KÜRTLEŞMİŞ YAHUDİLER
 

 

 

 

Yolun Van'a düşerse Hakkari'ye bir bilet al. Hakkari-Van arası 210 km. dir. Bu yolun ortalarını  biraz geçtiğinde kerpiç yığınından ibaret bir kasaba goreceksin. Adına Türkler "Başkale" derler,  Kürtler "Elbak". Ermeniler çoook eskilerden "Hamadakert" derlermiş. İşte o tozlu kasabada in otobüsten ve "olu mahallesi nerde?" diye sor, sonra oraya doğru yürü, sonra o mahallenin önünde dur, yamaçtadır, çocukların seslerini duyacaksın. İşte orda çok değil sadece 20-30 yıl önce Aramice bağırışlarla oynardı Yahudi "Kürt"lerinin çoukları. Şimdi geride topal bacağını sürüyen müslüman olmuş bir kunduracı -eğer hâlâ yaşıyorsa- bir de dazlak kısa boylu ve Yahudiliği ürkek gözlerinde taşıyan bir zat kalmıştır. Bir de vahşi Kürtlerin güzel bulup kaçırdığı çoktan Kürtleşmiş ve belleri bükülmüş Yahudi kızları, bir de belki bu   satırların yazarındaki miras. Asurların Yahudileri nereye sürdüklerini okursan, Kürdistan Yahudilerinin hikâyelerini taa başından anlarsın.

Eşte beyle beyle. Ethem Mahcup'a da selâm ederim, o kara gözlerinden öperim!

Murato, Dağların kralı Koçero'nun yiğeni!
 

 

YAHUDİ KÜRTLER   ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

VAKTİYLE İstanbul'da Fransızca olarak yayınlanan "Hamenora" adlı Yahudi dergisinin 1934 yılına ait 10-11-12'nci sayısında (üç sayı birlikte basılmış) Profesör Abraham Galanti'nin "Samsun (Amisus) Yahudileri"  başlıklı yazısını okurken şu cümleler dikkatimi çekti: "1899'da (Tiempo gazetesi, 1. 12. 1899) Samsun'da uzun zamandan beri ikâmet etmekte bulunan üç Yahudi ailesi varmış. Ayrıca bir düzine bekâr Yahudi ve altı kişi kadar hammallık yapan Kürt Yahudisi varmış ki, bu sonuncular Yahudi bayramlarını kutlamak için kendi memleketlerine dönerlermiş. Hâlen İstanbul'da bulunan Üstad Moiz Zeki Albala, o tarihte Samsun Ticaret Odası başkanıymış, bu bilgileri ondan almış bulunuyorum. Bu zat, teşebbüs edilmediği için orada bir Yahudi teşkilatı bulunmadığını, (Yahudi) Kürt hammallara, daha iyi geçinmek için aileleriyle birlikte niçin Samsun'a yerleşmediklerini sormuş, onlar da İbranice olarak, "Burada ne sohet, ne de Yahudi mezarlığı var, bu yüzden Samsun'a temelli yerleşmiyoruz" demişlerdir."

Galanti'nin yazısındaki "Kürt Yahudiler" tâbirinin üzerinde ne kadar durulsa yeridir. Sabatay Sevi ile ilgili bin sayfalık ilmî bir araştırma yapıp yayınlamış olan Scholem de "Kürt Yahudiler"den bahsetmektedir.

Bilindiği gibi Kürtlerin çoğunluğu Sünnî Müslümandır. Alevî Kürtler de vardır. Şeytan'a tapan Yezidîler Kürt müdür?

Peki Galanti'nin, bundan bir asır önce hammallık yaptıklarını yazdığı Kürt Yahudiler yahut Yahudi Kürtler kimlerdir? Üstad Moiz Zeki Albala'ya İbranice cevap veren bu dindar Kürt-Yahudileri cemaatinin sayısı ne kadardı? Bu Kürt-Yahudiler ne olmuşlardır? Uçup gitmediklerine, nesilleri tükenmediğine göre şimdi ne yapmaktadırlar?
 
Anadolu'muz gerçekten bir ırklar ve alt-kimlikler meşheridir. İşin uzmanı değilim ama bizde şu anda Kafkasya kökenli yirmi otuz kadar kavim bulunmaktadır. Yirmi kadar da Balkan kökenli grup bulunuyor. Başka yerlerden gelme on on beş kavim daha olsa, yekûn elliyi, altmışı bulur. Hamşin taraflarında hâlâ bozuk bir Ermenice ile konuşan vatandaşlarımız bulunuyormuş. Yine doğu Karadeniz taraflarında Rumca konuşan köyler varmış.

Türkiye'de resmen 26 bin Musevî-Yahudi vatandaşımız yaşıyor. Gerçek rakam daha düşüktür, çünkü başka ülkelere olan Yahudi göçü, buradaki cemaati eritip durmaktadır.

Dışı Türk ve Müslüman, içleri Yahudi olan Sabataycıların sayıları ne kadardır? Bunu Allah'tan başka kimse bilemez. Çünkü Sabataycılık gizli ve esrarlı bir cemaattir.

Galanti'nin bahsettiği Kürt-Yahudiler şu anda, Sabataycılar gibi zâhiren Müslüman mı görünüyorlar? Tahmin ederim ki, artık hammallık yapmıyorlardır. Çocuklarını okutmuşlar ve toplum içinde yüksek mevkilere geçirmişlerdir.  Peki, bizdeki Kürtçü hareket içinde bu Yahudilerin yeri, gücü, tesiri nedir?

Yıllardan beri Müslüman cephenin kodaman, kocaman, ileri gelen, para babası önder  şahsiyetlerine, bir "Türkiye Yahudilerini ve Sabataycılarını Araştırma Enstitüsü" kurulmasını  teklif eder dururum. Söylemeye hâcet yok ki, bu teklifim hiç ilgi görmez. Bizim baronların hiç  işi kalmadı da böyle bir ilmî araştırma müessesesi kuracaklar!.. Ülkemizde birkaç adet gizli istihbarat teşkilatı vardır. Bunlardan birinin Müslümanlarla ilgili seksiyonunda Yahudi eleman kullanılmaktadır. Kendileri Yahudidir ama, rol icabı Müslüman görünüyorlar ve islâmî hareketin, siyasal İslâm'in içine sızarak vazifelerini yapıyorlar. Türkçülük, Türk milliyetçiliği hususunda yakın tarihimizde Moiz Kohen adlı Yahudi'nin yaptıkları unutulmamalıdır. Bu adam, buram buram Oğuz Türkü kokan Tekin Alp takma adıyla kitaplar   çıkartmış, hattâ bunlardan birine, "Kahrolsun Şeriat!" başlığını taşıyan büyük bir bölüm  koymuştur. On-onbeş yıl kadar önce Başbakanlık başdanışmanlarından birinin, Türk ve Müslüman ismi taşıyan gayr-i müslim bir vatandaş olduğunu herkes bilmez. Yanlış anlaşılmasın, ben gayr-i müslimlere böyle makamlar teslim edilmesin demiyorum. Ehliyeti ve liyâkati varsa elbette tâyin edilmelidir. Ancak hakikî ismini gizlememek şartıyla.

Şu hususu da belirteyim ki, hal-i hazırda ülkemizin değerli düşünürlerinden olan Etyen Mahcupyan'a, benim elimde imkân olsa devletin yüksek kademelerinde bir hizmet veririm. Laik bir cumhuriyette din tefriki yapılmaz.

Ahmet Vefik Paşa, Bulgaristanlı bir Yahudi ailesine mensuptur. Sadrıazam Yusuf Kâmil Pasa da Yahudi kökenlidir. Yüksek mevkilere çıkmış Sabataycı Yahudilerin listesini versem şaşkınlıktan dilinizi yutarsınız.

İspanya'dan koğulan Yahudileri bu ülkeye, veli lâkabını taşıyan dindar padişah İkinci Bayezid kabul etmiştir. Teolojik açıdan aramızda büyük ihtilâflar bulunmasına rağmen, dünyevî barış planında Yahudileri biz Müslümanlar korumuşuzdur. Yahudiler Osmanlı Müslümanlarının sayesinde dillerini, dinlerini, kimliklerini koruyabilmişlerdir.

Biz yine sadede gelelim: Bundan yüz sene önce Samsun'a hammallık yapmaya gelen, dinî bayramlarında memleketlerine dönen, Samsun'da "Sohet ve Yahudi mezarlığı olmadığı için" devamlı oturmayan Kürt-Yahudiler şimdi ne yapmaktadır? Kürtçü hareketi onlar mı sevk ve idare ediyor? Devletin yüksek makamlarında bu cemaatten kimler bulunuyor?

Bu soruların cevaplarını bulmak ve bilmek için ilmî araştırma merkezleri, uzmanlar, istihbaratçılar gerekir. Köylü, gecekondu, varoş kültürlü İslâmcılar böyle çalışmalar ve araştırmalar yapamaz. Kapasiteleri yetmez. Bu işleri yapmak için hem maddî imkân; hem de beyin gücü gerekir. Müslüman kesimde birinci faktör vardır, ikincisi yoktur.

Mehmed Şevket Eygi                                                                                                                               <<< GERİYE

KÜRT YAHUDİLER   :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

YAHOO France'den "Juifs Kurdes" (Yahudiler... Kürtler) kelimelerini vererek bilgi istiyorum, birkaç saniye sonra 1850 dosyanın listesi çıkıyor. Bunların her birini beşer onar dakika harcayarak incelemeye kalkışsam günlerce, haftalarca okumam, not almam, bazılarını yazdırmam gerekecek. Bu gibi işler ekip işi, para işi. Kimbilir öteki internet kaynaklarında bu konuyla ilgili kaç bin dosya var.

Yıllardan beri İslâmî kesime sesleniyor, feryat ediyorum: Bilgi bankası kurulsun, stratejik araştırmalar enstitüsü kurulsun, İbrânî dilini iyi bilen uzmanlar, araştırıcılar yetiştirilsin, ilmî incelemeler yapılsın, arşivlere inilsin... Bu feryatlarıma dağlardan, taşlardan yankılar geliyor ama Müslüman kesimden tek tepki, tek ilgi gelmiyor.

Kendilerini akıllı, zeki, hikmetli zanneden bazı çokbilmiş Müslüman seçkinlere hitap ediyorum: Biz, maalesef yatakta uyuyoruz, ayakta uyuyoruz, konuşurken, yürürken hep uyuyoruz.
Çağımız bilgi çağıdır. Bundan otuz kırk yıl önce haftalık, günlük gazeteler yayınlandığım zaman fotokopi makinası yoktu, bilgisayar yoktu, faks yoktu. Süleymaniye Kütüphanesi'nden yazma bir kitabın kopyasını alabilmek için oraya yeteri kadar fotoğraf filmi ve kartı veriliyordu, epey zaman sonra kitabın sayfalarının fotoğrafları alınıyordu. Şimdi dünya çağ atladı. Bilgisayarın başına oturuyorsunuz, dünya önünüzde; milyonlarca, milyarlarca bilgi dosyası emrinize âmâde.

Bizim son otuz yıl içinde bilgi, kültür, arşivcilik, ilmî araştırma, stratejik inceleme konusunda var gücümüzle çalışmamız, kadrolar kurmamız gerekiyordu. Göçebe, gecekondu ve varoş zihniyet ve kültürüne sahip olduğumuz için bu konularla uğraşmadık. Müslümanlar koskoca on yılları demagoji, popülizm, "Ayasofya açılsın, başörtüsü serbest bırakılsın!" ucuz sloganlarıyla, birtakım kuruntu ve vehimlerle harcadılar. Sadece zaman harcanmadı; yekün olarak yüz milyarlarca dolar harcandı, enerjiler harcandı, imkan ve fırsatlar harcandı.

Bırakın dünyayı, ülkemizde dönen dolapları bile bilmiyoruz, bildiklerimiz dedikodu, söylenti, rivayet kabilinden şeyler. Türkiye'de Sabataycıların bugünkü durumu, güçleri, siyasetleri, stratejileri, ele geçirmiş oldukları temel ve hayatî müesseseler konusunda elimizde bir tek ilmî ve ciddî araştırma var mı?
Kürt Yahudileri veya Yahudi Kürtler kimlerdir? Halen ülkemizde bunlardan kaç nüfus bulunmaktadır? Kimliklerini açıklıyorlar mı, yoksa kendilerini Sünnî veya Alevî Müslüman olarak mı takdim ediyorlar? Bu Kürtlerin son Kürt milliyetçiliği hareketindeki rolleri ve tesirleri nedir? Bu konuda da elimizde ilmî-ciddî araştırma bulunmamaktadır.

Daha bunun gibi birkaç düzine konuda yüzbinlerce ilmî araştırma yaptırtmış olmamız gerekirdi.
Oğlum mühendis olsun, evladım doktor veya işletmeci olsun, kızım eczacı olsun, torunum bilgisayarcı olsun... Olsun da, Müslüman kesime antropolog, sanat tarihçisi, modacı, dekoratör lazım değil mi? Hani yeterli sayıda güçlü antropoloğumuz, hani güçlü ve ağırlıklı moda uzmanlarımız, hani dünya çapında başarı ve şöhret kazanmış dekoratörlerimiz?..

Geçenlerde bir dost toplantısında, hepsi de yüksek tahsilli olan kişilere sordum, hiçbiri devamlı olarak önemli internet sitelerini takip etmiyormuş. Ne büyük eksiklik. Geçenlerde Mehmet Eymür'ün ABD'den idare ettiği Atin sitesinde, bir Türk başbakanının yakın bir tarihte, yanında Emniyet Genel Müdürü, bazı MİT elemanları olduğu halde sessiz sedasız İsviçre'ye uçtuğunu, orada havaalanında hemen uçak değiştirerek İsrail'e gittiğini, Yahudi devlet adamlarıyla çok gizli bir toplantı yaptığını, bir ara yanındaki MİT mensuplarını ve Emniyet Genel Müdürü dışındaki bütün Türkleri çıkartarak siyonistlerle top secret, gizlinin gizlisi müzakerelerde bulunduğunu okudum. Peki bizim okumuş, çokbilmiş, lafa geldi mi mangalda kül bırakmayan Müslüman seçkinlerimizin bu gibi bilgilerden haberleri var mı?

Sabataycılar o kadar kurnaz, sinsi, akıllıca çalışıyor ki, sağcı, muhafazakâr, dindar kesim için bile gazete çıkartıyorlar. Biz de saf saf alıp zevk ve hazla okuyoruz. Zoka yutmaya o kadar alışmışız ki...

Doğu Karadeniz'de Hemşin civarında Ermenice konuşan köyler varmış. Bozuk bir Ermenice... İsrail başta olmak üzere birçok ülkeden oraya garip turistler geliyormuş... Bu hususta elimizde ciddî bilgiler, ilmî raporlar var mıdır? Yahudilerin Hemşin'de ne işleri var? Oraya çok yağmur yağdığı ve iklim rutubetli olduğu için mi gidiyorlar?!

Amerika'da bulunan bir Kürt Yahudisi Profesör "Barzanî ailesinden nice haham çıkmıştır..." diyor. Biz bu konuda araştırma yapıyor muyuz?

Birtakım Sabataycılar ve KürtYahudileri kendilerini Alevî olarak gösteriyor. O kimlikle daha rahat hareket edebildikleri için. Bundan haberiniz var mı?

Yakın tarihimizde ülkemizdeki binlerce İslâm kabristanı tamamen veya kısmen tahrip edildiği halde, bir tek Üsküdar'daki Bülbülderesi Sabataycı Kabristanı aynen muhafaza edilmiştir. Bu ilginin, bu korumanın sırrını biliyor muyuz?

Müslümanlardan her yıl İslâm'a hizmet etmek için milyonlarca dolar toplayan bir dinî cemaat reisi, kendini Pakistan'lı Fazlurrahman'ın tarihsellik teorisine kaptırmış ve "Kur'ân'daki Yahudiler ve Hıristiyanlar ile ilgili ayetler ve hükümler tarihseldir, bu devirde geçerli değildirler..." diyerek Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü nümayişleri yapıyor. Diyalog ve hoşgörü hareketinin içyüzü, aslı astarı, hakikî gayesi nedir, bunun arkasında hangi uluslararası güçler bulunmaktadır?.. Bu hususta da İslâmî kitap piyasasını arasanız tek ciddî-ilmî araştırma kitabı bulamazsınız.

Konya'da son yıllarda kurulmuş olan bazı holdingler hakkında ileri geri konuşuluyor, ortaya çok ağır ve vahim iddialar atılıyor. Zavallı gurbetçi işçilerden toplanan elli milyar markın heba edildiği söyleniyor. Bu konuda Müslüman kesimin ciddî bir araştırma yapması ve ne kadar acı ve aleyhimizde olsalar bile gerçekleri açıkça, çırılçıplak ortaya koyması gerekmez mi? Kendi evlerinin içini, kendi binalarının önünü süpürmeyen Müslümanların; şehrin, ülkenin tertemiz olmasıyla ilgili edebiyat yapmaya hakları var mıdır?
Müslümanlar! Ne zaman uyanacaksınız? Ne zaman derlenip toparlanacaksınız? Ne zaman medenî, vasıflı, güçlü, üstün, örnek Müslümanlar olacaksınız?

Mehmed Şevket Eygi            
Barzani Aşireti Yahudi mi? Daha geniş malûmat edinmek için buraya tıklayınız!