BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI

Bu sayfayı "BÜLENT ÇORAK VE DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ SAFSATASI" yazısına ek olarak sunuyoruz.

Medyum bozuntusu Bülent Çorak sözde Altonai yıldızından, (böyle bir gezegen yok) sözde bir "tebliğ" almış:

Varlık- "Aziz Dost Mevlânâ'm;
Size sonsuz sevgimizi nakletmek üzere Gemi'de bulunuyorum.
Ben ALTON... ALTONAI'dan size verilmek üzere bir mesaj taşıyorum.
ARAGON gemisine hos geldiniz.
Medyum- Frekans değişti. Tanımadığım bir tesir aldım. (Mesaj'a devam edildi.)
V- Güney Kutbu'ndan Kuzey Kutbu'na gidilir... Siz bunu biliyor muydunuz?
Her iki kutup arasında gizli bir geçit vardır. Bunu hiç kimse bilmiyor.
Zamanı gelince İnsanoğlu bunu keşfedecektir.
Bu geçit Doğa'nın, yâni Tabiat'ın yaptığı doğal bir geçittir.
Buraya asırların ötesinden gelen dostlar, bir haberlesme sistemi yerleştirmişlerdir.
Geçitin esas kapısı, Güneş'in odak doğrultusunda olan bir kapıdır.
Güney Kutbu'nda bulunmaktadır. Bu geçitteki hararet, devamli 27 derecedir.
Çok rahat bir ortamdır. Orada çalışan birçok dostlarımız vardır.
Size vereceğimiz Mesaj'da, buradan gelen dostlar, sizinle İrtibat kurmak istemektedirler.
Gizli dehlizlerden denizlerin derinliklerine inilmektedir.
Denizdeki bölmelerden tekrar yeraltı dehlizlerine geçilmekte,
oradan da Gobi Çölü'nün altından Kuzey Denizi'ne çıkılmaktadır.
İskandinav Ülkeleri ile özel irtibatlar yapılmaktadır.
BERMUDA, bu geçidin açıldığı bir diğer kapıdır.
Bu kapının özelliği, çok güçlü bir manyetik ortam oluşturmasıdır.
Bunun bir eşdeğeri, Atlas Okyanusu'nda bulunmakta ve Sualtı Medeniyeti'ni kurmaktadır.

Burada duralım... Aslında 10 yaşında hiç tecrübesi olmayan bir çocuk bile bu söylenenlerin zırva olduğunu anlar ama, bir Spiritualist sabrı ile cümle cümle inceliyelim...

Geri Varlık söze "Aziz Dost Mevlâna'm" diye Medyum bozuntusuna hitap ederek başlıyor... Aslında "bozuntu" dememem gerek belki de... Çünkü Geri Varlıklar ile İrtibat'a geçenlere bile "medyum" denilebilir. Çünkü "medyum-medium" kelimesi "ortam, vasat, aracı" demektir. E, ne de olsa Bülent Çorak bir takım Geri Varlıklar'a aracılık ediyor. Onun hatâsı bunları "Üstün Varlıklar" diye yutması ve yutturması!.. Öte yandan târihte "Mevlâna" diye bilinen bir kaç şahıs vardır, Mevlâ, "efendi" Mevlâna, "Efendimiz" demektir. Bu yüzden "Mevlâna'm" zâten yanlış oluyor. Bir diğer husus ta, bu kelime öyle rasgele kullanılmaz. Geçmişte her "Mevlâna" diye bilinenlerin mutlak ilim-irfan açısından bir üstünlüğü vardır. Bülent Çorak'ın lise diploması bile yok galiba...

Evet, Varlık, Medyum'a "Mevlâna'm" diye hitap ediyor... Böylece Bülent Çorak, Hz. Mevlâna'nın Erkarnasyonu, tekrar bedenlenmesi olmuş oluyor!.. Öyle mi?.. En ufak bir delil yok!.. Ne ALLAH aşkı, ne Farsça, ne şiir veya şâirlik... Üstelik sarımsaklı yoğurda ekmek doğrayıp yiyen mütevazı Mevlâna yerine, para düşkünü bir karakter... Devletine, milletine, dinine bağlı Mevlâna yerine; İsrâil'le, Yahudiler'le gizli işbirliği yapan bir kişilik...

Gemi'de bulunan bir Varlık... Gemi maddî bir şey olduğuna göre Varlık da bedenli!.. İmâ edilene göre Uzaylı... Uzaylı Alton... Altonai'dan gelen bir Mesaj'ı naklediyor... Alton Brown diye bir Amerikalı var, hindi pişirmekten filân bahsediyor. Demek bu Uzaylı, bir Dünyâlı adı almış... Altonai ne?.. Bir gemi mi?.. Bir yıldız mı?.. Biz sâdece Altonaids diye bir firma bulduk... Altona diye bir yıldız yok ama, 4 yıldızlı bir otel var... de Geminin adı Aragon... Daha önce ve sonra da geçiyor... Ama Medyum birden farklı bir frekans hisediyor... Belki de başka bir Geri Varlık devreye girdi... Bu muhtemel, çünkü birden Güney Kutbu'ndan kesintisiz Kuzey Kutbu'na yeraltından ve deniz altından bir geçit, bir tünel olduğu iddiası gündeme getiriliyor. Böyle bir iddia Türkiye'de yeraltı şehirleri bulunmasından ve yine Türkiye'de ve Uyguristan'da karizler (yeraltı su kanalları) olmasından kaynaklanan AGARTA diye bilinen bir efsâne... Sözümona yeraltında muazzam bir medeniyet varmış...

Rahmetli Aytunç Altındal bu konuda "Efsânenin sanıldığı gibi 600 yıllık bir târihi yok... Agarta efsânesi, 120 yıl önce Helen Aglvastik isimli Rus bir araştırmacı kadın tarafından ortaya atıldı," dedi. Ergenekoncular'ın darbe ile suçlandığı ve Agarta'dan bahsedildiği dönemde, Aytunç Altındal, "Agarta’nın dinsel bir içerik taşıdığını ve temel amacın kişilerin kendilerini yaşamdan uzaklaştırarak din hakkında düşünmeleri olduğu"nu söyleyerek, "Agarta bir tarikat falan değil. bu inanca sâhip olan kişiler Dünyâ'nın en pasifist kişileridir. Bırakın darbe yapmayı, bu inanca sâhip olanlar başka insanlarla bile görüşmek istemezler. bir zamanlar Hitler bu Agarta meselesini kafasına çok takmıştı. hatta Avusturyalı düşünür Rudolf Steiner, Agarta düşüncesinin savunucularındandı ve büyük bir pasifistti. Hitler onu öldürtmek bile istedi," dedi. Yabancıların Agarta ve darbe kelimelerinin yanyana kullanılması durumunda güleceğini belirten Altındal, Atatürk'ün de bir zamanlar Agarta efsânesi’yle ilgilendiğini söyleyerek, "Atatürk 1936 yılında Hindistan'a başında bir subayın bulunduğu 3 kişilik bir heyet göndererek Agarta'nın araştırılmasını istemiş. Ne tür bir sonuç çıkmış, bunu tesbit etmek lâzım," dedi.

Atatürk Mu kıt'asının da araştırılmasını istemişti. Araştırma, inceleme, merak içinse bir diyeceğimiz yok. Ama ne Mu hakkında, ne Agarta konusunda, ne de Güney Kutbu'ndan Kuzey Kutbu'na ulaşan kesintisiz bir tünel hakkında delil, ispat yok. Yok yâni böyle bir geçit... Ama birileri ısrarla olduğunu öne sürüyor, hattâ İskoçya'dan Türkiye'ye uzandığını iddia ediyor!.. O zaman neden gelen giden yok?..

Varlığın bir iddiası bu Güney Kutbu'ndan Kuzey Kutbu'na olan tünelin "doğal" olduğudur. İkinci iddiası Uzaylılar'ın oraya bir haberleşme sistemi yerleştirdikleridir. İyi de, kiminle haberleşmekteler?.. Sistemin kapsama alanı ne kadar?.. Cep telefonu işliyor mu?.. Bilinmiyor...

Geçidin veya tünelin kapısı "Güneş'in odak noktası doğrultusunda" imiş... Astronomların böyle bir noktadan haberi var mı?.. Biz aradık, bulamadık. Sonra tünelin "harareti 27 derece" imiş... Ne 28, ne 29.. İster yukarda ısının -40 veya -60 derece olduğu Kuzey Kutbu'nda, veya Güney Kutbu'nda olun, aşağıda hararet 27 derece imiş!.. Yahu, biz apartmanda ne kış, ne yaz ısıyı sâbit tutamıyoruz. ALLAH'ın işine bak, yeraltında ısı boydanboya hep 27 derece imiş!.. çok rahatmış. Bir de çay-kahve olsa, gel keyfim, gel!.. Zâten orası boş değilmiş... Uzaylı dostlar orada üs kurmuşlar, bizimle İrtibat kurmak istemektelermiş ama, o muazzam haberleşme sistemine rağmen bir türlü görüşemiyorlarmış!..

Sonra bu geçit, tek bir tünel değilmiş... Dehlizlere, kollara ayrılıyormuş... Bir kol Gobi Çölü'nün altından geçip Kuzey Kutbu'na ulaşıyormuş, bir başkası da İskandinav Ülkeleri'nin altından oraya varıyormuş... Belki Türkiye'ye uğrayanı da vardır!.. Ha, bir tânesi de Bermuda Üçgeni'ne ulaşıyormuş. Orada da bir kapısı varmış. Bu kapı çok güçlü bir manyetik ortam oluşturuyormuş, ve o manyetik ortam da gemileri kapıdan içeri çekip, yutuyormuş!.. Başka "mesaj"lardan öğrendiğimize göre, Orada yaşayanlar "Bir'in Oğulları" imiş... Bilge kişilere eğitim veren 6 inisiye merkezi varmış orada... Bu merkezlerden en bilineni, Tibet'te imiş... Çok eskiden Anadolu'da da bir merkezleri olduğu varsayılmış ama diger Sambala merkezleri gibi kanıtlanmamış... Sanki diğerleri kanıtlanmış!..

Bermuda Pasifik Okyanusu'nda ya, Bermuda'dakine eşdeğer bir kol da karşı tarafta Atlas Okyanusu'nda, deniz altında imiş ve içinde bir Su Medeniyeti bulunmakta değil, "kurulmakta" imiş!.. Şu anda evleri, binaları, işyerlerini inşa ediyorlarmış... Müteahhitler malzemeden çalmasın diye Türk Hükûmeti'nden yardım istemişler!

Bunlar gülmeden, katılmadan nasıl okudum, bilemiyorum... Neyse "tebliğ"e devam edelim:

Soru : Lûtfen bana BERMUDA'dan bahsedebilir misiniz?
Varlık- Burası doğal gazların çok güçlü bir odak noktasıdır.
Bu sahaya girenler her zaman bu ortamdan rahatsız olmazlar.
Mevsimin muayyen zamanlarında bu doğal gazlar, çok çok büyük girdaplar açarlar.
Bu girdaplar, o an etrafında bulunan cisimleri içine çekerler. Bu doğal bir hâdisedir.
Ancak bu doğal gaz tünelinden boş bir sahaya girilir ki, işte Bizler burada görev yapmaktayız.

Bilhassa Ekim·Kasım-Aralık aylarında çekim gücü çok olmaktadır.
Bir de Temmuz ayında girdap açılmaktadır. O girdabı bugüne kadar hiç kimse görmemistir.
Zira boşluğa derhal çekilirler. Bu çekim, doğal gazların hava ile teması neticesi açilan bir kanaldır.
Buradan rahatlıkla ışık hızı ile tünel kapısına girilebilir.
Oradaki otomatik sistemler ile tünel kapısı kapatılır.
Ve hiç kimse burnu kanamadan kurtulur.
Burada özel olarak yetistirilen birçok Dünyâlı dostumuz vardır.

Medyum şu Bermuda Şeytan Üçgeni Sırrı Çözüldü sayfasını okumuş, oradaki bilgileri naklediyor. Bir kısmı doğru. Ama yaptığı eklentiler var ki, tümden yanlış!.. Tünel varmış, boş sahâ varmış, bu Uzaylı Varlıklar o boş sahâda yaşıyorlarmış. Ve yine orada özel olarak yetiştirilen, eğitilen Dünyâlılar varmış!..

Biz hep ne deriz?.. Politikacılar, sahte tarikat şeyhleri, Sahte Medyumlar, Vasat-altı veya Geri Varlıklar bir kaç doğrunun etrâfına bir yalan dolması sararlar. O bir kaç doğru yüzünden hepsi doğru sanılır. İşte buradaki de öyle... Bermuda'daki gaz tabakası doğru; tünel, Uzaylı kısmı yanlış!

Medyum- Bu tesiri nereden alıyorum? Bu bilgileri kimler veriyor? Lûtfen açıklayın. (Frekans değişti.)
Varlık- Selâmımızı iletmek için sizin frekansınıza Dünya saati ile 3 saattir neşriyat yapmaktayız.
Ancak şu an sizinle Direkt İrtibat sağlayabildik.
Yaptığımız neşriyattan parça parça bölümler aldınız.
Gâyemiz, frekansınızın bizim frekansımıza uyum sağlayıp, sağlamadığını denemekti.
Bu neşriyatı Güney Yarımküresi'nden, yâni Dünyânız'dan yapmaktayız.
Sizinle İrtibat'ta bulunan UFO Sistemleri bize sizden bahsettiler.

Yine duralım... Nedense "frekans" sık sık değişiyor... Bir Medyum'la çalışırken ve bir Varlık ile İrtibat'ta iken araya başka bir Varlık girebilir. Bu Yukarı'dan ve Aşağı'dan olabilir. Yukarı'dan ise bir ikazda bulunmak, bir bilgi eklemek, veya Himâye içindir. Aşağı'dan ise, Medyum'un ilk Varlık ile İrtibat'ının zayıf olması, veya Medyum'un yorulup iradesinin zayıflaması sonucu Vasat-altı veya Geri bir Varlığın bu fırsattan yararlanması şeklindedir... Buradaki "Acaba hangisi?" derseniz; bizce ikincisi... Çünkü Medyum "Bu tesiri nereden alıyorum?" diye soruyor ve birden Varlık değişiyor!..

Sonra, radyo yayını mubârek, Güney Yarımküre'den yayın yapıyorlarmış!.. Yapan bir Uzaylı imiş... En yukarda belirttiği üzre, herhalde orada yeraltında yaşıyorlar... Bozacının şâhidi şıracı ya, bunlar Medyum'un UFO Sistemleri ile İrtibat'ta olduğunu tasdik ediyor, onlar bahsetmişler bu Altonalı Uzaylılar'a... "Yahu, sen de git gör, böyle böyle alengirli bir hâtun var, sen de görüş," demişler. Alton da kalkmış gelmiş... Ama bu Alton mu, yoksa değişen frekanstaki başka bir Varlık mı, bilemedik... Neyse, devam edelim:

Varlık- Evet, şimdi rahat konuşabiliriz.
Dostlarımız size Mevlâna diye hitap ediyorlarmış.
Biz de öyle diyeceğiz. Altın Işık Mevceleri'ni üstünüzde taşıyormuşsunuz.
Bu frekansı taşıyanlarla her zaman İrtibat'a geçebiliriz.
Size şu an verilecek özel bir Mesajımız yok. Bu bir İrtibat denemesi idi.
Sâdece 'ARAGON'dan merhabalar' diyeceğiz.
Sualtı bir merkez, zannederim, sizlerle Atlas Okyanusu'ndan Temas(a geçmiş.
Onlar DRAGON gezegenindendir. Bizler Güney Kutbu'ndan onlarla İrtibat hâlindeyiz.
Gâyelerimiz, çalışmalarımız aynı.
Diger gezegenlerden gelen dostlarla aynı bilinç dogrultusunda hizmet vermekteyiz.
ORAGON ve ARAGON gezegenleri sizin Dokuzuncu Galaksiniz'in bittiği yerden
başlayan galaksi sistemleridir. Burada sualtı tesisleri çok mükemmeldir.
Diğer gezegenlerden gelen dostlarla müsterek çalışmalar yapılmaktadır.
Sizin Dünyalı kardeşlerinizden birçokları ile de İrtibatımız vardır.
Burada onların yaşayabilecekleri çok güzel ortamlar yaratılmıştır.
Bizimle galaksilerarası SİSMİK araştırma yapmaktadırlar.
Sizinle İrtibat'ı şu an Güney Kutbu'ndan ALTON temin etmektedir.
ALTON, ALTONA'nın temsilcisidir. Sizin galaksiniz ALTONA imiş.
ALTONA çok güzel bir yerdir. Tipki Dünyanız'a benzer.
Ama oraya beyin enerjilerini kullanabilenler alınır.

İşte burada bu Vasat-altı Varlığın foyası meydana çıkıyor... Medyum'un zaman zaman görüştüğü diğer Vasat-altı veya Geri Varlıklar, bu Varlığın dostları imiş... Yâni o da onlarla aynı seviyede... Hepsi Medyum'a "Mevlâna" diye hitap ediyorlarmış... Yukarda belirttik, târihte "Mevlâna" diye bilinen bir kaç şahıs vardır, Mevlâ, "efendi" Mevlâna, "Efendimiz" demektir. "Mevlâna" diye bilinenlerin mutlak ilim-irfan açısından bir üstünlüğü vardır. Bülent Çorak'ın lise diploması bile yok galiba...

Medyum, "Altın Işık Mevceleri" taşıyormuş, yâni ışık dalgaları... Peki, "Altın Işık" ne, bilen var mı?.. Ben de Pırlanta Işık Mevceleri taşıyorum, var mı itirâzı olun??? Bu yeni Varlık Aragon'dan imiş... Aragon bir gezegen mi, bir Uzay gemisi mi, şu anda anlaşılmıyor. Diğer Varlıklar Dragon gezegenindenmiş... O zaman kafiyeli Aragon da bir gezegen olsa gerek... Hemen bakıyoruz İinternet'in Astronomi sayfalarına... Aragon, İspanya'da bir yermiş. Öyle gezegeni-planeti yokmuş... Dragon City diye bir oyun var, bir de Dragon Planet ama, arayınca ortaya "Medyumların ve Yazarların uydurduğu Varolmayan Planetler" diye bir sayfa çıktı. Meselâ, meşhur Yahudi Bilimkurgu yazarı Isaat Asimov "Helicon, Lagash, Solaria, Synnax, Terminus, Trantor" gibi gezegenler uydurmuş... Uzay dizilerindeki uydurma gezegen adları da var... Bu listeye bizim Bülent Çorak'ı da eklemek lâzım. Ama önce şu uyduruk "mesaj"ı bitirelim:

Varlık- Çok yorgunsunuz, dostum, Frekansınızda düşüklük var.
Medyum- Evet yorgunum, Sizinle çok konuşmak isterdim. Yorgun olmadığım bir zaman,
Siz mi beni ararsınız, yoksa sizi aramam için Kod Şifresi mi verirsiniz? (Şifre verildi.)

Bayılırım bu "kod şifre"sine!.. Kod zâten "şifre" demek değil mi?... Sonra "Varlıklar ile şifre yoluyla görüşme" diye birşeye 50 yıllık Spiritualist hayâtım boyunca hiç rastlamadım. Bırakın kodu, şifreyi; her istediğiniz Varlık'la her istediğiniz zaman görüşemezsiniz. Bu pek çok şarta tâbidir ki, ilerde ancak bu bilgilere lâyık bir Celse İdârecisi'ne rastlarsak, veririz.

Hadi, aşağıdaki kısmın incelemesini de siz yapın... Sonra biz de yaparız, karşılaştırırız... Artık neye inanılır, neye inanılmaz, ne safsatadır, ne bilimseldir, bir Spiritualist olarak araştırmayı öğrendiniz... Geriye terlemek kaldı!..

Soru- Oraya nasıl geliyorsunuz?
Varlık- Kuzey Kutbunda, Güney kutbunda, Okyanuslarda üslerimiz var.
Bizler Dünyânız'da hizmet görmekteyiz. Metal Diskler'imiz ile sualtı irtibatını
temin ederiz. Sualtında, sizin Uçan Daire dediğiniz, binlerce Diskimiz vardır.
Ana Gemiler'le irtibatı onlar sağlar. Bizler, Güney Kutbu ile Kuzey Kutbu'nu
bağlayan kanal sorumlularıyız. Dragon ve Aragon gezegenleri müşterek çalışırlar.
Özel bir araştırma yapmaktayız. Kurulan sistemler ile galaksiler arası irtibatı
sağlıyoruz. Dünyâlı dostlarımızla gerek direkt, gerekse indirekt İrtibatlar
kuruyoruz (Tabii kurabilenlerle). Sismik çalışmalar yapıyoruz. Sizinle başka
galaksiler de İrtibat kurmaktadır. Onların haberleşme sistemleri evrenseldir.
Bizimki ise özeldir.

Dostum hem yorgunsunuz, hem de ekrandan ayrılmıyorsunuz.
Dinlenin lûtfen, yine görüşeceğiz.
SALANA 266

Alın bir tâne daha:

- Mevlânamiz, Elimizde size verilmek üzere hazırlanmış bir Mesaj'ımız var.
Lûtfen yazınız. Karena ötesi bütün Birleşimler, İIâhî Düzen'in tek kutbuna bağlıdır.
Semâlarin akışına denk bir ortam yaratılmıştır. Her zaman olduğu gibi,
verilen Mesajlar en doğru indekslerdir ve en doğru kaynaklardan verilmektedir.
Uzakdoğu'dan gelen Kanallar'la henüz İrtibatınızı sağlayamadık. Sanırız iki aya kadar
bu Kanal İrtibatları'nı kuracağız (biliyorsunuz, buradaki Kanal tâbiri,
Direkt Enerji· Odakları'dır). Hâlen Uzakşark'a fiîlen ulaşamadınız.
Ilk İrtibatlarınız Japonya ile olacaktır.
Burası ARAGON Gemisi; Göksel bir emir ile planetinize gelmiş bulunuyoruz.
Sizinle Özel İrtibatlar'ın dışında, her zaman İrtibat'a geçebiliriz.
Kod şifremizi size bildirdik. Düşünce zincirlerinizi ekrandan aldık,
Frekansınıza bağlandık. Sizi Uzakşark Özel Kanalları ile İrtibat'a geçirecek
olan Bizleriz. ALTONA'dan verilen emre göre hareket etmekteyiz. Güneşlerin Güneşi
MAHARŞİ ile Müşterek odağıniz var. Bunu size bildiriyoruz ki, bütün bilinçler aydınlansın.
Yine çok yorgunsunuz, dostum, Bizlere ne zaman dinlenmiş olarak geleceksiniz?
Sorularınızı bekliyoruz. Sorulara her zaman cevap verilebilir, dostum.
Ancak şimdi dinleniniz. Bu defalık yine hosça kalınız. Size ARAGON'daki bütün
mürettebâtın selâmlarını yolluyoruz. Sunuları daha sonra vereceğiz.
Güneşler Güneşi ile konuşturulacaksınız. Sevgilerimizin kabulünü rica ediyoruz,
aziz dost.
ARGON

Yediniz mi?

DEVAM EDECEK!..

Ruhi Selman

selman@journalist.com