Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!


eczaneesra@hotmail.com
Son Güncelleme
Ağustos 06, 2001

HAFTANIN KONUSU

Tansiyon ya da kan basıncı, kalbin kanı pompalarken damar cidarında oluşturduğu basınçtır ve mm cıva (Hg) olarak ifade edilir. Bu basıncın istenilen değerlerin üzerinde olması durumu ise hipertansiyon olarak tanımlanır.

Bu yüksek basıncı devam ettirebilmek içinde kalp daha yoğun çalışmak zorundadır. Gerçi vücut artmış kan basıncına aylar hatta yıllar boyu tolerans göstermesine rağmen, en sonunda kalp genişleyip zarar görebilir (hipertrofi-kalınlaşma olarak da adlandırılır) ve böbrek, beyin ve göz gibi organlardaki kan damarları hasar görebilir.

Kan basıncını tanımlamak için 2 sayısal değer kullanılır, sistolik (büyük tansiyon) ve diyastolik (küçük tansiyon). Sistolik kan basıncı (ilk ve büyük olan değer) kalp içindeki kanı dışarı pompaladığı zaman kanın arter duvarı üzerinde yol açtığı basıncı ölçer, diyastolik basınç ise kalbin içine kan almak için gevşediği zaman oluşan gücün ölçüsüdür.

Kan basıncı optimal, normal, yüksek normal ve hipertansif olarak sınıflanır.

SINIF DEĞER
Optimal <120/80 mmHg
Normal 120-129/80-84 mmHg
Yüksek normal 130-139/85-89 mmHg
Hipertansif >140/90
1.Safha (hafif) mmHg140-159/90-99
2.Safha (orta) 160-179/100-109
     3.Safha (Şiddetli) >180/110

Bu tablodan da anlaşılabileceği gibi eğer kan basıncı 140/90 mmHg üzerinde ise yüksek tansiyon veya hipertansiyon olarak adlandırılabilir. Bu son sınıflamada önemli olan nokta ise daha önceden yüksek normal olarak kabul edilen değerlerde herhangi bir tedavi önerisi yok iken şimdi bu değere sahip kişilerinde normal değerlere sahip kişilere göre daha yüksek kalp atağı ve inme (felç) riski altında olduğu ve bu yüzden uygun şekilde tedavi düzenlemesi yapılması gerektiği ileri sürülmektedir. Çocuklarda ise kan basıncı yetişkinlere göre daha düşük değerlerdedir. Çocuklarda eğer aşağıdaki değerlerin üzerinde kan basıncı ölçümleri yapılıyor ise yüksek tansiyon açısından risk altındadır demektir: 3-5 yaş için 116/76 mmHg, 6-9 yaş için 122/78 mmHg, 10-12 yaş için 126/82 mmHg ve 13-15 yaş için 136/86 mmHg.

Eğer ölçülen iki değerden birisi normal diğeri yüksek ise hipertansiyonun ciddiyetini belirlemede yüksek kategorideki değer kullanılır. Örneğinin kişinin kan basıncı ölçüm değeri 170 mmHg sistolik (orta) ve 94 mmHg diyastolik (hafif ) ise o zaman bu kişi orta derecede hipertansif olarak sınıflanmalıdır.

Kan basıncı ölçümü nasıl yapılmalı?

Kan basıncı aşağı yukarı bütün fizik muayenelerde sık yapılan bir ölçümdür. Ölçüm genellikle herkesin oldukça alışkın olduğu bir şekilde yapılır. Kolun çevresine şişirebilinir bir manşon yerleştirilir ve ölçümü yapan kişi ise bu koldaki bir arterin üzerinden sesleri dinler. Bu test yaklaşık 90 senedir kullanılmasına rağmen, ölçümlerin çoğu nerede ise doğru olarak yapılamamaktadır. Ayrıca ölçümlerin doğru olarak değerlendirilmesine engel olan birçok dış faktör vardır. Hastaların ölçümden önceki 30 dakika içinde sigara içmemesi veya kafein içeren içeceklerden (kola, kahve gibi) içmemesi gerekmektedir. Ayrıca yeni egzersiz yapmış olan veya çok sigara içen bir kişi eğer bir süredir sigara içmiyor ise o zaman da kan basıncı ölçümleri yanlış olarak daha düşük çıkabilir. Ayrıca kola konan manşon kol çevresine göre daha küçük ise, test sırasında konuşulmuş ise, veya yeni yemek yenmiş ise bu durumda da kan basıncı ölçümleri yanlış olarak daha yüksek çıkabilir. Eğer ilk olarak ölçülen kan basıncı yüksek çıkmış ise o zaman ikişer dakika ara ile hasta otururken veya yatarken kan basıncı ölçümleri tekrarlanmalı ve hatta hasta ayakta iki dakika bekledikten sonra da ölçüm yapılmalıdır. Eğer bu ölçümlerde kan basıncı hafif olarak yüksek olarak bulunmuş ise bu bile yüksek tansiyon tanısı koydurmayabilir. Beyaz önlük tansiyonu olarak bilinen muayene sırasında kan basıncının yüksek bulunması daha sonra normal yaşam sırasında ise kan basıncının normale dönmesi sık karşılaşılan bir durumdur.

Kan basıncını doktor kontrolleri dışında evde izleyebilecek bazı cihazlarda mevcuttur. Bazen doktorlar hastalarının günlük aktiviteleri sırasındaki kan basıncı takiplerini öğrenmek isteyebilirler. Bu test, ambulatuar kan basıncı takibi olarak da bilinir. Bu takip özellikle çok belirgin kan basıncı dalgalanmaları gösteren hastalarda örneğin beyaz-önlük hipertansiyonu olduğu düşünülen hastalarda veya ilaç tedavisine direnç gösteren hastalarda faydalı olacaktır. Hatta bazı çalışmalardan elde edilen verilere göre günlük aktiviteler sırasındaki kan basıncı ölçümü takipleri standart ofis ölçümlerine göre kardiyovasküler riskin daha iyi bir göstergesidir. Genel olarak, kişilerin kan basıncı değişimleri ölçümler sırasında benzer değişkenlikler gösterirler. Genellikle çalışırken en yüksektir, evde hafifçe bir düşme gösterir. Kan basıncı en düşük seviyesine uykuda iken düşer, daha sonra uyanma sırasında aniden artar, bu dönem hipertansif hastalar için kalp atakları ve inme için en riskli saatlerdir. Otomatik olmayan manuel manşon ve steteskop en güvenilir sonuçları vermesine rağmen kullanım açısından tecrübe gerektirmektedir. Dijital olan ve otomatik manşon kullanan cihazlarda steteskoplar kadar güvenilir olduğu bildirilmektedir. Ancak bu aletlerin güvenilirliğini anlamak amacı ile cıvalı bir tansiyon aleti ile alıanan değerlerle karşılaştırmasının yapılması uygun olur. Bu cihazlardan da özellikle dirsek üstü olanlar (yani kola takılanlar) bilekten ölçüm yapanlara göre daha güvenilir olup takiplerde bunlar tercih edilmelidir. Bunları kullanırken kolu kalp seviyesinde bir masa üstünde hareketsiz olmasına dikkat edilmelidir.

Normal kan basıncı olan hastalarda kan basıncı ölçümleri iki yılda bir tekrarlanmalıdır. Kan basıncı yüksek-normal kategorisinde olan hastalar (>130/85 mmHg) ise kan basıncı ölçümleri evde günlük yaşamları sırasında değerlendirilmeli ve bu hastalar hedef organ hasarı yönünden değerlendirilmelidir. Özellikle eğer beyaz önlük hipertansiyonundan şüphe duyuluyor ise o zaman gereksiz ilaç tedavisinden kurtulmak için ev ölçümleri önem kazanmaktadır. Hafif-orta hipertansiyon kategorisinde olan bir hastada ise hedef organ hasarı yok ise bu hastalar birkaç haftalık bir dönemde en az iki kere kontrol edilmelidir. Bütün ölçümlerin ortalaması hipertansiyon tanısı için kullanılmalıdır. Şiddetli yüksek tansiyon kategorisinde olan (>180/110 mmHg) veya hipertansiyona bağlı olarak hedef organ hasarı olan hastalarda ise ilaç tedavisine hemen başlanmalıdır.

Hipertansiyon tedavi edilebilir mi?

Evet edilebilir. Ancak hipertansiyon tedavisi ömürboyudur, tedavide kullanılan ilaçlarla kan basıncı normal sınırlara düşer, ancak tedavi kesilirse kan basıncı yine eski değerlerine ulaşacaktır, bu nedenle tedaviye ara verilmemelidir, en az yılda bir kez doktora kontrole gidilmelidir. Hatta bazı ilaçların aniden kesilmesi hastalarda ani kan basıncı yükselmesi ve kalp krizi geçirme gibi ciddi yan etkilere yol açar.

Bazı özel durumlarda hipertansiyon bir böbrek hastalığına veya hormon artışına bağlı olabilir, bu durumlarda böbrek hastalığının veya hormonal bozukluğun tedavisi ile kan basıncı düzelebilir veya en azından daha az sayıda ilaçla daha rahat kontrol edilebilir hale gelebilir.

Hipertansiyonun ne gibi zararları vardır?

Hipertansiyon beyin kanaması ve felç, gözde görme kaybı, kalpte kalp yetmezliği ve kalp krizi, böbreklerde böbrek yetmezliği, bütün damarlarda da daralmalara neden olabilir. Kan basıncı değerleri normal sınırlarda tutulursa hipertansiyon hastaları bu sayılan hastalıklardan korunurlar.

Hipertansiyonda kullanılan ilaçlar alışkanlık yapar mı?

Hayır yapmaz, ancak yaş ilerledikçe azalan damar elastikiyeti nedeniyle kan basıncı kontrolü için alınan ilaç sayısı ya da dozu az gelebilir, bu durumda yeni ilaç eklenmesi veya kullanılan ilacın dozunun artırılması gerekebilir. Her ilaç grubunun kendine has bazı yan etkileri vardır, doktorunuza bu yan etkilerin neler olduğunu sorunuz.

Neler kan basıncını yükseltir?

Eğer hipertansiyonun belirli bir sebebi saptanamıyorsa o zaman primer ve esansiyel olarak adlandırılır. Bunun aksine eğer yüksek kan basıncı bazı durumlara ikincil olarak gelişmiş ise , yani o durumların bir sonucu ise, o zaman sekonder hipertansiyon olarak adlandırılır. Genel olarak hipertansiyonun %95'i esansiyel hipertansiyondur. Esansiyel hipertansiyonda genetik faktörler önemli rol oynamaktadır. Ayrıca çevresel faktörler ile etkileşim göstererek hipertansiyona yol açar. Sekonder hipertansiyon sebepleri arasında böbrek hastalıkları, uyku apnesi, hamilelik, siroz ve cushing hastalığı, bazı ilaçlar (soğuk algınlığı ilaçları, bazı ağrı kesiciler, aspirin, doğum kontrol hapları vb.), alkol, kafein sigara kullanımı gibi sebepler sayılabilir.

Kimler hipertansif olabilir?

Hem erkekler ve hem kadınlarda hipertansiyon riski yaş ile birlikte artar. 55 yaşına kadar daha fazla erkek hipertansif iken , 55 yaşından sonra ise bu oran tersine döner. Hipertansif hastaların 1/3'ü fazla kiloludur. Hatta hafif-orta fazla kilolu olanlar bile kilolu olmayanlara göre 2 kat daha fazla hipertansiyon riski altındadırlar. Fazla kilolu çocuklar ile düşük doğum ağırlıklı yeni doğanlar yetişkin yaşa ulaştıklarında hipertansiyon açısından artmış risk altındadırlar. Bazı uzmanlara göre esansiyel hipertansiyon %30-60 vakada kalıtsaldır. Anksiyeteli veya deprese olan kişiler hipertansiyon açısından 2 kat daha fazla risk altındadır. Mevsimsel değişikliklerde kan basıncı değişimlerinde önemli rol oynar, hipertansiyon özellikle soğuk aylarda artmakla beraber, sıcak aylarda azalmaktadır (özellikle sigara içenlerde).

Hipertansiyon bulguları ve belirtileri nelerdir?

Hipertansiyon sessiz katil olarak da adlandırılır. Çünkü çoğunlukla hastalarda yüksek tansiyona ait özel bir bulgu oluşturmaz. Bu yüzden tüm muayenelerde kan basıncı ölçümleri yapılmalı ve risk altındaki kişilerde ise periyodik olarak kan basıncı takipleri yapılmalıdır. Eğer hipertansiyon tedavi dilmez ise yıllar geçtikçe ilerler. Çok nadir kan basıncı hızlı bir şekilde yükselir ve acil olarak tedavi gerektiren bir durum olan malign hipertansiyona yol açabilir. Bu durum eğer hemen düzeltilmez ise yaşamı tehdit eder.

İlaç tedavisi dışında hipertansif hastaların dikkat edeceği noktalar:

  • Diyetlerinde düzenleme yapmak; diyetteki yağ miktarında doymuş yağların azaltılması, sebze, meyve ve tahıldan zengin gıdalar alınması,
  • Kilo fazlası olan hastaların kilo vermesi. Zayıflama rehberi için tıklayınız.
  • Diyetteki tuz miktarını azaltmak. Burada sadece yemeklere tuz atmayı azaltmak yeterli olmayabilir. Çünkü diyetteki tuzun önemli bir kısmı işlenmiş hazır gıdalardan alınmaktadır. Bu yüzden özellikle hazır gıdalardan ve fast food türü yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Ayrıca diyetle beraber potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi minarellerin alınımını artırmak da faydalıdır.
  • Sigara kesinlikle bırakılmalıdır. Kafein açısından ise normal kan basıncı olanlarda günde iki fincan kahve içiminin zararlı etkileri yoktur. Ancak hipertansif kişilerde kahve yerine çay içilmesi daha uygundur.(Kafein bağımlılığı olanlar için). Alkol alımını ise orta derecede sınırlamak gerekir.
  • Düzenli egzersiz yapılması (tempolu yürüyüş veya jogging tarzında).
  • Stresten uzak kalma yöntemleri ve psikoloijk destek tedavisi.
  • Düzenli uyku uyunması.

Uzm. Dr. Ahmet Akyol
Siyami Hersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi
Aritmi Ünitesi


YAZININ BAŞINA DÖN


Ana Sayfa POLİTİKA GÜNDEMİ