Lymantria dispar L.
(Lepidoptera-Lymantridae) ZARARI ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ
1. Giriş
Çok sayıda bitki türünde zararlı olan Lymantria dispar L. (Kuzey
Amerika’da 450, Avrupa’da 300), yaprak zararlısı bir böcektir. Genelde
5-7 yılda bir bir yörede çok fazla çoğalarak arız olduğu ağaçları
tamamen yapraksız hale getirebilmekte, yaprak kayıpları iki yıl üst üste
tekrarlandığında ağaçların büyük kısmı ölebilmektedir (ÖYMEN, 1982).
Ülkemizde genellikle yapraklıları (özellikle meşe ) tercih eden böcek
yöremizde ibreli plantasyonlarında da zararlı olmaktadır. Bu konudaki
ilk kayıt Çenedağı ağaçlandırma sahasında 1981 yılında Pinus radiata
ve Pinus nigra’larda tespit edilmiştir(YILDIZ, 1981). 2003 yılında
Kocaeli Yarımadası’nda çok yaygın olan ve populasyon patlaması yapan
zararlı, baltalık işletme sınıfı sahalarında meşelerde %50-100 arasında
yaprak kaybına yol açmıştır. Aynı zamanda yörede yaygın olan ibreli
plantasyonlarda bu zarardan etkilenmişlerdir.
2. Tanımı, Yaşayışı ve Zararları
2.1. Morfoloji
Erkek ve dişi kelebekler renk, şekil ve boyutları itibariyle
birbirinden farklıdırlar. Erkek kelebeklerin kanat açıklığı 35-45
mm’dir. Genel olarak renkleri açık kahverengi olup ön kanatları
üzerinde siyahımsı dalgalı 5 bant görülür. Arka kanatlar ön kanatlardan
daha açık renkli ve düzdür. Vücutları abdomenin sonuna doğru incelir
ve kirli sarı tüylerle kaplıdır. Antenleri iki taraflı tarağımsıdır.
Dişi kelebeklerin kanat açıklıkları 55 - 65 mm’dir, vücutları daha
dolgun yapılıdır, kirli sarı tüylerle kaplıdır ve abdomenin ucunda daha
yoğun olan tüyler yumurtaların üzerini örtmede kullanılmaktadır.
Kanatlar kirli beyaz renkte olup ön kanatta enine dalgalı bantlar
bulunur. Antenler ipliğimsidir.
Yumurta; grimsi yeşil renkli, 1.1 mm çapında, basık küre şeklindedir.
Toplu halde konulur, üzeri sarımsı tüylerle kaplıdır. Yumurta topluluğu
dışından bakıldığında süngere benzediğinden kelebeğe sünger örücüsü de
denilmektedir.
Larva; koyu kahverengi görünümlüdür. Sırt kısmında boydan boya sarımsı
beyaz şerit vardır ve vücudun her segmenti tüylerle kaplıdır. Sırttaki
11 çift siğilden ilk 5 çift mavi, kalan 6 çift ise kırmızı renklidir.
Olgun halde boyu 50-70 mm ye ulaşır. Erkek larva 5, dişi larva 6
safhadan sonra prepupa, daha sonra pupa olurlar. Pupa; 20-30 mm boyda,
koyu kahverenginde ve dolgun yapılıdır.

Şekil 1. Lymantria dispar L. (a-Larva, b- Erkek, c-Dişi Kelebek)
2.2. Yayılışı
İsveç’in güneyinden itibaren Avrupa, Kuzey Afrika, Sibirya, Japonya,
Çin’e kadar olan kuşak içersinde, Asya’da ve Amerika’da yayılmıştır.
Polifag bir zararlıdır, Romanya’da 270, Rusya’da 300, Amerika Birleşik
Devletleri’nde 450, Polonya’da 477 bitki türü üzerinde yaşayabilmektedir
(DELLA BEFFA l96l, CHARARAS l972, SCHWENKE l978).
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde mevcuttur. Quercus, Salix Populus,
Carpinus, Corylus, Arbutus, Erica, Cistus, Pinus, Pseudotsuga menziesii
türleriyle, meyve ağaçlarında zarar yaptığı tespit edilmiştir (EKİCİ
l965, SEKENDİZ l974, ÖYMEN 1982).
2.3. Biyolojisi
Kışı yumurta safhasında geçirir. Mart ve Nisan aylarında
yumurtadan larva çıkışı başlar, 8-15 günde tamamlanır. Beslenme
sıcaklığa bağlı olarak 6-10 hafta kadar sürer. Erkekler 5 , dişiler 6
larva safhası geçirir. Dolayısıyla dişilerin beslenme süresi daha
uzundur. Bölgemizde Haziran başlarından itibaren önce 1-2 gün süreli
prepupa döneminden sonra pupalar görülmeye başlar. Pupa dönemi 15-20 gün
kadar sürer. Erginlerin ömrü 3-4 gün kadardır. Çiftleşen dişi 1-2 saat
içinde yumurta koymaya başlar, bu işlem 2-4 gün sürer. Yumurtalarını
ağaçların gövde ve dallarına, içi kovuk kütük ve ağaçların kovuk
kısmına, taş aralarına, ölü örtü üzerine, bina duvarlarına
bırakabilirler. Yumurta kümelerindeki yumurta sayısı 150-600 arasında
değişmektedir. Yapılan gözlemlerde dikili ağaçlardaki yumurtalar
genellikle 1,0m’nin altında olmakla birlikte 5-6 m yükseklikte
dsalların alt yüzünde de görülmüştür. Embriyonal gelişin 4-6 haftada
tamamlanır, ilkbaharda çıkış zamanına kadar diyapozda kalır.
2.4. Zararı
Lymantria dispar yapraklı ve iğne yapraklılarda en önemli yaprak
zararlılarından biridir. Yapılan bir araştırmada bir erkek larvanın
yaprak tüketimi 165,71 cm2 , dişi larvanın yaprak tüketimi ise 495,97
cm2 olarak belirlenmiştir. Erkek ve dişi larvalar arasındaki yaprak
tüketim farkı, erkek fertlerin 5, dişi fertlerin 6 larva dönemi
geçirmesi ve toplam larva döneminin erkeklerden bir hafta fazla olması
sebebiyledir (ÖYMEN, 1979). Yaprak kaybının ağacın ölümüyle
sonuçlanması ağaç türleri, çevre baskıları, ağacın sağlığı ve yaprak
kaybının derecesi arasındaki ilişkilere bağlıdır. Üst tabakadaki
ağaçlarda (Meşe) yaprak kaybından ölüm oranı ABD tepe çatısı iyi
gelişmiş ağaçlarda, %13, kötü gelişenlerde %35, alt tabakadaki fertlerde
ise %67 olarak belirlenmiştir. Tekrarlanan yaprak kaybı durumunda ölüm
oranı %84 lere çıkmaktadır (KEGG, 1973). Ağaçlardaki yaprak kaybı
sekonder zararlı bazı mantar ve böceklerin tasallutunu kolaylaştırır.
Böcek her 5-7 senede bir çok fazla üreyerek geniş sahalarda zararlı
olmaktadır. İzmit Orman İşletme Müdürlüğü sahalarında 1972 yılında
baltalık sahalarda, 1980-1981 yıllarında baltalık ve ibreli ağaçlandırma
sahalarında zararlı olmuştur (YILDIZ, 1981). 1997-1998 yıllarında
Demirköy-İğneada civarındaki ormanlarda özellikle meşelerde etkili
olmuştur. 2003 yılında çok yoğun üreme yaparak İzmit, Kerpe Araştırma
Ormanında 90 ha Radiata meşceresinde %90-100, 60 ha sahada %40-50
oranında ibre kaybına sebep olmuştur. Ayrıca İzmit-Taşköprü Orman
İşletme Şefliği Karaçam sahalarında Çam keseböceği zararı görmüş
sahalarda, ibre kaybına sebep olarak, sekonder zararlı kabuk böcekleri
(Ips erosus, Ips sexdentatus), Pissodes sp., gibi böceklerin gelmesine
ve kurumalara sebep olmaktadır. Ayrıca İzmit , Şile ve Kanlıca
(Alemdağ) Orman İşletme müdürlükleri baltalık sahalarında özellikle
meşelerde %50-100 arasına yaprak kaybına yol açmıştır. Aynı yöredeki
orman yakınındaki kavak, söğüt ve elma, armut gibi ağaçlarda da %50-60
yaprak kaybına sebep olmuştur.
3. Populasyon Yoğunluğunun Gözlenmesi
ve Mücadele Yöntemleri
3.1. Populasyonun Yoğunluğunun
İzlenmesi
Lymantria dispar populasyuon düzeyinin izlenmesi için birkaç metot
vardır. Metot seçimi izlemenin yapılacağı örnek alanların büyüklüğüne,
şüphelenilen populasyon seviyesine dayandırılır. Belli başlı metodlar;
Feromon tuzağı ile erkek kelebek yakalanması: Türe özgü cinsel
çekici feromon ihtiva eden tuzaklar ergin çıkışı öncesi yerleştirilir.
Yakalanan kelebek sayısının yıldan yıla değişmesinden populasyon
tahminleri yapılır.
Larva tuzaklaması: Larvalar gündüz saatlerinde gövdeye inerek
gölgeli kısımlarda toplanmasından yola çıkılarak kullanılan bir
yöntemdir. Çuval bezinin gövdeye sarılmasıyla oluşturulan tuzakla larva
toplanması populasyon yoğunluğun hesaplanmasında faydalı olmasa da düşük
populasyondan artmaya başlayan populasyona geçildiğinin belirlenmesinde
faydalı bir göstergedir. Örtü altında toplanan larvalar haftada iki
kere sayılır ve yok edilir.
Yumurta kümeleri sayımı: Bu böceğin yumurtaları Ağustos-Nisan ayları
arasında, yani 7-8 ay kadar mevcut olduğundan, sayılması gelecek
vejetasyon dönemindeki populasyon yoğunluğu konusunda karar vermede
faydalı olmaktadır. Yumurta sayımı için birkaç metot geliştirilmiştir.
Bu metodlardan bazıları, meşcere içinde bir yönde yürüyerek önceden
belirlenmiş sayıya kadar sayma, İki gözlemci sahanın içinden 5 dakika
yürüyerek görebildikleri bütün yumurtaları sayarlar. İki sayımın
ortalaması hesaplanarak, hektardaki yaklaşık yumurta kümesi sayısı
bulunur. Bulunan yumurta kümesi sayısı daha önceden belirlenmiş zarar
eşiği değerinden yukarıdaysa mücadelenin gerekli olduğuna karar verilir.
Yoğun sayım; belli sahada yumurtaların bulunabileceği her yere dikkatle
bakılarak sayım yapılmasıdır (Düşük populasyonlarda). Ayrıca
belirlenmiş deneme alanlarındaki bütün yumurta kümelerinin sayılarak,
hektardaki yumurta kümesinin hesaplanması şeklinde de yapılır (CARTER at
al. 1994).
Yaprak kaybının izlenmesi: Yaprak kaybı miktarından populasyon tahmini,
yapılan ilaçlamanın etkinliğinin belirlenmesi için yapılır. İzleme larva
gelişiminin fazla olduğu periyotta yersel veya havadan yapılabilir.
Zarar eşiği/Mevcut populasypon seviyesi: Lymantria dispar etkinliği ile
ilgili tahminlerden populasyon yoğunluğunu temel alan çalışmalar kısmen
başarılıdır. Geçerli yaprak kaybı eşik değeri kabaca hesaplanır. ABD’de
Lymantria dispar yumurta kümesi sayısı 625-1250 adet/ha olduğunda
farkedilir, ölçüde yaprak kaybına sebep olabileceği kabul edilmekte ve
rekreasyon sahaları ile yerleşim alanlarında mücadele önerilmektedir
(GENSER at al. 1985).
3.2. Lymantria dispar L.’a Çevre
Faktörlerinin Etkisi
Sıcaklık: Yumurtalarda –29 C 0’den daha düşük sıcaklıklar yüksek oranda
ölüme sebep olurlar. 0 derecenin altındaki sıcaklıklar larvalar için
öldürücüdür(MCMANUS at all. 1989).
Nem:Yumurtaların yeni açılması sırasındaki şiddetli yağışlar
larvaların boğulmasına sebep olabilir. Larvaların birinci safhasında
iken yağışlı havalar göçün gecikmesine ve larvaların yaprakların alt
yüzlerinde toplanmasına sebep olur. Toplu halde bulunmanın uzaması
larvalarda sıkıntı ve NPV’ye karşı hassasiyetini arttırır. Yağmur ve nem
Entomophaga sp. mantarının yaygınlaşmasını ve etkisini arttırır
(WESELOH ve ANDREADIS, 1992).
Işık: Larvalar yumurtadan çıktıktan sonra ışığa yönelirler, bu
larvaların besleneceği ve rüzgar tarafından başka ağaçlara taşınacağı
ağacın üst kısımlarına gitmesini sağlar. Genç larva (1-3. safha) günün
tamamında yaprak üzerinde kalır, olgun larva ise gece beslenir gündüz
gövdenin alt kısımlarında dinlenir.
Rüzgar: Larvaların yayılmasında rüzgar büyük rol oynar. Yeni çıkan
larva hemen yumurtanın konulduğu yerin üst kısımlarına tırmanır.
Larvaların çok uzun tüylerle kaplı olması ve rüzgarla taşınırken
oluşturduğu ipeksi iplikciler larvanın balon veya paraşüt gibi
süzülmesini sağlarlar.
Yaprağın kimyası: Lymantria dispar beslenirken diğer yaprakların besin
değerinde azalma, kimyasal zehirlilik seviyesinde artış görülür. Sonuç
olarak yaprağı yenilmiş ağaçlarda larvaların gelişmesi zayıflar. Bazı
durumlarda bu değişimler yüksek populasyonun azalmasına katkıda bulunur
(SCHULTZ and BALDWIN, 1982) .
Populasyon yoğunluğu: Epidemi şartları altında gelişme zamanı 1-2
haftadan fazla azalır, sex oranında erkek ağırlıklı olur, daha az sayıda
yumurta meydana getirebilen daha küçük boyutta erginler oluşur
(ELKINTON and LIEBHOLD, 1990). Düşük populasyon düzeyinde olgun
larvalar sadece geceleri beslenir, gündüz korunaklı dinlenme yeri
ararlar. Epidemi hallerinde, olgun larvalar devamlı ağaç tepe çatısında
kalırlar ve gece gündüz aralıklı olarak beslenirler, ancak düşük
populasyon düzeyinde ki larvalardan daha fazla yaprak tüketemezler.
3.3. Lymantria disparın doğal
düşmanları ve Biyolojik Mücadele
Bu zararlının çok sayıda predatör ve parazitleri olmasına karşın
epidemileri önleme kabiliyetleri mevcut değildir. Çok miktarda
parazitlerini üreterek mücadele çalışmaları halen başarılı olamamıştır.
Bununla birlikte doğal düşmanları da Entegre Mücadele elemanlarından
biri olarak kullanılmalıdır.
3.3.1 Patojenler
Bakteriler: Tabiatta doğal olarak mevcut olan Streptococcus, ve
Pseudomonas, Basillus cinsi bakteriler böceklerde kitle halinde ölümlere
sebep olurlar. Epidemi hallerinde bazen populasyonun %60’ına kadarının
ölüme sebep olabilmektedir.
Basillus thuringiensis: Böcekler üzerinde çok etkili olan bu bakterinin
rahatça uygulanabilecek şekildegeliştirilen toz, ıslanabilir toz ve
sulu preperatları yaygın şekilde kullanılmaktadır. Püskürtülen bakteri
sporları içindeki zehirli madde böceklerin ölümüne sebep olmaktadır.
Virüsler: Baculovirüs cinsine ait Nucleopolyhedrosis virüs Lymantria
dispar populasyonunu azaltıcı etkisi vardır. Ölen larvaların solgun bir
görünümde olması sebebiyle solgun hastalığı da denir.
Nucleopolyhedrosus virüs (NPV): Bu virüs böceğin populasyonunu etkin
şekilde azaltıcı etkisi olan solgunluk hastalığını meydana getirir. Bu
hastalık sebebi virüs alınan gıda ile vücuda girer ve kan hücreleri ile
bazı dokuları öldürür. Larva önce uyuşuk hale geçer sonra yemeyi
bırakarak arka bacaklarından dala veya yaprağa asılı halde ölür.
Dokuları ayrışır ve vücudu sıvı haline geçer. Yapılan araştırmalar
sonucu kullanıma hazır preparatlar halinde elde edilerek kullanıma
sunulmuştur.
Mantarlar: Mantar bulaşan böcekler hastalanarak ölürler. Ancak
Mantarların etkin olabilmesi hava şartlarının sıcak ve nemli olmasına
bağlıdır. Böcekler de genellikle havanın kuru olduğu zamanlarda epidemi
yaparlar. Böceklerde genellikle Zygomycetes, Ascomycetes ve
Deuteromycetes sınıfları mensubu türler etkili olmaktadır.
3.3.2. Parazitler
Zararlının pupulasyonu azaltıcı unsurlardan birisi de asalaklardır.
Bölgemizde etkin önemli türler;
Compsilura coccinnata Meigen (Diptera, Tachinidae)
Dişi erginler konukçusunun derisini delerek larvalarını içeri
bırakmaktadır. Gelişimini tamamlayan larva pupa olmak için konukçusunu
terkeder. Pupa dönemini kabuk aralarında, ağaç kovuklarında ve ölü örtü
arasında geçirir. Marmara Bölgesinde 3 generasyon verdiği
belirlenmiştir. Yapılan laboratuvar gözlemlerinde parazitlenme oranı
yörelere göre %5-14 arasında görülmüştür (ÖYMEN, 1982).
Marmara bölgesine belirlenen diğer önemli parazitler; Pales pavida
Meigen (Diptera, Tachinidae), Exorista segregata Rondani (Diptera,
Tachinidae), Drino inconspicua Meigen (Diptera, Tachinidae), Brachymeria
intermedia (Nees) (Hymenoptera, Chalcididae).
3.3.3. Predatörler
En önemli larva yırtıcısı Calosoma sycophanta (L.) (Coleoptera,
Carabidae)’dır. Bu yırtıcı predatör uzun ömürlü (ergini 6 yıl yaşar),
yırtıcı ve hareketli oluşunun yanı sıra larvalarının ve erginlerinin
Lymantria dispar larvalarını yemesi bakımından da son derece yararlı bir
böcektir. Ayrıca bazı kuşlar ve küçük memelilerinde böcek
populasyonunun azalmasında rolleri vardır.
3.4. Biyoteknik Mücadele
Feromon Kullanımı: Böceğin yakalanmasını sağlayan tuzak ve dişilerin
yaydığı cinsel çekici kokuların, erkekleri cezbetmesi özelliğinden
yararlanarak elde edilen feromon adı verilen maddeden oluşmaktadır.
Feromonlar populasyon seviyesinin gözlenmesi yanında erkekleri
yakalayarak çifleşmeyi engellenmesi için de kullanılmaktadır. Bu
maksatla ABD’de izole ağaçlandırmalarda populasyon miktarını azaltmaya
yönelik olarak 8-25 adet/ha feromon tuzağı kullanılmaktadır.
Genetik Mücadele: Kısır erkekler üreterek doğaya salınmasını
öngören bir mücadele biçimidir. Üzerinde araştırma çalışmaları devam
etmektedir.
3.5. Silvikültürel Mücadele
Aralama çalışmalarını zamanında yaparak ağacın kuvvetli olmasını, tepe
tacının daha serbest hale getirerek yaprak miktarının artmasının
sağlanması, aralamada öncelikle tercih ettiği türlerin çıkarılması
olmalıdır. Böceğin doğal düşmanlarının artması için doğal düşmanlara
uygun habitat oluşturulması sağlanmalıdır (MCMANUS at all. 1989).
3.6 Mekanik Mücadele
Az sayıda ağaç söz konusu olduğunda kullanılabilecek en kolay yöntemler
yumurta kümelerinin toplanarak tahribi ve larva çıkışından sonra gövdeye
geçişi engelleyici bant konulmasıdır. Ayrıca larvanın gündüz gölgeli
korunaklı yer aramasından faydalanılarak, gövdeye sarılan örtünün
altına toplanan larvaların toplanarak yok edilmesi de etkili olur.
3.7. Kimyasal Mücadele
Yumurta kümeleri ile mücadelede bulundukları yerlerde üzerine mazot,
gazyağı, bitkisel yağlar, kışlık yağ dökülmesi yöntemiyle yapılabilir.
Larva safhasındaki mücadele ancak epidemi hallerinde düşünülmelidir.
Mücadelede çeşitli mide ve temas etkili ilaçlardan yararlanılabilir. Çok
fazla sayıdaki parazit ve yırtıcılarına en az zarar veren mide etkili
ilaçlar tercih edilmelidir.
| İlaç Aktif
maddesi adı |
Örnek ticari
ilaç |
Kullanım
dozu
|
| Diflubenzuran |
Dimilin, Kormilin |
20 gr/100 lt
|
| Bacillus thuringiencis |
Thrucide, Foray, Dipel |
100 gr/ 100 lt |
| Azadirachtin |
Nem-azal |
100 cc/ 100 lt |
| Carbaryl %50 |
Korvin 50 WP, Hektavin 50 |
200 cc/ 100 lt |
Yararlanılan Kaynaklar
BERLINGER, R.G., RAVLIN F.W., MCMANUS, M.L. 1989: Forest edge effects
and their influence on gypsy moth (Lepidoptera:Lymantriidae) egg mass
distribuion. Environ, Entomol. 18(5):840-843.
BLUMENTHAL, E.M. 1983: Gypsy month defoliaton reduction using
mechanical barrier devices. Melsheimer Entomol, Ser.33:21-30.
CARTER, J.L., RAWLIN,F.W., FLEISHERS.W. 1994: Sequential egg mas
sapling plans for gypsy moth (Lepidoptera:Lymantriidae) management in
urban and suburban habitats. J.Econ. Entomol.87(4)999-1003.
CHARARAS, C. (1972): Les Insectes du Peuplier, (biologie, ecologie,
nocitive, methodes,de protection). Librairie de la Faculte des Sciences
7, rue des Ursilines, Paris,371 s.
DELLA BEFFA, G. (1961): Gli Insetti dannosi all’ agriculture ed:
moderni metodi e Mezzi di lotta. Ulrico Hoepli, Milano, XXII+1106 s.
EKİCİ, M. (1965): Sünger örücüsü (Lymantria dispar L) nün Biyolojisi ve
Mücadelesi. Ormancılık Araştırma Enstitüsü Dergisi,No. 21, Ankara, s.
51-57.
ELKINTON,J.S., LIEBHOLD,A.M. 1990:Population dynamics of gypsy moth in
North America. Annu.rev.Entomol. 35:571-596.
GANSNER, D.A., HERRICK,O.W., TICEHURST, M. 1985: Amethot for predicting
gypsy moth defoliation from egg mass counts. North J. Appl.For.2:78-79.
KEGG, J.D. 1973: Oak mortality caused by repeated gypsy moth
defoliations in New Jersey. Econ.Entomol.66:639-641.
MCMANUS,M., SCHNEEBERGER, N., REARDON,R., MASON,G. 1989: Gypsy Moth.
U.S. Department of Agriculture Forest Service, Forest Insect and Disease
Leaflet 162.
ÖYMEN,T. 1982: Lymantria dispar L. (Lepidoptera- Lymantriidae)’in
Marmara Bölgesindeki Biyolojisi ve Doğal Düşmanları. İ.Ü. Orman
Fakültesi Dergisi, A, 32(1):65-83.
SCHULTZJ.C., BALDWIN,I.T. 1982: Oak leaf quality declines in response
to defoliation by gpsy moth larvae. Science 217:149:150.
SCHWENKE, W. (1978): Die Forstschadlinge Europas. 3. Band.
Schmetterlinge. Verlag Paul Parey, Hanburg und Berlin, VII+ 467 s.
SEKENDİZ, O. A. (1974): Türkiye Hayvansal Kavak Zararlıları Üzerine
Araştırmalar. Karadeniz Teknik Üniversitesi Genel Yayın No. 62, Orman
Fak.Yayın No.3, Çağlayan Basımevi, İstanbul, 195 s.
WESELOH,R.M., ANDREALIS, T.G. 1992: Mechanism of transmission of the
gypsy moth (Lepidoptera:Lymantriidae) fungus, Entomophaga maimaiga
(Entomophthorales: Entomophthoraceae) and effects of site conditions on
its prevalence. Environ. Entomol.21: 901-606.
YILDIZ, N. 1981: Kocaeli Yarımadası (Çenedağı) Hızlı Gelişen Yabancı
İbreli Tür Ağaçlandırmalarına Tahribatı Görülen Lymantria dispar Linne.
(Kır tırtılı). Türkiye’de Hızlı Büyüyen Türlerle Endüstriyel
Plantasyonlar Sempozyumu Bildirisi, İzmit.
Ana
sayfa