Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

90'li Yillarin Olgusu: TEKNO...

Pierre Schaefer ve diger sanatçilarin, 'somut müzik'le (musique concrčte) her türlü tiniya ve gürültüye, John Cage'in sessizlige özgürlük kazandirmasinin ardindan, 20'li yillarin ustalari "elektronik müzigin pîrleri" Theremin ve Martenot'nun çalismalarinin uzantilarini içeren gelismeler, yaklasik yetmis yillik yogun bir yaraticilik döneminden sonra, 90'li yillarda, tekno denen bir olguda bütünlesti... Schaefer'in, çalismalarinda yazi makinesinin çikardigi seslerden, deniz tasitlarinin sis kornalarindan, sirenlerden yararlandigini animsadigimiz anda, tekno'nun da 'birden ortaya çikmadigini' kavrayabiliyoruz. "MIDI devrimi"nden, Vangelis'in ya da Pink Floyd'un bu baglamdaki konumundan göreceli olarak uzak durarak, tekno denen olguyu birincil olarak etkileyen gelismelerden sözetmek istiyorum bu kez...
Bizce konunun en canalici ve ilginç yönü, dünya'nin degisik bölgelerindeki gelismelerin giderek bütünlesmesi, 90'li yillarda özellikle teknolojik alanlardaki siçramalar, demokratiklesmeler (genis kitlelerin ucuzlamaya kosut olarak teknolojinin olanaklarindan yararlanmasi), genis bir açidan gözlemlendiginde, 'biçemlerin uzlasmasinin' gerçeklesmis olmasi...
Almanya'daki kümelenmede, Berlin ve Düsseldorf okullarinin olusumlari, Tangerine Dream, Kraftwerk vb. topluluklarin yapitlarinin giderek yayginlasmasi, Alman Avangardi'nin etki alani olarak görülürken, diger bir kümelesme de Synth Pop adi altinda, Jean Michel Jarre'in 'Oxygčne', Roxy Music'in, Depeche Mode'un synthesizer'la zenginlestirilmis listebasi parçalariyla, pop baglaminda gerçeklesmisti.
Ingiltere'de, sanayi tinilarinin egemen oldugu, Nitzer Ebb toplulugunun listelere giren yapiti, Join The Chant (1987) benzeri Industrial kümelesmesine kosut olarak, Belçika' da, EBM diye kisaltilan, Electronic Body Music etkinlikleri, Brüksel'li topluluk Front 242 ile, tekno'nun gelisme sürecinde yerini almisti. Front 242 ve Nitzer Ebb, bugün de, ABD'de çesitli radyo istasyonlarinin sürekli repertuarlarinda yerlerini korumanin yanisira, ünlü Keyboard dergisinin dinleyici oylamalarinda 'Tekno' basligi altinda en ön siralarda yeralmaktalar.
ABD'deki kümelenmelerde, Chicago House ve Detroit Techno olusumlari çok önemli bir konumda... Bu baglamda, bir çok gelismenin buradan New York'a siçradigi da egemen görüslerden. Chicago'da, 80'li yillarda, siyah-escinsel yeralti kültürünün (Black Gay Underground Culture) etki alaninda, 'dans edilebilecek müzik öldü' denirken, ünlü diskjokey DJ Franklin Knuckles'in, genis depo alanlarinda 'Cumartesi Ögleden Sonradan Pazar Ögleden Sonraya Kadar' adli etkinlikleriyle, bu tür yeniden yasama geçer. Detroit'de de, konunun öncüsü, Juan Atkins (Model 500 takma adini kullanarak), 1985 nisan'inda, 'No UFOs' adli bugünkü anlamda ilk tekno plâgini yayimlar. Arastirmacilarin büyük bir çogunlugu bugün de bu görüste... Vurgulanmasi gereken diger bir olayda, DJ Electrifying Mojo'nun, WHYT adli radyo istasyonunda yapmis oldugu, bes saatlik bir gece yayini... Mojo, bu programinda, Avrupa'dan disalim yoluyla elde edilmis, New Order, Kraftwerk, Depeche Mode, Bauhaus vb. topluluklara yerverir ve okyanusötesi tanitimlarini saglar. Daha sonraki yillarda, Ingiltere'deki Acid House olusumlarinin ardindan, Belçika'da bu kez EBM uzantisi, New Beat türü gelisir. Anvers'li diskjokeyler 45'lik plâklari, 33 devirde çalarlar ve sesleri yüzde 8 oraninda incelterek, genel tinidaki asiri kalinliklari azaltmaya çalisirlar... Boguk bir tinida, güçlü gövdeli, göreceli olarak agirdan sürüklenen bir tempo elde ederler. Bu arada, bu türde çalisan DJ'lerin backspin diye adlandirilan, plâgi zaman zaman ters yönde çalma yöntemleri de var! Genel tini içinde çok ilginç olabiliyor...
Yaygin anlamdaki tekno'nun dogumyili olarak bilinen 1990 yilini geçmisten ayiran en belirgin nitelikleri söyle siralayabiliriz: Çesitli olusumlarla ivmelenen, kültürün 'kavrama yeteneklerini asan hizi' ve reklâmlarla da dayatilan 'boslasma-koflasma', baska bir deyisle X kusaginin varligi... "90'li yillarin uyusturucusu" Ecstasy'nin varligi (E ya da XTC kisaltmalari da ayni anlama geliyor)... Son yillarda müzikler de ona göre... Bir de, açik havada ya da genis depolarda yapilan, Rave denilen 'ecstasy' destekli, beyin tüketen 'maraton nitelikli partiler' var!
Müzik açisindan bakildiginda, Aphex Twin'in, Sven Vaeth'in, 'O' harfiyle baslayan üç toplulugun (Orb, Orbital ve Ozric Tentacles'in) yüksek niteliklerine söyleyecek bir söz yok! Gerçekten de biçemleri son derecede basarili bir sekilde uzlastirabiliyorlar... Yazimin sonunda, konuyu izleyenlerin gözüne çarpmis olabilecek bir seye daha deginmek istiyorum. Özellikle, Almanya'da tekno'nun sertligi, yumusakligi sözcügün ortasindaki 'K' harfinin kullanimindan anlasiliyor... En yumusagi tekno, daha serti tekkno ve en serti tekkkno...

© Murat Ses (Linz/Avusturya) Ekim 1995

Back to MAIN page!!!
Back to ARTICLES page!!!