Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

          

                ERTAN AYGÖRDÜ

ŞİİRDE BULMAK SENİ

Martı havada   
Gül dalında
Güneş sende doğar 
Seni sevince
Sen bilir misin
Sana olan sevdamı
Yanan bir kitrit çöpü gibi eriyişimi
Bedeli ödenmiş bir hayat gibi
İmkansız sırlarına ermek gibi sevdanın
Sonsuz aldanıştı belki
Ama yinede güzel aşkı senle
sıcak bir tabak yemeği paylaşmak gibi
Yorgunum be çok yorgunum
Bana bir şiir oku.
Sevda olsun her satırında...
Yorgumluğum gider
        Ertan AYGÖRDÜ 
98/Eylül antalya


Elinden, dal gibi düşerken ümit,Ne bir hasret dinle,ne bir ah işit; Bir yaprak ol,esen rüzgarlarla git,Kırık bir tekne ol,dalgalarla gel...


KAZ

Çocuktum bir zamanlar
Mutlulukmuş mutluydum.
Sevinç çığlıkları dolaşırken dudaklarımda
Şimdi siyah şiirler yazıyorum.
Bir kör kazaya ,ölüme bağlanıyor umudum
İnsanlığın kin ve nefret sokaklarında
Boşa yaşamışlığın mezarını kazıyorum.
                    Ertan AYGÖRDÜ

YOK

Kimsenin kimseye tahammülü yok
Tedavülden kalktı mutluluk
İlişkiler hep yüzeysel sevgilerse hep ölü doğum
Güya insan tüketerek yaşıyoruz.
              Ertan AYGÖRDÜ.


"Bir kelimeye bir anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim"
"sen bana bakma ben senin baktığın yönde olurum"


"Vur ma dur.Yanlış budur.Dur ma vur bu yanlıştır."


Her seven sevilenin boy aynasıdır.Sevmek;sevilenin o aynaya bakmasıdır.

Damla kendinin tamamlayınca damlar.

Yalnız'ın sakladığı bir şey vardır.Boyuna yerini değiştirir.Boyuna onu arar.
Biri bulsun diye.

Yalnız'ın adı okunduğunda okulda yada yaşamda kimse"BURDA"diyemez.

Her leke kendisiyle çıkar.

Meyvesini esirgeyen ağaca omuz vermiyoruz bu yüzden adımız kötüye çıktı.


Ancak üç hamal anlayabilir yazdıklarımı.biri yerden kaldırır ,öteki sırtına alır 
üçüncüsüde masaya koyar.sana zahmet olmasın diye.

DÖN ARTIK

Suskun bu koca şehir gittiğinden bu yana
Ağlamaklı bu şiirim
Camlar buğulu artık,gözlerinin izi buraya tutsak
Sensiz yollar ıslak doğa karlı
Günler sağır ve dilsiz
Yokluğun kör bir bıçak gibi şuramda
Gel artık kır şu yalnızlık zincirini
Sabır parça parça
Hasret paslı paslı bu gidişinle
Ölümü özlemişliğin belirtileri var
Mevsimlerin geçişinde bile
Amansız bir sancı ki kulaklarımda
Bir duyabilsen bir bilebilsen
Gel gör artık yıkılmışlığımı
Gel kır 
Kır artık yalnızlık zincirini
96 Mayıs Ertan Aygördü


"Alınma Aglıyorsam Sana Asla Kırgın Degilim Geçte Olsa Sonunda Döndünya Gücenme Gülmüyorsam Sevinmezmiyim Dönüşüne Çatlak Dudaklarım Unutmuşta Ondan"



GİT

Git diyorsun nereye gideyim
Ümitlerim ne olacak
Bunca şiiri kim söyleyecek sana
Kim anlatacak içime sığdıramadığım güzelliğini
Ertan Aygördü

LUNAPARK

Uzanıp değeceksin dudaklarına
Titrek parmaklarının ucuyla
Sora geri çekilip bakacaksın
Nasıl oluyor kavuşmak
Durup dururken güpegündüz
Lunaparkta çocuk olmak.
97 Mart Ertan .Aygördü

On'a

Unutmak mı? Ne....
Mümkünmü seni unutmak
Güneş tekrar doğmayı unutabilir mi hiç
Gönül ferman dinlerde tutabilir mi hiç
Sen kırkında sevgilerin sisinde
Başı duman duman bir bayan x
Ben otuzüçünde
Gördüğü her gördüğü güzele nişanlı
Öylesine bir şairim işte. 
14./7/96 02.30 Ertan Aygördü

"Böcek olmayı kabullenenler,ezilincede şikayet edemezler."

SEN

Dün yine sen yolda dalgın giderken 
Birşeyler saklıyordun sanki
Yaşamdan bezmiş insanlara küsmüş 
Ümitlerini yitirmiş gibiydin
Bilemem seni üzen şeyleri
Seni avutamam belki
Ama,
Unutma yaşamın güzelleştiğini
Yaşamıda E.....'nın güzelleştirdiğini
Ertan Aygördü

DÜŞÜNÜRKEN

Dağın üzerinde bulut sesi.
Martı özgürlüğe,dağ buluta,bende sana vurgun
Dönüş yok.
Gülüşümdeki ıslaklık ,martının kanadıyla aynı renkte
Bazı geceler vardır bir türlü uyku tutmaz;
Ay büyürde büyür bir gümüş yağmuru gibi.
Uykusuz geçen gecenin sabahında;
Tan yeri ağarırken,doğan güneşin
Bulutu kıskanması ne tuhaf.
Dağın üzerinde bulut sesi.
Baktın yeryüzü baştan başa bulut
Ne işim var bu dağ başında
Bulutlara doydum desem inanır mısın...
En güzel dağ manzarası,
Cennet bile olsa sensiz yaşanmaz bu güzellik
Dağ üzerinde bulut sesi.
Yüzümü süpüren ılık rüzgar
Kirpiklerimin arasına sıkışmış
Son dakika damlaları
Martının özgür kanadıyla,aynı şarkıyı fısıldamakta
Dağ üzerinde bulut sesi
Bulutlar geçiyor üzerimden
Gözyaşı yüklü
Ta uzaklardan gelen
Yorgun gitarın sesinde
Üzgün bir kalbin titreyişi var
Dağ üzerinde bulut sesi,yine
İçimde bir şeytan var 
Diyor ki;
Seslen bir umarsız buluta 
Ya da
Bin martının kadına 
Git kapısına haykır.....
14/7/99 01.35 Ertan Aygördü


TARİFİ MÜMKÜN

Dağ ; Sevdamı yazacağım en güzel sayfa
Rüzgar ; Çiğ damlasındaki donmuş tebessüm
Tan yeri ; Ayaksız köprünün sevgi türküsü
Bulut ; Ressamın kara kalemi
Kirpik ; Gözyaşlarının renksiz resmi
Martı ; Mutluluğun gökteki adı
Aşk ; Koparılan bir çiçekteki ağıt sesi
14/7/99 10.22 Ertan Aygördü


"Öpüşmek dünyada en güzel şeylerin burnumuzun dibinde olabileceğinin kanıtıdır."



SEKİZİNCİ HARİKA
(Şiir Kitabımın Adı)
Aşk;kazağın gödesinde kaçmış bir ilmek
Sevgi;yediverende bir tomurcuk
Yaşam;pamuk ipliğine bağlı
Hüzün;kırılmış tarakdaki son diş
Tebessüm;vapurdaki can simidi
Güven ;hayata kesilmiş açık bir çek
Mutluluk;Karanlık bir gecede yağmurun vurduğu cama güneşi çizebilmek
Umut;bedeli ödenmiş bir hayal
Hata;buzdan heykelimi yapıp beni güneşe bedelsiz satman
Ben;nokta koyamadığım uzun bir cümle
Sen;dünyanın sekizinci harikası
Ertan Aygördü 99-Antalya


"Ağlarsa anam ağlar gerisi hep dublaj yapar"


MASAL

Acı bir masal tutturmuş yürek
Terkedilmiş duyguların yapayalnız masalı
Dostlar yalnız,sevgiler yalnız,kadehte rakım yalnız
Bir türkü tutturmuş yürek,kendine göre
Buğulu gözlerimin acı türküsünde işitme seni yada kaybolmak
Anlatılamaz,Beklentiler yarım
Sevgiler hep ölü doğum
Bir acıdır ki sarmış beni koklamak bile tuhaf
Nefeste dost, nefeste sevgilim benim
Yaşam acı bir bakış
Yaşamak lazım şiir tadında hayatı 
Yarım ya tüm yaşa ,nasıl yaşarsan yaşa.Ertan Aygördü
hayattan yakınmammızın sebebi
karşılaştığımız zorlukların büyüklüğü değil
gücümüzün azlığıdır.
Ertan Aygördü


BEN

Yıl 1966 aylardan eylül günlerde salı
Ben doğmuşum
Yıl 1999 aylarda temmuz günlerden perşembe
Ben 33 yaşına girecekmişim
Ertan AYGÖRDÜ

UYKUSUZLUĞUN İÇİNDEKİLER

Tam göremiyorum ama,
Saat sabahın dört buçuğu
Rüzgar kapı arasından 
Yalnızlığın melodisini kendince yorumlamakta
Ve
Üst kattaki bebeğin güne merhaba ağıtları
Servis arbası,ilk kapı açılıp kapanması
Çöp kamyonunun sesi
Ekmek arabası
Ve bir gün daha 
Ertan AYGÖRDÜ

BUGÜNÜN YARINI
Çocuk olamak varmış
yanlışlarla dolu güzelim dünyada
Hep geçmişe bir özlem
Sevgiler yarım tutsak
Oysa büyüklerimiz hep
"yarınlar güzel olacak"derdi
Oysa;
Bu günler dünlerin yarınları değil miydi?
Ertan AYGÖRDÜ


ŞİİRDE BULMAK SENİ

Martı havada
Gül dalında
Güneş sende doğar 
Seni sevince
Sen bilir misin
Sana olan sevdamı
Yanan bir kitrit çöpü gibi eriyişimi
Bedeli ödenmiş bir hayat gibi
İmkansız sırlarına ermek gibi sevdanın
Sonsuz aldanıştı belki
Ama yinede güzel aşkı senle
sıcak bir tabak yemeği paylaşmak gibi
Yorgunum be çok yorgunum
Bana bir şiir oku.
Sevda olsun her satırında...
Yorgumluğum gider
Ertan AYGÖRDÜ 
98/Eylül antalya


KAZ

Çocuktum bir zamanlar
Mutlulukmuş mutluydum.
Sevinç çığlıkları dolaşırken dudaklarımda
Şimdi siyah şiirler yazıyorum.
Bir kör kazaya ,ölüme bağlanıyor umudum
İnsanlığın kin ve nefret sokaklarında
Boşa yaşamışlığın mezarını kazıyorum.
Ertan AYGÖRDÜ

YOK

Kimsenin kimseye tahammülü yok
Tedavülden kalktı mutluluk
İlişkiler hep yüzeysel sevgilerse hep ölü doğum
Güya insan tüketerek yaşıyoruz.
Ertan AYGÖRDÜ.


OLMAZ

Ayrılığa beş kal gülüşümü ıslattım
Aşk pazarında parça parça sevgimi
Ayrılırken söylediğin sözlerde kuruttum
Kırık ağaç dalı,bir martının gölgesi
her şeyi söylemek doğrumu bilemiyorum ki
Elde var yalnızlığın eldesi
Ertan AYGÖRDÜ

DÜŞÜNÜYORUMDA

Yaşanmadan bilinmiyor bazı duygular
Sevmek sevilmek hatta hayalini kurmak
Erişemeyeceğin olguların
Düşünüyorumda yaptığım hataların 
Hesap makinası ancak yetişiyor
Rakamların imdadına
Zaten,
Bölünmüş yada amorti kazanmış aşklarda geçti 
Az gelişmiş gençliğim
Boğazıma kadar doydum
Bilmeceli yaşamaktan
Ölüm çok basit yaşamak asıl olan
Biz asıl olanı yaparız hep.
Ertan AYGÖRDÜ

ÇOCUKSU İNAT

Seninle ortak yanımız olmadığı için
Duydum ki artık beni unutacakmışsın
mümkün mü ertelenen sevdalım mümkün mü?
Seni bir güzel oturmuşum içimde
Bırak bu çocuksu inadı
Zaman çabuk geçiyor
Bak,ben büyük bir aşkla
Sevgi inşaatını harcını karıyorum
Gel bir tuğlada sen koy ne kaybedersin
Hemen kızma biliyorum ne söyleyeceğini
Ben inşaat mühendisi değilim
Sende tuğla ustası.
Gördün mü...
İşte sana ortak bir yan 
      Ertan AYGÖRDÜ

SOBALI EV

Nedir bu sevda uğruna çektiklerimiz
İnsan bir kere sevmeye görsün.
Buzlar hemen eriyiveriyor
bana olan aşkın ne kadar soğuk olsada
Elektirikli sobamız var
Çok şükür T.E.K.'lede aramız iyi
Akşam bize gel ısınırsın. 
Ertan Aygördü

HASRET

Bazı geceler vardır ki
Yıldızlarla bilmece oynarsın
Ay oyun bozanlık yapar herzamanki gibi
Bozulur ağzının tadı
Aya inat güneşi beklemeye başalarsın
Umut basar yüreğini
Belki sabahın ilk ışıklarıyla sende gelirsin
Kimbilir....
Ozaman çift güneş doğar 
Biri içime diğeri üstüme.
Ertan AYGÖRDÜ

SATILIK

Hasretini çektiğim o kadar çok duygu varki
Tadına bakmadan ölüp gideceğiz
Sevgi bedelsiz ,ben bedelli,sen tescilli
Gerisini sil at gitsin
Bak sevgi satıyorlar dışarada
Hemde geliş fiyatından
Bir tane alana
yanındada umut hediye ediyorlar.
ErtanAYGÖRDÜ


"Eşitlik arayanlar mezarlığa gitsinler"


ŞİİR VESEN

Alt tarafı 
Şiir deyip geçme;bir kınalı kuşun
Gökyüzünde çizdiği mutluluk resmine benzer
Ben en güzel şiirlerimi
Sana aşık olduğum zamanlar yazdım
Yalnızlığı,umudu ,acıyı şiirle paylaştım
Bazen katık oldu soframda ,bazense su 
Vazgeçemediğim bir tutkudur şiir
Bu yüzden alt tarafı şiir deme
Üst tarafıda bir şiir 
Ertan AYGÖRDÜ

YAKAMOZ

Bazen denize doğru dalıp giderim ay ışığında
Balıklar,avunmuş düşüncelerime ortak koşarcasına
İnat etmeyi sürdükmekte
Benim kadar derinlere daldıklarımı sanmıyorum
Beklentiler sonsuzluğuniçindekiler gibi
O kadar enteresan bir yerdeyim ki,anlatamam
Manzara mükemmel
İnsana tuhaf duygulara gebe bırakmakta
Uzaklarda terkedilmiş şarkının sesi kulağımda
Balıklar,kayaya kafa tutan dalgalarla
Aynı ritmi yakalamak için uğraşsada boşuna
Aslında benimde farkım yok balıklardan 
Birazdan yakomoz yalnızlığında
Suyun yüzüne çıkacak
Vurgun yemiş düşüncelerim
Ertan AYGÖRDÜ


OTOBÜSTE

Bir bilinmeze doğru gidiyorum işte
Akrep yelkovanı sıkıştırdıkça
Benimde heyecanım kalbimde geçit aramakta
İşte yine hüzün peronlarındayım
Son anonsta yapıldı
Gözler izinin olduğu yere tutsaklığını
Bir kez daha boşanırcasına yaşmakta
Vazgeçemediğim bir türkü dudaklarımda
Tutsaklığına dair
Hiç bir şey umrumda değil
Çıldırıyor gözbebeklerim 
Seni bulma umudunun geçitinde
Hasret kalaylı bu gişte sevda paslımı paslı
Başım otobüs camına paralel
Yağan tağmuru seyrediyorum
Baksana toprak alabildiğine mesut
Sevdiğine kavuşmuş ,içiyor tüm yağmur sularını
Kana kana,
Gözler izlerinin olduğu yere tutsak
Ahşap kokulu sevda sanki benimkisi
Kürek mahkumu gibi,sekteleyen çocuksu mutluluk gibi
Sanki her yerde sen varsın
Nasıl bir duygu tanımadığın birini aramak
Otobüste,molada, geçtiğin köprülerde,
Binen her yolcuda İçtiğin çayda,çektiğin nefeste
Yada adını bilmeğin yol üstü kasabalarda
Aramak vardır ya,aramak.....
Ve artık gözlerimde yalnızlık çayı demlenmekte
Umut süzgeçimin sapıda kırık
Üşüyorum ,olsun be buda güzel...
İşte böyle birşey olsa gerek
Adını bilmediğin birini aramak
Ve onun üzerine şiirler yazıp kahrolmak
Yada
Arayışı bu yıl nadasa bırakmak........
16/7/99 Ertan Aygördü



UÇMAK

Hergün türlü hayaller kurup
Azda olsa yaşanmamış hayalleri tadıp
Bu zorlu hayatta kendimi mutlu ediyorum?
Bazende yaptığım hatalara hayıflanıyorum
Ama olsun hayat bu pin
İnsanı ders vermeden sınava yapıyor
aten herşey ile kabullendik bazı gerçekleri
Ama hayatın içinde aşık olmakta var
Hele aşık olduğum zamanlar uçuk fikirlerle dolarım
İçim içime sığmaz olur
Bazen 
Kanat takıp kuşlara kafa tutmak gelir içimden
Bazense
Sarp tepelere çıkıp ,sevgimi
Duyarsız dağlara haykırmak gelir.
İşte insan aşık olunca gözünü budaktan esirgemiyor
Bende aklıma ilk geleni yaptım 
Hani kuşlara meydan okuyacaktım ya!
Olan oldu bir kere
Sarp tepelere tırmanma işini 
Ayağım alçıdan çıkınca yapacağım.
Ertan AYGÖRDÜ


"Hayatta tek pişman olduğumşey;pişman olacağımdiye yapmadığım şeylerdir.



AŞK'I TANIMLAMAK

Biz sanki senle biribirimizi tamamlıyoruz.
Yada tamamlamak benzetmesi
Neler düşünüyorum senin için biliyormusun
Ne yere ne göğe sığdıramıyorum
Duyulmamış bir türküsün sen bedelsiz
Ama kırk yıl düşünsen 
Seni bir çiçekten kıskanacağım aklıma bile gelmezdi
Benide öyle sarsan koklasan ve öpsen
Ah ah diyemedim.
Neyse fazla kıskanmadan
Söylemek istediğim birşeyler var dinlermisin?
Sen bir çiçek olsan; ben sende hüküm süren toprak
Sen bir ağaç olsan;ben seni çevreleyen orman
Sen bir çöl olsan;ben uçsuz bucaksız vaha
Sen bir nehir olsan;ben hiç bitmeyen yağmur
Sen bir yıldız olsan;ben süresi sende saklı gece
Sen bir göçmen kuşu; ben her mevsim ilkbahar
Sen sevgi tohumu;ben sonu görünmeyen arazi
Sen hasta olsan;ben ömür boyu hiç bitmeyen ilaç
Sen yolcu olsan; ben her adımda hancı
İşte;
Sen benim yarım ;ben senin tamamın. 
Ertan AYGÖRDÜ

"İyi bir konuşma mini eteğe benzer.İyi bir konuşma önemli noktaları kapsayacak kadar uzun,ayrıntıları 
dışarda bıracak kadar kısa olmalıdır."





SEV Gİ DAĞI
Sevgi dağlarında çiçek topluyorum
Sana olan sevgimi beslemek için
Şu gönlüm su gönlüm su görmemiş bağ gibi
Beklentiler buzlu dar bir geçit
Sevgi içimde büyük bir çığ gibi
Avunuyoruz
Çaresizlik geçit vermeyen dağ gibi.
Ertan AYGÖRDÜ


"Sevmek keman çalmaya benzer.Bilmeyenler kötü sesler çıkartır."




DOST

Anımsamak; hele dostsa bu kişi
Duyumsamak;bazı şeyleri
Anlamak ;içten içe
Ağlamak;doyasıya
Hasret çekmek;bazen
Özlemek ;canı gönülden
Susmak;öylesine 
Ertan AYGÖRDÜ


"Dünyada iki kusursuz insan var.Biri öldü diğeri daha doğmadı"


KORKU 

Kokutur mu düşünceler aştımı seni
Doğrulamassın eskisine yakın bir daha
Uzun zamandır ben sende yaşıyorum
İklimin biraz tuhaf ama olsun
Sende tarifi olmayanlardansın benim için
Güzel bir şiir duyarsın
Söylemek istersin sevdiğine ya gider aklından
Bir şarkı duyarsın ona haykırmak için
Dilinin ucuna gelirde heyacandan onu görünce unutursun
Yada ;
Dışarıya çıktıtığın zaman birini görürsün 
Hatırlamak için beynin çatlar yerinde
Ya işte sende 
Benim için tarifi olmayanlardasın işte.
Ertan AYGÖRDÜ


"Yargılamak için bilmek;bilmek için anlamak;anlamak için dinlemek gerekir."



SEN

Sen gittin ya can özlüm
Ben öylece kalakaldım
Terkediyorsun ,tamam
Bende senle gelebilir miyim?
Hatırlasana ;
"Antika gibi adamsın"derdin
Eğer bende senle geleceksem
Yurtdışına çıkmayalım
Biliyorsun 
"ANTİKALARIN"yurtdışına çıkması yasak.
Ertan AYGÖRDÜ

"Dünya üç günlüktür.dün ,bugün ve yarın.Dün dünde kaldı.yarını bilemiyoruz.
O zaman aslolan şu yaşadığın andır."


EĞİL GÖKYÜZÜ
Eğil gökyüzü dokunabilsim yüreğim 
Ezilmiş duygular yanıbaşımda 
Umutlar çoktan terketmişse seni
Unutma gökyüzü bile yakın 
Sevginden dahi bana 
ERTAN AYGÖRDÜ




"Hiç bir sahilde oturup karşı kıyıdan gelen eğlenen insanların gürültüleri ve denize vuran ışıklarını seyredip ne kadar yanlız olduğunu düşündün mü.? Belkide eğlenen sendin .Onlar o kalabalıkta ne kadar yanlız olduklarının farkında değillerdi. Çünkü o an sahili senin bulunduğun yerden görme fırsatları olmayacaktı".
Ben yanlızlığı bu yüzden seviyorum. Ya sen?