GENEL
BİLGİLER
Eski
zamanlarda oltalarımızı at kıllarını bükerek yapardık. Balığın büyüklüğüne
göre oltanın kıl adedi artardı. İzmarit için üç kat, çapari, lüfer,uskumru
için 6 veya 9 kat, palamut, torik, kofana için 12 - 18 kat kıl oltalar bükülürdü.
Daha büyük balıklar için İngiliz sicimi kullanılırdı.
Misinalar
o zamanlar en çok 30 - 40 cm boyunda idi. Bu misinalarda ipek böceğinden elde
edildiğinden adeta Hint kumaşı .
Bu
oltalar çok düğümlü olduğundan sık sıkta dolaşırlardı. Dolaşmaya
mani olmak için oltalık kıllar bükülürken sağ ve sol büküm yapılır,olta
bağlanırken bir sağ bir sol büküm düğümlenmek suretiyle oltanın
gamlanma ve dolaşması azda olsa önlenmiş olurdu. Daha önemlisi kıl oltayı
saklamak çok güçtü. Güve denen melun böcek kılları kesiyordu. Balıktan
gelir gelmez oltalar sabunlu sonra tatlı su ile yıkanır ve kurutulurdu.
Artık
bu gün istenen incelik veya kalınlıkta ve uzunlukta misinayı hiç düğümsüz
bulmak mümkündür. Misinalar mat veya parlak yani oltalık ve bedenlik olarak
piyasalarda bulunmaktadır.
Misina
kalınlığı ( mm ) olarak, çekebileceği yük ağırlık (
Kg ) olarak aşağıda
gösterilmiştir.
mm
|
kg
|
mm
|
kg
|
0,10
|
0,600
|
0,55
|
13,000
|
0,15 |
1,300
|
0,60
|
15,000
|
0,20
|
2,200
|
0,65
|
18,000
|
0,25
|
3,000
|
0,70
|
22,000
|
0,30
|
4,500
|
0,75 |
24,000
|
0,35
|
5,700
|
0,80 |
28,000
|
0,40
|
7,000
|
0,90
|
34,000
|
0,45
|
9,000
|
1,00
|
42,000
|
0,50
|
11,000
|
|
|
Misinalar mat ve parlak
olarak iki çeşittir. Mat misinalar gam yapmadığı için oltaya elverişlidir.
Parlak misinalar beden için kullanılır.
Parlak misina olta için kullanılırsa
sık sık dolaşır.
İzmarit, İstavrit, Çinakop
hatta lüfer oltaları 0,50 mm den fazla olmaz.
Daha kalın kullanılırsa
da bu dolaşmaması içindir. Herhangi bir balığa gerektiğinden fazla kalın
olta kullanılırsa balığın vurduğu duyulmaz. Buna sağır olta denir.
Ayrıca
kalın olta suda büyük bir kavis çizer, dip zor bulunur.
Avlanma
Vasıtaları
Madde 9 .
Denizlerde amatör balıkçılık;
Çeşitli makaralı - makarasız, kamışlı
- kamışsız oltalar ve çapari ile yapılabilir.
Parakete ile avcılık yapılması
yasaktır.
İç
sularda amatör balıkçılık;
Üzerinde en çok iki iğne bulunan tek veya
birer iğneli iki olta ile yapılabilir.
Bunların dışındaki her türlü avlanma
vasıtalarının kullanılması yasaktır.
Ancak, küspe ile sazan avında bedenin aynı noktasından çıkan ikiden
fazla köstek kullanılabilir.
Amatör
balıkçılıkta
Her türlü ağ (germe,
uzatma,
sürütme, çevirme, serpme, pinter, tarama v.b.),
bayıltıcı, uyuşturucu veya öldürücü (balık otu, tüp gaz, davul, ses
üreten araç ve gereçler), elektrik cereyanı, elektroşok, hava
tazyiki, patlayıcı maddeler (dinamit, kapsül, bomba, torpil v.b.),
sönmemiş kireç, karpit v.b. maddeler ve ışık kullanılarak avlanma
yapılamaz.
Denizlerde sualtı tüfeği ile yapılacak
avcılıkta her türlü ışık kaynağı, tüp, nargile v.s. kullanılamaz.
Gaz ve hava basınçlı, boyu (kurulu halde zıpkın dahil en uç iki
nokta arasındaki uzunluk) 71 cm.den büyük tüfeklerin amatör
balıkçılıkta kullanılması yasaktır.
İç sularda su altı tüfeği, her türlü zıpkın,
yaba, balyoz v.s. ile balık avlanamaz veya tüple dalarak
avcılık yapılamaz.
Ancak, Ankara -
Karaşar Eğri ova Gölet'inde dalış belgesi olanlar, Orman
Bakanlığı'nın belirleyeceği esaslar çerçevesinde dalarak zıpkınla
avcılık yapabilirler.
Tutulan
balıkların karaya veya sandala alınabilmesi için kepçe ve kakıç,
muhafazaları için ise çeşitli tel, ip veya çengeller ile tekne
içindeki livar, çanta veya sepetler kullanılabilir.
Pinter ve avlanma sepeti kullanılarak
amatör balıkçılık yapılması yasaktır.
Amatör
balıkçılıkta (alabalık avı hariç) her türlü doğal (solucan, balık,
böcek v.s.) yapay yem kullanılabilir.
Alabalık avında sadece yapay yem
kullanılabilir doğal yemli olta ile alabalık (bütün türler) avcılığı
yasaktır.
1 km ² ' den küçük göl ve göletlerde, motorlu,
motorsuz her türlü tekne ve botla avlanmak
yasaktır.
Bunun dışındaki iç sularda
boyu 4.5 m ve 9.9 Hp üzerindeki, denizlerde ise 7.5 m. nin
üzerindeki teknelerle amatör balıkçılık yapmak yasaktır.
|
|
OLTA
BEDEN
MAZGALLAMA
VE CIVALAMA
Yakalanacak balığın bulunduğu su
derinliğine göre uzunluğu belirlenmiş, kelebek denen mantar veya tahtaya
veya makineye sarılmış misinanın adıdır.
Bu misinanın sonuna bir fırdöndü
ile beden denen, üzerinde iğneler bağlı köstekler ve en ucunda iskandil
denen kurşun ağırlık bağlıdır.
Genellikle boyları 100 m civarında
olur.
İNCE OLTA
Küçük boy balıkların yakalanmasında
kullanılır.
( İzmarit, İstavrit, Zargana, Lüfer
yemlisi ve çaparılar. )
KALIN OLTA
Orta boy balıkların yakalanmasında
kullanılır.
( Kofana, Torik, Orfoz, Lahos vb. )
AĞIR OLTA
Büyük boy balıkların yakalanmasında
kullanılır.
( Orkinos, Kılıç, Sinarit vb.
)
Oltanın
denize bırakılan ucundaki fırdöndüden sonra
bulunur. Oltaya göre daha ince parlak misinadan düzenlenir. Beden üzerinde,
yakalanacak balığın cinsine göre düzenlenmiş köstekler bulunur. Bedenin
ince misinadan yapılmasına ( ince takım ) denir. Balığı ince takım yakalar.
Meraklıları olta bedenini 0,25 köstekleri 0,15 - 0,20 yaparak daha rahat çalışabilirler.
Ve klasik,alışılmışın dışında zemine ve
zamana uygun ilaveler
yapabilmelidirler.
Ana
özellikleri bir olmakla beraber bedenler kullanılış ve yapılış şekillerine
göre değişik isimler alırlar. Dip bedeni, Yüz bedeni, Çatal
beden, telli beden, düz beden, mercan bedeni vb.
DİP
BEDENİ
70
- 80 cm. boyunda 0,25 bir misinanın iki ucuna
birer ilmik yapılır. Bu ilmikler kasa adını alırlar. İlmiklerin biri fırdöndü
kasası, diğeri iskandil kasasıdır. İskandil kasası fırdöndü kasasından
daha büyüktür. Ucuna da kurşundan rahat çekilebilmesi için ufak bir düğüm
yapılır.
Balığın
boyutuna göre; 0,15 - 0,20 misinadan 20
- 25
cm. boyunda iki parça kesilir. Bunların uçlarına iğne bağlanır. Ve köstek
adını alırlar. Köstekler eşit aralıklarla beden üzerine bağlanır. Bu
bedenle izmarit,istavrit,kaya,ispari vb. küçük balıklar yakalanır. Tabi balıkların
büyüdüğü ölçüde beden ve köstek kalınlıkları değişecektir.
Balıkların
özelliklerine ve büyüklüklerine göre
iğne ve misina kalınlıkları değişir.
YÜZ
BEDENİ
Üç
kat misinanın bükülmesiyle yapılan 10cm. kalın parçanın iki ucuna 15 -
20 cm. boyunda birer köstek bağlanır. Kösteklerin diğer ucuna yakalanacak
balığa uygun iğne bağlıdır. Üç kat bükümün ortasından 0,30 kalınlıkta
50 cm. bir misina eklenir. Bunun ucuna fırdöndü ve sonra şamandıra veya
mantar takılır. Fırdöndü şamandıra veya mantarın altında olmalıdır.
Aksi mantar,şamandıra dik durmaz yüzleyen balık yeme vurduğu zaman mantarı
aşağıya çeker ve ufak bir çalım
hareketiyle yakalanır.
Bu
bedenle sonbaharda ,havaların soğumaya yüz tuttuğu , kuytu sularda yüz
kefalı, istavritin yüzlediği zamanlarda iyi çalışma yapılabilir.
ÇATAL
BEDEN
Yüz
bedeninde olduğu gibi önce dört kat misinadan bükülmüş 15 cm. boyunda bir
kalınlığın iki tarafına, uçlarına iğneler bağlanmış 25 - 30 cm. uzunluğunda
0,25 köstekler bağlanır. 4 katlı kalın misinanın orta yerine 0,30 kalınlıkta
ve 1 m. boyunda bir misina bağlanarak üst ucu oltanın fırdöndüsüne
düğümlenir. Kıstırma; kalın bükümle fırdöndü arasına ya tek bir kurşun
olarak veya ortalarından ayrılmış irice saçmalar sıralanarak takılır. Böyle
bir bedene suyun derinliğine göre şamandıra takmak suretiyle derin sularda
ve derin sahillerde makine ile çalışılabilir.
Şamandıranın suya dalış
direnci ile kıstırma kurşunlarını çok iyi balans etmelidir. Balık yeme
dokunduğu zaman şamandıra suya dalacağından yemi serbest zannederek yutmasıyla
yakalanmış olur.
TEL
BEDEN
Paslanmaz
madenden 50 - 60 cm. bir tel tam ortasından ikiye bükülür. Bükme sırasında
orta yerinde iskandil ve oltanın bağlanması için iki taraflı birer halka bırakılır.
Serbest olan tellerin ucu kösteğin bağlanabilmesi için küçük halkalar
halinde bükülür.
30 - 40
cm. boyunda 0,25 iki misinanın iğneleri bağlandıktan sonra boş tarafları
telin kıvrık uçlarına bağlanarak tel beden tamamlanır.
Ortadaki
altlı üstlü halkaları ile bir el terazisine benzeyen bedenin üst halkasına
oltanın fırdöndülü ucu, alt halkasına
da iskandil bağlandıktan sonra yemlenerek denize bırakılır. Bu
bedenle izmarit, istavrit, ispari ve benzeri balıklar tutulur.
Kırlangıç
tel bedenlerinin telleri daha kalındır. Oltanın ucundaki fırdöndüden başka
kösteklerin tellerin uçlarına bağlanan yerlerine de birer fırdöndü bağlanır.
Kırlangıç tel bedeninde 3 fırdöndü olur ki yaprak yem derinliğe giderken
dönerek inerse köstek kıvrılmamış olur. Kırlangıç balığı da yukarı
çekilirken döne döne çıktığından oltanın gam yapmasına mani olunur.
Telli
bedenle çalışırken, iskandil dibi bulduktan sonra olta yarım kulaç yukarı
çekilmelidir. Eğer beden dipte bırakılırsa iğneler midye veya bir iliş kene
takılıp olta kopabilir. Yahut dibe oturan yemi çurçur, horozbina gibi balıklar
yerler, yem dipte gözükmeyeceğinden saatler boş da geçe bilir.
DÜZ
BEDEN
Oltanın
ucundaki fırdöndüden sonra 1 m. 0,15 misina bağlanır. 12 numara iğne
yemlenerek yüksek kıyıdan veya sandaldan denize bırakılır. Suyun içinden
çok yavaş inen yemi serbest zanneden balık yutar ve yakalanır. Bu bedenle
kalınlıklar değişmek suretiyle istavritten kefal ve karagöze kadar bütün
balıklar yakalanır.
MERCAN
BEDENİ
Bu
bedenin çok büyük hususiyeti vardır. Mercan
avı bahsinde anlatıldığı gibi çok ürkek ve kurnaz olan balığın
beden donanımı ince, sağlam ve muntazam olmalıdır. Tecrübeli balıkçılar
( balığı balıkçı değil kürek ve ince takım yakalar.) derler ki çok doğrudur.
Denizlerimizde
ki mercanların aynı büyüklükte olmadığı bilinmektedir. Mercan kayalıklarındaki
balıkların boyları amatörlerce de bilinir. Şüphesiz ki beden kalınlıkları
balığa göre değişir. Burada mercan bedenini tarif ederken normal bir balığı
göz önünde bulundurduk.
Mercan
oltasının kalınlığı 0,50 - 0,60 'ı geçmez. Mercan sert balıktır, fakat
amatör oltayı güzel kullanılırsa balığı rahatlıkla 0,50 ile alır. Bütün
maharet bedeni sağlam yapmaktır. Derin suda balığı idare etmek veya oltayı
kullanmak kısmen kolaydır. Oltanın esneme kabiliyeti büyük rol oynar. Fakat
iş bedene dayandığı zaman, sağlam beden değilse derhal kopabilir. Mercan
gibi yukarı kadar gelip sandalı görünce bütün kuvvetiyle tekrar dibe dalan
(
fişekleyken ) balığın kepçe veya kakıçla sandala alınması lazımdır.
MERCAN
DURGUN
SU
BEDENİ
;
1
m. boyunda 0,50 misinanın iki ucuna birer kasa yapılır. Bu kasaların biri
iskandil diğeri fırdöndü kasasıdır. Bu beden misinasının tam orta yerine
düğüm bahsinde anlatıldığı gibi sağlam
bir düğümle 0,30 misinadan 25 - 30 cm. boyunda bir köstek ilave edilir. Bu kösteğin
ucuna mercan iğnesi bağlanmıştır. Bedenin bir kasası fırdöndüye diğeri
kasası da iskandile geçirilince beden tamamlanır. Mercan iskandilinin iki
ucunda delik vardır. Bir çok durumda iskandilin alt deliğine bir öksüz iğne
bağlamak faydalı olur.
MERCAN
AKINTI
SU
BEDENİ
;
Bu
bedenin özelliği akıntılı sularda akıntının şiddetine göre iskandili ağırlaştırıp
ayarlayabilmektir. Akıntı su bedeninde kalın kösteğin aksine üçlü fırdöndü
kullanılır. Üçlü fırdöndünün üst halkasına olta, alt halkasına kasa
yapılarak iskandil, orta halkasına da suyun ve balığın durumuna göre
5
hatta 7 kulaç uzunluğunda bir beden ilave edilir. Akıntı tesiriyle yem, sağa
sola gezeceğinden, uzaklığı dolayısıyla iskandili görmeyen balık yemi
kapar. Olta denize bırakıldığı zaman iskandil dibe veya taşa değince
bedeni hafifçe dipten kesmelidir. Bu hareketle kösteği, dolayısıyla yemi
dipten kurtarmış ve dip akıntısı ile sağa sola kaymasını temin etmiş
oluruz. Çok akıntılı sularda iskandili uzun bağlayıp dibe oturtmak da
faydalıdır.
Bunlardan
ayrı olarak hazırlanma şekline göre zokalı beden, sürütme bedeni isimli
bedenler olduğu gibi dişli balıklarda kullanılan ve çelik telden hazırlanmış
çelik beden de vardır.
Köstekler
kullanıldıkları yere ve oltalara göre çıplak köstek, öksüz, piç ve hırsız
gibi isimler alır.
ÇIPLAK
KÖSTEK ;
Doğrudan
doğruya izmarit, istavrit, ispari ve benzeri küçük balıklar için yapılan
bedenlerdeki kösteklere verilen isimdir.
ÖKSÜZ
;
Orta
boy balıkları yakalamak için hazırlanan bedenlere bağlanan ve iğneleri
4-6
numara olan kösteklere öksüz denir. Bu kösteklerle kefal, lapina, kırlangıç,
kupes, minakop gibi balıklar yakalanır.
PİÇ
;
Seğirtme
ve özellikle yünlülerin 35 - 40 cm. yukarısına ilave edilen , ekseriya tüylü
iğneler bulunan kösteklere verilen isimdir.
HIRSIZ ;
Küçük
bir kasa ile yemli zokaların iğne dibine takılan çıplak iğnelere denir. Lüfer,
palamut, kofana, yemlisinde çok kullanılır.
Balık iğnesi kullanıldığı yere ve
yakalanacak balığa göre renk, şekil ve boy değiştirir. Özellikle bazı
balıkların iğneleri istisnasız çelik telden olmalıdır.
1-
14
numara arası iğneler
küçük ve orta boy balıklar için kullanılır.
Sinarit,
Levrek, Lahos, Orfoz, Kılıç ve Orkinos için çok büyük iğneler vardır.
7-14
numara arası olanları küçük balıklar içindir. 12 - 14 numaralı iğnelere küçüklüklerinden
dolay ( sinek iğne ) ismi verilmiştir.
Yemli
bedenler için kullanılan ve derin su taş balıkları yakalayan iğneler,
istisnasız siyah renkli çelik iğnelerdir.
Olta ve misinaların düğüm
şekli sicim veya ip düğümü gibi olmaz. Balıkçı düğümlerinin özelliği
vardır.
Burada gaye birbirine bağlanan
misinalarla, iğnelere bağlanan misinaların çıkışlarının düz gelip
gerilmelerde makaslanıp kopmamalarıdır.
Düğümlerden sonra kalan
uçlar kuvvetlice çekilmeli, fazlaları dipten kesilmelidir. Kesilmeyip uzun bırakılırsa
oltanın dolaşmasına sebep olur. Kalın misina düğümlerinde ıslatmanın
faydası olur.
İğne bağlantılarında düğümü
sıkıştırmak için dişle çekmemek dudaklarınızın kötü durumlara
düşmesini önler.
Amatörün takım çantasında
düğüm çekip sıkıştırmak için pense ve fazlalıkların kesilmesi için
makas bulunmalıdır.
DÜĞÜM ÇEŞİTLERİ
Düz misina düğümü -
Kasa düğümü - İğne düğümü - Delikli iğne düğümü - Fırdöndü düğümü
- Zoka düğümü Başlıca tipleridir.
Ekseni etrafında dönebilen
paslanmaz madeni parçalardır.Fırdöndüler, oltanın kıvrım yapıp dalaşmasını
önlemek için kullanılırlar.
Olta kullanılırken Yassı
dip balıkları ve yemler misinanın dönmesine ve sonucu gam denilen kıvrımların
meydana gelmesine sebep olurlar.
Oltalar gam yapınca çabuk
dolaşırlar. Bunu önlemek için her oltaya en az bir veya daha fazla fırdöndü
takılır.
Sabit bedenlerde düz fırdöndü,
beden değiştirilen oltalarda çengelli fırdöndü kullanılmalıdır. Çengelli
fırdöndülerin kullanıldığı oltalarda bedene küçük bir kasa yapılır.
Üçlü fırdöndü akıntılı
su mercan bedenleri ile uzun bedenli büyük balık takımlarında kullanılırlar.
Balığın büyüklüğüne
göre fırdöndünün büyüklüğü ayarlanmalıdır.
Düz fırdöndü - Çengelli fırdöndü
- Üçlü fırdöndü Başlıca tipleridir.
Dişli ve sert dudaklı balıkların
köstekleri kesip kaçmamaları için, çıplak iğnelerin pala uçları çeşitli
şekillerde kurşundan dökülmüş zoka yapılmıştır.
Zokanın ağırlığı
oltanın dibe inmesini sağlar. Akıntılı sularda zokaya yardımcı
olarak zokadan bir iki kulaç yukarıya kıstırma denilen kurşun da
ilave edilebilir.
Zokaların ağırlıkları
15 gr. dan 200gr. kadar değişir. Ağırlıklar arttıkça iğneler büyür.
Zokalar kullanılmadan önce
mazgallanarak parlatılmalıdır.
Sarımsak zoka - uzun zoka
( sülük zoka ) - fındık zoka
Sarımsak zokaya yaprak
yem, Uzun zokaya sülük yem, fındık zokaya küçük parça yemler takılır.
Ekim
ayından sonra lüfer,palamut ve torik boğaza girerken küçük yem balıklarını da
önüne katar. Bu balıklar istavrit gümüş ve sardalye gibi balıklardır.
Canlı yeme alışan balıklara yemli zoka çalışmaz.
Bu durumda yünlü denilen,
Lüfer veya palamut iğnesi üzerine balık biçimi kurşun dökülmüş uzun
zokalar çalışır. Yünlüler, 8 - 10 cm. boyunda ve 50 - 150 gr. ağırlığında
dır. Kıraça, hamsi, gümüş ve uskumru vonozsuna benzerler. Avlanacak balık
önüne hangi hayvanı sürmüşse yünlü nünde o balığa benzemesi gerekir. Yünlünün
göğüs kısmındaki deliğe, iğnenin ucunu kapatacak şekilde, horozun göğüs
kısmından alınmış 4 - 5 cm. boyunda kırmızı iki tüy sokulur. Bu tüyler
suda yüzgeçleri andırır. Daha çok kıyıdan kullanılırlar.
Balık başını andıran
bir kalıba palamut iğnesi konularak döküm yapılır.Kurşunun geri tarafına
kalıpta bir oluk açılarak iğneyi kapatacak şekilde beyaz kazın göğüs tüylerinden
kırmızı ipekle bağlanır. iğne balık tarafından görülmemelidir. Ağırlığı
50 - 75 gr. arasında olur. Kamışla daha rahat kullanılır.
Lüfer, palamut veya sarıkanat
oynağa kalktığı ( yüzlediği ) veya istavriti kıyıya sürdüğü zaman çok
kullanılışlıdır.
Seğirtme, yünlüye benzer.
Yalnız burada istavrit veya gümüş gibi balık şekilleri yoktur. genellikle
yuvarlak olurlar. Balık karnı gibi hafif çıkıntıları vardır. Boyları 10
- 12 cm, ağırlıkları 100 - 200 gr. dır. Seğirtmeler sandaldan kullanılırlar.
Dibe bırakılan seğirtme yukarı doğru hıza beş on kulaç ( balık
yakalanana kadar ) çekilir. Dip seğirtmesi ile Lüfer, Palamut ve
torik tutulur. Üçlü iğne kullanılırsa balığın kaçması güçleşir. Düğümlerinin
açılmamasına ve parlaklığının devem etmesine dikkat.
Bir nevi küçük yünlüye
benzer. 4 - 5 cm. boyunda olup daha çok çaça ya benzer. Ucunda 7 - 8 numara iğne
vardır. Kurşunu cıvalanır. ( Parlak olması gerekir. )
Durgun koy sularında veya
çok hafif akıntılı yerlerde kürek üstünde, sandal arkasından sürütülür.
Ağırlık veya kıstırma konmaz. ara sıra çırpma şeklinde çekilir.
Uskumru Çinakop ve hatta Lüfer bile alınabilir. Teknenin hızı ayarlanarak (
Çok önemli ) istenen derinlikte bulunulmalıdır. Kovuşturmaya Pişkova,
Sallama da derler.
Dip seğirmesine benzer.
Atom şeklinde olurlar. Üç iğnelidirler. Balığın büyüklüğüne göre 5
- 8 - 10 - 12 cm. boyunda olabilirler. Teknede kullanılır ve oltanın apiko (
Her şey tam ve güçlü ) olması şarttır.
Karadan ve kıyıdan kullanılır.
daha çok istavrit içindir. Biraz dibe bırakılıp çekilirse istirangiloz,
izmarit de yakalanabilir. 4 - 5 kat kalın misinanın bükülerek bir araya
getirilmesiyle meydana getirilen köstek, iskandil şeklinde bir kurşunun içinden
geçirilir. Kösteğin bir ucu kurşundan iki cm. çıkarılır. Bu uçta fırdöndü
vardır. Kösteğin diğer ucu 10 cm. Uzunluktadır. Bu ucada beden bağlanır.
Sert beden ve dışarıda kalan uzunluklar, olta fırlatıldığı zaman bedenin
dolaşmaması içindir.
Uzağa fırlatılıp balığın
bulunduğu suya inildiğinde ufak hareketlerle çekilir. Mevsimine göre tüylü
istavrit, beyaz parlak çıplak iğne, kuyruk altı takılı siyah iğne kullanılır.
Bir m. boyundaki beden çok ince 0,15 misinadan olursa takım çok avcı olur.
Bir kamışın ucuna, kamış
boyunda düz bir misina bağlanır. Ucunda bir fırdöndü ve sonrasında
0,15 misinaya tüylü beyaz iğne bağlanarak yapılmış beden gelir. Bu takımla
gündüz ve gece ışığın denize vurduğu yerlerde akıntı yukarı
titreterek sürüp kıyıdan istavrit yakalanır. Balık çoksa 2 - 3 iğne takılabilir.
Balık yüzlememiş ise fırdöndünün üst tarafına küçük bir kıstırma
koymalıdır.
Amatör balıkçının, balık
tutabilmek için balığın yediği yemleri bilmesi gerekir. Balık yemi denince
akla ilk gelenler midye, karides, kurt, ak yem denen balık yemleri dir. Bunların
yanı sıra canlı yem, hamur, solucan vb. bulunur.
Midye
Amatör balıkçının çok
kullandığı yemdir. Taş veya tahtaya tutunduğu saçaklı kısma bıçak
sokularak yürütülmesi ile açılıp içindeki et kısmı alınır. İzmarit
midyeyi çok sever dip bedeni veya çatal bedenle izmarit yemlisinde iyi çalışılır.
Balığa çıkmadan önce bir bez arasında suyu alınırsa iğneye daha güzel
takılır. Midye ile İzmarit, kaya, ispari, lapina ve benzeri balıklar yakalanır.
Karagöz yemlisinde de midye rahat çalışır.
Karides
Sert ve boğumlu bir kabuk içinde
beyaz bir eti vardır. Boyları 3 - 5 cm. arasındadır. Halk dilinde teke
diye de adlandırılır. Karalara yakın yosun ve sık deniz bitkileri arasında
yaşarlar. Ayrıca sal ve batık teknelerin kenarlarında bulunurlar. Karides
sepeti ve kepçe ile yakalanırlar. Ayrıca
Kurt
Dere ağızlarında toplanan
çamurlarla, kıyılardaki batak yerlerde bulunur. Solucana benzerse de biraz
daha yumuşak olup yanlarında pütürler vardır. İzmarit, ispari, barbunya ,
tekir için iştah çekici bir yemdir. Kefal balığı kurdu çok sever.
Hamur
Sardalye balığı salamura
suyu veya peynir salamurası ile unun yoğrulmasıdır. Hamuru yoğururken bıçak
ağız'ı ile yağ ilave edilirse iğneye rahat takılabildiği gibi balık tarafından
da kolay alınmaz ve suda katiyen dağılmaz. Deniz hamuru için sardalye
salamurası tercih edilmelidir. Hamura peynir ve yumurta sarısı da katarlar.
Palamut ciğeri ve bağırsağı
İzmarit, istavrit, kefal,
kaya ve kefal oltalarına takılır.
Akyem
İzmarit, istavrit, zargana,
gümüş, hamsi, çinakop ve uskumrudan yapılan yemlere akyem denir. Akyemler
avlanacak balığın isteğine ve nevine göre üç şekilde kullanılır. Bütün
yem, Yaprak yem, Sülük yem.
Akyemle çinakop, sarıkanat,
lüfer, kofana, uskumru, palamut, torik, iskorpit, kırlangıç, hatta sinarit,
mercan ve benzeri taş balıkları da yakalanabilir.
Akdeniz ve Adalar denizinde
bütün balıklara akyem kullanılır. İstisna olarak boğaz balıkçılığında
geçici balıklar önüne hangi balığı almış saldırıyorsa o cins balığı
yem olarak ister.
Bütün yem
Zoka veya çıplak iğneye,
yem balığın ağzından sokularak ya sırtından veya anüs deliğinden çıkarılır.
Yaprak yem
İstavrit, izmarit, uskumru
gibi balıklardan filo ta çıkarılmak sureti ile yapılır. Yaprak yem
kuyruk tarafından iğneye geçirilir. Her seferinde bir defa çevrilmek ve iğneye
batırılmak sureti ile iğnenin ucu kapatılır.
Sülük yem
Yaprak yemden balığın büyüklüğüne
göre boylamasına iki veya üç uzun yem almak suretiyle yapılır. Bu yem daha
ziyade öksüz kösteklere uzun bırakılmak sureti ile takılır.
Süline
Parmak boyunda ve kalınlığında
sedef gibi kabuğu bulunan kabuklu bir hayvandır. Marmara ve Ege de bulunur.
Kumların arasında kendini gizler ve başında bulunan delik şeklindeki
ağzı ile tek hücreli hayvancıklarla geçinir. Yakalamak için ince bir tel
veya sopa bu deliğe sokulur ve hızla çekilip kumdan çıkarılır. Sert kıvamdaki
eti mercan, çipura ( hırisof ) vb. taş balıklarını avlamada kullanılır.
YEMLEME
Avlanacak balığın sevdiği
yemleri, balığı belli bir yere toplamak için, avlamaya başlamadan önce
yapılır.
Midyeler ezilerek gece veya
gündüz istenilen yere atılarak.
Bu yolla karagöz ve mercan
gibi taş balıkları avlanır.
Balık kafaları, ciğeri,bağırsakları
ezilerek, küçük delikli bir torbaya konup, ağır bir taş bağlanarak
avlanacak balığın toplanılması istenen yere atılır.
Bu yolla yemli kefal, Akya,
Lahos, Mercan, Levrek, Palamut ve benzeri balıklar yakalanır.
Hamurla Karagöz tutarken
Balığın bulunduğu çevreye hamur parçaları atarak yemleme yapıldığında
daha verimli bir avlanma yapabiliriz.
Yalancı yem denizlerimizde
çok kullanılmaz. Sebebi, bizim balıklarımızın yalancı yeme iltifat
etmemesinden değil, bol canlı yeme sahip oluşumuzdur. Bizim sularımızda
daha çok kaşık tabir edilen yalancı yemler balığın büyüklüğüne göre
kullanılırlar.
Uzun bir beden üzerine eşit
aralıklarla sıralanan tüylü iğneli köstek dizisine denir.
Beden ve köstek kalınlıkları
ile köstek uzunlukları, kösteklerin
sayısı balığın büyük ve küçük olması ile bolluk ve azlığı orantısında
değişir.
Palamut, uskumru, istavrit
ve yemli izmarit çaparileri çokça kullanılanlarıdır.
PALAMUT ÇAPARISI
0,60 kalınlıkta ve 30 cm.
boyunda kösteklere 3-4 numara beyaz ve kalaylı palamut iğneleri kuvvetli kırmızı
ipekle ve kazların göğüs tüyleri ile beraber bağlanır. Bu tüğler
münasip kalınlıkta ve iğnenin damağını örtecek şekilde bağlanmalıdır.
Fırdöndüden sonraki olta kısmı 0,150 veya 0,200 misinadan olduğu gibi ,
kalın ipte kullanılır.
USKUMRU ÇAPARISI
İSTAVRİT ÇAPARISI
YEMLİ İZMARİT ÇAPARISI
ÇAPARİNİN KULLANILIŞI
Yapılış
şekli başka olmakla beraber parakete, 200 - 300 iğneli bir çaparinin
denizin dibine yatırılmış hali gibi düşünülebilinir.
4 türlü
parakete sayabiliriz.
Kıyı
Paraketesi Sinarit veya Mercan
Paraketesi Kalkan Paraketesi Kılıç
Paraketesi
Kıyı
Paraketesi
Beden
0,60, köstekler 0,40 misinadandır. Kösteklerin uzunluğu 25 cm., açıklıkları
da 30 cm. dir.
Her
türlü yemle yemlenir. Kaya gelincik istavrit istrangiloz iskorpit ve daha başka
balıklar yakalanır.
Kıyı
paraketesi sabah çok erken denize bırakılır. En geç 2-3 saat sonra çekilmesi
lazımdır. Zira yakalanan balıkları yengeçler paralar. Kıyı paraketesi
karides ile yemlenerek küçük Karagöz ve Mercanlar yakalanabilir. Ancak
aranan balıkların bulunduğu yerlere atmak şartıyla.
Kıyı
paraketesi en çok Nisan ve Mayıs aylarında kullanılır.
Kalkan
Paraketesi
İğneleri
büyüktür. Akyemle yemlenir.Köstekleri 0,60, beden 0,100 misinadan veya
ingiliz siciminden yapılır. Köstek boyları en çok 50 cm. , köstek aralıkları
ise 60 cm. olmalıdır. Parakete ile kalkan ve pisi yakalanır.
Kalkan
paraketesi Kavaklardan başlayarak Şile sahilleri dahil Kara denizin bilhassa
Sinop ve Samsun civarında kullanılır. Kilyos tan itibaren Bulgar hududuna
kadar olan sularda da parakete atılır. Malesef Boğazın Beykoz ve emsali
yerlerinde kalkan yatakları bozulmuştur.
Bu
oltalarla daha çok Marmara kıyıları ile Adalar denizi sahillerinde balık
avlanır.
Lüfer
Palamut iğnesi büyüklüğünde
veya yerine göre daha büyük çelik siyah iğne çelik bir bedenle fırdöndüye
bağlanır. Fırdöndüden sonra sahil durumuna göre uygun bir kıstırmada
konabilir. Olta 0,100 misinadan veya İngiliz siciminden olabilir. Oltanın ucu
sahilde ağır bir taşa sıkıca bağlanır. Canlı yem takılmış beden mümkün
olduğu kadar uzağa atılır. Kıstırmanın dibe oturduğu anlaşılınca
oltanın sahile varan kısmına küçük bir taş daha ilave edilir. Balık
yakalandıktan sonra küçük taşı denize sürükler. Büyük taşla küçük
taşın ağırlığı balığı yorar ve bitap bırakır. Oturtma oltanın
yemlenmesi denizin durumuna , yakalanacak balığın cinsine göre değişir.
Ekseriya canlı yem kullanılır. Yem olarak kullanılacak balık geç ölen balıklardan
olmalıdır. Gelincik balığı tercih edilen yemdir.
Oturtma
olta ile Sinarit, Akya, Lahos, Levrek, Mercan ve Karagöz gibi balıklar yakalanır.
Eğer canlı
yem, iskandil ile mantar şamandıra arasında bir kösteğe takılırsa beden
dipte apiko duracağından av daha verimli olur. Bu şekildeki oltaya bırakma
olta da denir.
Bir balık
avı meraklısı için şöyle veya böyle olta şekli yoktur. Anlattıklarımız
klasikleşmiş şekillerdir. Balık meraklısı odur ki bulunduğu yerin balıklarını
inceleyerek ona göre takım icat etmelidir.
KISTIRMA
Oltanın
dibe inebilmesi için bedenin üst kısmına ilave edilen kurşun parçalarına
kıstırma denir.
Kıstırma
daha çok Lüfer ve palamut yemlisinde bedenden sonra fırdöndünün alt
veya üstüne takılır. Kıyıdan atılan kaşıkların bir metre yukarısına
takılan kıstırmada kaşığın uzağa atılmasını sağlar.
Kıstırmalar
yaprak kurşundan veya oval biçimde dökülmüş ortası delik kurşundan olmalıdır.
İki ucu delik uzunca iskandilden kıstırma olmaz , oltayı dolaştırır.
Küçük
oltalar için mercimek veya nohut büyüklüğünde ve ortaları yarık küçük
yuvarlak kurşunlar vardır. Bunlar daha ziyade şamandırayı balanse etmek için
kullanılır.
MAZGALLAMA
VE CIVALAMA
|