Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!


eczaneesra@hotmail.com
Son Güncelleme
Ekim 24, 2001

Dabbet'ül Arz

Neml Suresi 82. Ayet:

Y.N.ÖZTÜRK Tercümesi: O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.

H.Y.ELMALILI Tercümesi: Söylenen söz başlarına geleceği zaman, onlar için yerden bir dabbe çıkarırız, insanların ayetlerinize kesin bir inanmadıklarını kendilerine söyler.

DİYANET Tercümesi: O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dâbbe (mahlûk) çıkarırız da, bu onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.

Aşağıdaki yazı Yaşar Nuri Öztürk'ün 19/Ekim/2001 tarihinde Star gazetesinde yayınlanan yazısıdır:



DABBENİN KELİME ANLAMI...

İnsanlığın sonunun geldiğine, azap ve hesap döneminin başladığına işaret sayılan ve insanlığı Allah'ın ve evrenin yasalarına aykırı davranmakla itham edip uyaran bu dabbe nedir?

Kur'an bünyesinde 14 yerde tekil (dabbe), 4 yerde de çoğul (devább) olarak geçen dabbe kelimesinin sözlük anlamı debelenen şey demektir. Kur'an bunu her türlü canlı için kullanır. Daha çok hayvanlar için kullanılır. Elmalılı'nın deyişiyle, 'Hayvan lafzıyla eşanlamlı gibidir.' Nur 45. ayete göre, sürüngen, dört veya iki ayaklı tüm hayvanlar dabbedir. Ancak Kur'an'ın bu sözcüğü kullandığı ayetlere baktığımızda (Örneğin, Hûd, 6; Nahl, 49, 61) dabbenin insanı da kapsayacak bir biçimde kullanıldığını görüyoruz. Elmalılı bu noktaya değinirken haklı olarak, 'Hayvan gibi, insana da ıtlak olunur' demektedir.

BAZEN BİR KURTÇUK OLARAK...

Demek oluyor ki, Kur'an'ın kullandığı şekliyle dabbe, yerine göre, hayvan türünden bir canlı olabileceği gibi, insan da olabilmektedir. Sebe Suresi 14. ayette, Hz. Süleyman'la ilgili bir olay anlatılırken adı geçen dabbetül arzın bir kurtçuk olduğu tartışma götürmeyecek biçimde açıktır.

BAZEN BİR İNSAN OLARAK...

Konumuzun omurgasını oluşturan Neml 82'de ise dabbenin hayvan olması mümkün görülemez. Çünkü o konuşacaktır ve hikmetli, ibretli bir biçimde konuşacak, uyarı yapacaktır. Hatta, insanoğlunun muhatap tutulduğu uyarıların en önemlilerinden birini yapacaktır. Böyle bir uyarıyı yapan varlığın hayvan olması söz konusu edilemez. Nitekim, Kur'an'ın, Hz. Peygamber'den sonra en büyük müfessiri kabul edilen Hz. Ali, Neml 82'deki dabbeden söz ederken şöyle diyor: 'O, kuyruğu olan bir dabbe değil, sakalı olan bir dabbedir.' Yani insandır. Hz. Ali'nin bu sözünü de alıntılayan Elmalılı, Neml 82. ayetteki dabbe ile ilgili olarak şu sonuca varıyor: 'Açık olan şu ki, bu ayetteki dabbe insandır.'

YERYÜZÜNDEN ÇIKACAK...

Dabbetül arz ile ilgili olarak hadis diye rivayet edilen birçok söz vardır. Bunların güvenilir olmadığı eskiden beri birçok hadisçi tarafından söylenmekte idi. Yüzyılımızın en büyük hadis bilgini sayılan Elbánî ise bunların tümünün uydurma olduğunu ispatlamıştır. (bk. Elbánî; Silsiletü'l-Ahádîs ez-Zaîfa, 3/233-235)

O halde, Kur'an ayetini yorumlarken bu sözlere dayanmamız yanlış olur.

Kur'an'dan baktığımızda, Neml 82'deki dabbetül arz hakkında şu tespitleri yapmak mümkün görülmektedir:

1) Dabbetül arz yeryüzünden çıkacaktır.

2) Dabbetül arz, bir insandır. Konuşmakta, uyarmaktadır. Neden böyle bir varlık, insan olarak değil de dabbe olarak anılmaktadır. Bunun böyle olması dabbenin alámetlerinden biridir. O, tüm hikmetli konuşmalarına, uyarılarına rağmen fizik özellikler bakımından tam fonksiyonel bir insan değildir. İnsanın hareketlerini sergilemekten çok, debelenen bir varlığın hareketlerini sergilemektedir. Yani o, beyni ve özü bakımından mükemmel bir insan olmasına rağmen, bedensel açıdan tam fonksiyonel bir insan değildir. İşte onun belirtilerinden biri de budur.

TEKLEM YOLUYLA...

İnsandan çok, debelenen bir varlığı andıran fizik görünüm içinde en ileri fikir ve bilim verilerini üreten ve insanlığa ulaştıran varlık olmak, insanlığın sonunu haber veren dabbetül arzın belirgin niteliğidir.

3) Dabbetül arz, meramını 'teklîm' yoluyla anlatır. Teklîmin kökü olan 'kelim', yaralamak anlamındadır. Kur'an, sözle anlatım için daha çok 'kavl' (söz), 'beyan' (açıklamak), 'hadîs' (söz) kelimelerini kullandığı halde dabbetül arzın meram anlatışını ifade için teklîm sözcüğünü seçmiştir. Allah'ın insanla konuşması da bir teklîm olayıdır. Bu teklîmin değişik uygulamaları olduğunu Kur'an'dan öğreniyoruz. Vahiy bunlardan biridir. Unutulmaması gereken şudur: Allah'ın insanla teklîminde direkt ve kelimelerle konuşmak söz konusu değildir; daima işaretler ve aracılar kullanılır. Başka bir deyişle, teklîmde, kelimeleri ancak konuşanla muhatap arasındaki vasıtalar kullanabilir. Nitekim, Allah'ın insanla 'konuşması'ndan söz eden Şûra Suresi 51. ayette de teklîm sözcüğü kullanılmıştır. Allah'ın beşerle konuşması ancak 'teklîm' yoluyla mümkündür.

KUR'ANSAL VERİLERE GÖRE...

Dabbetül arzın konuşması da işaretlerle, aracılarla konuşma olacaktır. Onun kendisi de zaten normal bir insanın bedensel fonksiyonlarını sergilemekten uzaktır. O; bedeniyle değil, beyni, bilgisi ve ruhuyla öne çıkan bir varlıktır.

Biz bu Kur'ansal verileri dikkate aldığımızda, dabbetül arzın kimliğini belirleyebilmekteyiz.

Dabbetül Arz, çıkmıştır; şu anda yaşamaktadır ve Kur'an'ın sözünü ettiği uyarıları, yine Kur'an'ın gösterdiği tarz ve üslupla insanlığa ulaştırmaktadır. İnsanlığa, özellikle dünyanın sonunun yaklaştığına ilişkin uyarılar yöneltmektedir.

O KİŞİ STEPHEN HAWKING'TİR...

Kur'an'ın verileriyle bilim dünyasından yükselen uyarıları birlikte düşünenler, dabbetül arzın kimliğini, yaşadığı ülkeyi, meslek ve kariyerini bulmakta gecikmezler.

Bana göre, Dabbetül Arz, insanlığı, kıyametin yaklaştığı yolunda sürekli uyaran ve nitelikleri Kur'an'daki tanıtımına tıpa tıp uyan ünlü dahi fizikçi Stephen Hawking'dir.

Dabbetül Arz'a selam, sevgi ve saygılar!..


Ana Sayfa POLİTİKA GÜNDEMİ