BARBUNYA Mullidae familyasından ve bilim adı Mullus barbatus olarak anılır. Yerli balıklarımızdan sayılır. Sıcak ve ılıman denizlerin sahil bölgelerinde, dipte gezinen küçük sürüler halinde yaşarlar. Sularımızda en fazla Ak deniz ve Ege denizinin Anadolu sahilleri ile Marmara denizinin bütün kıyılarında bulunur. Kara denizde azdır. Ege barbunyalarının bir kısmı nisan ve mayıs aylarında, Çanakkale boğazını göçerek Marmara denizinde geziye çıkar. Marmara da yaşayanlarda mayıs ayından itibaren boğazdan göçerek Kara denize çıkarlar. Sonbaharın ortalarında tekrar geri dönerler. Barbunyalar yazın kıyılara gelir, dibi kumlu, bataklıklı yerlerle ilişkenlerin civarında uzunca kalırlar. Kış gelince yapılarına uygun sıcaklıkta olan derin sulara çekilirler. İstanbul ve Çanakkale boğazında bulunanların bir kısmı kışı kanal da geçirirler. Vücut yapısı ; Yandan başı kuyruğa göre daha büyükçe elips şeklindedir. Yan tarafları biraz basıktır. Karın kısmı tombulcadır. Sırtı koyu sarı ile kızıl kahve rengi arasında olup, yan tarafları kırmızı, karnı ise beyazdır. Kumluklarda yaşayanların renkleri, pembe ile karışık kirli sarı, ilişken etrafında yaşayanların kırmızı olur. Denizden çıkarılıp pullarını kazıyarak deniz suyuna konunca cilalanmış gibi kırmızı bir renk alırlar. Dipte gezinen balık olması dolayısı ile gezici balıklara göre daha uzun ömürlüdür. Nazik yapısı, ince derili olmasına rağmen 10 - 12 sene yaşadığı belirlenmiştir. Dişileri erkeklere göre daha iri yapılıdır. Ortalama boyları17 - 18 cm dir. 35 -40 cm boyunda 700 - 800 gr olanlarına da tesadüf edilmektedir. Bunlara eşek barbunyası derler. Üreme zamanlarında erkekler dişilerine karşı haris olurlar. Üreme mevsimi olan İlk baharın son ayları ile yaz ayları arasında sepetle avlanırken, yumurtası olgunlaşmış dişi balık sepete girerse onu gören erkek balıklarda peşinden girerler. Usta balıkçılar sepeti boşaltırken, dişiyi ayırıp zedelemeden tekrar sepetle dişiyi denize bırakıp, bol miktarda balık yakalarlar. Bu şekilde 20 - 25 kadar erkek balığın sepete girdiği görülmüştür. Barbunya dip balığı olduğundan gözleri başının üst tarafına yakındır. Gözler bedene göre iri olup ateş rengindedir. Ağzı küçüktür, üst çene, alt çenenin üzerini kapamıştır. Kadife dişlere sahiptir. Yan çizgisi düzdür. Bütün yüzgeçleri normal büyüklüktedir. Batıcı dikenleri yoktur. Sırt yüzgeci iki tanedir. Pulları iri ve vücuduna iyi intibak etmiştir. Yumurtadan çıkan yavruları bir aylık olana kadar orta sularda yaşar. Daha sonra bütün ömrünü dip de yaşayarak tamamlar. Kumluk ve bataklık yerlerde yaşayan deniz kurtları ( Arenikol ) karides ve balık yumurtaları ile beslenirler. Alt çenesindeki bıyıkları kurtları bulup yemesinde yardımcı olur. Avcılığı genelde fanyalı ağlarla yapılır. Ayrıca manyat, tarlakoz, trata (trol ) ağları ile ve izmarit yakalamaya mahsus sepetlerle, parakete ve olta ile avlanır. En verimli avcılığı yaz sonları ve sonbaharda olur. Fanyalı ağlarla avcılık; Fanyalı ağ 3 katlıdır. Balığı avlayan ağ kısmı (tor ), fanya ismi verilen daha geniş gözlü iki ağın ortasında bulunur. Tor kısmının yüksekliği fanyadan bir misli fazla olmakla beraber, fanyanın yüksekliği nispetinde donatıldığından ortada potlu kalır. Başka bir anlatımla 4 cm genişliğinde 70 gözden ibaret 280cm yüksekliğinde tor kısmı 20 cm açıklığında, 75 gözlü ve yüksekliği 150 cm bulan 2 fanyanın arasına monte edilir. Bu şekilde balık, fanyaların içinden geçip, toru birer küçük torba haline getirmek sureti ile yakalanır. Barbunya ağının uzunluğu 60 ile 100 kulaç, yüksekliği 120 - 150 cm olur. Bu tip ağlarla yapılan ağcılık 2 türlü olur. 1. Gündüzleri balığın bulunduğu tahmin edilen sığ saha, hilal şeklinde çevrilir. içine taş atılarak ürkütülmek sureti ile ağa zorla vurdurulur. 2. Ağ geceleri veya güneş doğmadan önce av yerine bırakılır. Bu suretle karanlıktan istifade edilerek balıkların kendiliğinden yakalanması sağlanır. Sepetle avlanma ; Barbunyanın yatak yaptıkları yerlerde kullanılan, avlamaya mahsus sepet, kullanılmış ve sazları esmer bir renk almış izmarit sepetleridir. Bir takım 15 sepetten olup tonoz diye adlandırılır. Yem olarak et kırıntıları bulunan koyun kemik parçaları içine konur. 24 saatte bir çekilir. Sepetlerden iskorpit, gelincik, kaya ve izmarit vb. balıklarda çıkar. Olta ile avcılık ; Olta bedeni 1 mm çapında 85 cm uzunluğunda galvanizli çelik telden yapılır. Telin tam ortası,pensle kıvrılıp küçük bir kulp haline getirilir. Bu kulp oltanın bedene bağlanmasına ve iskandilin takılmasına yarar. telin uç tarafları da bükülerek kütleştirilir. Bu işlem neticesi bedenin uzunluğu 80 cm e iner. Kulp kısmından itibaren bedenin her iki tarafına 13 cm. ara ile üçer adet 20 cm uzunluğunda 35 numara kalınlığında naylon köstek takılır. kösteklere 7 numara çapraz kalaylı iğne bağlanır. kösteklerin iğne tarafından 8 cm yukarısına, yemin dipte kalması için yaprak halinde birer küçük kurşun sarılır. Tel bedenin kulpuna çift kat 40 numara naylondan 15 cm uzunluğunda bir kasa konur. Ucuna bir fırdöndü takılır. 50 numara kalınlığında esas oltanın kasası fırdöndüye ilmik yapılarak tespit olunur. Kulpun alt tarafına da 150-200 gr. ağırlığında iskandil bağlamak suretiyle olta takımı tamamlanmış olur. Yemi deniz kurdu (solucan) dır. Paraketesi de yapılabilinir. |
SiTE HARiTASI
|