Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

FRYGİA

 

 

FRYGİA BÖLGESİNİN TARİHSEL COĞRAFYASİ

İ.Ö. 8.yiizyılda güçlü bir devlet halinde tarih sahnesine çıkmış olan Frygia (Phrygia) esas olarak Orta Anadolu yüksek yaylası, Kızılırmak ve Konya ile Niğde bölgelerine değin uzanan yöreyi içine almaktaydı. Fryg Devleti’nin yayılım alanı hakkında kesin bilgi yoktur. Buna karşılık eskiçağ yazarları Yunan-Roma dönemlerinin Frygia Bölgesi üzerine hayli bilgi vermektedirler. Sözgelimi 1 .yüzyılın Amasyalı coğrafyacısı Strabon Frygia Bölgesi’nin sınırları için şunları yazar: “Bitbyniablar’m güney sınırında Mysia Olympos’u denen dağın etrafında oturan Mysia ve Frygialılar vardır ve bu kabilelerin her biri fidye ayrılmıştır. Frygia’nın bir kısmına Büyük Frygia denir, ki burada Midas hüküm sürmüştür ve bir bölümü Galatialılar tarafından işgal edilmiştir. Oysa Hellespontos (Çanakkale Boğazı) üzerindeki ve Olympos’un (Uludağ) etrafında kısım Küçük Frygia yani Frygia Epiktetos denen yerdir.” Bu tanımlamadan Anadolu’da küçüğü batıda, büyüğü ise daha doğuda olmak üzere iki Frygia Bölgesi’nin varlığı anlaşılır. İçinde Midas’ın hüküm sürdüğü Büyük Frygia, bölge olarak doğuda Halys (bugün Kızılırmak) ve Kappadokia Bölgesi ile sınırlanıyordu; batıda Lydia Bölgesi ile komşuydu. Herodotos, Lydia ile sınırın Kydrara adlı bir kent olduğunu bildirmekteyse de, bugünkü Denizli ili içinde yer aldığı anlaşılan kentin yeri saptanamamıştır. Xenophon’a (Ksenofon) göre ise Büyük Frygia’nın batı sınırındaki en önemli yerleşmeleri Kolossai (bugün Honaz) ve daha kuzeyde Mysia sınırındaki Keramon Agora ~bugün Susuz) idi. Güneyde ise sınırı Ikonion (bugün Konya) oluşturuyordu. Plinius, Frygia’yı güneyden Lykaonia, Pisidia ve Mygdonia bölgelerinin sınırladığını yazar. Kuzey sınırını saptamak daha güçtür. Ancak Ankara’nın kuzeyindeki Köroğlu Dağlarının Paflagonia ile Frygia’yı birbirinden ayırdığı söylenebilir. Bu bölgenin en önemli kentleri, Frygia’nı başkenti denen Gordion (bugün Yassıhöyük) ile A (bugün Ankara), Kelainai (bugün Dinar), Kolossai, Kar İkonion’dur. Ancak Fryglerce kutsal olan esas bölge 1 Frygia idi. Burası bugünkü Eskişehir ile Afyonkarahisar illeri arasındaki dağlık bölgeyi kapsar. Bu bölgenin en tanınmış kentleri Aizanoi (bugün Çavdarhisar), Nakoleia, Pişmişkale, Kotyaeion (bugün Kütahya), Dorylaeion Eskişehir), Midaion ve Kadoi (bugün Gediz) idi.

Gordion merkez olarak kurulmuş Fryg Krallığı’nın sınırları klasik Frygia Bölgesi’ne oranla daha geniş olmalıydı. Nitekim arkeolojik buluntular yardımıyla batıda Burdur yöresinden kuzeyde Zile yakınlarındaki Maşathöyük ve Samsun yakınlarındaki Akalan’a değin genişledikleri bilinir; güneyde üzerinde Midas adı geçen bir Fryg yazıtı sayesinde Niğde yakınlarındaki Tyana’ya (bugün Kemerhisar) kadar yayıldıkları anlaşılır. Kızılırmak’ın doğusunda ise Boğazköy, Pazarlı, Alişar, Alacahöyük, Kültepe ve Göllüdağ’da Fryg merkezleri yer alıyordu. Boğazköy, Alacahöyük ve Pazarlı’da Frygcenin kullanıldığını gösteren yazıtlar da ele geçirilmiştir.

Frygia ülkesi Anadolu’nun en eski yollarının kavşak noktasında kurulmuştur. Örneğin Ege Denizi kıyılarından Doğu Anadolu, Suriye ve Kuzey Mezopotamya’ya uzanan büyük anayollarla bağlantıyı Frygia’dan geçen yollar sağlarlar. Nitekim Pers egemenliği döneminde kurulan ve Sardes’ten Susa’ya değin uzanan Kral Yolu da Frygia’dan geçmekteydi. Bu yollar Frygia’ya komşularının gözünde özel bir önem kazandırmaktaydı.

Bu konumuyla Frygia, ulaşım ve ticaret bakımından Ege ile Ön Asya ülkeleri arasında bir düğüm noktasını oluşturmaktaydı. Bu stratejik konum ülkenin siyasal örgütlenmesine de etkide bulundu. Sözgelimi Frygia Bölgesi’nde güçlü bir siyasal örgütün adını duyurmaya başlayışı İ.Ö. 8. yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Bu tarih Doğu Anadolu’da, başkenti bugünkü Van (eski Tuşpa) olan Urartu Krallığı’nın, 2, binyılın başlarından beri Asur’a kazanç sağlayan Anadolu ticaret yollarını egemenliğine aldığı zamanı kapsamı içine alır. Kuzey Suriye limanlarından Kuzeybatı Iran, Doğu ve iç Anadolu ve belki de Kafkasya mallarının Batı’ya dışsatımı yapılamaz duruma gelindiği bu dönemde, Batı dünyası ile ticarette Anadolu kervan yollarının büyük bir önem kazanmış olması doğaldır. Nitekim Frygia başkenti Gordion’da (bugün Yassıhöyük) yapılan kazılar, Tabal kökenli tunç eserlerin Kızılırmak’ın batısına kadar geldiğini gösterdiği gibi, Fryg kökenli maden eserlere Batı Anadolu kıyıları ve Yunanistan’-da da rastlanmıştır. İ.Ö. 8.yüzyılın sonlarına doğru Batı Anadolu ve Yunanistan’a değin yayılmış bulunan bu dışsatım mallarından tunçtan yapılmış olanlar konusunda bir fikir sahibi olabilmekteyiz: Orneğin Ivriz kabartmasındaki Urpalla’nın fibulasına ve Gordion’daki Büyük Tümülüs’te ele geçirilen kabartmalarla süslü çok sayıda Fryg fibulasının paralellerine Manisa, Efesos, Mytilene, Samos, Lindos, Perakhora ve Argos Heraionu’nda rastlannuştır. Bunun yanında Smyrna , Larisa ve Delos’ta da Fryg fibulaları bulunmuştur. Bir Fryg özelliği olan, makara biçimli kulplara sahip kaselere de Manisa, Efesos, Samos,Argos, Delfoi, Peraldtora ve Olympia’da rastlanmıştır. Bu buluntular İ.Ö. 730 ile 700 yılları arasında Frygier’in Batı dünyası ile geniş çaplı bir ticarette bulunduğunun kanıtlarıdır.

Batı Anadolu kıyılarından Adalar ve Yunanistan’a doğru yayılmış bu türde tunç eşyaların Gordion’dan hareketle, batıya uzanan doğu-batı kervan yolu sayesinde, Lydia ülkesi üzerinden Kyme, Smyrna, Efesos ve Miletos gibi dışsatım limanlarına ulaşmış olması gerekir. Daha az sayıda olmakla birlikte,Yunan eserlerinin de Frygia’ya aynı yolla ulaştığı ortayı konmuştur. Örneğin, yaklaşık olarak İ.Ö. 700 yıllarına ait Yunan seramikleri Gordion’da da ele geçirilmiştir. Ancak bu yol İ.Ö. 700 yıllarından sonra, Kimmer göçebelerinin Orta Anadolu içlerine değin uzanmaları sonucunda, Fryg Krallığı ile birlikte önemini yitirmiş ve adeta İ.Ö. 6.yüzyılın ilk yarısına değin kullanılmaz olmuştur.

Frygia’nın Batı Anadolu ve Yunanistan ile ilişkisi yazılı kaynaklarla da kanıtlanmaktadır. Bu kaynaklarda Fryg Kralı Midas’ın kendine eş olarak Aiolia’daki Kyme kralının kızın seçtiğinden ve tahtını Yunanistan’daki bir Apollon tapınağına armağan olarak yolladığından söz edilmektedir.

Gerek arkeolojik ve gerekse tarihsel belgeler Frygia ile Batı Anadolu kıyıları ve Yunanistan arasında bazı ticaret ilişkiler olduğunu açık bir biçimde göstermektedirler. Batı ile yapılan bu ticaretin yanında. İ.Ö. 8.yüzyılın ikinci yarısı içinde Fryglerin güneydoğudaki Asur İmparatorluğu ve Kuzey Suriye ile de bazı ticari ilişkiler geliştirdiğini gösteren buluntular vardır. Sözgelimi Gordion’da bulunmuş hayvan başlı tunç bakraçlar ile işlenmerniş ve işlenmiş durumda bazı fildişi eserler bu ticaretten günümüze kalabilmiş gözalıcı Asur ürünleri arasında ilk sırayı almaktadırlar. Batı ve doğu ülkeleri arasındaki eşsiz konumu medeniyle bu yoğun kervan ticaretinin nimetlerinden yararlanan ilk ülke, kuşkusuz ki Frygia idi.. Yani Frygia esas gücünü. İ.Ö. 8.yüzyılda Anadolu karayolu ticaretinin önem kazanmasına borçludur.

Antik Frygia Bölgesi doğal kaynaklar açısından çok zengindi: sözgelimi Orta Anadolu koyunlarının yönü çok kaliteliydi bugün bile Ankara’nın moher olarak bilinen keçi yünü dünyanın en ünlü yünlerinden biridir. Ülke orman bakımından da zengindi; elde edilen keresteden ev ve mezar yapımında yararlanılıyordu. Buna paralel olarak, mobilyacılık da çök gelişmişti. Bu bakımdan Fryg ülkesi için kereste önemli bir ekonomik öğeydi. Nitekim, Midas Kenti’nin yakın yöresi hala zengin ormanlarla kaplıdır. Ülkedeki maden kaynaklarının verimliliği, Orta Anadolu’da Kültepe (eski Kaneş) merkez olmak üzere pazar yerleri (karum) kuran Asur Ticaret Kolonileri döneminden yani 2. binyılın başlarından beri sömürü konusuydu. Bolkar Maden’deki antik gümüş ve kurşun ile hematit önemli doğal kaynaklar arasındaydı: kristal, oniks ve mika Frygia’da boldu. Ayrıca bu ülkenin tunçları, köleleri, at ve katırları da ünlüydü.

 

 

GERİ