Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

www.asif.co.sr

DÜNYADA  ENERJİ  KAYNAKLARI

 

DÜNYADA ENERJİ. 37

I. Dünyada Enerji 37

A.  Dünyada Yenilenemeyen Enerji 38

1. Dünyada Petrol 38

1.1. Dünyada Petrolün  Önemi 40

1.2. Dünyada Petrol Arz ve Talebi 41

2. Dünyada  Kömür. 43

3. Dünyada Doğal Gaz. 45

3.1.      Dünya Doğal Gaz Rezervleri, Tüketimi Ve Muhtemel Gelişmeler 47

3.2.      Dünyada Doğal Gaz Arz ve Talep Göre Bölgesel Gelişmeler 49

B. Dünyada Yenilebilir Enerji Kaynakları ve Kullanımı. 53

1. Dünyada Rüzgar  Enerjisi 54

2. Dünyada Güneş Enerjisi. 55

3. Dünyada Jeotermal Enerji 57

3.1. Dünyada Jeotermal Enerji Kullanımı 57

3.2. Dünyada Jeotermal Enerji  Uygulamaları 58

4.Nükleer Enerji 59

4.1. Değişik ülkelerdeki nükleer enerjinin durumu ise aşağıdaki gibidir. 61

4.2. Nükleer Atıklar 62

4.3. Dünyada  Nükleerden Elektrik Üretimi. 64

5. Dünyada Biyokütle Enerji Kullanımı . 65

C. Diğer Enerji Çeşitleri 66

1. Dalga Enerjisinin Dünyadaki Durumu. 66

2. Dünyada Gelgit Enerjisi 67

3. Dünyada Biyokütle Enerji 67

II. Dünyada Elektrik Üretimi ve Tüketimi 68

1.Dünyada Enerji Üretimi 68

2. Dünyada Enerji  Tüketimi 69

3.Dünyada Enerji Tahminleri 71

III. Orta Asya ve Kafkasları Enerji Kaynakları 74

1.Orta Asya ve Kafkasları Enerji Rezervleri 74

2.Orta Asya ve Kafkaslarda Enerji Tüketimi ve ithal 75

 

 

DÜNYADA ENERJİ KAYNAKLARI

 

 

I. Dünyada Enerji

 

Ülkelerin gelişimlerinin devitici öğesi enerjidir. Emek-sermaye-hammaddeler biçiminde sıralanan klasik üretim faktörlerine, teknolojik gelişim enerji faktörünü de eklemiştir. Bu nedenle de ülke yönetim inlerini üstlenenler, toplumun ve ekonominin gereksinim duyduğu enerjiyi kesintisiz, güvenilir, temiz ve ucuz yollardan bulmak ve bu kaynakları da mutlaka çeşitlendirmek durumundadırlar.Klasik enerji kaynakları ve geri kalmış teknolojilerin doğal çevrede geri dönülmez tahribatlara yol açmaması içinse, “sürdürülebilir kalkınma” kavramı gündeme gelmiştir. Buna paralel olarak da, yalnız enerji kaynağı teminini ve enerji üretimini temel alan planlamaların yerini, gelişmiş toplumlarda enerji-ekonomi-ekoloji dengesini özenle gözeten planlama anlayışı almaya başlamıştır.

Enerji üretiminde, endüstriyel devrimden bu yana, her dönem belli bir enerji ham maddesi önem kazanmış ve gelişime damgasını vurmuştur. Kömürün neredeyse rakipsiz olduğu dönemi, petrolün egemenliği takip etmiştir. Nükleer enerji bir döneme damgasını vururken,görülen kimi sakıncalar nedeniyle birçok ülkede sınırlanmış, gelişen çevre bilinci ile, doğal gaz da giderek artan biçimde petrol ve kömürün yanında devreye girmeye başlamıştır. Önümüzdeki dönemde, kimi çevrelerce küçümsense de, temiz ve alternatif enerji kaynakları daha önemli ölçekte devreye girecektir.

Ne var ki, bugün için fosil kaynaklar dediğimiz kömür, petrol ve doğal gaz; dünya birincil enerji tüketimi içindeki toplam % 85’lik payları ile ezici bir ağırlık taşımaktadırlar. Teknolojinin bugünkü ulaştığı noktada ve yapılan tahminler doğrultusunda, 2020 yılında dünya genel enerji talebinin  % 88’inin fosil kaynaklardan karşılanacağı hesaplanmaktadır. Bu toplam yüzde içinde dikkati çeken gelişme, önümüzdeki 20 yılda doğal gazın pazardaki payını; petrol,kömür ve nükleerden aldığı paylarla  yaklaşık % 7 arttıracağının öngörülmesidir. 21. yüzyılda da fosil kaynaklar, enerji üretiminde olduğu kadar, çok sayıda sanayi maddesinin de üretiminde kritik ve ezici ağırlıklarını sürdüreceklerdir.

Ülkelerin enerji güvenlikleri ile, ulusal güvenlikleri arasında doğrudan ve güçlü bir ilişki vardır. Bir diğer anlatımla; ucuz, kesintisiz, verimli ve gerek kaynaklar gerekse temin yolları açısından çeşitlendirilmiş enerji üretimi politikası, her ülke için ulusal güvenliğin vazgeçilmez köşetaşıdır.

A.  Dünyada Yenilenemeyen Enerji

 

Dünya birincil enerji üretiminde fosil yakıtlar daha uzun süre belirleyici konumlarını sürdürecektir. Bu yakıtlar arasında, çevreyi daha az kirletmesi nedeniyle doğal gaz, önemini diğerlerinden daha fazla hissettirerek, pazar payını arttıracaktır.Gaz özellikle enerji üretiminde giderek payını arttırırken, petrol de ulaştırma sektöründeki ağırlığı nedeniyle konumunu sürdürecektir. Önümüzdeki 20 yılda, dünya gaz tüketiminde her yıl yaklaşık % 3.1 artış öngörülmektedir[1] .

Gerek Avrupa’nın ve gerekse ABD’nin, 21. yüzyıldaki petrol ve gaz gereksinimini karşılamada, kaynak çeşitliliği ve dolayısı ile fiyat rekabeti ve enerji güvenliği açısından petrol ve doğal gaz kaynakları yaşamsal önem taşımaktadır. Avrupa’nın birçok ülkesinde tüketicilerin gösterdiği yoğun ve kitlesel tepkiler de bunun kanıtıdır.

1. Dünyada Petrol

Petrol; gaz , sıvı ve katı halde bulunan hidrokarbonlara verilen genel addır. Sıvı hidrokarbonlara ham petrol, gaz halindekilere doğal gaz, katı olanlara ise bileşimlerine göre asfalt-parafin veya bitüm adı verilmektedir.

İlk petrol üretim teşebbüsleri 1770 yılında Bakü Hanı tarafından Baku’de yapılmış, fakat bu teşebbüs verimli olmamıştır. Modern tarzda yapılmayan bu üretim faaliyeti 1871 yılına kadar devam etmiştir[2]. Ancak, 1872 yılından sonra yeni metotlar ve Amerika’daki üretim sistemlerine uygun olarak yeni petrol kuyuları açılmış ve modern tesisler kurulmaya başlanmıştır.

Petrol aramacılığı: Çok riskli ve yüksek maliyetli arama yatırımlarının, yani jeolojik-jeofizik etütlerin, arama sondajlarının sonunda, petrol keşfi ile sonuçlanma şansı dünya genelinde % 10’lar civarındadır. Bulunan rezervin miktarı, akışkan ve kayaç özellikleri rezervuar itim mekanizmalarını, vb. ile birlikte değerlendirilerek, gereken üretim teknolojileri uygulanmaktadır. Doğanın milyonlarca yıllık süreçte oluşturduğu jeolojik yapılanmaların, petrol hareketinin ve kayaç yapısının tanımladığı  potansiyel kısıtlı ise, hangi üretim teknolojisi uygulanırsa uygulansın, yüksek üretim elde edilmesi olanaksızdır. Denizde petrol çıkarma işi, genellikle çok ağır koşullar altında gerçekleşir. Bunun nedenleri, çevre koşullarının değişkenliğinin yanında, kolay erişilecek petrol rezervlerine az rastlanır olmasıdır. Buna bir de, eskiden teknolojik olanaksızlıklar nedeniyle ulaşılamamış yerlerin de artık kazılıyor olmasını ekleyebiliriz. 1947'de ABD'nin Luisiana kıyılarına kurulmuş olan ilk platform, yalnızca 6 metre derinlikten petrol çıkarmak için tasarlanmıştı. Bugünse birçok yerde petrol çıkarma çalışmaları, deniz yüzeyinin yüzlerce metre altında yapılıyor[3]. Dünyada 2000’e göre Petrol rezervleri Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 3

Dünyada Petrol Rezervleri.

 

 

1 Milyar varil

2000

 

 

 

1980 sonu

1990 sonu

1999 sonu

tmb

 

toplam %

 

 

tmt

 

K. Amerika

88,2

93,9

63,9

64,4

8,5

6,1%

G&O.Amerika

25,5

69,0

89,5

95,2

13,6

9,0%

Avrupa

26,0

16,3

20,7

19,1

2,5

1,9%

Eski SSCB (BDT)

63,0

57,0

65,4

65,3

9,0

6,4%

Orta Doğu

361,8

662,6

675,7

683,6

92,5

65,3%

Afrika

55,2

59,9

74,8

74,8

10,0

7,1%

Asya Pasifik

40,2

50,3

44,0

44,0

6,0

4,2%

DÜNYA TOPLAM

659,9

1009,0

1034,0

1046,4

142,1

100,0%

Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2001

Dünya petrol rezervi görüldüğü gibi 1046,4 milyar tondur. Bu toplam rezervlerin sadece 362,8 milyar tonu  Avrupa ve Eski SSCB  dahil , K.Amerika , O.Amerika  ve Afrika’da bulunmaktadır. Geri kalan 683,6 milyar ton O.Doğu ülkelerinde bulunmaktadır. Buna karşın ABD’de yılda ortalama 80 bin kuyu açılmaktadır[4].

 

Şekil 2 : Dünya Bölgelerine Göre 2000 yılında İspatlanmış Petrol Rezervleri

Burdan gore bilirsiniz: https://www.angelfire.com/dragon/asif/sekil2.gif

Dünyadaki  rezervlerine baktığımız zamana  en fazla kaynağı sahip olan  Orta Doğu ülkeleri petrolün   %65,3 hisse ile ilk sırada yer almaktadır.Üreliği petrolün  yarısından fazlasını ihraç yapmaktadır. 2000 yılı sonu kanıtlanmış petrol rezervleri  683,6 milyar ton olan dur[5].Dünyada 2000 yılı kanıtlanmış petrol kaynakları aşağıda gördüğümüz şekildedir. (Detaylı bilgi için  EK-2’e bakabilirsiniz.)

 

1.1. Dünyada Petrolün  Önemi

 

İkinci Dünya Savaşı yıllarından sonra, dünyada enerji politikalarını kontrol etmek için bir yarış başladığını görürüz.

 Dünya ülkeleri , petrolün dünya ekonomisindeki kilit rolünü 1973’teki Arap İsrail savaşıyla ortaya çıkan sonuçlar ile daha iyi kavradı. 1973 dünya petrol krizi, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına gösterilen ilginin artmasına sebep olmuştur. Dünya enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan fosil yakıtların kısıtlı kullanım sürelerinin olması (petrol 43.0 yıl, doğal gaz 66.4 yıl, kömür 235 yıl), enerjinin elde edilmesi sırasında çevreye yapılan tahribat ve gelecek nesillerin de enerji ihtiyacı dikkate alındığında yenilenebilir enerji kaynaklarına önemi daha da artmıştır.

Enflasyon %100'ün üzerine çıkmış ve GSMH'de reel büyüme uzun bir aradan sonra ilk defa negatife düşmüştür. Bu durum bir çok gelişmekte olan petrol ithalatçısı ülkede olduğu gibi ekonominin petrole büyük ölçüde bağımlı hale gelmesinden kaynaklanmıştır.

 

1.2. Dünyada Petrol Arz ve Talebi

 

Dünyada Petrol üretimi ve tüketimi hızla artmaktadır bunu da piyasadaki arz ve talepten kaynaklandığı söyleyebiliriz.  Üretim kaynakları gittikçe azalmakta tüketim  talepleri ise hızla artmaktadır. Batılı güçlerin sahip oldukları petrol rezervlerinin yakın gelecekte bitecek olması ABD, AB ve diğer Avrupa Ülkeleri’ni dikkatini eski SSCB Cumhuriyetlerine  yöneltmesine neden olmuştur.

Tablo 4

Dünyada Petrol Üretimi

Milyon ton

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

670,6

664,7

653,8

649,2

646,9

661,0

671,3

667,7

639,7

651,9

G&O.Amerika

242,4

247,7

257,0

272,4

294,2

314,3

330,9

353,2

343,1

348,2

Avrupa

227,5

244,4

256,6

299,8

311,2

327,6

327,9

322,3

328,7

329,0

Eski SSCB (BDT)

515,8

451,2

403,2

363,7

358,4

353,3

362,0

362,5

369,9

394,4

Orta Doğu

835,9

909,6

946,8

960,8

967,0

989,2

1031,2

1090,5

1046,2

1112,4

Afrika

327,2

334,1

332,0

335,4

341,0

357,5

371,6

365,2

361,5

373,2

Asya Pasifik

332,4

332,4

334,8

344,0

350,3

362,9

368,0

367,9

362,7

380,5

DÜNYA TOPLAM

3151,9

3184,1

3184,2

3225,2

3269,0

3365,8

3462,9

3529,1

3451,8

3589,6

Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2001

Tablo 4’de Görüldüğü gibi 2000 yılında dünyada üretilen toplam  petrol miktarı 3589,6 Milyon ton’dur. Bunun  %31’ ni Orta Doğu ülkelerine , diğer %69’u  hissesi ise K.Amerika, Güney ve Orta Amerika , Avrupa, BDT, Afrika ve Asya Pasifik ülkelerinde  üretilmektedir.(Dünyadaki Petrol Üretim ve tüketim Ülkelere göre detaylı şekilde bakınız EK-3,4) 

Tablo 5

Dünyada 1991-2000 arası Petrol Tüketimi.

Miliyon ton

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

910,8

928,3

937,3

966,3

955,4

988,9

1007,4

1028,5

1052,6

1064,6

G&O.Amerika

168,5

175,8

179,0

185,9

194,0

201,6

212,1

218,5

216,7

218,7

Avrupa

710,5

714,6

711,9

710,9

723,3

741,7

749,2

760,9

757,9

752,6

Eski SSCB (BDT)

397,4

348,0

275,7

236,3

217,0

188,7

186,8

179,9

177,3

173,1

Orta Doğu

169,4

172,4

175,5

183,0

190,1

198,3

200,8

199,6

207,0

209,0

Afrika

95,6

97,6

98,7

101,0

104,4

106,6

109,5

113,1

115,9

116,7

Asya Pasifik

682,1

728,3

757,0

808,7

851,2

889,7

921,9

897,7

941,7

968,9

DÜNYA TOPLAM

3134,3

3165,0

3135,1

3192,1

3235,4

3315,5

3387,7

3398,2

3469,1

3503,6

Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2001

1991 ile 2000 arasındaki tüketim Tablo-5’dan gördüğümüz gibi dünya petrol tüketimi yıldan yıla artış göstermiştir. 1991 yılında dünya bazında tüketim 3134,3 milyon ton iken 2000 yılında bu 3503,6 milyon ton’ yükselmiştir.  Gelişmiş Ülkelerde petrol tüketimi   endüstrinin  gelişimi ile tüketimde de hız artmaktadır. Tüketim tablosundan 2000 yılına baktığımız zaman en fazla petrol tüketicisi Kuzey Amerika  tükettiği 1064,6 milyon ton ile ilk sıradadır.Bu da bunu gösteriyor ki sanayileşmiş ülkelerde petrole talep daha fazladır. Tablo-6’da Orta Doğu ülkeleri  üretimde  ilk sırada iken  tüketimde dünya sıralamasında bölgesel olarak 5.sıradadır.

Tablo 6

Dünyada Ülkelere Göre Petrol İhracatı

Dünyada En Fazla Petrol İhracatı Yapan Ülkeleri 2001*

 

Ülke

Net İhracat  (million barrels per day)

1)

S.Arabistan

7.38

2)

Rusya

4.76

3)

Norveç

3.22

4)

Iran

2.74

5)

Venezuliya

2.60

6)

Bir.Arab.A

2.09

7)

Nijerya

2.00

8)

Irak

2.00

9)

Kuveyt

1.80

10)

Meksika

1.65

11)

Libya

1.24

12)

Cezayir

1.24

*TabloNet İhracatı günde 1 milyon varili geçen tüm ülkeleri içeriyor[6] 2001.

 

Petrol krizinden sonra “serbest piyasa rejimi”nin en büyük savunucusu olan Amerika, uluslararası alanda enerji politikalarının etkilenmesi ve denetimini sağlamak için yeni bir örgütün, Uluslararası Enerji Ajanı (IEA) nın kurulmasını başarmıştır. 1974 yılında OECD çerçevesi içinde kurulan IEA’nın ilk gayesi, petrol ihraç eden ülkelere karşı yeni enerji politikaları oluşturmak olmuştur. Petrol İhraç Eden Ülkeler Karteli OPEC, ilk zamanlar petrol fiyatlarını yükseltip büyük karlar elde ederken, 1980’li yıllardan sonra fiyatlar düşmeye ve geri kalmış petrol ihraç eden ülkeler büyük bir dış borç altında kalırken, başta Amerika ve OECD ülkeleri, uluslararası finans ve yatırımlarla büyük karla elde etmeye başlamışlardır. Çok uluslu dev petrol şirketleri birleşmeler, anlaşmalar ve ortaklıklar ile kartelin etkisini kırmayı başarmışlardır

Petrol, arama, üretim, taşıma, rafinaj, dağıtım ve pazarlama zinciri ile dünyanın gündemine yerleşmiştir. Petrolün 2000’li yıllarda da egemen yapısını sürdürmesi arz-talep sorunundan çok, petrolün coğrafi dağılımından da kaynaklanmaktadır.

 

2. Dünyada  Kömür

 

Dünyanın 21. Yüzyıldaki en önemli ve güvenilir enerji kaynağı yine kömür olacaktır. Nitekim, Dünya enerji üretiminde, 1997 yılında % 42 olan kömürün payının 2020 yılında % 48’e yükseleceği tahmin edilmektedir. ABD’leri halen elektrik enerjisinin % 56’sını kömürden üretmektedir[7].

Günümüzde, Dünya enerji gereksiniminin % 80’ni kömür, petrol ve Doğal gaz gibi fosil yakıtlarca, geri kalan % 20’si de başta hidrolik ve nükleer enerji olmak üzere, hayvan, bitki artıkları, rüzgar, güneş, jeotermal, odun gibi kaynaklardan karşılanmaktadır.

Elektrik enerjisi üretiminde kullanılan sistemlere bakıldığında % 64' lük bir oranla termik santrallar başta gelmektedir. Bunu % 19 ile hidrolik, % 17 ile nükleer takib etmektedir. Gelişmiş ülkelerden Hollanda’ da termik santralların oranı % 95, İngiltere’ de % 76, ABD’ de % 70, Almanya’ da % 68, Japonya’ da ise % 64' dür[8].

Nitekim ABD’de 2000’de  yapılan havza aramaları sonu ispatlanmış kömür rezerv potansiyeli 246 643 Milyon Tondur[9].(Dünyadaki kaynaklarlın tamamı EK-9 verilmiştir.)

Tablo 7

Dünya Kömür Rezervleri  2000 yılı için

Milyon Ton

Sert maden Kömürü

Linyit

Toplam

Toplam %

R/P oranı

Küzey Amerika

116707

139770

256477

26,1%

243

Merkezi Amerika

7839

13735

21574

2,2%

405

Avrupa

41664

80368

122032

12,4%

165

BDT

97476

132702

230178

23,4%

*

Afrika&O.Doğu

61355

250

61605

6,2%

266

 Asya Pasifik

184450

107895

292345

29,7%

159

Toplam Dünya

509491

474720

984211

100,0%

227

*En az 500 yıl         Kaynak:BP  Statistical Review of World Energy June 2001

Latin Amerika’sındaki kömür kaynakları dünya kaynaklarının %2.2(Tablo-7) Afrika ve O.Doğu ise %6.2, Avrupa’daki kömür kaynakları %12.4, BDT ‘deki rezervler %23.4, K.Amerika %26.1 ve Asya ve Avustralya %29.7 pay ile dünyanın en fazla kaynaklarına sahiptir.

Şekil 3 : Dünyada Kömür Rezervleri. -                                           2000  Milyon ton

Burdan gore bilirsiniz: https://www.angelfire.com/dragon/asif/sekil3.gif

 

 

Dünyada bilinen rezerv dağılımları petrol eşdeğeri olarak % 68 kömür, % 18 petrol, % 14 Doğal gaz olarak hesaplanmaktadır[10].

Dünyada elektrik üretiminin yaklaşık olarak % 40'ı kömürden sağlanmaktadır. Birçok ülkede elektrik üretiminin önemli bir bölümü kömürden elde edilmektedir. Bu oran ABD'de ve Almanya'da (%53), Yunanistan’da (%69), Çin de (%75), Danimarka da(%77), Avustralya da (%83), Güney Afrika da (%93), Polonya da (%95) dir. Türkiye’de elektrik enerjisinin (%32) 'si kömür den elde edilmektedir[11].

Tablo 8

Dünyada 1990-2000 Arası Kömür Üretim ve Tüketimi*

Tep- Ton Eşdeğer Petrol

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

Üretim

2292,9

2224,6

2219,2

2165,4

2218,4

2257,6

2322,3

2323,6

2266,4

2146,1

2137,4

Tüketim

2270,3

2224,5

2211,3

2206,1

2224,4

2258,3

2341,6

2326,8

2281,1

2159,9

2186,0

*Tüm kömür çeşitleri(Sert maden kömürü,Linyit....)   

Kaynak: Statistical Review of World Energy June 2001

Tablodan da gördüğümüz gibi dünyada kömür tüketimi ünden güne artmaktadır.Bunu da buna bağlanıyor . Gelişmek üzere ve  az gelişmiş ülkeler elektrik üretiminde, ısıtmada, demir çelik fabrikalarda demek olar ki  genellikle kömür kullanılır.Dünyadaki kömür üretimin ve tüketimi 1990-2000’ göre Şekil-4’de verilmiştir. Ülkeler bazında detaylı şekilde(EK-10.11) bakabilirsiniz.

Şekil 4 : Dünyada Kömür Üretimi ve Tüketimi..                                  Tep

    Burdan gore bilirsiniz:           https://www.angelfire.com/dragon/asif/sekil4.gif                

Dünyada ev petrol şirketleri, kömür alanına da el atarak satın almalar ve birleşmeler ile kömürün enerji piyasalarındaki rolü ve değerini düşürmüşlerdir. Bunun sonucu olarak 1979 ile 1989 yılları arasında kapatılan AB ülkeleri kömür madenlerinden 200.000 işçi açıkta kalmıştır. Kapatılan ulusal kömür madenleri yerine, aynı şirketlerin sahibi olduğu veya ortak bulunduğu gelişmekte olan ülke madenlerinden kömür satın alınmasına başlanmıştır. Çok düşük fiyatla Çin Halk Cumhuriyetinin dünya piyasalarına girmesi kömür fiyatlarını dünya çapında etkilemiştir. Bugün dev 10 şirket dünya kömür piyasalarının yarısından fazlasını kontrol etmektedir[12].

3. Dünyada Doğal Gaz

Dünyada, bugün bilinen petrol rezervlerine eşdeğer doğal gaz rezervi vardır. 1986 yılındaki belirlenmiş doğal gaz rezervleri 100 trilyon m3’e yakındır.  Başlangıçta daha çok yerel olarak kullanılan bu yakıt, özellikle 1970'li yıllardan sonra petrol fiyatlarındaki aşırı artış ile enerji sektöründeki yerini genişletmiştir. Uluslararası kullanımı sürekli artış göstermiş ve üretici ve tüketici konumunda birçok ülkenin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu değişim doğal gazın toplam enerji üretimindeki payını arttırmıştır.

Dünya doğal gaz rezervi 150,19 trilyon metreküp olarak tahmin edilmekte, en büyük rezerv Tablo-9’da gördüğümüz gibi 45-50 trilyon metreküp ile Rusya’da bulunmaktadır. Bu ülkeyi başta İran olmak üzere ABD, Suudi Arabistan, Katar, Cezayir, Venezuella, Kanada, Nijerya, Endonezya, Libya, Norveç, Hollanda, Meksika ve İngiltere izlemektedir. Dünyada bilinen petrol rezervlerine eşdeğer doğal gaz rezervi vardır.

Tablo 9

Dünyada 20 Ülkeye Göre Doğal Gaz Kaynakları –2000

Ülkeler

Rezervler        (Trillion Cubic Feet)

Toplam %

Toplam Dünya

5.451

100

20.Ülkenin Toplamı

4.863

89.2

Rusya

1.680

30.8

İran

812

14.9

Katar

509

9.3

A.Arabistan

219

4.0

BAA

212

3.9

ABD

177

3.3

Cezayir

160

2.9

Venezuelya

148

2.7

Nijerya

124

2.3

İrak

110

2.0

Türkmenistan

101

1.9

Endonezya

93

1.7

Avustralya

90

1.7

Malezya

75

1.4

Özbekistan

66

1.2

Kazakistan

65

1.2

Hollanda

63

1.1

Kanada

60

1.1

Kuveyt

52

1.0

Çin

48

0.9

Diğerleri

588

10.8

Kaynak : “Dünya Rezervler ve Üretim” Oil &Gas” Dergisi, Vol.99, No. 52 (Aralık. 24, 2001),s.126-127.Enerji Bilgi Kurumu /Uluslar arası Enerji Raporu 2002,Ocak 1, 2002

Bugün için dünyanın çeşitli bölgelerinde birçok doğal gaz üreticisi ülke bulunmaktadır. Bugün Batı Avrupa'nın kullandığı doğal gazın %70' i Avrupa'da üretilmektedir. Geri kalanın %90'ını dağılan SSCB ülkeleri ve %10'unu ise Cezayir karşılamaktadır. Başlangıçta sınırlı kullanımı olan doğal gaz, üretim artışı ve buna mukabil oluşan yoğun taleplerle evsel ısıtmanın haricindeki birçok değişik sektörde de tercih edilir hale gelmiştir. Doğal gaz 1989 yılında dünya toplam enerji tüketiminin % 21'ini karşılar durumdaydı. Günümüzde ise dünya enerji tüketiminin % 77'sini fosil yakıtlar karşılamaktadır ve bunun da yaklaşık 26'sı doğal gaza aittir. Bu oran doğal gaz kullanım trendini açıkça ortaya koymaktadır. Fosil yakıtların tespit edilen rezerv açısından gelecekteki kullanım ömrüne bakıldığında da petrolün tahminen 45 yıl sonra tükeneceği görülmektedir. En uzun ekonomik ömre sahip fosil yakıt olarak görülen kömürün ise çevreye olumsuz etkisinin fazlalığı sebebiyle sadece belli alanlarda kullanımı zorunludur. Dolayısıyla mevcut durum itibariyle çevreye olumsuz etkisi minimum olan doğal gazın kullanımının artacağı açıkça görülmektedir. Dünyadaki doğal gaz yataklarının ülkelere göre yüzde olarak dağılımı aşağıdaki tabloda belirtilmiştir[13].

Çevre sağlığının bozulmasına ve hava kirliliğinin artmasına engel olmak amacıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yeterli düzeye gelene kadar enerji ihtiyacının doğal gazdan sağlanması en sağlıklı çözüm olarak görülmektedir. Ayrıca teknolojik gelişmelerle yeni rezervlerin keşfedileceği ve buna bağlı olarak doğal gazın yakın geleceğin en önemli yakıtı olacağı düşünülmektedir.

3.1.        Dünya Doğal Gaz Rezervleri, Tüketimi Ve Muhtemel Gelişmeler

 

Dünya doğal gaz tüketimi hızla artış göstermektedir Tüketimi hızla artış göstermekte olan doğal gazın dünya enerji kaynakları tüketimi içerisindeki payı da yükselmektedir. 2020 yılına kadar doğal gaz tüketiminin 167 trilyon kübik feet’e (tcf) (1 kübik feet = 28,317 cm3 1m3=35,314 kübik feet) (4.72 trilyon m3) ulaşması beklenmektedir. 1980 yılında 53 tcf, 1990 yılında 73 tcf olan tüketim, 1997 yılı itibarıyla 82 tcf (2.3 trilyon m3) seviyesin çıkmış ve 2000 yılında Dünyada toplam doğal gaz tüketimi 2404,6 milyar m3 ( »2,41 trilyon m3) olmuştur, Tablo-10’da gördüğümüz gibi.

Tablo 10

Dünyada Bölgelere Göre Doğal Gaz Rezervleri.

 

 

1980 sonu

1990 sonu

1999 sonu

2000 sonu

 

 

 

 

TCF(tr.kbk.ft)

TCF(tr.kbk.m)

 

 

BÖLGELER

Toplam %

R/P oranı

K. Amerika

9,71

9,53

7,31

7,33

258,8

4,9%

9,8

G&O.Amerika

2,69

4,80

6,31

6,93

244,6

4,6%

71,8

Avrupa

4,79

5,50

5,15

5,22

183,9

3,5%

17,5

Eski SSCB (BDT)

26,05

45,31

56,70

56,70

2002,6

37,8%

79,6

Orta Doğu

21,29

37,50

49,52

52,52

1854,8

35,0%

*

Afrika

5,90

8,07

11,16

11,16

394,2

7,4%

86,2

Asya Pasifik

4,28

8,46

10,28

10,33

365,1

6,8%

38,9

DÜNYA TOPLAM

74,71

119,17

146,43

150,19

5304,0

100,0%

61,0

Kaynak : BP  Statistical Review of World Energy June 2001

 

Dünyada doğal gaz talebi Ortadoğu ve Afrika dışında hızla artma eğilimindedir. Asya’daki gelişmekte olan ülkeler ile Güney ve Orta Amerika’da yüksek oranlı doğal gaz talep artışı beklenmektedir. Ayrıca, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelerde de hızlı bir talep artışı öngörülmektedir.(Ayrıntı bilgi için EK-6 bakınız.)

 Doğal gaz elektrik üretiminde giderek artan oranda kullanılmaktadır. 2020 yılına kadar, elektrik enerjisi üretimi için kullanılan doğal gaz miktarının toplam doğal gaz tüketiminin %33’üne ulaşması beklenilmektedir. Doğal gaz, santrallerde ekonomik olarak türbünlerin etkinliğini sağlamasının yanısıra çevre etkileri nedeniyle de tercih edilmektedir. Doğal gaz yakıldığında, kömür ve petrole göre daha az sülfür dioksit, karbon dioksit ve atık açığa çıkmaktadır.

Tablo 11

Dünyada Doğal Gaz Üretimi

Milyar m3

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

643,7

658,4

673,7

706,4

711,2

727,0

733,1

737,2

734,9

759,2

G&O.Amerika

60,5

60,9

64,5

67,4

73,2

79,1

83,3

88,8

89,7

96,4

Avrupa

226,1

227,0

238,3

240,2

247,6

279,3

275,5

274,5

280,8

287,9

Eski SSCB (BDT)

756,3

728,6

710,2

671,3

659,9

669,1

627,4

644,8

656,4

674,2

Orta Doğu

104,4

114,1

122,9

134,8

148,9

159,3

176,0

183,9

191,6

209,7

Afrika

71,9

75,2

79,5

75,3

83,3

89,2

99,4

104,7

117,1

129,5

Asya Pasifik

163,8

175,2

184,3

200,3

212,0

229,6

238,8

241,6

253,2

265,4

DÜNYA TOPLAM

2026,7

2039,4

2073,4

2095,7

2136,1

2232,6

2233,5

2275,5

2323,7

2422,3

Kaynak:BP Statistical Review of World Energy June 2001

 Gelişmiş ülkelerde doğal gaz yıllık tüketim artışının diğer yakıtlara göre yüksek olduğu görülmektedir. 2020 yılına kadar yıllık artışın %2,1 oranında olması beklenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde de benzeri gelişim izlenmektedir. 1997 yılı itibarıyla gelişmekte olan ülkelerde doğal gaz tüketiminin toplam enerji kullanımındaki payı dünya ortalaması olan %22 oranının altında %14 oranında bulunmaktadır. Ancak önümüzdeki dönemde bu ülkelerdeki yıllık gaz tüketiminin %5,6 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Bu ülkelerde doğal gaz enerji üretiminin yanısıra ısıtma ve endüstri yakıtı olarak kullanılmaktadır.

Dünya doğal gaz rezervleri son yirmi yılda %100 oranında artış göstermiştir.Tablo.11’ de gördüğümüz gibi 2000 yılı Ocak ayı itibarıyla dünya doğal gaz rezervlerinin 150,19 trilyon m3 olduğu görülmektedir. Son yirmi yılda rezerv artışları Eski Sovyet Cumhuriyetlerinde, Ortadoğu, Güney ve Orta Amerika ile Asya Pasifik bölgelerindeki ülkelerde görülmüştür. En önemli artışlar 33 tcf (934 milyar m3) ile Afrika kıtasında Cezayir ve Mısır’da ve 4 tcf (113 milyar m3) ile Asya Pasifik bölgesinde görülmüştür. 2000 yılında en fazla doğal gaz tüketimi 767,7 milyar m3 Tablo-12’den gördüğümüz gibi K.Amerika tüketmiştir.(Ülkeler bazında bilgi için EK-6,7)

Tablo 12

Doğal Gaz Tüketim

Milyar  m3

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

639,7

658,2

679,8

696,3

721,2

737,0

737,4

718,5

730,7

767,7

G&O.Amerika

60,5

60,9

64,5

67,2

73,1

78,9

83,4

89,1

87,8

92,6

Avrupa

339,3

336,4

354,0

354,7

380,8

422,7

416,0

429,0

444,2

458,8

Eski SSCB (BDT)

665,7

628,2

609,0

567,0

546,9

554,0

519,1

529,8

533,0

548,3

Orta Doğu

98,0

110,6

119,0

130,7

141,6

152,1

165,4

173,6

178,4

189,0

Afrika

35,2

37,4

39,9

41,9

44,8

47,0

46,2

47,8

52,1

58,9

Asya Pasifik

168,8

178,7

188,5

205,7

217,4

236,1

246,6

252,1

268,4

289,3

DÜNYA TOPLAM

2007,2

2010,4

2054,7

2063,5

2125,8

2227,8

2214,1

2239,9

2294,6

2404,6

Kaynak:BP Statistical Review of World Energy June 2001

  Dünyada doğal gaz kaynaklarının bölgesel dağılımına bakıldığında rezervlerin petrole göre daha geniş bir alanda dağıldığı görülmektedir. Ortadoğu Bölgesi petrol rezervlerinin %65’ine sahip olduğu halde doğal gaz rezervlerinin %35’üne sahip bulunmaktadır. Sınırlı petrol rezervlerine sahip bazı bölgeler doğal gaz kaynaklarının daha büyük bir kısmına sahiptirler.

 Bölgeler itibarıyla Rezerv/Üretim Oranına ilişkin bilgiler ise aşağıda yer almaktadır. Sözkonusu oran rezervlerin kullanım süresini göstermektedir.

ü                 Ortadoğu ve Afrika 100.0 yıl

ü                 Eski Sovyet Cumhuriyetleri 100 yıl

ü                 Güney ve Orta Amerika 71.5 yıl

ü                 Kuzey Amerika 11.4 yıl

ü                 Avrupa 18.3 yıl

 

3.2.        Dünyada Doğal Gaz Arz ve Talep Göre Bölgesel Gelişmeler

 

Kuzey Amerika: ABD ve Kanada’da doğal gaz tüketiminin 1997-2020 yılları arasında yıllık %1.6, Meksika’da ise %2.4 oranında artması beklenmektedir. Artışta, elektrik enerjisi üretimi etkili olmaktadır. Kanada doğal gaz üretiminin %55’i ABD’ye ihraç edilmektedir (Yaklaşık 3 tcf, 84.9 milyar m3 ). Bu miktar ABD doğal gaz tüketiminin %14’üne tekabül etmektedir. 2005 yılına kadar Kanada’nın ABD pazarındaki payının %18.4’e yükselmesi beklenilmektedir. ABD’den doğal gaz ithalatının 2020 yılında 0.24 tcf ‘e (6.7 milyar m3) ulaşması beklenilmektedir.

 ABD’de de önemli ölçüde doğal gaz boru hattı inşaa çalışmaları devam etmektedir. Yapılan son 4 adet boru hattı Wyoming, Montana ve New Mexico üretim bölgelerinden gaz tedarikine imkan sağlamaktadır.

Diğer taraftan sıvılaştırılmış doğal gaz ithalatı ABD için ekonomik olmaya başlamıştır. Yılda 0,08 tcf (2.26 milyar m3) olan ithalatın 2020 yılına kadar 0.39 tcf ‘e (11 milyar m3) ulaşması beklenilmektedir. İthalat genel olarak Cezayir’den yapılmaktadır.

Orta ve Güney Amerika: Bölgedeki gaz rezervleri toplam dünya rezervlerinin %5’inden daha az seviyededir. Doğal gaz üretim, tüketim ve ticareti sınırlı durumdadır. 2000 yılı itibarıyla bölgedeki toplam üretim 96,4 milyar m3’dur.

 2020 yılına kadar, doğal gaz tüketiminin yıllık ortalama %5 oranında artması beklenmektedir. 1999 yılında yaratılan imkanlarla Trinidad ve Tobago’dan ABD’ye sıvı doğal gaz ihracatına başlanacaktır.

 Bölgedeki en büyük genişleme eğilimi gösteren piyasa Brezilya piyasasıdır. 2000 yılında 9,4 milyar m3 olan tüketimin 2020 yılında 2.5 tcf (70.7milyar m3 ) olması beklenmektedir. Bolivya Brezilya arasındaki boru hattı 1999 yılında işletmeye alınmış olup 2006 yılına kadar hattan sevk edilen miktarın günde 1 milyar kübik feet’e (28.3 milyon m3) ulaşması beklenmektedir.

Arjantin gazının Brezilya’ya ihracına imkan sağlayacak 437 kilometrelik boru hattının yapımı sürdürülmektedir. Kapasitenin azami günlük 425 milyon kübik feet (12 milyon m3 ) olması öngörülmüştür. 1999 yılında Arjantin ile Şili arasında ikinci boru hattı işletmeye alınmıştır. 940 kilometrelik hat 300 milyon kübik feet/gün kapasitesindedir. Kolombiya gaz firması Promigas tarafından Kolombiya gazının Panama, Kosta Rika ve Nikaragua’ya ihracı yönünde çalışmalar yapılmaktadır.

Avrupa: Avrupa gaz rezervleri toplam dünya rezervlerin %5’inden az olup genel olarak Hollanda, Norveç ve İngiltere’de yer almaktadır. Avrupa Ülkeleri doğal gaz tüketiminde bir düşüş izlenmektedir. Avrupa’nın gaz ihtiyacının 1/3’ü bölge dışından eski Sovyetler Birliği Ülkeleri ve Cezayir’den sağlanmaktadır. Talep artışı özellikle Almanya, Yunanistan, Portekiz, İtalya, İspanya, Finlandiya, Belçika ve Danimarka’da görülmektedir. Batı Avrupa gaz tüketiminin yılda %2,9 oranında artarak 2020 yılına kadar 25.9 tcf’e (733 milyar m3) ulaşması beklenmektedir. 

Altyapı çalışmaları ise bölgede devam etmektedir. 1999 yılında yapımı tamamlanan 675 km uzunluğundaki Europipe II Norveç’in batı kıyısını Almanya’nın kuzeybatı bölgesine bağlamaktadır. 2010 yılına kadar Norveç doğal gazının Almanya’nın doğal gaz tüketiminin %30’unu karşılaması beklenmektedir. 1998 yılı Almanya gaz tüketimi 3.3 tcf (93 milyar m3) seviyesindedir. Halen yapımı süren Almanya İsviçre boru hattının kuzey güney hattında gaz akışını arttırması beklenmektedir. Yamal-Europe hattının tamamen tamamlanması ise Rus doğal gazının Almanya ve diğer Batı Avrupa Ülkelerine daha fazla miktarda intikaline imkan sağlayacaktır.

İtalya ve İspanya’daki doğal gaz piyasası da genişleme göstermektedir. İtalya’nın ENI şirketi, Libya Ulusal Petrol Şirketi ile Libya doğal gazının denizaltından yapılacak boru hattı ile İtalya’ya ithali konusunda anlaşmaya varıldığını, anlaşmanın 2003 yılından itibaren yılda 280 milyar kübik feet ( 7.4 milyar m3) doğal gazın ithalini öngördüğünü belirtmiştir.

  Rusya ve Eski Sovyet Cumhuriyetleri: Rusya Federasyonu dünya doğal gaz ticaretine hakim bir konumda bulunmaktadır. Rusya Federasyonu 7 tcf (198.2 milyar m3) olan toplam doğal gaz ihraç miktarının 4.2 tcf’ini (118.9 milyar m3) Avrupa Ülkelerine ihraç etmektedir. Eski Sovyet Cumhuriyetleri arasındaki ticaret esasen barter sistemine dayanmakta ve ekonomik nedenlerle gaz bedellerinin ödenmemesi ticarette engel teşkil etmektedir. Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’dan 1 milyar $ tutarında doğal gaz alacağı bulunmaktadır. Ayrıca, eski Doğu Bloğu ülkelerinde, özellikle Beyaz Rusya ve Ukrayna’da gaz şirketleri gaz abonelerinden para tahsilatı yapamamakta bu durum ise doğal gaz ithalatını zorlaştırmaktadır. Ukrayna’daki gaz şirketi Naftogaz’ın abonelerden 3 milyar $ tutarında alacağı bulunmaktadır

Rusya Avrupa’ya doğal gaz ihracatının %90’ını Ukrayna’daki doğal gaz boru hatlarının kullanımı ile gerçekleştirmektedir. Rusya ile Ukrayna arasındaki ödeme problemi Rusya’yı Avrupa’ya doğal gaz ihracatında yeni boru hatları inşaasına yönlendirmektedir. Yamal-Europe doğal gaz boru hattı Beyaz Rusya ve Polonya üzerinden Avrupa’ya doğal gaz sevkine imkan sağlamakta olup, birinci kısmı 1999 yılında faaliyete geçmiştir. Ülkemizle Rusya Federasyonu arasındaki Mavi Akım projesinin uygulamaya konulması gaz ihracatı bugünkü seviyenin üçte birine düşecektir.

 Azerbaycan’da bu yıl içerisinde bulunan doğal gaz rezervlerinin 14-25 tcf (396-707.9 milyar m3) olduğu tahmin edilmektedir. Bu rezervin bu ülkeye yılda 0.6-0.7 tcf (16.9-19.8 milyar m3) ihraç imkanı sağlayacağı düşünülmektedir. Polonya ise doğal gaz ihtiyacını Rusya’dan karşılamakla birlikte doğal gaz ithal kaynaklarını çeşitlendirme yönünde çaba göstermektedir 

1997-2020 döneminde Eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki tüketimin yıllık %2.1 diğer Doğu Avrupa Ülkelerinde ise yıllık %5.6 oranında artması beklenilmektedir.

Ortadoğu: Bölge dünyanın ikinci büyük rezerv alanıdır. İran, Katar ve BAE önemli rezervlere sahiptir. Ancak, tüketim bölgede oldukça düşük düzeydedir.

Katar’ın kuzey bölgesinden Abu Dhabi, Dubai ve Oman’a gaz nakli için boru hattı yapımı inşaatına 2000 yılında başlanmış, hattın ise 2003 yılında tamamlanması beklenmektedir.

 Afrika: Afrika’daki rezervler toplam rezervlerin yaklaşık %8’I civarındadır. Afrika’nın gaz tüketiminin %70’i ile üretimin %80’inden fazlası Cezayir ve Mısır tarafından gerçekleştirilmektedir. Cezayir üretimin %70’ini boru hattı ve sıvılaştırılmış doğal gaz tankerleri ile ihraç etmektedir. Afrika’da doğal gaz en az tüketilen yakıt durumundadır. Sözkonusu durumun bölgedeki ekonomik gelişmeyle yakından ilgisi bulunmaktadır. Doğal gaz elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır. Toplam gaz tüketimi 2000 yılı itibarıyla 58.9 milyar m3’dur. Bölgede anlaşması yapılan Batı Afrika Gaz Boru Hattı ile Nijerya doğal gazının Gana, Benin ve Togo’ya ihracı öngörülmektedir. Hat 120 milyon kübik feet/gün kapasiteli olacaktır.

Mısır Arap Cumhuriyeti ise dahili tüketimi arttırmak ve petrol ihracatı için petrolden gaza dönüşüm projeleri ile ilgilenmektedir. Nil Deltasında bulunan Saffron alanında gaz üretimine 2003 yılında başlanılması beklenilmektedir.

 Asya: Doğal gaz tüketiminin 2020 yılına kadar yıllık %5,6 oranında artması beklenmektedir. 2000 yılı dikkate alındığında tüketimin bölgede 289,3 milyar m3) olduğu görülmektedir. 2020 yılında ise bu miktarın 31,5 tcf (891 milyar m3) olması beklenmektedir.

Japonya dünyada en önemli sıvı doğal gaz ithalatçısı konumundadır. 2000 yılı itibarıyla tüketim 76,2 milyar m3). Japonya doğal gaz ithalatının önemli kısmını Güneydoğu Asya Ülkelerinden gerçekleştirmektedir. Endonezya ve Malezya ihracatçı ülkeler durumundadır. İthalattaki muhtemel artış Japonya’nın ekonomik durumu ile yakından bağlantılıdır. Uzun vadede talepte yavaş bir artış beklenmektedir. Malezya ve Endonezya ile doğal gaz temini konusunda anlaşmaları mevcuttur.

Avustralya ise bölgede büyük bir doğal gaz tüketicisi olmamakla birlikte sıvı doğal gaz ihracatçısı durumundadır. Rezervleri ülkenin kuzeybatısında yer almakta ve 21.5 tcf (608.8 milyar m3) olduğu tahmin edilmektedir. Papua Yeni Gine’den boru hatlarıyla gaz ithali konusunda çalışmalar bulunmaktadır.

Çin ve Hindistan bölgedeki tüketiminin %15’ini gerçekleştirmekle birlikte bu ülkelerin taleplerinde de artış beklenilmektedir.

 Güneydoğu Asya’da ise piyasa genişlemesinin yansıra altyapı projeleri de gerçekleştirilmektedir. Singapur ile Endonezya arasında günlük 325 milyon kübik feet (9.2 milyon m3) gaz naklini öngören anlaşma yapılmış, teslimatı 2001 yılında başlamıştır. Doğal gaz Singapur’da petrokimya endüstrisi ve enerji santrallerinde kullanılmaktadır.

 Dünyanın en büyük sıvı doğal gaz ihracatçısı Endonezya ise Tayvan ve Güney Kore’ye doğal gaz ihraç etmektedir. Malezya ve Tayland arasında ise kaynakların ortak değerlendirilmesi konusunda çalışmalar mevcut olup Tayland’daki Songkhla’dan Malezya’daki Kedah bölgesine boru hattı yapılması projelendirilmiştir[14].

 

B. Dünyada Yenilebilir Enerji Kaynakları ve Kullanımı.

 

1990 yılında dünyanın birincil enerji tüketimi 8.4 GTEP ( milyar TEP) olup , bunun 1.6 GTEP kadarı yenile bilir kaynaklardan karşılanmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına topluca bakıldığında ,bunlar biyokütle enerjisi, hidrolik enerji , güneş enerjisi ,rüzgar enerjisi,deniz enerjisi (gel-git, dalga,ısıl) ve jeotermal enerjidir. 1990 yılında tüketilen biyokütle enerjisi miktarı , uluslar arası sivil toplumlar kuruluşlarından “Biyokütle Kullanan Uluslar Topluluğu (BUN)“ verilerine göre 1083 MTEP(Milyon TEP)  ve “ Dünya Enerjisi Konseyi(WEC)” raporlarına göre  1051 MTEP, “Birleşmiş Milletler” istatistiklerine göre  istatistiklerine göre ise 880 MTEP olmuştur. Kısaca yenilebilir enerji kullanımının %55-67.6 kadarı yani yarısından çoğu biyokütle kaynaktan sağlanmıştır.

Dünyada Enerji Konseyi tarafından 1995 yılında 16.Dünya Enerji Kongresi’ne (Tokyo Kongresi) sunulan “Global Enerji Prespektivleri”raporunda yer alan 6-değişik senaryoya göre dünyanın birinci enerji tüketimin , 2020 yılında 11.4-15.4 GTEP ve 2050 yılında da 14.2-24.8 GREP arasında olması beklenmektedir. Aynı rapora göre yenilebilir kaynaklardan yapılacak üretim 2020 yılında 2.3-3.3 GTEP ve 2050 yılında .4.4-7.3GTEP sınırlarında olacaktır.

Tablo 13

2020 Yılı için Yenilebilir Kaynakları Bazında Yapılmış Bir Öngörüm.

 

2020 yılında minimum

2020 yılında maksimum

 

MTEP

Toplamın %

MTEP

Toplamın  %

Modern Biyokütle

243

45

561

42

Güneş

109

20

355

26

Rüzgar

85

15

215

16

Jeotermal

40

7

91

7

Küçük Hidrolik

48

9

69

5

Deniz Enerjileri

14

4

54

4

TOPLAM

539

100

1345

100

Genel Enerji Talebinin %

 

3-4

 

8-12

 

1. Dünyada Rüzgar  Enerjisi

 

Dünyaya ulaşan güneş enerjisinin %0.25’i rüzgar enerjisine çevrilmek mümkündür. ABD’de sadece Kuzey ve Güney Dakota eyaletlerinde sağlanacak rüzgar enerjisi ile ABD’nin elektrik enerjisi gereksiniminin karşılanması olasıdır. ABD, Almanya ve Danimarka başta olmak üzere birçok ülke rüzgar türbinleri ile elektrik üretmekte, ve var olan kurulu gücünü artırma yönünde çalışmalarına devam etmektedir.[15] Dünya rüzgar enerji potansiyelinin, 50° kuzey ve güney enlemleri arasındaki alanda 26000 TWh/yıl olduğu ve ekonomik ve diğer nedenlerden dolayı 9 000 TWh/yıl kapasitenin kullanılabilir olduğu tahmin edilmektedir.

Avrupa’da Rüzgar enerjisinden yararlanan ülkelerin başında gelen Danimarka, 2000 yılındaki elektrik enerjisi ihtiyacının %10’unu rüzgardan karşılamayı hedeflemektedir. Yine Danimarka’da yapılan araştırmalara göre, 2000 yılına kadar her yıl, Dünya üzerinde 2.000 MW ilave rüzgar gücünün kurulacağı ortaya konmaktadır. Şu an yürütülmekte olan politikaların devam etmesi durumunda Dünya üzerinde, 2010 yılında 60.000 MW, 2020 yılında ise 180.000 MW’lık toplam kurulu gücün olacağı belirtilmektedir. Eğer çevresel kaygılar önemini artırarak enerji politikalarını yönlendirirse, toplam kurulu gücün 2010 yılında 100.000 MW’a, 2020 yılında ise 470.000 MW’a ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Rüzgar hızının ortalama 7.5 m/saniye ’den fazla olduğu bölgelerde rüzgar enerjisinden elektrik üretimi 0.04 dolar/kWh’e mal olmaktadır. Avrupa’da rüzgar enerjisi 1993 yılında 0.05 ECU/kWh’e üretilmekteydi. Bu maliyetin 2000 yılında 0.03 ECU/kWh’e düşmesi beklenmektedir. Avrupa’da 1993 yılında diğer yollardan elde edilen elektrik enerjisi maliyeti 0.04 ECU/kWh’tir. Maliyet bazında rüzgar enerjisi diğer yollarla elektrik enerjisi üretimini yakalamıştır. Diğer avantajları eklendiğinde rüzgar enerjisi diğer yollarla enerji elde edilmesine göre daha iyi bir konumdadır. Avrupa’da 1992 yılı itibariyle başlıca Danimarka, Almanya, İngiltere ve Hollanda’da olmak üzere 862 MW gücünde rüzgar enerjisi santrali kurulmuştur. Bu santrallerde en yüksek dönüşüm kapasitesi %45 olarak elde edilmiştir. Avrupa’da rüzgar santrallerinin ortalama kurulma maliyeti 600 ECU/m2’dir. ABD ve Danimarka’da 17.000 rüzgar türbini  elektrik şebekesine bağlanmıştır. Malzemelerin kalitesi arttıkça tek bir birimden 0.5 MW güç elde edilmesi mümkün olmaktadır. Özellikle şebekeden uzak bölgelerde rüzgar enerjisi kullanılması ekonomik olmaktadır. Yunanistan Ege’deki tüm adalarını rüzgar türbinleri ile donatmaktadır[16].

 

2. Dünyada Güneş Enerjisi.

 

Dünyanın en önemli Enerji Kaynağı “Güneş”tir. Enerji açısından Güneş sonsuz denecek kadar bir rezerve sahiptir. 5 milyar yıl süreceği tahmin edilen Güneş enerjisi periyodik olarak yenilenebilir özellik taşır. Bu nedenle Güneş Enerjisi sistemleri uzun vadelidir. Tükenme endişesi olmadan kullanılabilir[17].Güneş enerjisi 2040 yılına kadar  küresel enerji ihtiyacının yüzde 26’sını karşılayarak dünyanın petrol bağımlılığını azaltabilecek. 2020 yılında dünyada 276 milyar KWh üretim yapabilecek güçte olan güneş enerjisi, Afrika’nın enerji ihtiyacının yüzde 30’u veya OECD üyesi Avrupa ülkelerinin ihtiyacının yüzde 10’u ya da dünyanın ihtiyacının yüzde 1’ini karşılayabilecek. Bu ise, 75 yeni kömürlü termik santralin kurulmasını gereksiz kılarak, küresel ısınma ve iklim felaketlerine yol açan 664 milyon ton karbon dioksitin atmosfere salınmasını önleyecek.[18]

 

ABD’nin en büyük doğalgaz firması Enor, güneş pilleri Solarex’in yapımcısı Amoco Firması ile ortaklık kurmuştur. Bu firmalar 1996 sonlarında Nevada çölünde 100 MW’lı bir güneş enerjisi santralı kurmayı planladılar. İlk aşamada bu merkezden 100 bin kişilik bir şehre 0.055 dolar/kWh’e elektrik sağlanması düşünüldü. Bu yolla elde edilecek elektrik enerjisi diğer enerji kaynaklarından elde edilen enerjiden 3 sent daha ucuz olacaktır. Amerikan hükümeti bu projeye 150 milyon dolarlık vergi indirimi yapmakta ve üretilen enerjiyi satın almayı garantilemektedir. ABD’de son yıllarda güneşten elektrik elde etmede plastik maddelerin kullanımı konusunda çok sayıda patent alınmıştır. Fotosentes prensibi ile çalışan ve %72’lere varan verimleri olan bu malzemelerin seri üretimleri ve uygulamaya konmaları ile güneşten elektrik enerjisi maliyeti çok düşecektir.

 

Seneler içinde nükleer enerji santrallerinin yakıt, atık, söküm giderleri artarken güneş enerjisi maliyeti azalmaktadır. Ayrıca güneş enerjisi santrallerinin yakıt, atık, söküm giderleri gibi sorunları yoktur.

 

Şu an Avrupa’da kullanılan pasif güneş enerjisi kullanımı ile atmosfere 229 milyon karbon dioksit gazı, 1.3 milyon ton kükürt dioksit gazı ve 0.56 milyon ton azot oksitleri gazlarının atılmasına engel olunmaktadır[19].

 

3. Dünyada Jeotermal Enerji

 

3.1. Dünyada Jeotermal Enerji Kullanımı

 

ABD’deki jeotermal enerjinin kullanımı yılda 60 milyon varil petrol tüm dünyada ise yaklaşık 150 milyon varil petrol eşdeğerdir. ABD’nin stratejik petrol rezervi 600 milyon varil petrolden azdır. Jeotermal enerji ile soğutma (refigirating and conditioning) amonyak + su veya lityum bromür absorbsiyonla soğutma makineleri aracılığıyla yada isi pompaları aracılığıyla yapılmaktadır[20].ABD jeotermal elektrik santralleri kurulu gücü 2800MW’dir. ABD’deki jeotermal enerjinin direkt kullanım  uygulamaları 11300MW’dir.

ABD Jeolojik Etüt Dairesinin tahminlerine göre ABD jeotermal sistemlerde bilinen yüksek sıcaklıktaki jeotermal enerjide 30 yıl boyunca 23000 MW enerji kurulu güç sağlana bilinmesi, keşfedilmemiş jeotermal kaynaklarından bu miktarın 5 misli bile elde edebilmek için çalışılır.ABD’nin yalnızca bilinen kaynakları kullanarak tahminen 7800 MW’ dan fazla jeotermal merkezi ısıtma sistemleri kurulmaktadır. 1987 yılı boyunca jeotermal elektrik santralleri zamanın ortalama %97 oranında işletmedeyken, bu değer nükleer tesisler için yalnızca  %65 ve kömür tesisleri için %75 tir. 0.5 -10 MW arasındaki tesislerin inşa süresi 6 ay gibi kısa bir süredir. Ve toplam 250 MW veya üstü, kombine tesisleri için 2 yıl kadardır.

İtalya’da Valle Secolo jeotermal santralinin 60 MW üreten ilk ünitesi 1992 yılının ilk başlarında işletmeye açılarak ve 26 üretim kuyusuna 16 km uzunluğundaki borular vasıtasıyla bağlanmıştır. ABD’de 100000’den fazla elektrikle çalışan jeotermal isi pompaları, evlerde ve binalarda kullanılmaktadır.

Jeotermal enerji sanayi alanında da bir çok şekilde kullanılmaktadır. Bunlar arasında sebze kurutma, tahıl ve kereste kurutma, kağıt hamuru işleme, kimyasal madde elde etme ve atik su işlemleri sayılabilir. Bu alandaki en büyük tesisler Yeni Zelanda’daki bir kağıt ve kereste işletme tesisi ABD’deki bir sebze kurutma tesisi ve İzlanda’daki bir silisli toprak tesisidir.  Bu tesisler jeotermal enerjinin sanayideki kullanımının en güzel örneklerindendir.

 

3.2. Dünyada Jeotermal Enerji  Uygulamaları

Günümüzde dünyada birçok ülkede jeotermal enerji ile şehir, ev, sera vb ısıtması yapılmaktadır.  53 lt/sn 77 derece sıcaklıktaki jeotermal kuyudan beslenen dünyanın ilk jeotermal ısıtma sistemi Boise İdaho da (ABD) 1890 yılındaki inşa edilmiştir.  200 ev ile 12 iş merkezi besleyen bu sistem başarı ile halen çalışmaktadır.

Jeotrmal enerji dünyanın çeşitli yerlerinde ısıtmada, endüstride, tarımda, elektrik, üretiminde kullanılmaktadır.1990 yılında 6000MWh elektrik ve 11400 MWh termal kurulu kapasite ile toplam 708000 GWh saatlik enerji üretimi yapılmıştır.Dünyada Jeotermal enerji yatırım durumu Tablo-14’de  verildiği gibi ABD  ilk sıradadır.

Tablo 14

Dünyada Jeotermal Enerji

Ülkeler

Elektrik(MWh)

Isı(MWh)

Elektrik(BTEP/yıl)

Isı(Btep/yıl)

Toplam

ABD

2837

1776

3999

642

4641

Japonya

270

4764

381

1675

2056

Filipin

894

-

1260

-

1260

İtalya

548

631

772

240

1012

Meksika

700

-

987

 

987

İzlanda

45

1306

63

650

713

Macarıstan

-

1580

-

630

630

BDT

-

1404

16

640

656

Yeni Zelanda

264

176

372

111

483

Fransa

4

676

6

266

272

Çin

25

395

35

216

251

El-Salvador

95

-

134

-

134

Endonezia

143

-

202

-

202

Romania

1

273

1

95

96

Türkiye

20

200

28

75

103

TOPLAM

5989

13990

8443

5544

13987

Kaynak:Survey of Energy Resources.1992.WEC.Renewable Energy Resources.1993.WEC

ABD’de Klamath Falls Oregon da 35 yıldan fazla bir zamandan beri 400’ün üzerinde jeotermal kuyu ısıtmada kullanılmaktadır.  Takribi ısıtma gücü 180 MW ‘dır.  Ayrıca Nevada Reno şehrinde, 35000 konut 12-22 km mesafeden taşınacak 90 derecedeki jeotermal su ile ısıtılacaktır.  Şehirde halen 100 adet kuyu içi eşanjörlü sistem ısıtmada kullanılmaktadır.

İzlanda’da evlerin yaklaşık %85’i jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır.  Nesjavellir jeotermal ısıtma sistemi 100MW kapasiteli ilk ünitesi işletmeye açıldıktan sonra, direkt kullanımındaki toplam jeotermal enerji kapasitesi 1096 MW olacaktır.  İzlanda’nın başkenti Keykjavik’in tümü 1943 yılından beri jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır. Ayrıca bu şehirde yollar, yaya kaldırımları jeotermal enerji ile ısıtılmakta ve şehre dumansız şehir denmektedir.  Halen dünyada en uzun jeotermal su taşıma boru hattı 61 km ile İzlanda’da inşa edilmiş olup işletilmektedir.  Japonya’da 700C sıcaklığındaki jeotermal su 12 km taşınarak kaplıca tesisleri ısıtması yapılmaktadır. NATO, CCMS  1976 raporuna göre jeotermal akışkanın 150 km’ye kadar ısıtma maksatlı taşınması belli şartlarda ekonomik görülmektedir.  Çeşitli ısıtma sistemleri işletme maliyetleri Tablo-15’deki gibidir,

Tablo 15

Dünyada Jeotermal Isıtma ve Diğer Kullanımların Yapıldığı Yerler

Ülke

Jeotermal Isıtma Kurulu Gücü (Mw)

İzlanda

        774

Macaristan

       1276

Eski SSCB

       1133

Fransa

        337

İtalya

        329

Romanya

        251

Yugoslavya

        112

Bu sayılanlar haricinde B Almanya’da (1973 için) ilginç jeotermal sahaların, uçak ve uydular yardımıyla kızıl ötesi fotoğraflarla genişlikleri araştırılmıştır.  1975 yılında jeotermik santrallerin Almanya’da toplam gücü 1340 MW olmasına rağmen önemli bir rolü yoktur.  Ancak su ihtiyacı, ısıtma ve endüstri buharı gibi düşük sıcaklıktaki isinin elde edilebileceği yerlerde kullanılmaktadır. Çıkan buharın kimyasal ve kati maddeler içermesi aşınma problemi ve keza çevre kirlenmesi (kükürtlü, hidrojen, amonyak, bor) sorunları da bulunmaktadır.

 

4.Nükleer Enerji

 

Dünya üzerinde toplam 30 ülkede çalışmak üzere  "438" nükleer tesis bulunmaktadır.Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun "IAEA" 2000 kayıtlarına göre, en fazla nükleer tesis bulunan üç ülke Fransa'da "59",  ABD'de "104" , Japonya'da "53"   reaktör bulunmaktadır.2000 yılında 6 rektör yeni açıldı 2’si de kapandı. Yeni reaktörler Brezilya’da 2 “Angra-2” , Çek Cumhuriyetin ’de   “Temelin-1” ,  Hindistan’da 3 aded  “Rajasthan 3 ve 4” ve “ Kaiga-1 ”  ve  Pakistan’da “ Chasnupp-1 “ istasyonları açılmıştır. Bu reaktörlerin toplam ürettiği enerji kapasitesi 3.056 Megawatt .  Fransa'da nükleerden ürettiği elektriğin %76'ini diğer enerjilerden  ise %40' ini üretmektedir. Dünyada şuanda inşa halinde 35 rektör tesise devam edilmektedir. Çin'de şu anda "15" reaktör çalışmakta fakat elektrik üretiminin %0,3'ünü karşılamaktadır ve “8” rektör inşa halindedir. Çin’de 2000-2020 arasında.faaliyete geçecek santrallerin bu yıllar arasında  350’den -359’a gwat büyüme bekleniyor. Güney Kore'de elektriğin %40'ını karşılayan "12" rektör bulunmaktadır. Yukarıdaki elektrik üreten nükleer santrallere ek olarak nükleer yakıt zenginleştiren - üreten, yaklaşık "100" adet askeri ve sivil amaçlı nükleer tesis, Amerika, Rusya, Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde faaliyet göstermektedir[21]. Şekil-5’de Ülkelerde üretilecek nükleer santrallerin sayısı verilmiştir.

Şekil 5: Ülkelere göre  Devam eden Nükleer Reaktör İnşatları.

Burdan gore bilirsiniz:     https://www.angelfire.com/dragon/asif/sekil5.jpg       

 

Kaynak: IAEA ,EA,NPRW 1999(Vienna,Austria,Nisan-2000)

 

Gelişmiş ülkeler, toplam elektrik üretimlerinin önemli sayılacak bir bölümünü nükleer enerji santrallerinden karşılamaktadır. Fransa, Belçika, Tayvan gibi ülkeler ürettikleri elektriğin %50’den fazlasını İsveç, İsviçre, Finlandiya, Bulgaristan ve Almanya ise ürettikleri enerjinin takriben 1/3 ünü nükleer santrallerden sağlamaktadır. Tablo 16'da bazı ülkelerin bir yıllık toplam elektrik üretimlerinin ne kadarlık bölümünün nükleer santrallerden sağlandığı yüzde olarak görülmektedir.

 

 

Tablo 16

Bazı ülkelerde üretilen toplam elektrik içersinde nükleer enerjinin payı

Ülke Adı

%

Ülke Adı

%

Ülke Adı

%

Ülke Adı

%

Fransa

64,8

Finlandiya

38,2

Macaristan

23,6

Kanada

12,7

Belçika

59,8

Bulgaristan

31,6

Kore

22,1

Arjantin

11,3

İsveç

42,3

Almanya

31,2

İngiltere

19,3

Rusya

10,3

İsviçre

39,8

İspanya

24

A.B.D

15,5

 

 

Tablo-16’dan gördüğümüz gibi ülkelerde üretilen elektrik enerjisi görüldüğü gibidir. Dünyada toplam nükleer enerji santralleri EK-12, 18 ‘ de verilmiştir.

 

4.1. Değişik ülkelerdeki nükleer enerjinin durumu ise aşağıdaki gibidir.

 

Gelişmiş ülkelerden hiçbiri yeni nükleer santral ihalesi açmadığı gibi Almanya mevcut olan 19 nükleer santralinin gelecek 30 yıl içerisinde sökülmesini kararlaştırmıştır[22]. Almanya örneğinde olduğu gibi çalışan nükleer santrallerin devre dışına çıkarılması cevre kirliliği kaynaklı olabilir. Ancak gelişmiş ülkelerdeki yeni nükleer santral yapımında yavaşlama hatta durma noktasına gelinme ekonomik nedenli olmaktadır. Bir başka nedeni 1970’lere kadar sorunsuz olduğu gibi görünmez kuralın belirlediği nükleer teknoloji ile ilgili ciddi tepkiler 1986 Çernobil kazası ile başlamıştır.

Nükleer kaza ve felaketlerde Çernobil’in  ilk olmadığını Çernobil kazasından sonra, son olmadığını da yaşayarak Eylül 1999’da Japonya’daki Takaimura’daki kazayla öğrendik. 1970’lerde altın çağını yaşayan ve insanlığı kurtaracağı söylenen nükleer teknolojiden bugün insanlık kurtulma mücadelesi veriyor[23].

ABD

·        .Çernobil’den sonra projelendirilen 128 santral iptal edilmiştir.

·        700,000MW kurulu gücü ile halen elektrik enerji sıkıntısı çeken A.B.D' nin programında yeni nükleer santral ihalesi yoktur

·        1978’den beri hiç sipariş yok.

·        Son 19 yılda hiç nükleer santral yapılmamıştır

İspanya

·        56 nükleer santral planlamış ancak 8 tane yaptıktan sonra geri kalanları iptal etmiştir.

·        1984’te hükümet yüksek maliyetli olduğundan projelendirilen beş santralı durdurmuştur.

Almanya

·        Yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın %69’u nükleer santrala karşı.

·        1986’dan sonra dört santral kapatıldı. Planlanan bir santralden da vazgeçildi.

İtalya :1987’de yapılan referandumla 3 santral kapatıldı.

İsveç :1980’de yapılan referandumla 2010 yılından sonra nükleer santraller tasfiye edilecek.

İngiltere :Çernobil’den sonra yapımı süren üç santral iptal edilmiştir.

İsviçre :  17 yıldır hiç nükleer santral yapılmıyor.

Avusturya,  Filipinler  :      Tamamlanmış olan nükleer santralları çalıştırmıyor.

Avustralya, İzlanda, İrlanda, Danimarka, Norveç, Portekiz Ve Yenizelanda

·        Kesinlikle anti nükleer politika uygulanıyor.

1976’dan 1999’a gelindiğinde dünya konjonktürü değişmiştir. Enerjide hedefler ve yönelimler değişmiştir. Başta Avrupa kamuoyu olmak üzere tüm dünyada nükleer silahlara ve radyasyona karşı duyarlılık artmıştır[24].

Ayrıca 1986'daki Çernobil nükleer kazasından sonra yapılan araştırmalarda nükleer tesislere halkın karşı çıkışı Finlandiya'da %33'ten %64'e, Almanya'da %44'ten %82'ye, İngiltere'de %65'ten %83'e, Fransa'da daha önce zayıfken %59'a çıkmıştır[25].

A.B.D Enerji Bakanlığı 1985 den beri Clean Coal projesini finanse etmektedir. Bu projede amaç termik santralılardan kaynaklanan cevre kirliliğini azaltarak enerji kaynağı olarak kömür 'ü cazip duruma getirmek ve elektrik üretimindeki oranını artırmaktır. Onbeş yıldan beri suren proje çalışmaları ürünlerini vermiş ve yeni kömür temizleme ve yakma prosesleri buğun ticari hale gelmiştir[26].

4.2. Nükleer Atıklar

 

Dünyadaki Uranyum rezervleri 6.000.000 Tondur ve hiç yeni santral kurulmasa bile şu anda var olan Nükleer santrallara ancak 50 yıl yetecek kapasitededir.Dünyanın kömür rezervi 250 yıllık, doğalgaz rezervi 100 yıllık ve petrol rezervi de 100 yıllıktır. Su, rüzgar ve güneşin ise zamana bağlı bir sınırı yoktur.

ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin nükleer silah programları için yaklaşık 250 ton yüksek saflıkta silah sınıfı plütonyum -239 üretmişlerdir. Bu miktarın 120'i tonu eski SSCB' de, 110 tonu ise ABD'dedir. 1990 yılı itibari ile Fransa, Belçika, Rusya, Hindistan, ABD'ye İngiltere'deki sivil işleme, zenginleştirme tesisleri, Japonya, Hollanda, Almanya gibi ülkeler için enerji üretimi maskesi adı altında 118 ton yüksek saflıkta plütonyum 239 üretmişlerdir[27].

Dünyada çıkarılabilir toplam toryum rezervi 932 bin ton’dur ve belirlenmiş rezerv ise 1087 bin tondur.Rezervde Hindistan  292 bin ton’la birinci , ABD ise 158 bin ton ile ikinci sırayı almaktadır[28].

Dünyada tıb, bilimsel araştırma, enerji, tarım ve endüstrideki ihtiyaçlara destek veren 3000’den fazla nükleer tesis bulunmaktadır

Nükleer enerjinin en yaygın olarak kullanıldığı Amerika'da, radyoaktif atık sorunu  had safhalara ulaşmıştır. Toplam 45.000 depolama sahasından üç milyon metreküpten fazla yer kaplayan bu radyoaktif maddelerin depolandığı sahaların temizlenmesi için ortalama 300 ile 500 milyar dolarlık bir bütçenin ayrılması gerekmektedir ki, bu da bugüne kadar nükleer enerji santralleri için yapılan harcamaya hemen hemen eşittir.

Bu konu ile ilgili olarak 1990 yılına kadar ABD'de 3 milyar dolar harcanmış ve 1983'ten beri %80 artan nükleer atık maliyeti ton başına 325.000 dolara çıkmıştır. 1.000 MW gücündeki tipik bir nükleer santralin devre dışı bırakılması işlemi sırasında ise yaklaşık 18 bin metreküp atık, yakıt ve malzeme ortaya çıkmakta, bu miktardaki atığın yalıtım bedelinin  ise yaklaşık olarak 500 ila 700 milyon dolar arasında olacağı tahmin edilmektedir. 1.000 MW’lık bir nükleer santralin toplam bertaraf edilme maliyeti ise iki milyar dolardır.

1987 yılında yüksek seviyeli radyoaktif atıkların atıkların depolanması için Yucca Dağları'nda çalışmalara başlanmıştır. Toplam inşaat maliyetinin 26 milyar dolar olduğu bu tesiste, sadece yer seçimi için 6 milyar dolar harcanmış  ve 1998'de tamamlanması planlanan sahanın  açılışı 2010 yılına ertelenmiştir.

1970’lere kadar sorunsuz olduğu gibi görünmez kuralın belirlediği nükleer teknoloji ile ilgili ciddi tepkiler 1986 Çernobil kazası ile başlamıştır. Santralin 4 no'lu reaktörünün patlaması saklamaları mümkün olmadı kamudan saklanan diğer kazalar gibi. 1992'de Rio de Janerio'daki Dünya Zirvesinde Ukrayna Çevre Bakanı Dr. Yuri Scherbak, ülkesinde Çernobil kazası sonrası yaklaşık 6000 kişinin öldüğünü ve ölü sayının 40.000 varacağını ayrıca 100.000'lerce insanın da kansere yakalanacağını söylemiştir. Şu ana kadar Çernobil civarında doğan çocukların çoğunun kemik ve kan kanseri ile doğduğunu ve bazı çocukların sakat doğduklarını artık bütün dünya bilmektedir[29].

 

4.3. Dünyada  Nükleerden Elektrik Üretimi.

Nuclear Energy Agency (NEA) , International Energy Agency (IEA) ve OECD'nin ortaklasa yaptıkları araştırma sonucunda nükleer enerjiden elektrik üretiminin hem taşkömürü ve hem de gaz türbinlerinden daha pahalı olduğu sayıları ile gözler önüne seriliyor. Çalışma 2005-2010 arasında devreye girmesi beklenen 66 santral için aralarında 19 ülkenin verilerinin ortak bazda analizini içeriyor.Ek bilgi için EK-12 bakınız.

Tablo 17

Dünyada Nükleer Enerji Tüketim

tep

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K.Amerika

189,4

189,9

191,3

202,8

210,3

209,1

194,7

203,9

219,4

225,2

O&G. Amerika

2,4

2,3

2,1

2,1

2,5

2,5

2,9

2,7

2,8

3,0

Avrupa

213,1

215,8

225,5

225,9

231,0

242,1

245,2

243,1

247,6

251,6

BDT

54,9

53,8

53,5

45,1

47,0

52,8

52,0

50,2

52,6

56,3

Afrika

2,5

2,5

2,0

2,6

3,1

3,2

3,4

3,7

3,5

3,5

 Asya Pasifik

79,1

81,4

90,1

96,1

106,1

111,6

118,7

123,9

125,6

129,0

Dünyada Toplam

541,4

545,7

564,5

574,6

600,0

621,3

616,9

627,5

651,5

668,6

Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2001

Bu araştırmanın sonucu olarak, aşağıda elektriğin toplam üretim maliyeti (yatırım, isletme, bakim ve yakıt masraflarının toplamı) listesini özetliyorum.  Bazı ülkeler yeni nükleer santral inşaatını durdukları için sadece kömür ve gaz için bilgi vermişler. 2005-2010 Devreye Girmesi Planlanan Santrallerin Elektrik Üretim Maliyetleri.

Bu sayılar da açıkça gösteriyor ki nükleer santral kurmayı amaçlayan dokuz ülkenin hiçbirinde nükleer enerji en ucuz üretim alternatifini oluşturmamaktadır.  Gazdan elektrik üretimi Finlandiya ve Rusya haricinde en ucuz üretim teknolojisi olarak görülüyor.  Araştırmanın gaz veya kömür sanayilerinin temsilcisi organizasyonlar yerine N.E.A ve I.E.A tarafından yapılmış olması, nükleer enerjinin pahalılığı sonucunu daha da doğruluyor[30].Dünyada  bölgelere göre nükleer enerji tüketimi ise aşağıdaki şekildedir.

 

5. Dünyada Biyokütle Enerji Kullanımı .

 

1992 yılındaki bir Birleşmiş Milletler çalışmasına göre 2050 yılına kadar dünya enerjisinin %55’inin biyokütleden (biyoenerji) karşılanması olasıdır. İsviçre’de gazlaştırılan odundan jet yakıtı üretecek tesis tamamlanmıştır. Bu tesiste odun enerjisinin %80’ni, 6 MW  elektrik gücüne çevrilecek, 9 MW’ı da ısıtmada kullanılacaktır. Ziraat atıkları, orman ürünleri ve diğer atıklardan sıvı ve gaz yakıt üretilmektedir. Alkolün benzine alternatif olması beklenmektedir. Halen alkol benzinle karıştırılıp taşıtlarda kullanılmaktadır. Bir çok ülkede çöplerden de elektrik enerjisi elde edilmektedir.

Biyogaz (biyomass) enerjisi: 1930’dan beri Hindistan’da kullanılıyor. Çin’de buğun 7 milyon biyogaz üretim ünitesi var. Brezilya 1970’de petrol ve enerji krizinden sonra alkolü (seker ve nişastalı bitkilerden elde ederek) yakıt olarak kullanmaya başlamıştır. 1970’de 170 milyon litreden 1985’de 9,000 milyon litreye üretimini çıkarmış ve 1983’den beri de alkollü benzin kullanacak taşıtlar yapmaktadır.  Özelliklede Brezilya’da yetiştirilen mısır veya şeker kamışından alkol elde edilmekte ve motor yakıtı olarak kullanılmaktadır.  Kanada, yakıtı ağaç yongaları - doğal gaz karışımı olan 105MW gücünde bir birleşik isi - güç santrali kurmuştur.  Almanya, Münih’te 25 yıldır işletmede olan üç üniteli, çöp yakıtlı birleşik isi - güç santralinin yenilenecek olan iki ünitesinden birincisi, saatte 70 ton şehir çöpü yakılarak 20MWe , 100MWt güç, ikincisi ise taşkömürü - doğal gaz kullanılarak 55MWt, 200MWe güç elde edilecek şekilde yeniden dizayn edilmiştir.

Ormancılık , ağaç endüstrisi atıkları , bitkisel atıklar  ve hayvansal gübreler , karatipi enerji bitkileri ve su bitkileri niteliğindeki biyokütle kaynaklarından 2010 yılı için hedeflenen toplam biyokütle enerji üretimleri , minimum ve maksimum sınırlar alınarak , ABD’ de 235-410 MTEP, Almanya’da  11-12 MTEP, Japonya’da 9-17 MTEP, Avustralya’da 12-21 MTEP, İngiltere’de 6.6-12.8 MTEP, İsviçre’de 8.3-17.4 MTEP arasındadır. İsveç ve Japonya’da en büyük payı orman ürünü ve ağaç endüstrisi artıkları alacak, diğer ülkelerde en büyük pay enerji bitkilerine ait olacaktır.Enerji bitkilerin payının ABD de %60-70 , Almanya’da %39-44, Avustralya’da %49-54 ve İngiltere’de %64-68 olacağı kestirilmektedir.Dünya genelinde biyokütle enerjisi teknolojisi hızla gelişmektedir[31].

 

C. Diğer Enerji Çeşitleri

 

1. Dalga Enerjisinin Dünyadaki Durumu

Kutuplar dışında bulunan dünya okyanuslarının kıyı şeridi toplam yaklaşık 100000km’dir.  Ortalama güç potansiyeli 40 kWh/m  kabul edilirse, bu kıyı şeridinin gücü 4 miyar kWh seviyesinde bulunur.  Bu değer dünyadaki tüm su gücünün 7 katından fazladır.  1973 yılı dünya elektrik üretim kapasitesinin 6 . 1012 kWh/yıl olduğu hatırlanırsa bu rakam az önce belirtilenin yaklaşık 5 kati olduğu da görülür.  Örneğin İngiltere 2000 yılında toplam 12000 MWh’lık bir dalga gücüne erişmeyi planlamaktadır.

Uzun incelemeler sonucu Fransa’nın Manş kıyılarında (St . Malo Rance Koyu) 1966 yılında, 240MWh’lık bir dalga enerjisi santrali devreye sokulmuştur.  Türünde dünyanın ilk tesisi olan bu santralin çalışma prensibi Şekildeki gibidir.  Burada dolunay safhasında 11m ye varan med dalgaları oluşmaktadır.  Bunların periyodu 12 saat 25 dakika civarındadır. 

ABD’de okyanus kabarma ve dalga enerjisi dönüşüm sistemi (OSWEC) adi verilen bir projeden elde edilen sonuçlar güç yoğunluğunun metre başına kabarma için 10 kWh/m olduğunu; su yüzeyine inşa  edilecek 100m çapındaki bir tür şamandıra sistemi ile 50-100MWh arasında dalga yüksekliğine bağlı olarak güç alınabileceğini göstermektedir. 

Cape Town Üniversitesinden bir grup araştırmacının Güney Afrika kıyılarında yaptıkları çalışmalarda ortalama 50 kWh/m düzeyinde bir potansiyel olduğu anlaşılmıştır

G . Kore’nin 36-38 derece Kuzey enlemleri arasına düşen ve irili ufaklı köylerin bulunduğu Kuzey-Bati kıyıları da birkaç yıldan beri sürdürülen incelemeler sonucunda uygun 10 bölge seçilmiştir.  Burada toplam 3300-18000 W dalga gücü olduğu saptanmıştır. 

 

2. Dünyada Gelgit Enerjisi

 

Gel-git enerjisi konusunda araştırmalar 18. Yüzyıldan beri yapılmaktadır. Fransa’da Rance halicinde 20 yıl önce bir tesis kurulmuş olup 240MWh elektrik üretmektedir.  Mursmansk yakınında Rusya’da 400kWh’lık gel-git enerjisi tesisi vardır.  Bunun gibi Çin’de 10, Kanada’da 18MWh’lık tesisler kurulmuştur.  Birçok problem bu enerji kaynağının büyük ölçüde işletilmesini engeller[32]. 

 

3. Dünyada Biyokütle Enerji

 

Yeşil bitkilerin güneş enerjisini fotosentez yoluyla kimyasal enerjiye dönüştürerek depolaması sonucu meydana gelen biyolojik kütle Özelliklede Brezilya’da yetiştirilen mısır veya şeker kamışından alkol elde edilmekte ve motor yakıtı olarak kullanılmaktadır.  Kanada, yakıtı ağaç yongaları - doğal gaz karışımı olan 105MW gücünde bir birleşik isi - güç santrali kurmuştur.  Almanya, Münih’te 25 yıldır işletmede olan üç üniteli, çöp yakıtlı birleşik isi - güç santralinin yenilenecek olan iki ünitesinden birincisi, saatte 70 ton şehir çöpü yakılarak 20MWe , 100MWt güç, ikincisi ise taşkömürü - doğal gaz kullanılarak 55MWt, 200MWe güç elde edilecek şekilde yeniden dizayn edilmiştir[33].

 

 

 

 

 

 

 

 

II. Dünyada Elektrik Üretimi ve Tüketimi

 

 

1.Dünyada Enerji Üretimi

 

Dünyada elektrik enerjisi üretiminde kullanılan sistemlere bakıldığında % 64' lük bir oranla termik santraller başta gelmektedir. Bunu % 19 ile hidrolik, % 17 ile nükleer takip etmektedir. Gelişmiş ülkelerden Hollanda’ da termik santralların oranı % 95, İngiltere’ de % 76, ABD’ de % 70, Almanya’ da % 68, Japonya’ da ise % 64' dür. Türkiye’ de enerji-çevre çatışmasını gündemde tutan termik santrallar %53' lük pay ile komşu ülkelerden İran, Irak, Yunanistan ve Bulgaristan’ ın gerisindedir[34].Dünyadaki Elektrik Üretimi ile ilgili Tablo 18’e  bakabiliriz.

Tablo 18

Dünyada Elektrik Üretimi

TWh

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

3856

3886

4021

4116

4234

4349

4412

4540

4640

4768

G&O.Amerika

534

550

582

612

644

671

716

745

769

801

Avrupa

2886

2889

2909

2954

3045

3127

3151

3230

3289

3394

Eski SSCB (BDT)

1681

1560

1460

1327

1295

1262

1230

1217

1234

1264

Orta Doğu

243

272

298

327

341

362

387

413

434

457

Afrika

333

338

346

361

373

390

408

412

420

433

Asya Pasifik

2644

2780

2926

3179

3387

3583

3721

3855

3973

4225

DÜNYA TOPLAM

12178

12275

12542

12875

13319

13744

14024

14411

14759

15342

Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2001

 

2010 yılına kadar, mevcut santrallara ilave olarak 6800 MW’ lık yerli kömüre dayalı santral, 2500 MW’ lık ithal kömüre dayalı santral, 15400 MW’ lık doğal gaz santralı, 2400 MW’ lık fuel-oil santralı ve 2000 MW’ lık nükleer santralın yapımı planlanmaktadır. Tüm bu projeler gerçekleştiğinde 2010 yılında kurulu gücümüz 16000 MW’ lık ek santral ile 65000 MW’ a ulaşacaktır. Dünyada en fazla tüketilen enerji türü Hidroelektrik enerji türüdür.Dünyadaki durumu incelemek için Tablo 19’u gözden geçirelim.(Ülkeler bazında ek bilgi için EK-13.)

Tablo 19

Dünyada Hidroelektrik Santralarda Elektrik Üretimi

Milyon -tep

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

53,2

51,1

54,0

52,2

58,0

63,1

63,3

58,3

59,6

57,4

G&O.Amerika

33,2

33,8

36,7

38,8

40,0

41,9

43,9

44,9

44,9

46,7

Avrupa

43,8

45,7

47,0

47,2

48,4

47,5

48,7

50,7

51,5

53,4

Eski SSCB (BDT)

20,2

20,2

21,1

21,4

20,7

18,6

18,7

19,4

19,3

19,6

Orta Doğu

0,8

1,1

1,0

1,0

1,1

1,1

0,9

1,0

0,7

0,7

Afrika

5,5

5,3

5,0

5,2

5,5

5,6

5,8

6,1

6,3

6,5

Asya Pasifik

37,6

36,2

39,3

40,2

42,9

42,5

41,8

45,7

44,3

46,1

DÜNYA TOPLAM

194,3

193,4

204,1

206,0

216,6

220,3

223,1

226,1

226,6

230,4

Kaynak BP Statistical Review of World Energy June 2001

Son 10 yılda doğal gaz , kömür dağıtımındaki keskin düşüşlerin sebebi olan pahalı fiyatlar nedeniyle en hızlı gerileyen yakıt kaynaklarıdır. Bu çevresel etkileri göze almak için yapılsa da başa bir neden de  AB için nazara alsak komşu ülkelerden sağladığı gaz boru hatlarının artırışıyla kömür ve gaz tüketiminde düşüşler olmuştur[35].

2. Dünyada Enerji  Tüketimi

Dünyada enerji üretimi ve tüketimi hızla artmaktadır.Kullanılan enerji çeşitlerine baktığımız zaman dünyada en çok elektrik üretilen ve kullanılan enerji türü %58,8 Hidroelektrik  santraları birinci sıradadır. İkini sıra da ise dünyada 438 tesisi bulunan Nükleer santrallerdir, dünyadaki payı %30,4’ dür. Enerji  türlerine göre tüketim Şekil-6’ya bakabiliriz.

Şekil 6:  Dünyada Kullanılan Enerji Türlerin Kullanıma Göre %

Burdan gore bilirsiniz:     https://www.angelfire.com/dragon/asif/sekil6.gif

Kaynak: International Water Power & Dam Const. http://www.olade.org.ec/idiomas/ingles/sieehome/estadisticas/electricidad.html

 

Nükleer enerji üretimi son on yılda artış göstermiştir. Nükleer enerji önümüzdeki 20 sene içinde AB ülkelerinde (Almanya’da ) tedricen bitirilmektedir, buna göre de tüketimde muhtemelen düşüş gösterecektir. Termik santralar dünyadaki yeri %8,1, %2,7 ile de diğer enerji çeşitleri ( Yenilebilir ve diğer) küçük bir pay kaynaklarına sahiptir. Ama 21 yüzyılın en gözde olma enerji türlerin de olama eğiliminde yenilebilir enerji türleri.

Tablo 20

Birincil Enerji Tüketim

milyon-tep

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

K. Amerika

2236,4

2273,9

2320,1

2379,3

2407,5

2484,1

2502,6

2514,5

2569,4

2637,8

G&O.Amerika

276,2

284,0

293,1

305,6

320,5

336,7

354,8

365,9

363,4

371,6

Avrupa

1731,1

1709,2

1707,0

1694,5

1732,4

1797,6

1790,9

1806,9

1798,9

1817,8

Eski SSCB (BDT)

1349,0

1253,0

1136,9

1024,5

969,5

937,2

899,9

892,6

899,8

917,5

Orta Doğu

262,1

277,2

288,5

306,6

324,1

342,4

357,1

363,8

375,0

387,2

Afrika

212,7

213,6

219,6

228,0

238,3

247,5

252,7

257,4

262,7

269,4

Asya Pasifik

1832,9

1914,1

1993,8

2115,2

2230,6

2358,3

2389,9

2347,3

2303,0

2351,1

DÜNYA TOPLAM

7900,4

7925,0

7959,0

8053,7

8222,9

8503,8

8547,9

8548,4

8572,2

8752,4

Kaynak BP Statistical Review of World Energy June 2001

Dünyada birincil enerji tüketiminin 2000 yıla göre bölgelere dağılımı incelediğimiz zaman en fazla enerji tüketimi Kuzey Amerika sanayileşmiş endüstrisi ile  2637,8 milyon tep ile ilk  sırada yer alıyor. Diğer  Asya Pasifik(Çin, Japonya, Endonezya, Güney Kore, Tayvan, Avustralya...vb) ülkeleri  gelişmiş teknolojik sanayileri sayesinde 2351,1 milyon tep enerji tüketmiştir.Dünyada yakıtlar olarak tüketilen enerji türleri Tablo-21’e verilmiştir. Ülkelerle ilgili detaylı bilgi EK-14,15 verilmiştir.

Tablo 21

Yakıtlarda Birinci Enerji Tüketimi 1999-2000

 

1999

1999

1999

1999

1999

1999

2000

2000

2000

2000

2000

2000

milyon-tep

Petrol

D-gaz

Kömür

Nükleer

Hidro  elektrik

Toplam

Petrol

D-gaz

Kömür

Nükleer

Hidro  elektrik

Toplam

K. Amerika

1052,6

657,7

580,2

219,4

59,6

2569,4

1064,6

691,0

599,5

225,2

57,4

2637,8

G&O.Amerika

216,7

79,1

20,1

2,8

44,9

363,4

218,7

83,5

19,9

3,0

46,7

371,6

Avrupa

757,9

399,7

341,8

247,6

51,5

1798,9

752,6

412,9

347,4

251,6

53,4

1817,8

Eski SSCB (BDT)

177,3

479,7

170,7

52,6

19,3

899,8

173,1

493,4

175,0

56,3

19,6

917,5

Orta Doğu

207,0

160,6

6,7

-

0,7

375,0

209,0

170,0

7,3

-

0,7

387,2

Afrika

115,9

46,9

90,1

3,5

6,3

262,7

116,7

52,9

89,7

3,5

6,5

269,4

Asya Pasifik

941,7

241,5

950,3

125,6

44,3

2303,0

968,9

260,3

947,2

129,0

46,1

2351,1

DÜNYA TOPLAM

3469,1

2065,2

2159,9

651,5

226,6

8572,2

3503,6

2164,0

2186,0

668,6

230,4

8752,4

Kaynak BP Statistical Review of World Energy June 2001, International Water Power & Dam Const[36]

Dünyadaki  tüketilen yakıt olarak birincil enerji çeşitlerine baktığımız zaman 1999-2000 arası tüketilen  petrol yene revaçtadır. Tüketilen petrol miktarına baktığımız zaman 1999  dünyada 3446,1 tep petrol tüketilmiş, 2000 ise  tüketim yene artış göstererek 3503,6 tepe yükselmiştir. En fazla ikinci  tüketilen yakıtlar arasında enerji türü doğal gaz almaktadır. 1999’da 2065,2 tep tüketilirken 2000’de 2164,0 tep doğal gaz tüketilmiştir.

3.Dünyada Enerji Tahminleri

Yapılan bazı tahminlere göre , 2020 yılında dünya petrolünün üçte ikisi Yakın Doğudaki petrol kuyularından çıkarılacak .Bunun anlamı şu: petrol fiyatları sürekli artacak yeni yeni petrol krizleri ortaya çıkacak.Yakın Doğu ‘da ise, bilindiği gibi siyasi istikrar yoktur, orada bir hayli petrol mevcut ve petrol  kuyuları etrafında iştahı çok kabarık guruplar mevcuttur. Bu guruplar içinde en büyük paya sahip olan ülke ABD yakın zamana kadar ülkesinde çıkardığı petrolle idare edebiliyordu, şimdi Amerika petrol rezervlerinin 10 sene sonra yok olacağı açıkça görüne bir gerçektir. Tasarruflu Amerika’ lılar petrol üretimini durdurup, ülkenin petrol ihtiyaçlarının %40’nı Yakın Doğu ülkelerinden ithal etmektedir.

Dünya enerji  kurumları tarafından yapılan tüketim tahminlerine göre 1995-2010 yılları arasında  enerji tüketim oranları aşağıdaki şekilde tahmin edilmiştir.

Tablo 22

Bölgelere göre Enerji Tüketimi Tahmin Oranları, 1995-2010(Ortalama Yıllık Büyüme)

Ülkeler

IEO2000

IEO99

DRI

IEA

PIRA

PEL

Yavaş Büyüme

Referans

Yüksek büyüme

Sanayileşmiş Ülkeler

0.9

1.2

1.6

1.3

1.5

1.3

1.1

1.2

ABD ve Kanada

1.1

1.4

1.7

1.4

1.5

1.1

1.3

1.3

Batı Avrupa

0.6

1.0

1.4

1.2

1.6

1.5

1.0

1.3

Sanayileşmiş Asya

0.6

1.1

1.6

1.1

1.0

1.5

0.9

0.8

EE/FSU

0.6

1.0

1.7

0.9

0.6

1.4

1.5

0.4

Gelişmekte Olan Ülkeler

2.3

3.7

4.8

3.8

3.6

3.7

4.1

3.9

Asya

2.4

4.0

4.9

3.9

3.7

4.2

4.0

4.1

Çin

2.3

4.5

5.4

4.2

3.5

4.0

4.5

4.2

Diğer Asyaa

2.4

3.4

4.3

3.6

3.9

4.5

4.6

4.1

Orta Doğu

1.9

3.2

4.5

3.4

3.6

2.0

3.5

3.7

Afrika

1.6

2.5

3.4

2.5

2.6

2.7

3.1

2.7

Latin Amerika

2.6

3.8

5.2

4.2

4.0

3.3

3.4

3.6

Dünya Toplamı

1.3

2.1

2.8

2.2

2.3

2.2

2.3

2.1

a Diğer Asya Hindistan ve Güney Kore’yi Kapsıyor

Kaynaklar:IEO2000:Enerji Bilgi Kurumu (EIA),Dünya Enerji Projeleme Sistemleri(2000). IEO99: EIA, Uluslararası Enerji Raporu-1999, DOE/EIA-0484(99) (Washington, DC, Mart 1999), Tablo A1, s.141. DRI: Standard & Poor’s DRI, Dünya Enerji Servisi: Dünya Raporu (Lexington, MA, Ocak-1999), s.5. IEA: Enerji Bilgi Kurumu, Dünya Enerji Raporu-1998 (Paris, Fransa, Kasım-1998), Ticaret ve İş, s. 412-463. PIRA: PIRA Enerji Grubu, Muşteri Hizmet Semineri(New York, NY, Ekim-1999), Tablo II-4, II-6, ve II-7. PEL: Petrol Ekonomisi, Ltd., Petrol ve Enerji Raporu-2015 (London, , İngiltere,Şubat-2000).

 

Tahminler farklı kurumlar tarafından yapıldığından dolayı karşımıza farklı sonuçlar çıkıyor[37].

ABD Kongre üyeleri için düzenlenmiş bir raporuna göre günümüz petrol rezervlerinin ömrü.10 seneden daha az bir zamanda petrol rezervlerini tüketecek olanlar: ABD, Kanada, Büyük Britanya, Endonezya, Norveç, Mısır, Arjantin, Avustralya, Ekvator.

50 seneden daha az bir zamanda petrol rezervlerini tüketecek olanlar: Çin, Nijerya, Cezayir, Malezya, Kolombiya, Umman, Hindistan, Katar, Angola, Romanya, Yemen, Bruney Cumhuriyeti.

100 seneden daha az bir zamanda petrol rezervlerini tüketecek olanlar: Suudi Arabistan, Rusya, Iran, Venezuela, Meksiko, Libya, Brezilya, Azerbaycan, Trinidad, DÜNYA.( Toplam Dünya Rezervlerinin Ortalama Ömrü)

100 seneden daha fazla ömürlü petrol rezervleri olan ülkeler: Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tunus[38].

Tablo 23

Dünya Yakıt Enerji Tüketimi  Büyüme Oranlarının 1995-2020 arası Tahminleri
( Ortalama Yıllık Büyüme)

Yakıt

IEO2000

IEO99

DRI

IEA

Az gelişme

Referans

Fazla gelişme

Petrol

1.2

1.9

2.7

1.8

2.2

1.9

Doğal Gaz

2.4

3.1

3.8

3.3

2.9

2.6

Kömür

0.4

1.6

2.4

1.7

2.1

2.1

Nükleer

-0.6

-0.2

0.3

-0.3

a

-0.0

Yenilenebilir/Diğerleri

1.0

1.8

2.5

2.0

a

2.5

Toplam

1.2

2.0

2.8

2.1

2.2

2.0

Birincil Enerji

0.4

1.1

1.7

1.2

1.1

0.9

aDRI rapor nükleer ve hidroelektrik enerji ile “birincil enerji”kapsıyor

Kaynak: IEO2000: Enerji Bilgi Kurumu (EIA), Dünya Enerji Projeleme Sistemleri(2000). IEO99: EIA, Uluslararası Enerji Raporu-1999, DOE/EIA-0484(99) (Washington, DC, Mart 1999), Tablo A1, s.141. DRI: Standard & Poor’s DRI, Dünya Enerji Servisi: Dünya Raporu (Lexington, MA, Ocak-1999), s.5. IEA: Enerji Bilgi Kurumu, Dünya Enerji Raporu-1998, (Paris, Fransa, Kasım-1998), Ticaret ve İş, s. 412-463. PIRA: PIRA Enerji Grubu

 

Dünyadaki kaynakların tüketim açısından Enerji kurumların 2020 yılı için yaptığı  tahminlere baktığımızda yapılan tahminler arasında doğru orantılıdır.  Raporda yapılan tahminler nükleer, hidroelektrik enerji ve tüm birincil enerjiler için yapılmışdır.

Ancak enerji tüketimi, insanın doğasında vardır. 20 yüzyılda enerji tüketimi yaklaşık 15 kat artmıştır, dünya nüsüzünün da ise 3,75 artma göstermiştir.  Bu verilerden yola çıkarak , insan başına enerji tüketiminin 4 kat arttığı söylenebilinir. Büyüme kanunlarına uygun olarak enerji tüketimi artmaya devam edecek, dünya nüfuzu da 30-40 yıl sonra 12-14 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.Dünyada insan nüfuzu günümüze göre en az  iki kat artacaktır[39].

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

III. Orta Asya ve Kafkasları Enerji Kaynakları

 

1.Orta Asya ve Kafkasları Enerji Rezervleri

 

SSCB'nin dağılması ile Orta Asya ve Kafkasya bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra, batılı ülkelerin bağısızlıklarını tanımasıyla Batılı ve Gelişmiş ülkelerin akınına uğradı. Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri enerji bakımından zengin yer altı enerji kaynaklarına sahip olması, yabancı yatırımcıların uğrak merkezine çevrildi. Azerbaycan ve Kazakistan petrol, Türkmenistan doğal gaz rezervleri ile hemen dikkati çekti ve dünya petrol devleri bu ülkelere akın etti. Ülkelerdeki enerji rezervlerini  Tablo-22’den gözden geçirirsek. İspatlanmış ham petrol rezervleri baktığımız 2001 kaynaklarına göre bölgede en fazla rezerve sahip ülke Kazakistan, toplam 5,417 milyon varil kaynağa sahiptir., bu dünya toplam rezervinin %0,8’ini oluşturmaktadır Kazakistan doğal kaynakları ve coğrafyası itibarı ile çok umut verici bir ülkedir.

Tablo 24

Orta Asya ve Kafkasya’da Enerji  Rezervleri

Ülkeler

İspatlanmış Ham petrol  Rezervleri, 1/1/02E (Milyon varil)

Doğal Gaz Rezervleri  1/1/02E (tcf)

Kömür Rezervleri 1/1/01 (Million Short Tons)

Petrol Üretimi, 2001 (tbp/d)

Doğal Gaz,

Üretimi

1999

(bcf)

Kömür Üretimi, 1999 (Million Short Tons)

Elektrik Üretim Kapasitesi, 1999 (GWh)

Ham Petrol Arıtma Kapasitesi, 1/1/02E (tbp/d)

Ermenistan

0

0

minimal

0

0

.005

3.1

0

Azerbaycan

1,178

4.4

0

311

212

0

4.7

442

Georgia

35

0.3

minimal

2

2.1

.011

4.4

110

Kazakistan

5,417

65

37,479

811

314.3

82.4

17.3

427

Kırgızistan

40

0.2

895

2.1

0.5

0.8

3.8

10

Tacikistan

12

0.2

minimal

0.4

1.4

0.02

4.4

0.4

Türkmenistan

546

101

minimal

159

1,642

0

3.9

237

Özbekistan

594

66.2

minimal

137

1,992

3.3

11.7

222

Kaynak: Enerji Bilgi Kurumu - EIA

Hacim ve çeşit itibariyle mineral ve hammadde yatakları ile gezegenimizin sayılı ülkelerinden biridir. Toprağı altında doksan dokuz çeşit kimyasal element teşhis edilmiştir. En çok tabii ihtiyatlara sahip olan Kazakistan’da dünyanın bir çok sayılı şirketleri önemli yatırımlar ve karlar elde etmektedirler. Azerbaycan’dan aksine Kazakistan’ın petrol ve gaz kaynakları karadadır ve güçle mücadele etmemektedir. Azerbaycan ise 1,178 milyon varil ham petrol rezervlerine sahip, diğer ülkelerin petrol rezerv kaynakları bu iki ülkeye göre azdır.

Orta Asya Cumhuriyetleri arasında en büyük doğalgaz rezervlerine ve yıllık üretim kapasitesine sahip olan ülke Türkmenistan’dır. Türkmenistan’daki doğalgaz rezervleri, bölgedeki toplam rezervlerin % 5’ini oluşturmakta  olup, ispatlanmış doğal gaz rezervleri  yaklaşık 101 tcf civarındadır[40]. Bölgenin ikinci zengin doğal gaz kaynaklarına sahip ülke  Özbekistan’dır. İspatlanmış doğal gaz rezervleri 66,2 tcf’dir

Orta Asya’nın diğer zengin enerji kaynaklarından birisi de kömürdür. Kömür rezervlerin bulunduğu Kazakistan toplam kapasitesi 37,479 santraller kömür rezervlerinin yoğun bulunduğu yer kuzey-doğu bölgesindedir. Kırgızistan’ın kömür rezervleri ise yaklaşık 895 mst civarındadır.

Enerji kaynakları üretim açısında da gözden geçirdiğimiz 2001’de Kazakistan ham petrol üretiminde 811 tbp/d ile ilk sırada, Azerbaycan ise  311 tbp/d  ham petrol üretmiştir ortalama günlük 1999 verilerine göre doğal gaz üretimi Özbekistan 1,992 bcf Türkmenistan  ise 1,642  bcf üretmiştir.

Rezervler açısından baktığımızda Gürcistan ve Ermenistan’ın enerji kaynakları yok gibidir. Azerbaycan ise zengin petrol ve doğal gaz enerji kaynakları olan bir ülke konumundadır.

Kazakistan’da ise, Avrupa’lı şirketlerin yatırımları, Azerbaycan’a oranla daha yoğun sayılabilir. Bunda, Kazakistan’da önemli bir Alman nüfusunun olması da etkili olmaktadır. Kazakistan’ın petrol ve gaz sahalarına önemli miktarda yatırım yapmaktadırlar. Caspian Pipeline Consortium (CPC) örneğinde olduğu gibi boruhattı alanına da yayılmış durumdadır. 1993-1998 yılları arasında Kazakistan’a yapılan yaklaşık 8 milyar dolarlık doğrudan dış yatırımın % 47’si petrol ve gaz alanına, %42ü ise elektrik üretim alanına yapılmıştır[41]. Ülke içinde doğal gaz dağıtımı ise,1997’de Belçika’nın Tractabell şirketine verilmişken, son dönemde bu hak geri alınarak Kazak devlet şirketi KazTransGaz’a verilmiştir. Ancak, bu hakkı Rus Gazprom’un devralması beklenmektedir. Avrupa’lı şirketler, aynı zamanda, özelleştirme çalışmaları kapsamında elektrik dağıtım alanında da devrede görünmektedirler.

 

2.Orta Asya ve Kafkaslarda Enerji Tüketimi ve ithal

 

Tüketim açısından ülkelere baktığımızda her zaman tüketim nüfuz ve yer altı kaynakları ile orantılıdır. Orta Asya ve Kafkasya’daki  1999 yılı verilerine göre toplam enerji  tüketiminde ilk sırayı Özbekistan 1.88 kbtu  ve Kazakistan 1.46 kbtu  enerji tüketmiştir.

Tüketim açısından ülkelere baktığımızda her zaman tüketim nüfuz ve yer altı kaynakları ile orantılıdır. Orta Asya ve Kafkasya’daki  1999 yılı verilerine göre toplam enerji  tüketiminde ilk sırayı Özbekistan 1.88 kbtu  ve Kazakistan 1.46 kbtu  enerji tüketmiştir. Ermenistan enerji tüketiminin çoğunu nükleer santralinden karşılamaktadır. Kapasitesi 815 MW gücünde olan santral 1989 yılında ülkede depremden sonra hasar oluştu, komşu ülkelerin ve Batının tüm baskılara rağmen elektrik üretimi hale devam ediyor.

Tablo 25

Orta Asya ve Kafkasya’da Enerji Tüketimi ve Karbondioksit Emisyonu.1999

Ülkeler

Toplam Enerji Tüketimi (Katrilyon  Btu)

Petrol

Doğal Gaz

Kömür

Nükleer

Hidroelektrik

Diğer

Net Elektrik İthal

Karbondioksit Emisyonu (Million metric tons of carbon)

Ermenistan

0.96

9.0%

48.4%

0.1%

25.6%

16.9%

0%

0%

0.8

Azerbaycan

0.55

56.5%

39.0%

0%

0%

4.2%

0%

0.4%

12.7

Georgia

0.16

31.9%

27.6%

0.1%

0%

42.4%

0%

-2.0%

1.6

Kazakistan

1.46

29.5%

34.5%

29.9%

0.1%

4.0%

0%

2.1%

26.6

Kırgızistan

0.22

12.9%

31.1%

8.4%

0%

56.1%

0%

-8.5%

2.0

Tacikistan

0.26

21.6%

16.0%

0.9%

0%

60.7%

0%

0.8%

1.8

Türkmenistan

0.30

41.5%

68.9%

0%

0%

0.02%

0%

-10.4%

5.4

Özbekistan

1.88

15.7%

76.8%

2.3%

0%

3.2%

0%

2.0%

27.7

Kaynak: Enerji Bilgi Kurumu - EIA

Bölgede en fazla petrol tüketen ülke Azerbaycan, doğal gaz tüketiminde ise ilk sırada Özbekistan’dır. Kafkasya’da kömür üretimi ve tüketimi yok gibidir ama Orta Asya’da en fazla kömür üreten ve tüketen ülke Kazakistan’dır, yer altında ispatlanmış iyi kömür rezervleri mevcuttur. Yenilebilir enerji kaynakları üzerinde bölgede çalışmalar hale mevcut değildir.

Türkmenistan’da gaz ihracatı, Türkmen devlet şirketi Turkmenneftgaz’ın sorumluluğundadır. Ancak bu şirketin % 44 hissesi Rus Gazprom’a aittir. Gaz ihraç olanağı Rusya ve sınırlı oranda da İran üzerindendir. İngiliz Monument şirketi, Türkmenistan’da Burun sahasından ürettiği petrolü, İran üzerinden “swap”(takas) yolu ile İran Körfezi’nden ihraç etmektedir. Monument’in Garaşsızlık ve Barsa Gelmez sahalarında da (petrol ve gaz) diğer batılı şirketlerle ortak lisansı mevcuttur. 2004’de tamamlanması beklenen Türkmenbaşı rafinerisi modernizasyonu ise, Alman ve Japon kredisi (1.4 milyar $) sürdürülmektedir. Türkmenistan’da etkin olan bir diğer Avrupa şirketi ise Shell’dir. Shell bir yandan gaz arama ve üretimine yönelik hakları elinde tutarken, son yıllarda üzerinde çok konuşulan, Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Gaz Hattı’nın yapımında da, lider şirket konumundadır. Daha önce 2 ABD’li şirketin (Bechtel ve General Electric) liderliğindeki PSG, Türkmenbaşı ‘nın taleplerinin karşılanamaz olduğu gerekçesi ile çalışmalarını dondurmuş, daha sonra da konsorsiyumun liderliği, Shell’e devredilmişti.

Türkmenistan’ın Rusya, İran ve Türkiye ile büyük miktarda gaz alım-satım anlaşmaları mevcuttur. Rusya, boru hatları üzerindeki tekelinden yararlanarak, Türkmen gazını çok ucuz fiyatla almakta (1000 metreküpü 32-36 $), bunu kendi sistemine sokarak, çok yüksek fiyatla diğer tüketicilere satmaktadır. Sonuçta, Türkiye’deki ya da Avrupa’daki tüketici, Türkmen gazını alsa da, bu tamamen Rusya’nın kontrolü ve fiyatlandırması ile şekillendiğinden, tüketiciler açısından “kaynak çeşitliliği”nden beklenen yararlar elde edilememiş olmaktadır[42].

Batılı güçlerin sahip oldukları petrol rezervlerinin yakın gelecekte bitecek olması ABD, AB ve diğer Avrupa Ülkelerinin dikkatini Orta Asya. ya yöneltmesine neden olmuştur. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra ortaya çıkan cumhuriyetler bir yandan yetersiz sermaye diğer yandan eskimiş teknolojiler nedeniyle sahip oldukları petrol ve doğal gaz rezervlerini kendi başlarına işleyecek ekonomik potansiyele sahip değildirler. Bu nedenle petrol zengini bu cumhuriyetler mevcut rezervlerinin işletilmesi ve geliştirilmesi için batılı büyük petrol şirketleriyle işbirliğine gitmektedirler.Bölgesel petrol ve doğal gaz ürünlerinin daha iyi hale getirilmesi, rasyonalileştirilmesi ve çağdaşlaştırılmasına ve Hazar ve Orta Asya bölgelerinden Avrupa ve Batı piyasalarına hidrokarbon taşınması için farklı seçeneklerin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar sürmektedir[43].

www.asif.co.sr



[1] Kaynak: http://www.eia.doe.gov/oiaf/ieo/world.html  Erişim: 15.05.2002

[2] Azerbaycan Tarihi (5-6), Maarif Yayınevi, Bakü 1998.

[3]Kaynak:  http://www.haberbilgi.com/, Zulhal, Aslı ”Petrol Platformları  Erişim: 28.03.2002

[4] Enerji Karmaşası  Ve Halkın Çıkarları.Hazırlayanlar:Kigem, Tmmob,Tes-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, T.Maden-İş Sendikası,  Enerji-Yapı Yol Sen Şubat 2000

[5] Kaynak: www.bp.com/archive/bp00/transportation.htm , Erişim: 25.04.2002

[6] Kaynak: http://www.eia.doe.gov/emeu/security/opec.html. Erişim: 26.06.2002

[7] Markowsky, J.J.Challenges Facing U.S. Coal The Proceedings of the Technical Conference on Coal Utilization and Fuel Systems, Coal and Slurry Technology Association,1999.

[8] Başaran, M. Kömürle Çalışan Termik Santrallar, Çevre ve Enerji Kongresi Bildiriler Kitabı, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yayını, Ankara-1997, 104-113

[9] BP Statistical Review of World Energy June 2001, Kaynak:www.bp.com/archive/bp00/transportation.htm, Erişim: 25.04.2002

[10] Vogel, C. Coals Role in Electrical Power Generation: Will it Remain Competitive The Proceedings of the Technical Conference on Coal Utilization and Fuel Systems, Coal and Slurry Technology Association, 1999, s.13-24.

[11] Kaynak: http://www.tki.gov.tr/turkiye1.htm , 26.03.2002

[12] Çetin, Mustafa. Türkiye Elektrik Enerjisi Dağıtımının Bugünü Ve Hedeflenen Yeni Politikalar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü:1999

[13] BP Statistical Review of World Energy June 2001. Kaynak:http://www.bp.com/www.bp.com/archive/bp00/transportation.htm, Erişim: 25.04.2002

 

[14] Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2001,

 

[15] Dündar, Cihan; İnan, Demir. Türkiye Kıyılarında Rüzgar Enerjisi Potansiyellerinin Belirlenmesi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Beytepe –Ankara-1999.

[16] Enerji Karmaşası  Ve Halkın Çıkarları.Hazırlayanlar:KİGEM, TMMOB,Tes-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, T.Maden-İş Sendikası,  Enerji-Yapı Yol Sen, Şubat- 2000.

[17] Türkiye Enerji Sempozyumu, s. 165;175.

[18]Türkiye Güneş Enerjisi zengini”İhlas Haber Ajansı. AlımTarih: 4 Haziran.2002, Salı.

[19] Enerji Karmaşası  Ve Halkın Çıkarları.Hazırlayanlar:KİGEM, TMMOB,Tes-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, T.Maden-İş Sendikası,  Enerji-Yapı Yol Sen, Şubat-2000.

[20] Kruger, P., Otte, C.  Geothermal Energy Resources, Produktion, stimulartion, Stanford Üniversity Press, 1972.

[21]İnternational Energy Agency.(International Energy Outlook 2002). Uluslararası Enerji Ajansı EIA'nın açıklamasına göre düzenlenmiştir: Mart 2002

[22] Power Enginnering, Eylul-2000

[23] Tamer, Akşit . Nükleer Santralların Çevreye Olan   Etkileri Ve Bunların İrdelenmesi .Meteoroloji Mühendisliği Dergisi, 1995/1.

[24] Enerji Karmaşası  Ve Halkın Çıkarları.Hazırlayanlar:KİGEM, TMMOB,Tes-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, T.Maden-İş Sendikası,  Enerji-Yapı Yol Sen Şubat - 2000

[25] Prof. Dr. Hayrettin Kılıç. Elektrik mühendisliği dergisi,  yıl: 1997 / Sayı: 401

[26]Kaynak:  http://www.selitenerji.com/TURKISH%20POWER.html , Erişim: 25.04.2002

[27] Elektrik mühendisliği dergisi yıl: 1997 / sayı: 401 - Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın yazısından derlenmiştir.

[28] Mineral Commodity Summaries . US.Burean of Mines-1990.

[29] Extreme Meteorological Events In Nuclear Power Plant Sıtıng,   Excludıng Tropıcal Cyclones

 Iaea Safety Guıdes- Safety Serıes No: 50.s11

[30] Projected Costs of Generating Electricity, Publisher: OECD, Update, Paris-1998.s:69-69

[31]Çevre Dostu ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile ilgili Teknolojiler  Alt Grup Raporu.TUBİTA www.tubitak.gov.tr, Erişim: 25.04.2002

[32]Tmospherıc Dıspersıon In Nuclear Power Plant Sıtıng, Iaea Safety Guıdes- Safety Serıes No: 50-s.3  https://www.angelfire.com/scifi/nuclear220/sec555.htm , Erişim: 25.04.2002

[33] Özbudun, N., Organik atiklardan elde edilen enerji -Biogaz, 3.Genel Enerji Kongresi, M.T.A Enstitüsü, Ankara. 1978,

 

[34] Başaran, M. Kömürle Çalışan Termik Santrallar, Çevre ve Enerji Kongresi Bildiriler Kitabı, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yayını, Ankara-1997, s.104-113.

[35] Kaynak: EIA Uluslararası Enerji Ajansı, International Water Power & Dam Const. http://www.olade.org.ec/idiomas/ingles/sieehome/estadisticas/electricidad.html .26.06.2002

[36]Kaynak: : www.bp.com/archive/bp00/transportation.htm , http://www.olade.org.ec/idiomas/ingles/sieehome/estadisticas/electricidad.html .Erişim: 26.06.2002

[37] Kaynak: http://www.eia.doe.gov/oiaf/ieo/NEIAcontactus3.htm, Erişim : 28.03.2002

[38] "U.S. Geological Survey" ve "Oil and Gas Journal"1997

[39] Babenko, Vitaliy. “Yenilenebilen ve Yenilenmeyen Enerji Kaynakları”. Diyalog Avrasya dergisi. Sayı-4,.yıl:2001.s.7,8.

[40] Azerbaycan Ve Türkmenistan Arasında "Kepez" Problemi .Ömer Faruk Ünal. Bakü-Azerbaycan

[41] Kaynak: http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/kazakfull.html Erişim: 25.12.2001

[42] “Avrupa’nın ve Türkiye’nin Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, , Ankara, Türkiye. 13-14 Kasım 2000

[43] Kaynak: http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/caucasus.html , http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/centasia.html , Erişim: 26.06.2002