CENNET VE CEHENNEM – I
Cehennemin kapısındayım
Cennetin aralığında
Ben ışıktayım
Ama karanlıkta
Karanlığın ortasında
Gözlerim ışıkta
Sevdiğim her şey orada
Ama karanlıkta
Ben Cehennemin kapısında takılı kaldım
Cennetin aralığında
Cennetin gözümde
Cehennem yüreğimde yanan ateşte
Ateş kaplıyor vücudumu ben onunla
O benim hep yüreğimde
CENNET CEHENNEM –II
İşte şimdi seçim zamanı
Kurtulmak vakti geldi çattı
Bekliyor kapımda ölüm
Kapım kapalı
Cehennem yüreğimde yanan ateşte
Ben cennetteyim
Cennet senin gözlerinde
Kaçış yoktur
Kurtuluş yok.
Bilirim!
Kaçmıyorum da zaten ölümden
Yüreğimde cehennem ateşi
Gözlerinde ki cennet
Cennet elimde ki kadehte
İçiyorum,
Yüreğim,
Ateşim ,
Cehennemimin ateşi
Sönüyor,
Ben sönüyorum
Cennetten bir ses
“sen buraya aitsin”
CENNET VE CEHENNEM – III
Bilirim!
Yoktur kaçış kurtuluş
Ben yüreğimde ki ateş ile yaşarım
Gözlerinde ki cennetle dalarım hülyalara
Ben cehennemin kapısında
Elinde çiçekle bekleyen aşık
Ben ölüm huzurunda
Bir anıt gibi dikili kalırım
Yoksun değilimdir
Sevginden ,
Gözlerinden,
Gözlerinde ki ışıktan
Gözlerinde ki ışık,
Yakıyor yüreğimin ateşi
Ben yanıyorum yüreğimle birlikte, sen yüreğimde
Ateş ile birlikte gözlerinde ışık ile birlikte
Sen benliğimde
Bir düşman gibi saldırıyorsun yüreğime,
Ateşime,
Karşı koymuyorum
Ateş sarıyor
Ben gözlerinde ki hülyalardayım halen
Karşı koymuyorum ama.
CENNET VE CEHENNEM -IV
Yol uzundu yoruldum
Oturdum bir meşe ağacının gölgesinde
Meşe ateş aldı tepeden tırnağa
Ben ateş aldım tepeden tırnağa
Dokunduğum her yer yanıyordu
Bir güzel gördüm köşe başında
Saçları ateş rengi
Aynı sana benziyordu
Ama gözleri alev
Cehennemi taşıyordu.
Oysa sen cennettin
Seni arıyordum bunca zamandır
Karşıma sana benzeyen
Bir sokak yosması çıktı
Teptim elimin tersiyle
Yüzüne bakmadan.
Kaçtım oradan hızlı adımlarla
Kaçıyordum.
CENNET VE CEHENNEM –V
Yolum uzundu oysa ki
Ben yorulmuştum
Köşe başında ki yosma gözden kaybolmuştu çoktan
Yosmanın gözlerinde ateş vardı
Seninkinde sonsuz güzelliği ışığın
Ben cehennemin kapısındaydım
Sen hemen ardım da
Bana bakıyordun.
Ben sana bakmıyordum çünkü sırtım dönüktü
Utanıyordum.
Sırtımda bir ağrı
Ne olduğunu bilmiyorum.
CENNET VE CEHENNEM –VI
Yolum uzundu, ben yorulmuştum
Ben yorulmuştum oysa ki
Yolda firavunu gördüm,
Yüzü asıktı
Sonra kalleş faust çıktı karşıma
Sadece gülüşüydü kötü olan
Başka bir şey görmedim.
Sesin fısıldıyordu kulağıma
“Dikkat et seni bekliyorlar”
cevabını alıyordun.
“Beklesinler gidiyorum yanlarına”
Gidiyordum.
Sonra annemi gördüm
O kadar masumdu ki
Bir çocuk gibiydi
Bana elini uzattı korktum
Ona zarar vermekten,
Annem bana beni sevdiğini söyledi.
Evet annemden başka kim sevdi ki beni
Hem bütün anneler severler çocuklarını.
Seni gördüm
Berrak nehrin yansımasında
Sonra çalkalandı nehir
hızla gürüldüyordu.
Gözlerinde ışık
Işık sendin
Işık senin gözlerindeydi
Su da bile yansıyordu
Parıldıyordu gözlerin...
CENNET VE CEHENNEM -VII
Yolum uzundu ben yorulmuştum
Bir taşın üzerine oturdum.
Geldi yanıma oturdu
Gözleri ateş sana benzeyen yosma
Güldüm ona .
Gülümsedi bana yumuşak
Çok yumuşaktı teni
Gözlerinde ki ateşte kaybettim kendimi...
CENNET VE CEHENNEM – VIII
Sonunda yolun sonu
Gene başlangıçtayım
Bana verilen ceza buymuş
Yürümek Cennet ile Cehennem arasında
Bir o yana
Bir bu yana
Dönüyordum yolumdan geri
Yosma çıktı karşıma bakmadım yüzüne bile
Meşe ağacı sağlamdı oysa
Yanmamıştı
Ama gülümsemiyordu faust artık
Alçakça
Yada firavun bakmıyordu yüzüme
Alışmıştılar artık bana
Gelmiyorlardı yanıma
Bir tek sana benzeyen yosma vardı yanımda
Tek çarem kalmıştı,
O da,
Ona aşık olmaktı
Ona AŞIK olmuştum bile
Ben aşksız yapamam
Cehennemde bile
CENNET VE CEHENNEM IX
Cehennemin kapısındayım
Cennetin aralığında
Ben ışıktayım
Ama karanlıkta
Karanlığın ortasında
Gözlerim ışıkta
Sevdiğim her şey orada
Ama karanlıkta
Ben Cehennemin kapısında takılı kaldım
Cennetin aralığında
Cennetin gözümde
Cehennem yüreğimde yanan ateşte
Ateş kaplıyor vücudumu ben onunla
O benim hep yüreğimde
Sen benim hep yüreğimde
BAYAT HAYAT
Sorma bana
Bende tanımıyorum seni
Pek önemlide değil hani !
Tanıyıp tanımamak seni
Sevip sevmemek
Pek önemli değil hani
Gelip gelmemek
Yanına.
Hayatın içinden çıkıp geldim
Bulmak için seni
Buldum seni öylece ansızın
Buldum seni
Keşke bulmasaydım
Bulmuş oldum.
Hayatın ...........................
Hayatla alakam yok aslında
Ben bir ölüyüm yürüyen bir ölü
Kimse görmez beni görenler görmezden gelir
Benim hayatla alakam yok.
Ben yaşamıyorum ,
Seni tanıdığım günden beri.
TOPRAK
Gecenin sessizliğinde yağmurun
Her damlası vururken gökyüzünden yerlere
Ve emerken toprak suyu sonuna dek
Hayatın çekilmezliği gelir insanın aklına ilk önce
Fakat düşünürüz neden? diye
Acaba gerçek mıdır? yasadıklarımız
Bir düş olabilir mi gerçekçi bir düş
Ve yankılanır yağmurun damlaları kulağımızda
Sevgilimizin sesi çok yakında
Yanı düşmese de yere yağmur damlası
Biz biliyor olacağız
Yağmurun her an yağmakta olacağını
Yanı hiç bir yerde değildir
Yağmur bizimledir
Esirgememiştir saflığını bizden
Topraktan alır verir gene toprağa bereketini
Asıktırlar birbirlerine toprak ve yağmur
Diyorum ki ben toprağım sende yağmur
Aşığız birbirmize öyle değil mi ?
HAYAT
Ay ışığında perilerin dansını izlemeye benzer
Yakamozla dans etmeye
Ölü denizde çıplak yüzmeye benzer hayat
Hayat bir içim su gibi kısa sürse de akar, akar sevgi kanalından yüreğe şefkat
Bazen düşünemez olur insan işte,
O zaman dans et yakamozun ışığı ile birlikte
Dans et perilerle
Dans et ölü denize karsı yüzer gibi
Dans et tanrılarla beraber
İLK ADIM
Yanımdaydı
Çok yakınımda
Uzakta değildi benden
Sessizce seviyordum onu
O bilmiyordu bunu
Ben bile bilmiyordum aslında,
Ona baktıkça kalbimin hızla atması
Ellerimin titremesi
Duygularımın karışması
Nefretimi sevgimi ayıramamam
Sonunda anladım
Onu sessizce sevmiştim
Ben bile bilmiyordum sevdiğimi
Oysa ki seviyordum onu.
Kalbime gömmek istedim onu
Gitmek buralardan
Uzaklara,
Çok uzaklara
Sevgimi yüceltmek istiyordum
Sevgimi.
Kimse bilsin istemedim
Öğrenmek istemedim onu sevdiğimi
Hep yalanladım
İnanmak istemiyordum,
İnanmıştım.
SAVAŞ
Hiç kimse bakmıyordu.
Yerde bir çocuk yüzü koyun
Alnından bir karartı,
Yavaş, yavaş akıyordu yanaklarından aşağı
Elinde bir bebek, kendisi gibi
Daha küçüktü o oysa
Ölmek için bile
Her yerde patlamalar ve çığlıkların arasında
Bir sessizlik
Ölüyorlardı
Ellerinden yalnızca ölmek geliyordu
Başka hiçbir şey
Daha düne kadar bahçesinde oynadıkları evden
Kaçmak için uğraşıyorlardı , evleri hayatları
Küllerin arasından yok olmaya mahkum edilmişlerdi.
Çocukların ağaca astıkları ip salıncak yanıyordu
Sallanmaya devam ediyordu oysa
Oysa daha çocuklardı
Ölmeyi bile bilmiyorlardı
Ölüm anaların kucağındaydı
Topluca ölüyorlardı
Her yerde o vardı!
Her yerde kanlar içinde küçük bedenler
Her yerde ölümün soğuk yüzü vardı.
Bir kadın gördüm,
Öylece kurşunların arasında
Sanki kaldırımda yürüyor gibiydi
Sakin gözüküyordu ama gözlerinde hiçbir ifade yoktu
Elinde küçük bir fotoğraf taşıyordu
Ağlıyordu,
Ama gözünde yaş yoktu
Kurşunlar sıyırıp geçiyordu
Aslında o ölmek istiyordu
Ama ölüm onu almamakta inat ediyordu sanki
Sonunda yakında ki bir eve düşen bombanın
Şarapnel parçaları tüm göğsünü parçaladı.
Hiçbir şey hissetmedi zannedersem
Ama gözleri açıktı
Ufuksuz
Masmavi
O kadar maviydi ki gözleri kendimi bir an
Başka bir alemde buldum
Artık patlayan silahların yada bombaların seslerini duymuyordum
Yalnızca mavilik
Uçsuz bucaksız mavilikti yaşamım.
Aniden rüyalarımdan sıyrıldım
Gözlerimi bir kızıllık kapladı
Halen onun gözlerine bakıyordum.
Ölüyordum.
Ölmüştüm.
Deniz ERKUT