KUZEY ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ


ÇERKESLER - 3

ÇERKESLER'in yaşadığı bölgenin, yani DOĞU KARADENİZ sahilleri, AZAK sahilleri ile KUBAN Nehri civarının tarihini anlatmaya devam ediyoruz.

Zira ÇERKES halkının tarihi, aynı zamanda birer ÇERKES kabilesi olan KABARTAYLAR'ın ve AGİDELER'in tarihidir... Halk arasında ÇERKES grubuna dahil edilen, ve bölücüler tarafından KUZEY KAFKASYALILAR diye AZERİLER'den ve TÜRKLER'den koparılmak istenen GÜRCÜLER'in, ÇEÇENLER'in, ACARLAR'ın, OSETLER'in de tarihine ışık tutacaktır.

ÇERKESLER'in RUSLAR ile mücadeleleri 900'lerde başlar… TAMAN TARHANLIĞI'nı (bu kelimenin TURHAN-TÜRK HAKANI kelimesine yakınlığına dikkat çekeriz) hem ÇERKESLER, hem de KİEV PRENSLİĞİ istiyordu. Bu ihtilaf yüzünden iki grup bir kaç kere çarpıştı. Ancak doğudan gelen TÜRK boylarının Ruslar'ı gerilere itmesi ile, ÇERKESLER biraz rahatladılar.

ÇERKESLER, MOĞOL istilâsından sonra kurulan ALTINORDU TÜRK DEVLETİ' tâbi oldular. ÇERKEZİSTAN denilen bölge de, ALTINORDU hanlarının prensleri eğittiği mümtaz bir vilâyet haline geldi.

Ne var ki, kuzeye çekilen KİEVLİLER, daha sonra MOSKOVA etrafında güçlenerek RUS milletini oluşturdular. Ve ALTINORDU Devleti'nin zayıflaması ile, bunlar tekrar ÇERKESLER ile karşı karşıya geldiler.,, ÇERKESLER'in KABARTAY kolu, Rus çarı 3. İVAN'a (1460-1505) ANKOLO ADAŞEY başkanlığın bir heyeti elçi olarak göndermişlerdir.

3. İVAN, OSMANLI Devleti'nin BİZANS'ı yıkması (1453) üzerine Hıristiyan Ortodoks dünyasında açılan boşluğu doldurmak için İSTANBUL'dan kaçan bir BİZANS prensesi ile evlenmiş, BİZANS'ın ÇİFT BAŞLI KARTAL olan armasını kendi devlet arması yapmış, ve MOSKOVA'yı 3. ROMA ilân etmişti!.. Amacı, başta Ortodokslar olmak üzere bütün Hıristiyan halkları etrafına toplamaktı.

Bu kişinin torunu, KORKUNÇ lâkabıyla tarihe geçmiş olan 4. İVAN'dı. (1547-1584) O da ÇERKES HANI TİMURK'un kızı MERYEM ile evlenmişti.

ALTINORDU devleti'nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan KAZAN, ASTIRHAN, KIRIM ve SİBİRYA HANLIKLARI'na göz diken KORKUNÇ İVAN, bunlardan KAZAN ve ASTIRHAN'ı ele geçirmiş, ÇERKESLER ile akrabalığından istifade ederek HAZAR DENİZİ yoluyla TEREK Irmağı'na ulaşmış ve bu nehrin kıyısında önemli bir noktaya bir de kale inşa ettirmişti... ÇERKESLER o dönemde KIRIM HANLIĞI'na tâbi idiler.

ÇERKESLER, bu kalenin kendi ülkelerini işgal amacına yönelik olduğunu farkedince, Ruslar ile araları açıldı... İVAN'dan sonra başa geçen FEDOR ve BORİS GODUNOV (1594-1604) ÇERKEZİSTAN üzerine seferler düzenlediler. ÇERKESLER mağlup ve perişan oldu. Bunun üzerine ÇERKESLER, OSMANLI DEVLETİ'ne yaklaştı.

OSMANLILAR, İSTANBUL'un fethinden sonra 1475'de KEFE'yi, AZAK ve MENKUP kalelerini ve TANAN yarımadasını fethederek, Ceneviz ve Venedik kolonilerini ortadan kaldırmış, KUZEY KARADENİZ'e hâkim olmuşlardı. KIRIM HANLIĞI, böylece OSMANLI himayesine girince ÇERKESLER de OSMANLILAR'a bağlanmış oldular... Bu bağlanmadaki yumuşak geçiş, ÇERKESLER'in o tarihlerde İSLAMİYET'i kabul etmeye başlamalarından dolayıdır.

OSMANLILAR 1700'de İSTANBUL antlaşması ile, Çar 1. PETRO tarafından fethedilmiş olan AZAK kalesini Ruslar'a bırakmak durumunda kalmışlardı. Bu anlaşma ile ÇERKESLER'in yaşadığı bölge de, "AZAK'tan 10 saat güneyde" olmak üzere tesbit edilmiştir.

Ancak, 1707'de OSMANLI ORDUSU, Çerkes birliklerinin de desteği ile TEREK Irmağı'nın aşağı mecrasına yerleşmiş olan Ruslar'ı yendi... 1711'de PETRO, Kuban civarındaki ÇERKESLER'e saldırdı... PRUT savaşı'ndan mağlup olunca, 1720'de KIRIM'ın ÇERKESLER üzerindeki hakimiyeti tanımak zorunda kaldı.

Ruslar tarafından BÜYÜK diye bilinen,. Bizim DELİ dediğimiz PETRO'nun amacı; kuzeyde Baltık Denizi'ne, güneyde Karadeniz'e açılmak idi. Bunu, önce İsveç'i yenerek, sonra da OSMANLILAR'dan AZAK kalesini alarak başarmıştır. Ondan sonra gelen hayali, SICAK DENİZLERE AÇILMAK, yani AKDENİZ'e ve HİNT OKYANUSU'na inmekti. Bunu da kendinden sonra gelen Rus çarlarına vasiyet etmiştir. Ruslar hep bu emelde olmuşlardır. Hele Kutup Denizi'ne ve Pasifik Okyanusu'na ulaştıktan sonra, tek hedef güney kalmıştır.

İşte bu yüzden sürekli OSMANLILAR ile çarpıştılar ve KAFKASLAR'da, ORTA ASYA'da sürekli güneye inmeye çalıştılar... PETRO 1720'de İRAN seferine çıktı. KAFKASYA'da elde ettiği başarılar sonucu DAĞISTAN ve AZERBEYCAN'ı OSMANLILAR ile bölüştü. (1724) Ancak dönemin güçlü İRAN hükümdarı NADİR ŞAH karşısında fazla direnemedi ve bu toprakları ona devretmek zorunda kaldı. (1735) Bu mağlubiyet üzerine ÇERKESLER üzerine yürüdü ise, onda da OSMANLI ordusu ve beraberindeki ÇERKES birliklerine yenildi.

Ruslar'ın mağlubiyeti ile biten 1735-1739 OSMANLI-RUS savaşı sonunda imzalanan BELGRAT antlaşmasında, her nedense KABARTAY ÇERKESLERİ'ne bağımsızlık tanındı. Ama bu sadece onları kolay lokma olarak gören Ruslar'ın işine yaradı!..

Bu akıbet, TÜRKİYE'den ve TÜRKLER'den kopan bütün toplulukların kaderi olmuştur!.. Batılılar'ın bugünkü "Kürtler'e özerklik tanıyın" talebinin altında da böyle bir niyet yatar!

TÜRKLER' in yenildiği 1768-1774 OSMANLI-RUS savaşını sona erdiren KÜÇÜK KAYNARCA Antlaşması, KIRIM'a bağımsızlık tanıyordu. Ruslar, KIRIM'ı bu antlaşmadan 9 yıl sonra yuttular!.. Ve o zamana kadar KIRIM'a tâbi olan ÇERKES ve NOGAYLAR'ın yaşadığı KUBAN Nehri'nin kuzeyini "ilhak ettiklerini" açıkladılar! Bu da ÇERKEZİSTAN diye bilinen bölgenin sonu demekti.

Rus Çariçesi 2. KATERİNA'nın gönderdiği SUVOROV bu seteplerde yaşıyan hemen bütün ÇERKES ve NOGAYLAR'ı kılıçtan geçirdi!.. Kurtulabilenler KUBAN Nehri'nin sol yakasına sığındılar. Arazinin boşaldığın gören 2. KATERİNA, bölgeye HIRİSTİYAN RUS KAZAK mültecileri getirip yerleştirdi. Aynı işlemi MOZDOK-AZAK hattının üst kısmında da yaptı.

KIRIM'ın kaybına kadar ÇERKESLER ile fazla ilgilenmiyen OSMANLI Devleti, 1. ABDÜLHAMİD döneminde bölgeye başka bir gözle bakmaya başladı. Eğer göçebe ve vahşi ÇERKESLER yerleşik hayata geçirilir ve medenileştirilirse, hem kendileri için yararlı olur, hem de OSMANLI DEVLETİ'nin kuzey sınırlarını koruyabilirlerdi.

Bu amaçla önce bölgeye araştırma yapmak üzere KAPTAN-I DERYA GAZİ HASAN PAŞA ile CANİKLİ ALİ PAŞA gönderildi, ÇERKESLER ile temas kuruldu. Bu kişiler ÇERKESLER için yerleşik hayat ve medenileşmenin mümkün olduğuna dair rapor verdiler. Bunun üzerine de savaş başarıları, dindarlığı ve ahlâkı ile tanınmış FERAH ALİ PAŞA görevlendirildi. (1781) ALİ PAŞA, ÇERKESLER üzerinde çok olumlu bir etki bıraktı, SOĞUCUK kenti imar edildi, GELENCİK limanı açıldı ve uzun süredir bir harabe olan ANAPA tekrar inşa edildi. Böylece ÇERKESLER'e hem yurt hem iş sağlandı. Onlar da Müslüman olup OSMANLI'ya gönülden bağlandılar!.. Bunda bir zorlama olmadığı açıktır.

Ancak ALİ PAŞA'nın yerine geçenlerin dirayetsizliği yüzünden bu gelişme devam edemedi.

***
  • DİĞER BÖLÜMLER : ÇERKESLER - 4 , ÇERKES TARİHİ KRONOLOJİSİ ,DOĞU ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ , DÜNYA MEDENİYETİNDE TÜRKLERİN PAYI , BÜYÜK ARAŞTIRMACI KÂZIM MİRŞAN'IN TESBİTLERİ