Gel zaman git zaman gözüme çarpan bu
maketi üç aylık bir ön tanışma sürecinden sonra
dayanamayıp aldım. Daha evvelden Tamiya'nın Dora'sıyla
oldukça hoş bir tecrübem olmuştu ve bu uçağa
duyduğum yakınlık Tamiya olmamasına karşın bu
maketi almama neden oldu. İnternet üzerinde yaptığım
eşelenmeler sonucu aldığım bilgiler ışığında
Italeri D-9'un eski Trimaster kiti olup
Tamiya'nın modeline oranla bir çok açıdan doğru
olduğunu öğrendim. Bunun şevkiyle kutuyu açtım ve
gri plastikten mamul uçakla karşılaştım.

Tipik Italeri plastik kalitesinde
olup muhtelif çap ve ebatta kalıp hatalarıyla bezeli
olması ilk başta canımı sıktıysa da radikal
yöntemler ve zor kullanma metotlarıyla makete
giriştim. Genel olarak oturmama gibi bir problemi olup
en büyük problemi gövde kanat birleşiminde
yaşatıyor model. Planı iyi etüd etmek gerekiyor,
çünkü Trimaster abiler tek kanat kalıbıyla
bütün 190 serisini tamamlamak için herşeyi tıkıp
tıkıştırmışlar mekana. Çıkıntıları kesip
doğru delikleri bulup delmek gerekiyor. Kokpit oldukça
kaliteli hatta ön panel ve koltuk zırhları
açısından Tamiya'dan fersah fersah önde. Tek problem
kokpitin arkasını kapayan uzun parçanın koltuğun
arkasına girecek şekilde kıvrılması gerektiğini
belirtmeyi unutmuşlar! Motor kaportasının yuvasını
da az biraz tadil etmek gerekiyor doğru düzgün
oturması için. Bir nokta da egzostlarla ilgili. Plana
göre en son yapılması gereken bu iki parçayı en
başta yerine tecrübe etmek gerekiyor. Bol miktarda
işkence kullanıp ana yapıyı bitirdikten sonra macun,
zımpara faslına geçtim ve alt kanat arka gövde
bağlantısında seviye farkı olduğunu gördüm. Ne kadar dikkatli
yapıştırırsanız yapıştırın bu olay aynı
şekilde vuku buluyor onun için sabırla seviye
eşitlemek gerekmekte. Tesviye işi bittikten sonra
boyama paterni aranmaya başladım. Özelliği olan bir
uçak yapmak istiyordum. Netice itibariyle Robert
"Bazi" Weiss'in uçağını yapmaya karar
verdim. O esnada karşıma çıkan problem bu amcanın
Dora'sının düz kanopi kullanmış olduğuydu . Italeri
yalnız buble kanopi verdiği için Tamiya'dan
arttırdığım düz kanopiyi kullandım. Patern için
Italeri plana sadık kaldım çünkü aynı filoda aynı
dönemde uçmuş başka bir amcanın çıkartmaları
çıkmaktaydı kitten. Kamuflaj renkleri olarak Testors'un
yeni MM serisinden RLM boyalarını kullandım. Alta
RLM76 atıp üste standart RLM75 ve RLM83 attım. Dikey
stab beneklerini Floquil'in RLM81'i ile
hallettim. Sarılarda Aeromaster'ın RLM04'ünü
kullandım. Komple Tamiya X-22 attıktan sonra
çıkartmaları yapıştırdım. Haçlar Italeri olup
siyah 10 numara ve Swastika Tamiya'dan geldi.

Çıkartma faslından sonra bir kat
daha X-22 atıp yağlı boya ile eskitme yaptım. Bir kat
daha X-22 attıktan sonra hafif daraldığım icin bir
kenara bıraktım kiti. Arkut kardeşin yanımda
bulunması o esnada büyük bir şans oldu ve çok
sevdiği Gunze Smoke Grey ile modeli ellerine
teslim ettim. İnce ince panellerin üstünden geçti ki
bakarken ben yoruldum. O aşamadan sonra komple Humbrol'un
Saten Cote'unu atıp modelin üstüne Silver'la boya
kalkma efektleri yaptım. Cam maskelerini söktüm ve
yapıştırıcının ön camı hacamat ettiği
gerçeğiyle karşılaştım. Neyse zımpara, polish
derken kurtardık.
Detayları boyayıp, antenlerini çekip rafa kaldırmadan
önce Tamiya'nın kitiyle karşılaştırdım.
Ortaya çıkan sonuç: Italeri'nin kitinin gerek iniş
takımı yapısı ve yüksekliği gerekse panel
çizgileri açısından daha doğru bir kit olduğu ama
öte yandan Tamiya'nın da yapım
kolaylığının gözardı edilemeyeceği oldu. Rafta
yanyana oldukça şık duruyorlar, insanın 3 - 5 tane
daha yapası geliyor. Gerekirse de yaparız.


n Ufuk AYDINER bir modelci,
"modelciler.org" yazarı ve üretken
bir sanatçı. Ufuk AYDINER'in diğer
çalışmalarına modelciler.org sitesinden
ulaşabilirsiniz.
n Bu yazı, modelciler.org sitesinden alınmıştır. |
|