DOĞU ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ


OKURLARLA SOHBET - MEKTUPLAR/7

28.3.2000 , S.D.

Sayın Türkkan,

Sitenizdeki, Kazım Mirşan'a istinaden yaptığınız çalışmalarınızı ilgi ile izledim . Bilmiyorum benim 1996 yılında yayınladığım "And The Whole Earth Was of one Language" adlı kitabımdan haberdar mısınız? Lütfen www.efes.net.tr/lostlanguages adlı siteme bir bakınız. Size çok faydalı olacağını tahmin ediyorum. Sevgilerimle,

***

-- 28.3.2000 , S.D.

Sayın Türkkan,

Özür dilerim; benim sitemin farkında olduğunuzu gördüm. Kapsamlı sitenizden dolayı tebrik ederim.

CEVAP:

Estağfirullah. Asıl ben size güzel sözleriniz ve gerçekten büyük çalışma olan kitabınız ve sayfanız için tebrik ve teşekkürlerimi sunmak isterim.

İnşaallah bu çalışmalarımız yeni nesillerin TÜRK MİLLETİ'nin ne kadar yüce olduğunu anlamasına yardımcı olur.

***

-- 23.5.2000 , B.B.

Sayın Tahir Türkkan,

Yazılarınızı, yorumlarınızı ve de derlemelerinizi internet aracılığı ile okuyabilme imkânına kavuştum. Ellerinize sağlık. Bu konularla ilgilenen kendi çapında araştırma yapan bir insanım. Sizin yazılarınızı ilk defa okuyorum. Etrüskler'le ilgili bir araştırma yaparken internet'te rastgeldim ve de okumaya başladım. Özellikle Etrüskler, Yasef ve de Anadolu-Türk ilişkileri hakkındaki yorumlarınız benim de elde ettiğim, övünerek savunduğum değerlerdi. Bunlardan da ayrıca haz aldım.

Şimdilik tanışmak amacıyla bu yazımı size postalıyor, yakın zamanda da -bırakın batılı tarihçileri- Türkiyeli tarihçileri aramızda görmeyi diliyorum. Saygılar.

CEVAP:

Güzel sözleriniz için teşekekür ederiz. Bizim dileğimiz de tarihçilerimizin artık gerçek TÜRK TARİHİ'ne eğilmeleri, bizi Batılıları'ın safsataları uyutmaktan vazgeçmeleridir. Çok şükür ki, bu konuda yazılan kitapların sayısı artmakta, hele internette çok güzel konular işlenmekte!..

Selam ve sevgiler!

***

-- 25.5.2000 , B.B.

Sayın Türkkan,

Yazılarınızı mümkün oldukça çok okuyorum. Bu arada dikkatimi çeken, gerçek Türk milliyetçisi ve de Türk tarihinin saklandığı yerden çıkarılmasına birinci derecede sebep olan -bugün bu siteleri hazırlamanıza da sebep-ulu önder gazi'den hiç bahsetmediğinizdir. Bu konudaki düşünce ve görüşlerinzi bana iletebilirseniz memnun olurum. saygılarımla

not: Her nekadar da M. Kemal'in eseri olan Türk Dil ve tarih kurumunu öldürmeye çalışmışlarsa da, bu kurum güzel eserler vermiş Türk tarihi ve güzel dili Türkçe'yi hayli canlandırmıştır. Buradan yine yüce Atatürk'e saygı ve minnetlerimizi gönderiyoruz.

CEVAP:

Bu konuyu açtığınız için teşekkür ederiz. Site konusunun ne kadar geniş olduğu göz önünde tutulursa, ATATÜRK ve ATATÜRKÇÜLÜK bahsine neden girmediğimiz kolayca anlaşılacaktır.

Aslında ATATÜRK'ten hiç bahsetmedik değil. Ama onun DİL çalışmaları dışında fazla bir şey söylemediğimiz hususunda haklısınız.

Aslında biz bu siteyi tamamen ATATÜRK'ün TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ve TÜRK DİLİ'nin üstünlüğü anlayışından ilham alarak hazırladık. Bizce dünyada gelmiş geçmiş en büyük TÜRKÇÜ rahmetli MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK idi. Ne ondan öncekiler, ne de ondan sonrakiler asla onun seviyesine ulaşamamış, onun hedefini hayal dahi edememişlerdir.

Bunları nereden çıkartıyorsun, diyeceksiniz. Onun sözlerinden!.. Tıpkı onun TÜRK DİLİ konusundaki çalışmaları gibi TÜRK TARİHİ konusundaki çalışmaları da, TÜRKÇÜLÜK anlayışı da ölümünden sonra terkedilmiştir. Bırakın bunları, ATATÜRK'ün TÜRKLÜK üzerine söyledikleri dahi gözlerden saklanmıştır. Yeri geldiğinde onları da bir sayfa halinde nete çıkaracağız.

Evet, TÜRK TARİH KURUMU'nun yaptığı çok yararlı işler vardır. TÜRK DİL KURUMU'nun da TARAMA SÖZLÜĞÜ, DERLEME SÖZLÜĞÜ gibi bazı yararlı faaliyeti olmuştur. Ama maalesef 1940-1990 arasında TÜRKİYE bütün DIŞ TÜRKLER'den hem DİL, hem TARİH, hem KÜLTÜR bakımından son derece kopuk olarak yaşamıştır.

Hiç unutmam, ÖZAL'ın bakanlarından biri, 1986 yılında ülkemizi ziyaret eden bir AZERİ bakana, "Çok güzel TÜRKÇE konuşuyorsunuz, NERDEN öğrendiniz?" demişti!.. Cahilliğine bakın!. Zavallı, AZERİLER'in TÜRK olduğundan bihaberdi!

Tekrar belirtelim, ATATÜRK gerçekten çağımız TÜRK DÜNYASI'nın ATA'sıdır, BABA'sıdır. Eğer onun hakkında yazmaya kalksak, böyle bir site daha yapmamız gerekir.

***

-- 3.6.2000 , C.Ç.

Merhaba arkadaşım,

Bugün gazetelerden birinde, Zeugma şehri hakkında bir yazı okudum ve bu şehrin Grek ve Roma şehri olduğundan bahsediyor. Sizin sayfanızda bu bölgelerin o tarihlerde biz Türkler tarafından kontrol edildiğini okumuştum.. Hernekadar o bölgelerde Romalılar olsalar da. Bu konu üzerine eğer bir bilginiz varsa, bizlerle paylaşırsanız sevinirim. Saygılarımla

CEVAP.

ZEUGMA şehrinin bulunan harabelerinin, BÜYÜK İSKENDER'in generallerinden SELEVKOS NİKADOR tarafından inşa edildiğini, tarihçiler belirtiyorlar. Yani bir MAKEDON şehridir. Hernekadar BÜYÜK İSKENDER, Grek kültürü aldıysa da, ve onun kurduğu şehirlerde, generallerinin kurduğu devletlerde Grek kültürünün etkisi görülürse de, kendi Grek değildir, MAKEDON'dur. MAKEDONLAR ise ETRÜSKLER ile bağlantılıdır. İSKENDER, bölgedeyi PERSLER'den almıştır. Ancak daha önce orada ve çevre topraklarda SUBARTU, URARTU, İMARTU ülkeleri ve devletleri ve SAKALAR vardı. . Bölgede İSKİTLER'in PERSLER'le olan savaşları HERODOT tarihinde bile yer alır. SAKA-İSKİT- ETRÜSK aynı soydandır. Bölgede daha sonra ROMALILAR hâkim olmuş, arkasından SASÂNÎLER'le gene İRAN etkisi görülmüştür.

SELEVKOS NİKADOR kurduğu şehre FIRAT' ın da adını katarak SELEVKIO EUFRATES adını verdi. FIRAT'ın karşı tarafına da bir şehir daha yaptırarak ona da eşinin adını verdi. (APEMIA) Sonra bu iki şehri bir köprü kurarak bağladı. Şehir M.S. 250'de İranlılar'ın bir saldırı sonucu yıkıldı.

Anadolu üstüste yığılan çeşitli medeniyetlerin birbirine karıştığı dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Bu sebeple sırf Grek ve Roma kökenli Kültür etkilerinden dolayı onlara bağlanması yanlış olur. Bundan 500 yıl sonra Türkiye'nin şehirlerinde yapılacak bir kazı sonucu ortaya çıkan dükkan isimlerinin "Migros, Real, Kodak, Xerox, Grundig, Sony" olmasına bakıp, burayı bir Amerikan şehri sanmak mümkün mü?

Ayrıca o dönemlerde Anadolu, hattâ 1800'lere kadar Avrupa'da pek çok küçük krallık mevcuttu ki, bunların bir kısmı bugünün valilerinin idare ettiği araziden daha azına hükmederlerdi. Bir kısmı ise bugünün kaymakamları kadar arazi ve insandan sorumlu idi. Buna bazı "beylik"ler de dahildir. Bu mikroskopik devletler hâlâ Avrupa'da MONACO PRENSLİĞİ, LIHTENSTEIN gibi adlarla varlığını sürdürür.

Nemrut Dağı'ndaki heykelleriyle meşhur KOMMAGENE Krallığı'na ait şehir de yine İSKENDER'in generallerinden biri tarafından kurulmuştu. O konudaki değerlendirmemiz de aynıdır.

Haa, hem ZEUGMA'ya hem de NEMRUT DAĞI heykellerine merak nereden, derseniz... Tek amacın bu bölgenin TÜRKİYE'den koparılıp başkalarına verilmesidir, deriz.

***

-- 6.6.2000 , A.C.

Merhaba,

Benim ismim Ayşegül ve ben sizin web sitenizden aldım bu email adresini. Sizin web site okudum ama aslında aradığım bir konu vardı, o da Ergenekon Destanı nedir, diye. Eğer bana yardımcı olursanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim. Saygılarmla.

Not: web site çok beyendim, çok güzel şeyler yazıyordu.

CEVAP:

Nereden yazdığınızı belirtseydiniz, daha uygun bir cevap verebilirdim. ERGENEKON DESTANI'nın değişik versiyonları RIZA NUR'un TÜRK TARİHİ kitabının 1. Cildinde, hattâ YURDANUR OY'un çocuk klâsikleri arasında hazırladığı ESKİ TÜRK DESTÂNLARI VE ORHUN ANITLARI kitabında bulabilirsiniz. (Serhat Yayınları, İstanbul, 1991)

TÜRK KÜLTÜRÜ

NEVRUZ

sayfalarında da bilgi bulabilirsiniz. Tabii bizim DEMİRDEN DAĞ NEREDE? sayfamızı okuduktan sonra!..

***

-- 6.6.2000 , Ekim

Merhabalar.

"Uydurukça konuşulan Türkçe" deyimi, kendi dillerini ve özgeçmişlerini küçümseyen Osmanlı Saray Aydınlarından kalmadır. Ulusların varolmasının en temel kaynağı, konuşup yazdıkları dilleridir! Yeryüzündeki en iyi Türk Milliyetçileri de Türkçe'yi bin yıllık tutsaklıktan kurtarmak için yürekten çaba gösterenlerdir! Dilimizi sevip onu ona yakışan güzellikte konuşmak uydurukçuluksa, ben bir uydurukçuyum!

Hasan Ali Yücel gibi gerçek Milliyetçiler olmasaydı, şu anda Orhon Yazıtlarının değil, Bedevilerin dilini kullanıyor olacaktınız. Ona çatacağınıza günlük yaşamda apuk supuk yabancı sözcüklerle güzel Türkçemizi sömürge diline çevirenlere bakın. Siz dilinizi uydurmazsanız, başkaları size bir başka dili uydurur. Esen Kalınız!!

CEVAP:

Bu kardeşim son derece haklı. Gerçekten birileri bize bir "dil" uydurdu. "şeb sizin olsun, leyl sizin olsun, gece bizim" diyenler; "nightclub" gibi kelimeler dilimize girince hiç ses çıkarmadılar. Öyle bir hâl aldı ki, 1000 yıllık "Osmanlıca", yani biz Anadolu Türkü'nün yazdığı dil gitti, yerine "Avrupaca" geldi.

Evet, Osmanlıca "halk dili" değildi. Ama sâdece "edebiyat dili" de değildi. Tarih dili; Orta Asya, Balkanlar ve Orta Doğu ile bağlantımızı kuran dil idi. Osmanlıca gidince, hem târihimizden koptuk, hem komşularımızdan, hem de Orta Asya'daki soydaşlarımızdan koptuk!..

Almanlar, Fransızlar, Araplar da birer dil devrimi yapmışlardır. Ama bu onların dilinin gelişmesine, zenginleşmesine yol açmıştır. Hiç bir zaman Türkçe'de olduğu gibi bir fakirleşme görülmemiştir. Biz bu yanlışa işaret ettik.

Tekrar belirtelim ki, biz ağdalı Arapça-Farsça tamlamalarla konuşalım, demiyoruz. Biz Anadolu Türkü'nün, Orta Asya ve Avrasya Türkleri'nin kullandığı Türkçe'yle bütünleşelim, diyoruz.

Biz ATATÜRK'ün 1920'lerde kullandığı dille konuşalım, da demiyoruz!.. Ama ATATÜRK'ün nutkunu aslından anlıyacak, YAHYA KEMÂL'i, MEHMET ÂKİF'i, TEVFİK FİKRET'i okuyup anlıyabilelim, diyoruz.

Bu okurumuzun yanıldığı bir nokta da şu: "uydurukça" kelimelerle yazıp konuşanları bugünün Anadolu insanı da anlamıyor. "Uydurukça", eski Osmanlı Saraylıların dili gibi bir züppe "aydın" dili olarak var, Türkçe olarak değil. Bunların yazdığı ders kitaplarını, romanlarını, şiirlerini, yaptıkları tercümeleri öğrenciler bile anlamıyor.

***

-- 2.6.2000 , Z.B.

Sayın Türkkan,

Ben uzun süredir yurt dışında yaşıyan bir Türküm. Türkçem bozuksa özür dilerim. Siteniz gerçekten çok ilginç. Ben her ne kadar Müslüman olarak doğduysam da, bu dini hiç bir zaman benimsemedim ve de kabul etmedim. Bunun nedenlerine detaylı olarak girmek istemiyorum. Beni asıl ilgilendiren konu, sizin Türklüğü ve Müslümanlığı aynı sepete koymanız. Bu neden gerekli?

Siz kendi ağzınızla Türk tarihinin bize öğretilenden çok çok daha eski bir tarih olduğunu söylüyorsunuz. Buna göre, Türklük, Türk tarihi, Türk boyları, Türk destanları, Türk dinleri vs Müslümanlıktan çok daha eski. Türkler, Müslümanlığı +/- M.S. 1000 (tam tarihi bilmiyorum) senelerinde kabul ettilerse, bu tarihten önce hangi dinleri benimsediler? Bu dinler hangi prensiplerin üzerine kurulmuştu ? Örneğin, Türk kadınlarının (müslümanlıktan önce) durumları neydi ? Hakları neydi ?

Ben Türk olmaktan gurur duyuyorum ama bence Müslümanlık Türklüğümüze en fazla zarar vermiş olan unsurlardan biri... Vaktiniz olur bana yazarsanız çok memnun olurum. Teşekkür ederim.

CEVAP:

Mektubunuza çok teşekkür ederim. Türkçe'niz de hiç bozulmamış… Bu yüzden sizi kutlarım.

Yazdıklarınız, sorduklarınız o kadar kapsamlı ki, onların hepsine detaylı cevap vermeye kalksam, yeni bir site açmak gerekecek. Ancak size kısa cevaplar vereceğim.

Önce şunu belirteyim ki, Türkler İslâm'dan önce de, şimdi de bütün önemli dinleri tanıdılar. Geçmişte Hıristiyan Türkler, Musevi Türkler, Şamanist Türkler, Budist Türkler vardı, hâlen de var. Ancak son 1000 yıldır dünya sadece Müslüman Türkler'in adını duymuş, ancak onlar gerçek bir varlık gösterebilmişlerdir. Hattâ Selçuklular, Osmanlılar gibi bugünün ölçüleri ile iki süper devlet kurmuşlardır. Şamanist Cengiz Han'ın muazzam imparatorluğu , kısa zamanda Altınordu, Hindistan Türk Devleti gibi büyük müslüman devletlere dönüşmüştür.

Kısacası, Türklük; Hıristiyan Batı kaynaklı Haçlı Seferleri'ne (1096'dan itibaren), deniz aşırı istilâlara (1492'den itibaren) ve sömürgeciliğe (1800'lerden itibaren) ancak İslam'ın lideri olarak karşı koyabilmiş, varlığını ve bağımsızlığını ancak o suretle korumuştur. Türklüğü ve İslam'ı bir arada muhafaza edemiyen devletler, topluluklar silinmiş, eriyip gitmiştir.

Müslümanlıkta gördüğünüz yanlış uygulamalar İslam'ın kendisinden değil, Arap ve Acem âdetlerinin "islam gereği" sanılmasındandır. Kadınlar ile ilgili hususlar da öyledir. Şii İran'ın kadınlara karşı tavrı , Alevi Türk kadınlarında görülmez. Müslüman Malezya'da da görülmez.

Selam ve sevgilerle.

***

-- 16.6. 2000 , Börteçine

ÖNCELİKLE GÜN IŞIĞINA ÇIKMAYAN BİRÇOK KONUYU ELE ALDIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. İLK SORUM İNTERNETTE YAYINLADIĞINIZ SAYFALARI DÜZENLEYEREK KİTAP HALİNE GETİRMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? YA DA GETİRDİNİZ Mİ?

BENİM HASSASİYETLE DURDUĞUM KONU KÜRT DOSYASIDIR. SİZİN DE BELİRTTİĞİNİZ GİBİ ÖZ-BE-ÖZ TÜRK OLAN KÜRTLERİ ÇOK SAYIDA KİŞİ (özellikle de kendini başka bir kimlikte gören kürtler) FARKLI BİR ETNİK YAPIDA GÖRMEKTEDİRLER. BUNUN SORUMLULARI GEREKLİ ÖNEMİ GÖSTERMEYEN TÜRK BİLİM ADAMLARI VE ÖZELLİKLE MEDYADIR.

SİZE SORUM; ÖZ- BE-ÖZ TÜRK OLAN KÜRTLER HAKKINDA MEDYA VASITASIYLA HALKIN ÇOĞUNLUĞUNU AYDINLATABİLECEK BİR ÇALIŞMANIZ VAR MI? VEYA DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? ÇÜNKÜ BENCE VAKİT KAYBETMEDEN ÖZ-BE-ÖZ TÜRK OLAN KÜRTLER HAKKINDA HALK AYDINLATILMALI. ASLINDA BURADA MEDYAYA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR. YOKSA ABD VE BATI BAŞIMIZA DAHA BÜYÜK DERTLER AÇABİLİR!

CEVAP:

Maalesef bu yazdıklarımızı bir kitap haline getirecek imkânımız yok. Ama isteyen istediği bölümü veya yazıların tümünü yayınlayabilir. Buna hiç bir itirazımız ve hiç bir telif hakkı talebimiz olmaz.

Medyayı etkileme konusunda da maalesef fazla bir şey yapamadık. Bu sitenin adresini bazı yazarlara gönderdik ama, hiç bir tepki almadık. Bizim medya ancak Batı'nın istediği konularla ilgileniyor. Türkiye'nin meseleleri sadece idam cezasının kaldırılması, Avrupa Birliği, Kıbrıs'ın elden çıkarılması, terörist yakınlarının direnişinden ibaretmiş gibi gösteriliyor. Politikacılar da konuya öyle bakıyor. O yüzden biz sadece Türk milletine güveniyor ve sizin gibi düşünenlerin sayısının artmasını diliyoruz.

Çoğu zaten Türk olan Kürtlerimizin kazanılması, bizce de en önemli mesele. Zaten bu siteyi onun için hazırladık. Onlara Türklüklerini hatırlatmak, Türk tarihinin bir parçası olarak dünya türihinde yer almalarını sağlamak istiyoruz. Kürtler için Türk olmaktan başka şerefli bir yol, hatta çıkar bir yol yoktur. Aksi takdirde eskiden olduğu gibi Ruslar'ın, İngilizler'in şimdi olduğu gibi de Amerikalılar'ın şamar oğlanı ve tetikçisi, İsrail'in köpeği, bekçisi olma durumuna düşerler.

EK CEVAP:

2007 yılında bir fırtına koptu. Türk Tarih Kurumu Başkanı Profesör Doktor Yusuf Halaçoğlu, ekibiyle yaptığı çalışmaların sonucunu açıkladı. 'Türkiye'de 52.800 aşiret bulunduğunu, bunların sadece 2.300 kadarının Kürt aşireti olduğunu, pek çok Türkmen ve Yürük aşiretinin 'kürt' diye bilindiğini, ancak hepsinin nereden gelip nereye yerleştiğini tesbit ettiklerini, 'alevi kürt' diye bilinenlerin çoğunun Türk milleti içinde kimliğini gizleyen Ermeniler olduğunu" belirtti. Bunun üzerine bütün Kürt bölücüler ve medyanın gizli Ermeniler'i, Dönmeler'i feryadı bastılar, foyaları meydana çıkacak diye! Halaçoğlu'nun istifasını bile istediler. Ama nafile!.. Güneş balçıkla sıvanmaz, Güneydoğu Anadolu'daki Türk varlığı yok sayılamaz. Bu meydan soysuzlara, dönmelere, hainlere bırakılamaz!

***
  • DİĞER BÖLÜMLER : OKURLARLA SOHBET - MEKTUPLAR / 8 , OKURLARLA SOHBET - MEKTUPLAR , BATI ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ , DÜNYA MEDENİYETİNDE TÜRKLERİN PAYI , TÜRKLERLE İLGİLİ LİNKLER , GİRİŞ