SU ALTI FiZYOLOJiSi
|
|
Vücut
organlarının çalışma sistemi ve dalışlarda bu organlara, sualtındaki
etkilerin neler olacağı hakkında bilgiler verir. Bu bilgileri sualtı sporu
yapacak olanların, mutlaka öğrenmesi gerekir. Bilindiği
gibi insan vücudu, alışmış olduğu hava basıncının altında yeryüzündeki
yaşamını sürdürür. Bu
organların sağlıklı çalışması ( atmosfer ) hava basıncının normal olmasıyla
orantılıdır. Aksi halde hava basıncının düşmesi veya yükselmesi iç ve
dış organlarımızı etkileyerek çeşitli hastalıklara yol açabilir. Bu
nedenle vücut organlarımızı tanımalı ve konumuzla ilgili yapacağı
etkileri öğrenmeliyiz. İnsan
vücudu milyarlarca hücreden oluşmuştur. Bu hücreler alınan gıdalarla
beslenirler. Hücrelerde canlılık havadaki oksijenle yanan karbonhidratların
( şeker, yağ vb. ) enerji meydana getirmesi sonucunda oluşur. Burada
canlılığın en önemli faktörlerinden biri olan oksijen insanlarda solunum
yolu ile alınıp kullanıldıktan sonra karbondioksit olarak dışarı atılır.
Ancak bu işlemlerin yapılabilmesi için de vücut ısısının 36 –
37.5
santigrat derecede olması gerekir. Bu derecenin altına düşmesi halinde
hipotermiya meydana geleceğinden
insan ölebilir. İnsanın
vücudunu beyin ve sinirler, kalp ve damarlar, kemik ve kaslar, akciğer,
mide, bağırsaklar, böbrek, karaciğer vb. organlar meydana getirir. Vücut
Boşlukları : İnsan
vücudunda bilindiği gibi hava boşlukları vardır. Bunlar
Sin uslar, akciğerler, orta kulak, mide,bağırsak, göğüs ve karın Vücut
boşluğumuzda bulunan akciğerlerimizle yaptığımız solunum esnasında aldığımız
havada,
hacim olarak % 78,06 ağırlık
olarak %75,40 oranında azot gazı, ( 1 lt. azot gazı 1,25
gr. ), hacim olarak
% 20,94 ağırlık olarak % 23,20 oranında oksijen gazı ( 1
lt. oksijen gazının
ağırlığı 1,43 gr. ), ayrıca havada soy gazlar ( asal gazlar )
% 0,96 hacim
olarak, % 1,29 ağırlık olarak bulunurlar. Dalışlarda bu gazların zamanında dışarıya
çıkmaması ve derinlere indikçe su ciğerinden emilen havanın basıncı ile
suyun basıncı, bu boşluklardaki basınçla eşit ölçüde ayarlanmazsa bazı
arızalara yol açar. Örneğin;
Burun kanaması, baş ağrısı, kulak sancıları, denge bozulması, bayılma vb.
tehlikelerle karşılaşılabilir. Soğuk algınlıkları, öksürük ,
bademciklerin şişmesi, dolu sinuslar vb. olduğunda suya girmemelidir. Beyin
ve Sinirler ; Bir
insanın sağlıklı yaşayabilmesi, iradesini kullanarak beyninde depolanmış
bilgileri, sinirleri vasıtasıyla vücudunu olumlu yönde yönetmesi
için kullanmaktır. Soğuk
ve derin sulara başlıksız,elbisesiz ve terli olarak girmekle
beyin ve sinirlerde şok ve kramplara sebebiyet verilebilir. Ayrıca dalışlarda
yorgun uykusuz ve alkollü olmamalıyız. Kalp
ve Kan Dolaşımı ; Kalp
vücudumuzun beslenmesinde ve onarılmasında rol oynayan kanı damarlar vasıtasıyla
hücrelere kadar göndererek dolaşımın meydana gelmesini sağlar. Su
altında artan basınç, vücudun uzun zaman su altında kalmasıyla vücut ısısının
düşmesi kanın dolaşımını güçleştirir. Gövdeye kıyasla baş, kol ve
bacaklar da ısı daha çabuk düşer. Derin nefes alıp uzun zaman
tutmak, tok
karnına dalış yapmak, aşırı su altında kalmak, ani ve hızlı hareketlerden
kaçınmakla kalbinizi kuruyabilirsiniz. Akciğerler
; Solunum
akciğerlerde meydana gelir. Havanın içinde bulunan gazların kana geçmesi
sonucunda oksijen, karbondioksit gazı haline dönüşür. Azot,
karbondioksit ve
diğer havada bulunan gazların dışarı atılması akciğerle nefes alıp
verilmesi sonucunda meydana gelir. Dalışlarda derin nefes alarak, uzun zaman
bu havayı kullanmaya çalışmak, vücudu alıştırmadan aletli veya aletsiz
derin dalışlar yapmak, aletli dalışlarda su yüzüne çıkarken nefes
tutmak, su altında sık sık nefes alıp vermek
akciğerlerin yorulmasına sebep olur. Akciğerleri
yoran sebepler. Aletli
dalışlarda; Kötü
bir regülatörün su altında direnç göstererek çalışması. Regülatör
diyaframının merkezi ile akciğer merkez inin bir birlerin den uzak olması ve
regülatörün iyi ayarlanamaması. Regülatörde
fazla ölü hava boşluğunun bulunması. Havayı
idare etmek için tüplerin iktisatlı kullanılmak istenmesi. Temiz
olmayan koku yapan tüplerle dalışlar. Şnorkelli
ve serbest dalışlarda; Sezon
başı nefes açma çalışmalarındaki zorlamalar. Şnorkelin
35 - 40 cm. den fazla uzun olması. Sık
sık nefes alıp vermek. Mide
ve Bağırsaklar ; Bu
organlar vücudun beslenmesi için alınan besin maddelerinin sindirilmesinde görev
yaparlar. Dalışlarda mide ve bağırsakların dolu olması, basınç altında
çalışmalarını daha da güçleştirecek, kalbin daha fazla çalışmasına
ve yorulmasına, mide ve bağırsaklarda meydana gelen birikimlerin vücut
fonksiyonlarının bozulmasına da sebep olacaktır. Su
altı dalışı yapan bir kişinin daha fazla beslenmeğe ve kalori almaya
gereksinimi vardır. Yenen
besin maddeleri hazmedilmeden tok karnına yapılan dalışlar doğru değildir.
Gerekli kaloriyi dalışlardan birkaç saat önce almak lazımdır. Karbonhidrat
zenginliği sebebi ile şeker,
çikolata, bal, pekmez vb. besinleri profesyonel
dalgıçlar, balık adamlar ve yüzücüler yaptıkları faaliyetler sırasında
enerji kaybını ve üşümeyi önlemesi açısından almaktadırlar. Böbrekler
; Bu
organımızın görevi kanın temizlenmesini sağlamaktır. Kanı süzerek içinde
meydana gelmiş olan zararlı maddeleri idrar yolu ile dışarı atar. Böbreklerin
korunması gereklidir. Böbreklerin üşütülmesi sonucu iltihaplara ve hastalıklarına
sebep olursanız bu dalıcılığınızın sonu olabilir.
|
SiTE HARiTASI
|