippi olamadı.
Sınırları hiç sevmedi, yaşamda bulunduğu yeri hep sorguladı, konuştu, güzel konuşması ve hızlı belleğiyle yakınlarının hayranlığını topladı. Daha ilkokula başlamadan okumayı söktü. Çok konuşuyor diye okulda sınıf başkanlarınca adı her zaman liste başı oldu, öğretmenlerinin özel ilgi alanına girdi, her ders dayak yedi.
Dayağın cennetten çıktığını savunanlara cennet vaat etti, anti fikri savunanların oylarıyla gücü ele geçirdi rakipsiz sınıf başkanı oldu.
İlk kez aşık olduğunda gücün yürekte olduğunu ve tüm hesapları altüst ettiğini öğrendi. Matematik dersinden ilk zayıfını aldı, bir daha da matematikte başarılı olamadı.
Karşılıksız aşkı ve ihaneti anlattığı bir yazısıyla kompozisyon birincisi seçildi, ödül olarak kütüphane başkanlığı görevi verildi. Edebiyatta kitabın sadakatine hayran oldu, dostluğuna bel bağladı.
Okumayı ve yazmayı hep sevdi.
Aşklar, ihanetler, ayrılıklar, hasretler, umutlar, acılar, mutluluklar yaşadı. Kimi zaman kazandı kimi zaman kaybetti. Didindi durdu.
Paylaştıkça çoğalan tek şey bilgidir dedi. Paylaştıkça çoğaldı, çoğaldıkça paylaştı sınırsızca. Paylaşımlarının sesini ardında bırakabilmeyi istedi, güzeli fideleyebilmenin güzelliğinin en yoğununu evlat sahibi olduğunda yaşadı...

Türkçe'den başka dil bilmemektedir.


Boyut 2

Bu hayat yaz yaz bitmez, bazen kim olduğumu sorarlar, kimim ki kimden ne farkım var derim, hayatımızı özel kılan detaylar, her birimiz bir şekilde işgal altında değil miyiz?
Bir şeyleri yaşayıp çekip gitmeyecek miyiz?

Bu arada.
Yazacak o kadar çok şey var ki, konuşacak o kadar çok şey var ki, kendi ömrümü yazsam sizinkiler eksik kalır, gözümün önünde yitip giden hakkı aranmamış, sesi duyurulmamış hayatlara borcum var...

Pinhan