YALANCI AKASYA (Robinia
pseudoacasia) ZARARLILARI
1. GİRİŞ
Yalancı akasyanın (Robinia
pseudoacasia L.) anavatanı Orta ve Kuzey Amerika’dır. Burada
Megacyllene robiniae Fost. (Coleoptera- Ceramycidae), Prinoxystus
robiniae Peck (Lepidoptera- Cossidae); gövdelerde galeriler açarak,
Ecdytolopha insticiana Zeller (Lepidoptera- Tortricidae); sürgünlerde
galeriler açarak ve Chalepus dorsalis (Thunberg) (Coleoptera-
Chrysomelidae); yapraklarda galeriler açarak önemli zararlar
yapmaktadır. Ancak sonradan yetiştirildiği ve bu böceklerin bulunmadığı
Avrupa ülkelerinde yalancı akasyaya birçok başka böceğin arız olduğu
belirlenmiştir. Bu böceklerden bir kısmının zaman zaman çok etkin ve
hatta yalancı akasya plantasyonlarının tesisini imkansız kılacak
şekilde zararlı olması da mümkündür. Yabancı türlerin ithalinde,
gerekli duyarlılık gösterilmediğinde böyle durumlarla
karşılaşılabilmektedir. Doğal olarak bulunduğu yerlerin dışında
yetiştirilecek bir türü bekleyen tehlikelerden birinin de böcekler
olduğu unutulmamalıdır. Bu makalede ülkemiz ve Avrupa’da yalancı akasya
üzerinde varlığı belirlenen böcekler ve bunların yaptığı zararlar
konusunda kısa bilgiler verilmiştir.
2. ROBİNİA PSEUDOACASIA L. ZARARLISI
BÖCEKLER
Ülkemiz ile çevre ülkelerde
yalancı akasya üzerinde beslenmek suretiyle zararlara sebep olan
böcekler, zarar yaptıkları ağaç kısımlarına göre aşağıda verilmiştir.
2.1. Sürgün, İnce Dal ve Yapraklarda Emerek Zarar Yapan Böcekler
2.1.1. Aphis craccivora Koch.
(Homoptera-Aphididae)
Kanatlı ve kanatsız viviparlar*
parlak siyah renkli olup, 1,3-2,4 mm boyundadır. Karadeniz, Marmara,
Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde yaygın olan böcek çok sayıda bitki
üzerinde bulunabilen polifaj bir zararlıdır. Kanatlı ve kanatsız
erginlerle yavrular toplu halde bulunurlar.
Bütün dünyada yaygın olan böcek,
çok çeşitli bitkiler üzerinde zararlı olmaktadır. Ülkemizde Robinia
pseudoacasia, Gleditschia, Ailanthus gibi ağaçlarda tespit edilmiştir
(ÇANAKÇIOĞLU 1977).
Aphid, yaprak, sürgün ve
meyvelerde özsuyu emerek, gelişmeyi yavaşlatmakta ve deformasyonlara
sebep olmaktadır. Bu böceklerin salgıladıkları bol miktardaki balımsı
madde, fumajin* oluşumuna sebep olmaktadır. Ayrıca bu böceğin 40 kadar
virüs hastalığının taşıyıcısı olduğu belirtilmektedir (LODOS 1986).
2.1.2.
Appendiseta robiniae (Gillette) (Homoptera-Aphididae)
Sarımsı yeşil renkli viviparlar
yalancı akasyaya has bir tür olup, yaprakları emmek suretiyle erken
yaprak dökümlerine sebep olmaktadır.
Anavatanı Kuzey Amerika olan
böceğin Avrupa’da daha yeni bir tür olduğu İtalya, İngiltere ve Orta
Avrupa’da yayıldığı tespit edilmiştir (PELLIZZARI ve DALLA MONTA 2001)
.
2.1.2.
Pseudococcus adonidum L. (Homoptera-Pseudococcidae)
Bu böceğin ergin dişileri uzunca
oval biçimde, açık sarı renkte olup, üzeri mumumsu beyaz renkli bir toz
tabakası ile örtülüdür. Vücut uzunluğu 2,5-4,0 mm’dir. Vücut yanlarında
17 çift mumumsu iplikçikler vardır. Çoğalma yavru doğurarak olmakta ve
yeni doğan yavrular dişinin arka kısmındaki gevşek, pamuğumsu bir
oluşum içersinde korunmaktadır.
Sera bitkilerinin zararlısı
olarak bilinmekle birlikte, Robinia pseudoacasia, Acer sp., Nerium
oleander, Hedera helix gibi bitkilerde de zararlı olmaktadır (TOROS
1992).
2.1.3. Icerya purchasi Maskell (Homoptera-Margarodidae)
Ergin dişiler, alt kısmı yassı, açık
portakal sarısı renkte, üzeri beyaz toz şeklinde mum tabakası ile
örtülü, üst kısmı olgunlaştıkça şişkinleşen ve koyu kırmızıdan esmere
kadar değişen renkte, genişçe oval vücuda sahiptir. Uzunluğu 4-5
mm’dir. En önemli özelliği, dişinin vücudu altında bulunan 10 mm
uzunluğa ulaşabilen yumurta torbasıdır. Bu torbada, pembemsi renkte ve
oval şekilli 600-1000 kadar yumurta bulunur. Narin vücutlu, sineğe
benzer erkek erginler seyrek görülür.
Esas anavatanı Avustralya olan
zararlı, günümüzde tropik ve subtropik bölgelerde yayılmıştır.
Ülkemizde ise Akdeniz, Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz Bölgeleri’nde
belirlenmiştir. Polifaj bir tür olan koşnil ülkemizde Robinia
pseudoacasia, Laurus nobilis, Citrus sp., Vitis vinifera üzerinde
tespit edilmiştir (LODOS 1986, ÇANAKÇIOĞLU 1977,1993).
Koşnilin beslendiği yaprak ve
sürgünler sarımsı bir renge dönüşür ve yapraklar vaktinden önce
dökülür.
Yurdumuz şartlarında yılda 2-3 nesil
veren böcek kışı yumurta, larva ve ergin halde geçirebilir. Dişiler
hermafrodit olup kendi yumurtalarını döllerler. Döllenmeyen yumurtalar
parthenogenetik* olarak çoğalırlar.
2.1.4. Parthenolecanium corni (Bouche) (Homoptera-Coccidae)
Ergin dişiler yaşlandıkça rengi
homojen olarak kahverengi olur, vücudu çevreleyen kabuk şişkinleşir,
sertleşir, yarım küresel şekil alır ve üzerinde siyah renkli
çukurcuklar oluşur. Koşnil 2,5-6 mm boyunda, 2-4 mm genişliğindedir.
Bacaklar iyi gelişmiş ve tırnaklar bir dikenlidir. Yumurtaları pembemsi
renktedir.
Avrupa, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz,
Rusya, Pakistan ve Hindistan’da bulunur. Türkiye’de ise her yerde
görülmekle beraber, Orta ve Batı Anadolu Bölgeleri’nde daha yoğun
olarak bulunur (ÇANAKÇIOĞLU 1977, 1993, LODOS 1986).
Polifaj bir zararlı olan koşnil,
ülkemizde Robinia, Corylus, Amygdalus, Cydonia, Eleagnus, Fagus,
Juglans, Morus, Nerium, Prunus, Quercus, Salix, Acer, Castenea,
Pterocarya, Ulmus, Crataegus, Diospyros, Gleditschia, Fatsia, Fraxinus
üzerinde tespit edilmiştir (ÇANAKÇIOĞLU 1977).
Koşnil ağaçların yaprak, sürgün ve
ince dallarında beslenerek zararlı olur. Yılda bir generasyonu olup
kışı ağaçların dal ve gövdeleri üzerinde ikinci larva döneminde
geçirir. Dişiler Mayıs –Temmuz arasında 1500-2000 yumurta bırakırlar.
Yumurtalardan larva çıkışı 2-4 haftada tamamlanır. Şiddetli yağmur ve
rüzgar gibi doğal olaylar populasyonunun artışını büyük ölçüde
engellemektedir (ÇANAKÇIOĞLU 1993).
2.1.5. Diaspis pentagona Targ.
(Homoptera-Diaspididae)
Ergin dişinin kabuğu daire, bazen
konveks olup, beyazımsıdan grimsiye kadar değişen renkte
olabilmektedir. Boyu 1,5-2,8 mm kadardır. Çıplak dişinin vücudu geniş
oval şekilde ve portakal sarısı renktedir. Yumurtalar oval biçimde ve
saman sarısı renktedir.
Anavatanı Uzakdoğu olan koşnil
dünyanın her tarafına yayılmıştır. Ülkemizin her yerinde görülen bir
zararlıdır (LODOS 1986).
Başta dut olmak üzere, birçok
meyve, orman ve park bahçe bitkilerinde zararlı olmaktadır. Ergin ve
nimfler ağaçların gövde ve dallarında özsuyu emmek suretiyle zarar
yaparlar. Yoğun tasallutlarda ağacın tamamen kurumasına sebep
olabilirler.
Böcek kışı döllenmiş dişi veya
nimf döneminde geçirmekte, yüz ila birkaç yüz arasında değişen sayıda
yumurta bırakmaktadır. Orta Anadolu ve Marmara Bölgeleri’nde yılda 2,
Batı ve Güney Anadolu Bölgeleri’nde 3 generasyon verir (ÇANAKÇIOĞLU
1977, LODOS 1986, TOROS 1992).
2.1.6. Parlatoria oleae Colve (Homoptera-Diaspididae)
Ergin dişinin kabuğu dairemsi
şekilde konveks, beyaz veya beyazımsı gri renklidir. Çapı 1,2-2,0
mm’dir. Çıplak dişi oval, vücut segmentleri belirgin, koyu şarap
kırmızısıdır. Yumurtaları geniş oval biçimde ve morumsu renktedir.
Akdeniz çevresi ülkeleri, Irak,
İran, Kafkasya, Orta Asya, Çin, Pakistan, Hindistan, Bulgaristan,
Arjantin, Kolombiya, Koliforniya’da yaygındır. Ülkemizde her yerde
bulunmakla birlikte, Marmara, Batı Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri’nde
daha yoğundur. Çok sayıda bitkide gövde, dal, sürgün ve meyve üzerinde
bulunur. Yoğun populasyonun olduğu dallar, çatlar ve kurur, yapraklar
vaktinden önce dökülür. Yılda 2-3 nesil verir, kışı nimf veya ergin
halde geçirir (LODOS 1986, TOROS 1992).
2.1.7. Bryobia rubrioculus (Scheuten)
(ARACHNIDA- Acarina- Teranychidae)
Boyu 0,8 mm olan bir Akar’dır,
vücut üzerinde bulunan kıllar yaprak şeklindedir. Ön birinci çift
bacaklarının diğer çiftlerden uzun olması karakteristiktir. Ağ örme
yetenekleri yoktur.
Esas meyve ağacı zararlısı
olmakla birlikte Robinia, Rubus, Rumex’lere de arız olur (TOROS 1992).
2.1.8. Aculops allotrichis
(ARACHNIDA- Acarina- Eriophyidae)
Bu zararlı çok küçük vücutlu bir
Akar olup iki çift bacağa sahiptirler. Solunum sistemleri yoktur.
Hysterosoma* halkalı görünümdedir.
Bitkilerin özsuyunu emmek
suretiyle yaptıkları zararın yanında, gal oluşumu gibi deformasyonlar
da oluştururlar. Ayrıca virüs hastalıklarının taşınmasında da rol
oynarlar. Bu akar özellikle fidanlıklardaki geç bitkilerde bulunmakta,
yapraksızlaşmaya neden olarak büyümeyi tamamen durdurmaktadır (GRAS
1991) .
2.2. Yaprakları Yiyerek ve Galeri
Açarak Zarar Yapan Böcekler
2.2.1. Phyllodecta vitellinae (L.)
(Coleoptera- Chrysomelidae)
Erginler oval, 4-5 mm (4,275 + 0,410
mm) boyda, metalik bronz vaya parlak madeni yeşil renktedir. Olgun
larvalar 7-7,5 mm boyunda, baş siyah, vücut sarımsı beyaz olup yan
taraflarında siyah renkli iki şerit ve herbir segmentin sırt kısmında
siyah renkli 4 siğil bulunur. Pupa, abdomenin ucundan yapraklara asılı
olarak durmakta ve larvaya benzemekle birlikte biraz kısa ve tombuldur.
Avrupa, Rusya, Kafkasya, Kazakistan,
Sibirya, Moğolistan, Çin, Kore, Kuzey Amerika’da bulunmakta ve Salix
spp., Populus spp.’lerde zarar yapmaktadır. Nadiren Betula
rotundifolia, Alnus hirsuta’larda da görülmektedir (DELLA BEFFA 1961).
Türkiye’de Karadeniz, Marmara, Ege
ve İç Anadolu Bölgeleri’nde yaygın olup, Salix spp., Populus spp
zararlısı olarak kabul edilmektedir (SEKENDİZ 1974, YILDIZ 1975, SELMİ
1983). YÜKSEL (1998)’e göre Vezirköprü Ovacık Orman Fidanlığı’nda
böceğin ergin ve larvalarının Salix ve Robinia fidanları üzerinde
zarar yaptığı tespit edilmiştir.
Böcek Kışı ergin halde kabuk
çatlakları arasında, eski böcek galerileri ve ağaç kovukları gibi
yerlerde geçirir. Erginler ağaçların yapraklanmasıyla birlikte
yapraklarda yiyim yapmaya başlarlar. Marmara Bölgesi’de yılda 3
generasyon vermektedir.
2.2.2. Anomola vitis F.
(Coleoptera- Scarabaeidae)
Böceğin erginleri metalik sarımsı
yeşil renkli, 15-20 mm boyundadır. Larvalar manas tipi olup toprakta
bitki kökleriyle beslenirler.
Orta ve Güney Avrupa ile Balkanlarda
yaygındır. LODOS (1989)’a göre ülkemizde bulunduğuna dair bir kayıt
mevcut değildir. Erginler yalancı akasyanın yaprak ve filizlerini
yiyerek zararlı olurlar.
2.2.3. Epicometis hirta Poda
(Coleoptera- Scarabaeidae)
Erginlerde vücut kısa kalın,
üzeri düz olup genel rengi mat, esmerimsi siyahtır. Elytra (kanat
örtüsü) üzerinde 12 kadar beyaz benek bulunur. Vücudun üzeri soluk sarı
renkte sık ve uzun tüylerle örtülüdür. Boyu 8-11 mm’ dir.
Avrupa’nın büyük bölümü, Akdeniz
çevresi ülkeler, Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Amerika’da bulunmakta olup
Türkiye’nin her bölgesinde görülmektedir.
LODOS (1989)’a göre daha çok
bitkilerin çiçekleri üzerinde bulunurlar. Böcekler polenler ve balımsı
maddelerle beslendiklerinden odun açısından ürün kaybına sebep
olmazlar. TOROS (1992)’a göre ise bu böcekler yaprak ve tomurcukları
kemirerek zararlı olurlar ve özellikle bal üretimi amaçlı yetiştirilen
yalancı akasyalarda önemli bir zarar meydana getirirler.
2.2.4. Otiorrhynchus ligustici L. (Coleoptera-
Curculionidae)
Böcek 10-12 mm boyunda olup,
konveks şeklindeki vücudu metal şeklinde görünen kahverengimsi gri
pullarla kaplıdır. Abdomen ovaldir, elytrası ince granüler yapıdadır.
10-12 mm boyundaki beyaz renkli larvası toprakta yaşar ve genellikle
legümünose bitki kökleriyle beslenir.
Orta Avrupa ve İtalya’da yaygındır.
Tarım bitkilerinin en önemli zararlılarındadır. Dişi beslendiği
bitkilerin kökleri yakınına tek tek veya küçük gruplar halinde 400-800
arası yumurta bırakır. Yalancı akasya için fidanlık safhasında önemli
bir zararlıdır. Erginleri ağaçlarda yaprak yemek suretiyle zararlı
olmaktadır (DELLA BEFFA 1961). Avrupa’da yalancı akasyanın önemli
zararlılarından birisi olarak kabul edilmektedir (GRAS 1991).
2.2.5. Otiorrhynchus niger F.
(Coleoptera- Curculionidae)
Erginleri 4-6 mm boyunda, parlak
siyah renkli olup kanat örtüleri omuzlarda belirgin şekilde yuvarlaktır
ve bacaklar kırmızımsıdır.
Güney, Orta Avrupa ve Gürcistan’da
yaygın olan böcek Robinia, Pinus, Larix, Picea, Pseodotsuga gibi
ağaçların yapraklarında zararlı olur (DELLA BEFFA 1961). Türkiye’de
Ayancık- Kepez fidanlığı, Maçka-Meryemana fidanlığı ile Düzce ve
Giresun ormanlarında göknar ve ladinler üzerinde tespit edilmiştir
(YÜKSEL 1996).
2.2.6. Phyllobius pyri L.
(Coleoptera- Curculionidae)
4,5 – 7 mm boyundaki böceğin
vücudu kahverengi veya siyah olup üzeri, bakır rengi, bronz, kül rengi,
yeşilimtırak pullarla örtülüdür. Kısa ve yaygın prothorax ile kolayca
tanınabilen böceklerin erkeklerinin birinci karın segmenti çok
belirgindir.
Sibirya, Yakın Doğu, Kuzey Afrika
dahil bütün palearktik bölgede yaygındır. Prunus, Pirus, Cydonia,
Malus, Sorbus, Robinia, Crataegus ve Spirea gibi bitkilerinin sürgün ve
yapraklarını kemiren erginleri daha fazla zarar verirler (BALACHOWSKY
1963, DELLA BEFFA 1961).
Yılda bir generasyonu olan böcek,
nisan ortasına doğru ortaya çıkar ve en yoğun şekilde Mayıs başında
görülür. Yumurtlama, rasgele bir bitki üzerinde olur ve nisan sonuna
doğru başlar. Yumurtalar, 0,46 mm büyüklüktedir. Her dişi 180 – 200
yumurta bırakır ve kuluçka süresi 20 gündür. Böcek larva safhasında
kışlar.
2.2.7. Sitona lineatus F. (Coleoptera-
Curculionidae)
Böceğin erginleri 3-6 mm boyunda,
hafif konveks, uzunca olan vücudu gri veya kahverengimsi pullarla
örtülüdür. Rostosu kısa ve geniştir.
Polifaj bir zararlı olan böceğin
larvası kökleri, erginleri ise tomurcuk ve yaprakları kemirir. Böcek,
yalancı akasyaların yeni oluşmakta olan yapraklarını ve kotiledonunu
kemirdiği için çok tehlikelidir. Ayrıca, bu böcek fidanlıklarda çam ve
göknarların ibrelerini de kemirir (DELLA BEFFA 1961).
2.2.8. Hyphantria cunea (Drury)
(Lepidoptera- Arctiidae)
Erginlerin kanat açıklığı 28-30 mm’
dir. Genel renkleri beyaz veya kirli beyaz olup sırt ve karınları kül
rengindedir. Bazı erginlerin kanatlarında siyah benekler vardır.
Antenler erkeklerde iki sıralı tarak şeklindedir, biraz daha iri olan
dişilerde ise iplikimsidir. Larva, yumurtadan yeni çıktığında baş,
göğüs bacakları kahverengimsi siyah, vücut kirli beyaz renktedir. Olgun
larvanın baş, göğüs ve abdomen bacakları siyah, vücudu yeşilimsi sarı
renklidir. Sırt kısmında ön göğüsten abdomenin son halkasına kadar koyu
kurşuni renkli bir şerit, bu şeridin her iki yanında sarı renkli birer
çizgi ve kurşuni renkli şeritler bulunur. Olgun larvaların boyu 30-35
mm’ye ulaşır. Yumurtalar; yeşilimsi beyaz renkli ve 0,5 mm çapındadır.
Kuzey Amerika’nın yerli türü
olan böcek, BOVEY (1954)’e göre Amerika’dan Macaristan’a ticari
mallarla beraber gelerek ilk olarak 1940 yılında Budapeşte civarında
görülmüş ve daha sonra bütün Avrupa’ da yayılmıştır. Rusya, Kore,
Japonya’da da mevcuttur. Polifaj bir tür olan böceğin Amerika’da 120,
Avrupa’da 200, Dünyada toplam 230 bitki türünü yediği tespit
edilmiştir. Böcek en fazla Morus alba, Morus nigra, Acer negundo’ ya
tasallut etmekle birlikte, Platanus, Tilia, Ulmus, Betula, Acer, Salix,
Populus, Robinia türlerine de zarar vermektedir (DELLA BEFFA 1961, NEF
ve JANSSENS 1982, ALLEGRO 1987).
Türkiye’de ilk olarak 1975
yılında Edirne, İstanbul (Çatalca, Silivri), Tekirdağ yöresinde
görülmüş, sonradan Marmara Bölgesi, Karadeniz Bölgesi ve Kuzey Ege’de
yayılmıştır (İREN 1977, BAŞ 1982).
Kelebek kış devresini seyrek
örülmüş koza içerisinde pupa olarak, ağaç kovukları, kök dipleri,
binaların saçak altları gibi korunaklı yerlerde geçirir. Marmara
Bölgesi’nde kışı geçiren pupalardan ergin kelebekler genellikle Nisan
sonu, Mayıs başında çıkar ve yumurtalarını yaprakların üzerine kümeler
halinde bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar hemen ipeğimsi
iplikçiklerden ağ görünümlü yuva hazırlayarak toplu olarak yaşarlar.
Larva pupa olana kadar 7 safha geçirir (deri değiştirir). 3. safhadan
sonra larvalar yuvayı terk ederek bağımsız yaşarlar. Bu dönemde her
yaprak üzerinde 1-2 larva görülür. Hyphantria cunea (Drury) genellikle
iki, hava şartları uygun giderse üç generasyon vermektedir (ÖZAY 1997).
2.2.9. Parectopa robinella Clemens
(Lepidoptera- Gracillaridae)
Yalancı akasyaya has tür olan
böceğin larvaları yaprağın üst yüzeyinde parmak şeklinde galeriler
açarak zararlı olur (COMSTOCK 1962). Kuzey Amerika orijinli olan böcek
Avrupa’da ilk olarak İtalya’da görülmüş (1970), daha sonra İsviçre,
Fransa, Avusturya, Macaristan ve Slovakya’ya kadar yayılmıştır
(PELLIZZARI ve DALLA MONTA 2001).
2.2.10. Phyllonorycter robinellus
(Clemens) (Lepidoptera- Gracillaridae)
Bu mikro lepidopterin 5-6 mm
boyunda, yassı larvaları yalancı akasya yapraklarının üst kısmında
meydan şeklinde yiyim yapar. Kuzey Amerika orijinli olup, İtalya,
Almanya ve Orta Avrupa’da görülmektedir. Larvalarının erginleşene kadar
5-6 safha geçirdiği, yılda 2-3 generasyon verdiği belirlenmiştir.
(VOLKER 2001)
2.3. Kabuk ve Kambiyumda Zarar Yapan
Böcekler
2.3.1. Hylesinus (Leperesinus) varius (Fabr.) (Coleoptera- Scolytidae)
Büyüklüğü 2,5-3,5 mm olan böceğin
vücudu yumurta şeklinde esmer-siyah renklidir. Boyun kalkanı öne doğru
daralmış olup, sarımtrak gri pulludur ve kanat örtüleri alacalıdır.
Avrupa’da yaygın olan böcek,
ülkemizde İstanbul, Bursa ve Hatay-Dörtyol’da tespit edilmiştir.
Ağaçların gövde ve dallarının kabuk dokularında galeriler açarak
zararlı olmaktadır. En fazla Fraxinus’u tercih etmekle birlikte, seyrek
olarak Robinia, Acasia, Quercus, Fagus, Acer, Carpinus, Juglans,
Corylus, Olea gibi ağaçlarda da belirlenmiştir. Böceğin Türkiye’de
Fraxinus, Olea ve Robinia’lar üzerinde görüldüğü bildirilmektedir
(ÇANAKÇIOĞLU 1993).
2.4. Gövde ve Dallarda Galeri Açarak
Zarar Yapan Böcekler
2.4.1. Sinoxylon sex-dentanum Oliv. (Coleoptera- Bostrichydae)
Böceğin erginleri 3,5-4,5 mm boyunda
silindirik yapıdadır. Vücut siyah, elytra’lar kahverengimsidir.
Antenleri üç parçalıdır ve elytraların bitiminde dört dikenimsi çıkıntı
mevcuttur.
İtalya’da yaygın olan böcek, Acasia,
Robinia, Castenea, Olea, Ulmus, Quercus ve Rosa gibi çok sayıda bitkide
zararlı olmakta ve en fazla zararı asma ve İncire vermektedir (DELLA
BEFFA 1961).
İlkbaharda kışlama yerlerinden çıkan
dişiler yumurtalarını dalların uç tomurcuğu veya budak yerleri
yakınına, kabuk altında dalı çevreleyecek şekilde açtıkları galerilere
koyarlar. Yumurtadan çıkan larvalar düzensiz olmakla birlikte liflere
az çok paralel galeriler açarlar. Ağustos-Eylül aylarında olgunlaşan
larva aynı galerinin çıkış yerinde veya kabuğa bitişik bir hücrede pupa
olur. Yuvarlak bir delik açarak çıkan erginler kışlamak için aynı yere
geri gelirler. Genellikle 1-5 cm çapındaki dalları tercih eden böcekler
bahar gelince ince uç dallarda uç tomurcuğa kadar uzanan galeriler
açarlar. Varlığı çıkış delikleri ve ince talaş şeklindeki yiyim
artıklarından anlaşılabilir.
2.4.2. Stenopterus rufus L. (Coleoptera-
Cerambycidae)
Böcek 9-14 mm boyunda ve vücudu
siyah renkli tüylerle kaplıdır. Sırt kısmında üç parlak kabarcık
vardır. Elytra ve antenler sarımsı-kırmızı renkli olup, antenler vücut
uzunluğunda, kanat örtüleri ise ancak abdomeni örtecek büyüklüktedir.
Akasya, kestane ve meşelerin ölü dallarında çok sayıda galeriler açan
böcek İtalya’nın tamamında yaygındır (DELLA BEFFA 1961).
2.4.3. Lyctus linearis Goeze (Coleoptera-
Lyctidae)
4-7 mm boyundaki böceğin vücudu
kırmızı kahverengi, koyu kahverengi veya siyahtır. Kanat örtülerinde
nokta şeklinde çizgiler bulunur. Larva 6 mm boyunda, kıvrık, soluk krem
renklidir.
Avrupa’nın yerli türü olan
böcek, Kuzey Avrupa hariç her yerde bulunur ve daha çok kurumuş ağaçlar
ve kullanılmış odunlarda galeriler açarak tahribat yapar. Galerilerden
krem renginde toz halinde yiyim artıkları çıkar (ANON. 1998).
2.5. Köklerde Zarar Yapan Böcekler
2.5.1. Gryllotalpa gryllotalpa (L.) (Orthoptera- Gryllotalpidae) (Danaburnu)
35-50 mm boyunda, esmer sarı renkli
olan böceğin, zarımsı yapıdaki kanat örtüleri boyundan daha kısadır. Ön
göğüs oval, ön ayakları toprağı kazabilecek şekilde kısa ve
kuvvetlidir.
Avrupa, Kuzey Afrika, Batı Asya,
Çin, Avustralya’ya kadar yayılmıştır. Polifaj bir tür olup, İçinde
yalancı akasyanın da bulunduğu çok çeşitli bitkilerin kökünü keserek
ve kemirerek zararlı olmaktadır. Bu böcek Türkiye’nin her tarafında
yaygın şekilde bulunmaktadır (SEKENDİZ 1974, ÇANAKÇIOĞLU 1993).
2.5.2. Polyphylla fullo L.
(Coleoptera- Scarabaeidae)
Böceğin erginleri büyük, uzunca
ve şişkin vücutludur. Kanat örtüleri esmer, siyah veya kırmızımsı esmer
olup, üzeri beyazımsı ve küçük pulcuklardan oluşan lekelerle örtülüdür.
Vücudun alt kısmı, ince uzunca tüylerle kaplıdır, boyu 32-40 mm’dir.
Olgun halde boyları 60 mm’ye ulaşan larvalar tombul görünüşlü olup
vücutları kirli beyaz, başı esmer renkte ve öne doğru eğiktir. Bu
larvalar diğer Scarabaeidae larvalarında olduğu gibi C şeklinde
kıvrıktır.
Avrupa’nın büyük kısmı, Kuzey
Afrika, Kafkasya, Altaylar, Mançurya, Suriye, Lübnan, İsrail’de
özellikle kumlu topraklarda bulunmaktadır (DELLA BEFFA 1961,
BALACHOWSKY 1962, HURPIN l962, LODOS 1989). Türkiye’nin hemen hemen
her bölgesinde mevcuttur.
Polifaj bir zararlı olan böceğin
erginleri yaprak ve çiçeklerle beslenirse de esas zararı fidanlık ve
genç ağaçlandırmalarda bitki kökleriyle beslenen larvalar yaparlar.
Generasyonunu 3 yılda tamamlar.
KAYNAKÇA
ALLEGRO, G. 1987: Un Nemico Nuova
Perla Pioppicoltura Italiana: I’ıfantria americana Hypantria cunea
Drury.). Estratto da Economia Montana, N.G. Novembre- Dicembre. Anno
XIX, s. 50-53.
ANONYMOUS 1998 : Categorizing Wood
Boring Insects. Archives is a Part of Pest-alert.net., URL:
http://www.Alert-Pest.net
BALACHOWSKY, A. S. 1962,1963:
Entomologie Applique A I’ agriculture, Tome 1 (Premier and second
volume) Coleopteres Masson et Cie. Paris, 1391 s.
BAŞ, R. 1982: Türkiye İçin Yeni Bir
Bitki Zararlısı. Hyphantria cunea (Drury) (Lepidoptera, Arctiidae),
İstanbul, 65 s. (Yayınlanmadı).
BOVEY, P. 1954: Un Nouveau Ravageur
en Europe: I’Ecaille fileuse (Hyphantria cunea Drury), Journal
Forestier Suisse, No. I.
COMSTOCK, J.H. 1962: An
Introduction to Entomology, Comstock Publishing Associates, Binghamton,
XIX+1064 s.
ÇANAKÇIOĞLU, H. 1975: The Aphidoidea
of Turkey, İ.Ü. Orman Fak. Yayınları, Yayın No. 2329/189, İstanbul,
309 s.
ÇANAKÇIOĞLU , H. 1977: Türkiye’de
Orman Ağaç ve Ağaççıklarında Zarar Yapan Coccoidea (Homoptera) Türleri
Üzerine Araştırmalar, İstanbul Üniversitesi Yayınlarından, Orman Fak.
Yayın No. 227, İstanbul, 122 s.
ÇANAKÇIOĞLU , H. 1993: Orman
Entomoljisi-Özel Bölüm, İstanbul Üniversitesi Yayın., Orman Fak. Yayın
No. 412, İstanbul, X+458 s
DELLA BEFFA, G. 1961: Gli Insetti
Dannosi all’ QAgriculture ed: Moderni Metodi e Mezzi di Lotta, Ulrico
Hoepli, Milano, XXII+1106 s.
GRAS, M. A.,1991: Robinia
pseudoacacia L. Annotazioni di una Rassegna Bibliografica, S.A.F.
Centro di Sperimentazione Agricola e Forestale Roma.
İREN, Z. 1977: Önemli Meyve
Zararlıları, Tanınmaları, Zararları, Yaşayışları ve Mücadele
Metodları, Ankara Bölge Zirai Mücadele Araştırma Enst. Yayınları,
Mesleki Eserler Serisi, No.36, Ankara, 165 s.
LODOS, N. 1986: Türkiye Entomolojisi
,Cilt No. II (Genel Uygulamalı ve Faunistik), Ege Ün. Ziraat Fakültesi
Yayınları, Yayın No. 429, İzmir, 580 s.
LODOS, N. 1989: Türkiye Entomolojisi
,Cilt No.IV, (Genel Uygulamalı ve Faunistik), Ege Ün. Ziraat Fakültesi
Yayınları, Yayın No. 493, İzmir, 249 s.
NEF, L., JANSSENS, F. 1982: Les
Insectes Nuisibles au Peuplier, En Belgique et en Eurape Occidentale,
Publication Subsidiee par L’institut pour L’encouragement de la
Recherche Scientifique dans L’industrie et L’agriculture (I.R.S.I.A.).
ÖZAY, F.Ş. 1997: Marmara Bölgesinde
Söğütlerde Zarar Yapan Böcekler, Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları
Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten No. 183, İzmit.
PELLIZZARI, G., DALLA MONTA, L.
2001: Gli Insetti Fitofagi Introdotti in Italia dal 1945 al 1995,
www.greentarget.com
SEKENDİZ, O. A. 1974: Türkiye
Hayvansal Kavak Zararlıları Üzerine Araştırmalar. Karadeniz Teknik
Üniversitesi Genel Yayın No. 62, Orman Fak.Yayın No.3, Çağlayan
Basımevi, İstanbul, 195 s.
VOLKER, N. 2001: Das Vorkommen von
Phyllonorycter robiniella (Lepidoptera) an Robinien in Berlin.,
Technische Universität Berlin, Institut für Ökologie und Biologie .
http://www.tu-berlin.de/presse/wissenschaftsdienst/00sep/green.htm
YILDIZ, N. (1975): Phyllodecta
vitellinae L. nin Türkiye’de Yayılışı , Biyolojisi, Zararları Koruma ve
Savaş Metodları Üzerine Araştırmalar, Kavak ve Hızlı Gelişen Yabancı
Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Yayını, İzmit, s. 243-257.
YÜKSEL, B. 1998: Orta ve Doğu
Karadeniz Bölgesi Orman Fidanlıklarında Zararlı Böcekler ve
Mücadelesi, Doğu Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü, Teknik
Bülten No. 7, Trabzon, s. 28-29.