GARACAOGLAN 50 ye yakın kitap yazılmış ozanımız hakkında,yüzlerce makale. Ne zaman mi?Ali Rıza adında bir türkü dostunun katır sırtında YÖRÜKELI ni dolaşıp,obalardan dinlediklerini Adana'da,İçel'de,Konya'd a ve Tarsus'taki bir gazetedeyayınlayınca. Kentsoylu eli kalem tutanlar maden bulmuşçasına saldırmışlar. Ama kimsenin aklına baba ocağı Varsak eline gelip de,ayağı çarıklı çobanların kıl çadırına girip ilk ağızlardan dinlemek gelmemiş. Kim bilir belki utanmışlardır Karaca oğlan hakkında kitap yazan adı saygınların kimi Amerika'da California daki (Ilhan Başgöz. Karacaoğlan.India Üniv.Türkçe yayınları C.2.S.8))bir üniversitede bulmus,kimi Türkolog Dr.Wilhelm Radloff (1837-1918)'un , kitaplarında balkanlarda aramış, Sükrü elçin Viyana kütüphanesinde aramış( Sükrü Elçin, Halk Edebiyatinda Kaynaklar Meselesi ve XVI. Asır Ozanı Karacaoglan, Halk Edebiyatı Araştırmaları S 13).Hocaların hocası da önce Osmanlı arşivlerine kara oğlan (Mehmet Fuat.Alinti N.Ergün.Karacaoglan S.25.26))türküsü bulup,bunun karaca oğlana ait olabileceğini yazmış,ardından kendi kendini yalanlayıp,kara oğlan türküsünün aslında bir ayıcı türküsü olduğunu iddia etmiş. Oysa O kara kil çadırdan içeri girseydi Büyük ozanın çıktığı obanın ayı sözcüğünü domuz gibi uğursuz sayıp kullanmadığını bilirdi. Varsak'dır durak yerimiz sözü neyi anlatıyorsa ozanın niyetide odur. Varsak boy adı olarak değil yer adı olarak kullanıldığı açıktır. Buradan başlamak gerek Varsak neresi?''Varsaklar Anadolu'ya 13 yy.da gelmişler ve Tarsus'a yerleşmişlerdir.(dç.dr.Muhammet Güçlü Akdeniz Ün.Tarih bl.Antalya. Adalya dergisi s.7058)(Anadolu'da 966-1200 yılları arası Türk aşiretleri .Ahmet Refik Enderun yay.s.162,164,211 ) Yukarıda değinildiği gibi 1920 li yıllarınsonunda genç cumhuriyetin genç sevdalısı Ali Rıza Yalkın Çukurova'daki Yörük obalarını dolaşır,ve Cenupta Türkmen Oymakları adı altında önce gazetelerde sonrada kitap olarak yayınlar. Sonrada önüne gelen Karaca oğlan ı yazar,dahası Van'lı Y asar Kemal bileINCE MEMED suçu yetmezmiş gibi Kadirlide Karaca oğlan türküleri söyleyen biri olduğunu yazar. Yazık bir tane bulabilmiş oysa bugün bile yüzlerce var. Yazanlar ayni sayfada şiirlerinden başka kaynak yok derken altta Yozgat'ta Antep'te,Azerbaycan'da ararlar. Kozan dağından neslimiz Ari türkmendir aslimiz Varsak tir durak yerimiz Gurbet elde yar eğler beni. Buradan başlayalım. Bu kozan dağı neresi ?Van'da bile var ama Sis'de bugünün Adana ilçesi Kozan'yok.Orada Horzum yaylası var,kortucak var d ibekdağları var,aladaglar var,düldül dağı var .Gelin görünki Kozanda kozan dağı yok. Ama tüm karacaoglan yazarların başvuru kaynağı Ali Rıza beyin yazdığı kitapta var. Cenupta Türkmen Oymakları 1. cildin 175.sayfasi aynen söyle:''11 temmuz 1928 de Mersinden yola çıktım,Toros'ların'Bulgar,Ala Kozan' dağlarını bir seyyah gibi baştan başa dolaştım.''Noktası virgülüne değin böyle.Imdi Edebiyat bilenler bu anlatımı yorumlamalı. Yazar Bulgar VE Ala Kozan demiyor . yani VEayracı yok. Gelelim Kozan'a:Asil adi Sision olup zamanla Sis 'e dönüsmüstür.16.yy.da Osmanlılara geçti.17.yy.dan 19.yy.a kadar Kozan oğulları yönetiminde kaldı.(Britanica ans.C.13 S.566) ''I.S.17 de Romalılar 7.yy.da Emeviler,11çyy.da Selçukluların eline geçti.Siska,Sision diye anılan kent Ermeni Rupin yan krallıgınn merkeziydi.17.yy.da Kozan ogullarının yönetimine girdi. Kozan adi buradan gelir.(Yurt ans.C1.S62) İlçenin adı 1800 lü yılların başında bile SIS'dir.V.Langlois.Sis'in kimlerce kurulduğu belli değildir,ama ne olursa olsun Sis tarih sahnesinde 12.yy.da 2.Leon'un bassehir yapmasiyla ün kazanmıstır.(Eski Kilikya.V.Langlois.Çev.M.Rahmi Balaban.1947 Mersi Halkevi basimi.Bölüm3 S.62,63)Sis adi 1785 de Kozan olarak degistirildi.(Britanica ans:C.13 s.567) Gelelim Kozan oğullarına:Kozan oğulları adını dağlarda yasayan VARSAK Türkmenlerinden almıştır.(Prf.Faruk Sümer.Oguzlar.S.195) Yani Karaca oğlanın yasadığı varsayılan(bize göre 15.yy.)16.yy.da bugünkü Kozan bölgesinde kozan oğulları yok. Kim var Afşarlar var.(Prf.Faruk Sümer Oğuzlar S.277)başka kim var Kozan'ın üstündeki yaylaya adını veren horzum var,sari keçili var,honamlı var,hayta var,kara koyunlu var. Bunlarda Afşar'ın alt boyları.(Faruk Sümer 16.yy. yerleşim birimlerini ve oymakları anlatırken''Sis sancağında Savcı hacılı,Eglen oglu,Ayru damlu,Kavuragalı ve Afşar teşekkülleri sakin idiler der. Oğuzlar S.17616.yy da Sis yöresinde kalabalık bir Afşar kolu yasamaktadir.1519 yılında Afşarlar sis bölgesinde 28 obaya ayrılmışlardır. Sis Afşarlarının buraya 1375 yılındaki Memluk fethi neticesinde gelmiş oldukları kanaatindeyiz.''(F.Sümer S.277)O Dönemde Osmanlıya son güne degin kafa tutan ünlü Kozan oğulları nerede?Tarsus'ta(Prf.Ahmet Akündüz Tarsus tarihi.S.234) (Eski Kilikya V.Langlios S.9)Kozan adının kaynağı Ne?Ali Rıza beye göre kuz an(KUZ-guz- yörükcede soluk anlamındadır)Oysa Dedem Korkutun KAZAN HAN öyküleri var,Tataria'nin başkenti KAZAN. Anadolu'da da Yörük elinin(Fırat'tan Menderes'e yörenin adı yörükelidir.(A.Riza Yalgın) Tarsus bölgesinin adiVARSAKELI dir.Varsaklar 5 boydan oluşur,En büyük boyu Kusun,Güçtimur(Kuştimur),Elvanli,Gökçeli,Ulaş. (F.Sümer Oguzlar S.176,177,317,356) Kimse boşuna aramasın 15,16 yy.da Anadolu'da başka gökçeli yok. işte Ozanın ''Gökçe idi benim ilim durağım,evvel yakın idim şimdi ırağım'',''Gökçeden çıktım çocuktum,Feke'ye geldim acıktım'' sözleri Varsak elinin Gökçe obasını anlatır. Gökçeli köyünü değil. Niye degil'1865 Fikra-i Islahiye yasasıyla Derviş Paşanın hassa ordularınca silah zoruyla yerleştirilene degin Çukurova'da bir elin parmakları kadar köy var. Ali Rıza Yalgın 2.9.1928 de Karaca oğlanın köyüne gittiğini yazar. (Yörük elinde her oba her boy,her çadır karaca oğlanı sahiplenir.16-21 nisan 2003 tarihleri arsında Adana Imam oglu köylerinde yaptığımız soy çalışması sırasında yörede Kara köy olarak bilinen Yörük köyünde 90 yaşındaki bahşişli Mahmut Gedikli torunlarının adını tam anımsayamadı ama Karaca oğlanı ezbere saatlerce okudu. Mahmut Gedikliye göre karaca oğlan Bahşişliydi. I. Ateş)''Çingiroglu benim özbe öz soyumdu,simdi soyka kaldım garip başıma'' dediği Çingiroglu Mehmet Bey'e konuk olur. Ama Mehmet bey 'Bu köy 80 sene evvel düşmüşün mezarlığı yöresindeydi. Hastalık yüzünden yaylağımız olan gökçeliye çıkıp konduk ''deyiverir.(Yalgın C.T. Oymakları C.2.S.305)Yani gökçeli köyünün 1850li yıllardan sonra kurulduğunu anlatır,ve araştırmacılarca bu atlanır. Cevat Türkay'a göre Osmanlı döneminde Anadolu'da binlerce aşiret ve oymak arasında Çingiroglu,Cingiroglu çilingir oğlu adını taşıyan bir soy yok,aynı şekilde sailoglu(sayıloglu)da yok. Anlaşılan uyanık birileri karacaoğlana sahiplenmek adına Ali Rıza yalgını yanıltmış. 'DÜSMÜSÜN MEZARLIGI'' ne anlama geliyor? Yaşlılıktan,hastalıktan ölenlerin mezarı olsa tüm dünyadaki mezarlıklar düşkünler mezarlığı olur. Düşkün olmak Alevilerce cezalı karşılığıdır. Suç isleyen düşkündür ve DAR a dikilir. Gökçeli boyu Tahtacı alevisidir.(Prf.Yusuf Ziya Yörükkan.Tahtacilar.S.157.158)Ozanın yasadışı dönem Anadolu'nun yangın yerine döndüğü dönemdir.Akkoyunlu-Osmanli,Akkoyunlu-Karakoyunlu,Karakoyunlu-Mogol-Osmanli-Safevi-Osmanli-Karamanli-OSMANLI-YÖRÜK hesaplanmasının doruğa çıktığı yıllardır.(Prf.Mustafa Akdag.Celali İsyanları S.119,143)Daha Hırvat sadisti Murat efendinin kuyuları kazılmamıştır. .Dağları yaylak,bayırları güzlek,ovasıysa kışlak ı Yörüklerin. gökçeden çıktım çocuktum deyimi anayurdu varsak elinden genç yasta ayrıldığının,Feke yöresinde sıkıntılı günler geçirdiğinin kanıtıdır. Yörükler arasında herkim olursa olsun bir tek şekilde aç kalır:Yörügün tümü aç kalırsa. Bu açlık günübirlik açlık değildir. Şiirde geçen gökçe deyimi ise yer yöre adı değil bir deyimdir. Yeşillik anlamındadır. Yörükler,yeşilliğe göklük,yeşillikçiye gökcü,yeşilliği,otlağı b ol olan yöreye de gökel gökçü el,gökce el,derler.Bize göre de asıl sorun buradadır. Yörükleri bilip tanımayan yörükçeyi anlamayan doğal olarak sözcükleri bildiği ve anladığı anlamda çevirecektir. Gökçe idi benim ilim duragım da anlatılmak istenen ne Mut'un sarp kayalığı nede Sisi'in kıracıdır,Berdan'ın sularıyla 12 ay yeşillendirdiği anaç yediveren toprak TARSUS'dan başkası değildir. Göklük yerde Tarsus'tur,gökçeli boyuda Tarsus'dadır. Karaca oglan Feke'nin Gökçeli köyünde doğmuş olsa Feke'ye gelip bir gök çeli,ye yada Fekeliyeaçıktım dese gülerler adama. Ozanın hasretlik çektiği doğrudur. Bu gerek Hoca Ahmet Hamdi efendinin anılarında gerek halk öykülerinde ve açık açık da şiirlerinde görülür. Şiirlerinin Türkülerinin bir çoğu hasretlik kokar. Kozanda ,feke de,gökçelide doğup da gene ayni yörede yasayan birisi yurduna obasına hasret olabilirimi?Hiç br şiirinde yerleşik yaşamdan iz yoktur,hep göçler,yurtlar,obalar,çadır dan söz eder. ''Bozulmuş bağları kopmuş siyeçler'' dizesi ile üzüm bağları bozulmuş filizleri kopmuş şeklinde çeviriler. Bağların bozulması çadırın sökülmesi anlamındadır. Çadırı geren 8 ipe bağ adı verilir. Bağbozumu deyimi yörükelinde göçün başlaması anlamındadır. Siyeç ise filiz değil çadırın etrafındaki 10 cmlik ekdir,yağışın dışarıya sigmesi(akması)nı sağlar)Yörügün ıhıcına dediği yer 20 km .dir. Ama Ozan cezalıdır ve göçerlerle birlikte bile o çok sevdigi Bulgar yaylasına gelemez. Oysa Adana'nın Maraş'ın,Antep'in Yörüklerinden çoğu Bulgar dağına yaylamaya çıkar. Karacaolan'ın Kozan'lı olabileceği savına önce Kozanlılar karşı çıkar. Yerel araştırmacı Tandoğan Pekşen ozanın kesinlikle Kozanlı olamayacağını yazar.(Tamdogan Peksen, Çetin Yigenoglu, Kozanca-Kozan Agzi Üzerine Bir Inceleme, Yeksav Yayinlari.)Haklıdır kullanılan dil yalnızca Tarsus ağzıdır.(eski İçel müftülerinden araştırmacı Said Ugur'da aynı görüştedir.ancak ayrıntılar C.Öztelli'nin arşivindedir. Yurt ans.cilt 5.içel maddesi) Şimdi Mut'tayız. Yani,YÖRÜKELI nin Bozkır Taşeli'sinde(Taşlık Silifke).Basta ayrım yapmada fayda var. Mut Karaman ülkesindedir.(Faruk hoca burada da ısmarlama kent tarihi yazanlara unutamayacakları bir ders vermiş''IÇ_IL Selçuklular zamanında fethedilmeye başlanmış ve bu fetih Karaman oğulları devrinde tamamlanmıştır. Bu bakamdan buradaki Türkler Çukurova'dakilerden ayrı bir maziye sahiptir. İç-İl 2.Bayezid devrinde altı bölgeye ayrılmıştır. Ermenek,Selinti-bugünkü Gazipaşa-Gülnar,Silifke,karitaş ve Mut. Burada yasayan oymaklar ise Boz doğan-Silifke de,Yivali-Anamur da,Oguzhanlı-Selinti ve Anamur da,Bozkır lı-Taslık Silifke de,Hoca yunuslu-Gülnar da dır.Bu oymakların basları olan beyler Karaman oğluna Bağlıdır. F. Sümer. Oğuzlar-S 180)Varsaklar ise Ramazan oğulları beyliğinde. Arada bir sınır var ve zaman zaman bu iki topluluk savaş halindeler. Mut bölesi Bozdoğan obasının egemenliğindedir.,Osmanlı ile işbirliği halinde olup Varsakları yerlerinden kovunca otlaklarına yerleşmişlerdir. Zaman zaman devletçiliğini göstermek uğruna Kadı Burhan ettin devletine asker göndermişlerdir. Bugünkü Sağlıklı köyünü nkurucuları menemenci oğlu(melemencioglu) boyu bu Bozdoğanların torunlarıdır.(Prf. Faruk Sümer.Oguzlar.S.196Tarsus dahil Adana yöresinden hiçbir Yörük Bulgar yaylası veya Bin boğa yaylası,alada yaylası dururken Mut,Silifke yöresine göçmez. Tarsus ile,doğu Yörükleri içiçedir,Adana,Maraş, Antep. Ama Batıda coğrafî konumdan dolayı bir kopukluk vardır. Tuz yolu Gülek(Kusun obasının yaylagı) den geçer. İpek yolu canlı bir ticaret alanı,Bac(vergi) geliri büyük bir yöredir. Silifke'nin adı 2350 yıldır Selekeos ' dur Mut'unadıysa 1000 yıldan fazladır Mut,dur.Bu haldeyken Karaca oğlanın şiirlerinin hiçbirinde mut,ve Silifke geçmez. Gariptir,Bağdat,Mısır,Mamalı,Engürü ,Frengistan bile geçer ama yazikki Mut geçmez.(Karacaoglan yazarları Mamalı adını da gene bir yerleşim biçiminde sunup ozanı Tarsus dışında göstermek isteyenler tek ciddi kaynak olan Cevat Türkay'ın Osmanlı döneminde aşiret ve oymaklar kitabına bakmayı akıl etselerdi Bozulus'a(Ak koyunlu) bağlı çok büyük bir aşiret olduklarını ve bu aşirete bağlı hamzabeyli,kabasakallı,karahacılı,kızıklar,köşkerli,sarılar,penbecik gibi birçok boyun Tarsus sakini olduğunu görürdü,görmek isteseydi tabii.)Yerlikaya,Mahvaç,Yaylacik, Kizildag, Akoluk, Avlağı dağı, Ketsel gibi mut yöresindeki dağ adları da geçmez. Mut dağlarında Kozan oğlu,Kusun oğlu,Varsak Yörükleri de yoktur. Yörede hakim boy Bozdoğanlardır. Tüm araştırmacıların Karaca oğlan ile ilgili ortak buluştukları noktalar vardır. Bunlar: 1-Karaca oğlan Çukurovalıdır.(Mut Çukurova'nın neresinde?) 2-Türkmen'dir(Nedense Cumhuriyet dönemi yazı yazanlar Yörük adini kullanmayı pek sevmezler. Türkmen kavramı cicili ad olup tartışmalıdır. Oysa Yörük adını,varlığını kabullenebilseler işleri daha da kolaylaşacak. Abdalları yok saymak büyük APTALLIKTIR. Karacaoglan araştırıcılarının hiçbiri Yörük veya Türkmen değildir. Kalemi ne kadar düzgün olursa olsun Sayrı ocağı(hasta hane) ile ilgili bir yazıyı içinde olan biri daha iyi yazar. Çünkü Sayrı sağlar(Doktor)Hem yasar hem yazar.) 3-Tarsus'taki Eshab-ı kehf mağarası,Kırklar mağarası(Nüzhet Erün),Gaziantep Nizib'in keklice köyü,Maraş'ın cebel yaylası(Hoca Hamdi efendi)Erzurum'un Oltu ilçesi Penek köyü Zemzem dağı Yasamal yaylası(A.Adnan Saygun) ölüm yeri olarak savlanırken Ca hit Öztelli''Çukur ovada birtepededir. Olsa olsa Muttaki Çukur köydedir. Mut'ta birde karaca oğlan tepesi var ''Diyerek noktalar. Öztelli Mut'ta öğretmenlik yaptığından minnet borcunu ödüyor olmalı. İçel'li araştırmacı Said Ugur ile görüştüğünü yazıyor Ugur'un arşivlerini satın aldığını yazıyor ama arşivlerden hiç bahsetmiyor kaynak göstermiyor. Eğer açsa, açabilse Said Uğur'un yazılarında da,Ali Rıza Yalgın'ın 1928 yılında Tarsus'da yayınlanan Tarsus gazetesinde de Karacaoğlan'ın Tarsuslu olduğunu göreceğiz. Ama ne var ki dilci ,tarihçi,arkeolog olmayan öğretmen Cahit Öztelli'' Benim yaptığım araştırmaya göre Mut'un Çukur köyü' ndendir ''demesi yetiyor. Kimse Hangi yetkiyle,bilgiyle,ekiple,metotla araştırdın demiyor diyemiyor. Çukur köyü adının nasıl oluyor da Çukurova ile aynı anlama geldiğini yorumsuz bırakıyor;Karaca oğlan tepesi ve KARACAOGLAN ÇIGIRMAK deyimlerini açıklamaya çalışacağız. Yörük elinde ve Asya Yörük yurtlarında Karanın anlamı farklıdır,ve evrenseldir. Sevgili karagözlü,Ölüm kara toprak,delikanlı karayagız,Tipi karakış,Soğuk karayeldir. Kısaca YÖRÜK TARIH BOYUNCA KARABUDUNDUR. Kara yaşamının vazgeçilmez rengidir. Anadolu'da,Balkanlarda,Azeria'da, İran'da,Türkistan'da Yörük atının nal izlerini tasıyan her yerde Karadağ,karaca dağ,karatepe,vardır. KARACAOGLAN ÇIGIRMAK (karacaoglan geleneği).Türkü söylemekle eşanlamlıdır(Yurt ansiklopedisi C.1.S141)Kesinlikle Dünyanın en zor isidir bozkır yasamı.''Göçerin ölüsüne ağlayacak zamanı yoktur''deyimi oldukça uyundur. Yörük beylerinin ve yakınlarının dışında düğün bile olmaz çoğu kez. Gelini ata bindirirler,yuları birileri tutar götürüp yeni bir çadıra yerleştirirler. Güveyi gelinden günler,aylar sonra çadıra girdiği bile olur. Böyle durumlarda tören ertelenir. Ancak Nevruz,Hıdre llez ve öçbayramları kesinlikle ertelenmez. Düğünü yapılmamış gelinlerin töreni de bu bayramlarla birleştirilmiş olur. Nevruz ve hıdrellez senede bir kez kutlanırken Göç bayramı iki kez kutlanır. Biri yaylaya ilk çıkışta büyük göçün başlangıcında,diğeri güzün geri dönüş göçünde. Bazen yer ile ilgili olarak göç uzun sürer. Birkaç günlük konaklamalarla devam eder. Bu arada da küçük senlikler yapılır. Yaşlılar,kadınlar ve çocuklar katılır,kendi aralarında eğlenirler. Nevruzda,hıdrellez ve göç bayramlarında büyük şölenler düzenlenir. Bir hafta önceden hazırlıklar yapılır,yunulur,saçlar taranır,en güzel giysiler yük çuvalından çıkartılır. Kurbanlar kesilir,kazanlar kurulur. Obalardan konuklar çağrılır. Herkes canla basla çalışır,eksikler giderilir. Kimin neyi varsa tüm birikim ortaya dökülür. gün ve gecesi kimse kimseyi üzmez,kırmaz. Küsler barıştırılır,sohbetler koyulaşır,oyunlar oynanıp,halaylar çekilir. Bu bayramların bas konuğu ozanlardır. Çalar söylerler. İste Yörük elinde bu ozanların yaptıgı türkü söylemek değil KARACA OGLAN ÇIGIRMAKTIR.Ve yalnızca Çukurova'da değil Türkmenistan'dan,Balkanlara degin böyledir. Onun için Mut'taki Karaca oğlan tepesi obaların şölen alanıdır. Anadolu'daki yüzlerce adaşı gibi. 4-Karaca oğlan gurbete gitmiştir:Öykülerde Maraş' ta Zulkadiroglu'nun yanında çalıştığı anlatılır.(Kayıtlarda Zulkadiroglu diye bir beyde oymakda yok,Dulkadır var)Ama Mut veya Kozan'dan değil Tarsus'tan. 5-Kendi yurdunda bir sevdigi vardır:Adı karakız,karacakız yada elif olarak yorumlanır. Peki madem o denli seviyor da ele avuca sığmayan kara oğlan ''Dön karaca oğlan,dön obana'' diye feryat figan ederken niye dönemiyor?Elin kolun mu bağlamışlar?Hayır ama kırmışlar. Aradılar bir duldada buldular Yasladılar sıvgalarım kırdılar Yaz bahar ayında bir avrat verdiler Yandım gittim Ala karlı dağ iken.(Çeviriciler şiiri Yaz bahar ayında ir od verdiler yandım gittim ala dağda kar iken diye çevirirler,oysa Ali Rıza Yalgın'ın Cenupta Türkmen Oymakları kitabında yukarıdaki gibidir. Ala karlı dağ iken Aladağ'da kar iken diye çevrilirse adreste doğal olarak değişir.)Şiir açık. oğlana bir kadını zorla vermek istiyorlar,kaçıpsaklanıyor,ama gene bulup kaburgaları kırılana dek dövüyorlar. Yaşlı bir kadınla zorla everiyorlar. Oda doğal olarak kaçıyor ve dönemiyor. Dönse beklide öldürülecek. Bu kaygıyı birçok şiirinde yansıtır. 6-Kimi kimsesi yok garip. kimi yazarlara göre öksüz ve yetim. gittiği yerlere iki kız kardeşini de götürüyor.(Neredeyse dünyanın yarısını dolaşmış olarak gösteren araştırmacılara sormak gerek;malı mülkü olmayanın,herkesin birbirini boğazladığı 1500-1600 lü yıllarda bu saydığınız yerleri yanında bekar kız kardeşi ile gezmesi olasımı?Yada hanginiz bunu yapabilirdiniz?) 7-Hiçbir araştırmacı Han Mahmut adlı halk öyküsünü yadsımıyor,ama hoca Hamdi Efendi yoğun eleştiriler alıyor.(Han Mahmut öyküsü Tarsus'ta geçiyor) Türkmenistan sahiplenir(Aslında Türkmenler dürüstlük örneği vererek Ozanın Türkmenistan da doğup,Anadolu'ya geldiğini kabul ederler. yani en verim li çağında Anadolu'dadır)
Azerbaycan Cephesi: Azerbaycan'da Karacaoglan'in Türkmenistan'da doğduğu ve Azerbaycan'da Gedebeyli oldugu söyleyip yazanlarda vardır. ( Oğuz Önal Azerbaycan ve Türkiye Âsık Edebiyatının XVII. Yüzyılı, V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Halk Edebiyatı Bildirileri S. 181-195.)Chodzko ise daha 1930 yılında(Bizde ciddi araştırmalar başlamadan önce Karacaoglanın Azeri olduğunu yazmış(Basöz.S.!3) Türkmenistanlı Karacaoglan: Türkmenistan'da ilk karacaoglan araştırmalarını Ilhan Basgöz 1978 yılında yapmıs bulgularını yayınlamış. Basgöz'ün Askabat'ta bulduğu Karacaoşlan başlıklı yazmanın, Türkmenistan Bilimler Akademisi'nin Türk Dili ve Edebiyatı Enstitüsü kitaplığında, 793 B numarada kayıtlıdır(BasgözS.13) Bu belgeler aslında 1330 (1911-1912) yılında Hoca Molla Niyaz tarafından kanıtlanmıştır. Yazmanın sonunda düşülen kayıtta onun Çeharkesli Övüz CanHalfen tarafından yazıldığı belirtilmiş Karacaoglan'in Türkmence ile yazılmış 26 şiiri bulunmaktadır. Bu yazmada Karacaoğlan'ın Türkiye'de bilinen iki siiri yer almaktadır. Bunların dışındaki Karacaoglan geleneği şiirler Türkiye'de bilinmeyen şiirlerdir. Ilhan Başgöz'e göre bu siirler Azeri âsıklarının ve Türkmen bahsilarının dillerinde söylene söylene Türkmenistan'a kadar gitmiştir. Ona göre bu sözlü yayılma süreci içinde, Karacaoglan'in şiirleri büyük ölçüde değişmiş, yeni unsurlar eklenmiştir. Karacaoglan'i Orta Asya'ya taşıyanlar, Iran ve Azerbaycan'daki Türkmen aşiretleri olmalıdır (Ilhan Basgöz, Karacaoglan Türkmenistan'da, S. 163-164). Daha sonraki yıllarda Prof. Kakacan Ataoglu Garacaoglan Saçların Gara Dél midir' isminde bi r kitapyayımlamıştır(Umay Günay, Saçlarin Gara Dél midir', Milli Foklor Dergisi Sayi: 24S. 2)Türkmenler, Karacaoglan'in XVII. yüzyilda Türkmenistan'da doğduğunu, olgunluk çağında Türkiye'ye gittiğini kabul etmektedirler. 1958 yılında Darganata Ilinde yasayan (1855 yılında dogmus) Baki Nur memmetoğlu, Karacaoglan'ın Türkmenistan'ın batı taraflarındaki Giziletrek bölgesinin Balkan ve Sonudag Bozkırlılarında yaşadığın savlar. Gızıletrek taraflarında yasayan bir yaşlı Karacaoglan'ın kendi atası olduğunu iddia eder arastırmacilar Asir Orazov ve Abdirahman Mulkaman'a söyler. Bu iddiaya göre Karacaoglan bu kişinin ve soyunun atasıdır. Bir nedenle Türkiye'ye gitmiş ve orada kalmıştır. Sonraki yüzyıllarda da ilişkisi kesilmiştir. (Asir Orazov - Abdirahman Mulkamanov, Yunus Emre ve Karacaoglan Türkmenistan'da, Uluslararası Türk Dili Kongresi Ankara 1996S.161-169). Sağduyulu bir meraklı bizimkilerin araştırmalarını okusa içinden çıkamaz. Hemen hepsi istedikleri gibi yazıp yorumlamışlar. Sonuçta Klaus Detlev Wanin adında Alman asıllı araştırmacının Çalışması çıkmış da derleyip toparlamış(Basöz.S.9) Simdi sıra Ünlü belgede. Akşehirli Hoca Hamdi Efendinin anılarında:''Malum ola ki Karacaoglan Varsak karyesinde dünyaya gelip babası Türkmen aşiretinden Kara Ilyas, fakir-el hal olmagla sayd-ü sikarla taayyus eder olup 1013 (M .1604) tarihinde Kozan dere-beylerinden Hüsam Beyin sayili namiyla tut-kap asker devşirdiği hengamda Ilyas dahi tutulup götürülerek orada galip olduğu için lakapları Sayiloglu kaldığı ve el- yevm karyei mezbur hanedanı Sayilzade Mehmet Efendiden anlaşılmıştır. Karacaoglan'in ismi Hasan olup öksüz büyümüş. Vechen karayagız ve fakir çocuğu olduğu için buna Karacaoglan denilip böylece anıldığı. Karacaoglan delikanlı iken munis ve zeyrekliği hasebiyle ol vaktin karye ağalarından serden geçti Osman Ağa Karacaoglan'ı evlatlık sekliyle diğer fakir bir aile kızıyla teehhül ettirmiş ise de kız hor ve çirkin olduğundan Karacaoglan babası gibi Sayıl askerliğine tutulacağını anlayıp yirmi dört yasında Varsak'tan firar-la mekanın gaip ederek, encam Maras'ta Zülgaroglu (Zülkadir olacak) Hüsam Bey' in himayesinde altı sene teehhül ümidiyle kalıp, teehhül ümidi münkesir olunca ora-dan müfarekatla yine geşt-i diyara başlayıp on dokuz sene sonra vatanına gelmişse de fazla barınamayıp elli beş yasında Tarsus tarikiyle tekrar gest-i diyara der-ban oldu-gu'' Etme eyleme hocam:Coğrafyada ilk düzenli orduyu Osmanlı Orhan Bey zamanında kurmuşt ur. Avrupa bile 200yıl düzenli orduya geçerken,Osman oğlu Çoluk çocuk toplayıp asker yetiştirirken aynı yıllarda Çukurova'nın Toros'ların çobanları 24 yasındaki adamı neylesin'Daha düne kadar( Fikra-i Islahiye.1865)Toros dağlarının kadını erkeği,genci yaslısı çoban askerdi. Kime askerlik yapacak kara oglan'15.ve 16. yy.da Kozanoglu derebeylik değil,Yalnızca Tarsus'ta bir oba olarak adı var. Tüm kaynaklar Kozan Oğulları'nın(Kusun oğulları)17.yy. baslarında görüldüğünü yazar. Osman oğlu yeni bir çağı açan İstanbul'u fetheder,ama Gülek geçidini geçemez. Karamanlı celealisinden Ankara'dan beri yasak bölgedir. Osmanlı kurulalı beri Viyana bozgununa değin Yörükler ve Türkmenler askere alınmazlar. 1800 lü yılların basında Çukurova'ya gelen V.Langlois Tüm ovanın göçerlerle dolu olduğunu ve obalarının adını tek tek yazar(Eski Kilikya S.9)Siz hani karye(köy)den söz ediyorsunuz acaba' Hoca efendiye inanmak gerekirse Zulkadirogullri arasında hüsam bey diye biri yok(Ilhan Basgöz Karacaoglan.S.76) Ahmet Hamdi Efendinin anılarına göre karacaoglan babası kaybolduktan(1013/1604)iki yıl sora doğmuştur(1015/1606)(Cevdet Kudret Karacaoglan S.14) Muhterem hocamızın anılarına dayanarak Karacaoglan'a yer arayanlar,gene aynı kaynakla 1606 yılında doğduğunu yazarlar ve de bu kabul görür. Koyunun olmadığı yerde keçinin çelebiligidir. Ayni yazarlar,oysa .. İki de bir üstümüze gelirsin Nenüz alduk serdar bizde nenüz var' .. Çıktı yaylasını bile yayladı Varup padişaha bizi kovladı Yaktı vilayeti talan eyledi Nenüz alduk serdar bizde nenüz var' .. Aldiniz,Sirvan'i güzel Pasin'i Nenüz alduk serdar bizde nenüz var' ' Aldınız Tebriz'i güzel pasin'i Dört yanınız Gürcistanlık Degilmi Nenüz alduk serdar bizde nenüz var'(Notktalı yerler eksik)(Ahmet Kutsi Tecer.Karacaoglan'a yeni bir bakis.C.1.S.10) Osmanlı ordusu 1578 de Gürcistan'i,1585 de Tebriz'i,1578 de de Pasin'i almıştır.(Prf.Yasar Yücel,Prf. Ali Sevim. Türkiye tarihi.C.3.S.23)Bu tarihlerde Karayazıcı ve Deli hasan isyanları ,bu isyanlarla da Yörük kırımı başlamıştır. Top kapı sarayındaki 1344 nolu saray belgesine göre ise 3.Murad'in 1582 de yaptırdığı 55 günlük sünnet düğününde karaca oğlan ın adı geçer(A.K.Tecer.A.G.eser s:11) Gelibolulu Mustafa Ali(Saray yazarı)Mevaid-ün nefais adlı yapıtında''Böyle hayvanlar nazım ederler,inandırabilirlerse bizimdir deyüp,çaresiz kalırlarsa Karacaoglan'a isnad olunur''(Cahit Öztelli Karacaoglan bütün siirleri.S.21.22)Gelibolulu Mustafa Ali 1541-1599 yıllarında yaşamıştır.(A.G.E)İşte bize göre araştırmacıları yanılgıya sürükleyen başka karacaoglanlar arama sevdası burada saklı. Yukarıda verilen tarihlerin (Iran seferinin)hemen arkasından Kuyucu Murat pasa sadrazam olur ve Yörük avına baslar.12 eylül 1980 den sonra Deniz Gezmiş söyleyen diller nasıl yandıysa döneminde aynı şekilde ya inlere doldurulup dumanlarla boğuldu,yada kuyulara tepildi. Afşar geleneğinde ve abdal geleneğinde doğuştan var olan yetenekli ozanlarda yakalandıklarında veya yakalanmaktan korktukları için söylediklerini ,çığırdıklarını karacaoglana mal ederler. Çünkü İşte tam bu dönemde Karacaoglan adı efsaneleşmiştir,ve dokunulmazlık kazanır.(12 eylüllün Aziz Nesine dokunamadığı gibi) Gene Gelibolulu üstada göre ayni yıllarda sarayda Varsağı (Varsağı türkünün-ağıt-yakarış-isyan- bir türü olup Karacaoglan la başlar. Buda ozanın Varsak olduğunun başka kanıtıdır) söyleyenler bile sınıfta kalır. Demek ki en geç 1500 lü yılların ortasında İstanbul'da bile karacaoglan biliniyordu,Demek ki Ozan Gürcistan'ın fethini yazabiliyordu .O halde nasıl olurda Babası Tutk-ap asker eyledikten iki sene sonra 1606 da doğar' Gene de hocanın hakkını yememek gerek Tarsus yoluyla vatanına gitti diyor. Han Mahmut öyküsü ise''Tarsus'ta Karaca Kız adındaki bir Yörük Beyi'nin kızına asık olduğu, vermedikleri için kızın, arkasınd an daKaracaoglan'in Kırklar mağarasına, bazı kaynaklara göre de Eshab-i Kehf Mağarasına çekilerek orada öldüğü rivayet olunur.( Tahir Kutsi Makal, Karacaoglan, Istanbul 1977, S.18.Ishak Refet Işıtman ise, 1933 yılında yayınladığı Karacaoglan adlı eserinin 33.sayfasında "Sairin menkıbeleri arasında Karaca Kız adli birisini sevdiği söylenir ve ölünceye kadar bu sevginin devam ettiği, fakat birbirlerine kavuşamadıkları, en sonunda Karacaoglan'ın bir tepeye, Karaca Kız'ın da onun karşısındaki bir tepeye gömüldükleri anlatılır Yurt Ansiklopedisi '' ASIL Karacaoglan belli bir süre Tarsus'da yasamıştır der.(Yurt A.C.5.S.3736) GARACAOGLAN Karaca değil Garaca Bu böylecene biline. Ozanın çıktığı toplumlarda A harfinin önüne''K'' gelmesi gerekiyorsa kesinlikle yumuşar ve ''G''olur. Toprakdaşımız Garacaoglan yazılıp söylendiği gibi 16.degıl bize göre 15. Y.Y.ın ilk çeyreğinde doğmuştur. Önceki yazılarda belirtildiği gibi 1582 de İstanbul'da türküleri söylenmektedir. Kaldı ki 16.yüzyılda yasamış olsaydı,Bin yılın en büyük Yörük kırımını yazardı. Resmi kayıtlara göre sadece Toros'larda 60 bin kişiyi kestiren,Yavuz'u,insanları diri diri kuyulara atan Hırvat Murat paşayı kesinlikle türkülerine yansıtırdı. Doğum yeri Tarsus 'a bağlı Yaylagı Gülek kışagı Eskişehir köyünün yakınlarındaki ören yeri olan KUSUN bölgesidir.(Kusun,kozan aynı anlamı taşır. Mademki Varsak oldugu konusunda tüm araştırmacılar birleşmişlerdir,Varsakeli'nin yalnızca ama yalnızca Tarsus olduğu kabul edilmelidir. Tüm kaynaklarda böyledir.)Küçük yasta öksüz ve yetim kalır.''Gittim gurbet ıl'e geri gelinmez Kim ölüp de kim kaldığı bilinmez Ölsem gurbet ilde gözüm yumulmaz Anam atam hiç ağlarım yok benim Ak memenden emdicegim azıktır Tarama zülfünü gönlüm bozuktur Öksüzüm garibim bana yazıktır Destursuz koynuna giremiyorum'' Önce her Yörük çocuğu gibi,13lü 14 lü yaşlarda da sürü çobanına yamak olur. Ve ünlü bir bey kızına aşık olur. Elif kızla görüşüp konuşurlar,sıkcada buluşurlar. Elif kızı başka bir beyoğluda istemektedir. Dedikodu obayı aşınca; ''Ala gözlerine kurban olduğum Say edip aleme bildirme beni Açıp da gerdanın durma karsımda Ecelimden evvel öldürme beni '' .... ''Sevdim ise ben yârimi kime ne. Neetim ola şu koğlaşan il e ben ''diyerek sevgiliyi uyarır. Ama fayda etmez Elif kızla bi rlikte olurlar.''Hani senin ile yeyip içtiğim Ulu sahralarda konup göçtüğüm Şimdi kar eylemez benden kaçtığın Soyunup koynuma girmeyeyidin.''Olan olur ama Elif'in yakınları kabul edemezler. Garacaoglan arandığını haber alır almaz obadan kaçıp,saklanır,Bulurlar Kaburgaları kırılıncaya değin döverler. ''Aradılar bır duldada buldular Yasladılar sıvgalarım kırdılar ''(Bu dayaktan kulakları da patlar.) Ama Garaacoglan tutuşmuştur vazgeçmez. Elif kızı zorlarlar görüşmelerini istemezler. ''İlk aksamdan vardım kavil yerine Öne gördüm kömür gözlüm gelmedi ''(Sonrada inkar ettirirler.) ''Yücesine çıktım yayla yayladım indim enginine seyran eyledim Bayram aylarında kavil eyledim Demiyor yolları yar benim için'' Elif kız artık Garacaoglan'a yüz vermez,görüşmezler,konuşmazlar. ''Size derim size yâren yoldaşlar Kavlı yalan dostu sevmeli değil ''Haber gönderir,yalvarır,ilenir ama boşuna. Sevdiği kadın yabancılaşmış,yabancılaştırılmıştır. Obanın ileri gelenleri derlenirler,başını bağlamayı kararlaştırırlar. Orta yaşın üstünde dul bir kadını zorla Garacaoglan'a vermek isterler. Yaz bahar ayında bir avrat verdiler Yandım gittim ala karlı dağ iken. Bu arada isine de son verirler. Simden geri benim hükmüm yürümez Azıl oldum güzellere bey iken Artık gurbet zamanıdır,O çok sevdiği sılasından ayrılma vaktidir. Bulgar dağına yaylağa çıkan Adana,Maras,Antep yöresi Yörüklerinin arasına sazını alıp gider. Oba oba yayla yayla dolaşır. gurbete çıkış yası on beş'dir.Uzun yıllar Tarsus'a dönemez'' Nerde güzel görsen ona çevrilme Bizim ilde cana kıyar beyler var '' ''Gelirim amma döverler Bizi bu ilden kovarlar'' Sürgünde iken bile sılasını ve sevdiğini özler merak eder. Bulgar dağına göçenlerden elif kızın zengin ve soylu biriyle evlendiğini öğrenir. .. ''Bugün Nazlı yardan bir haber geldi Eger doğru ise büktü belimi?''... ''Ala gözlü nazlı dilber Halimden haberin var mı Seni eller alıyor Zulümden haberin var mı Garacaoglan budur halim Neyleyim dünya malın Bin boğadır benin ilim İlimden haberin var mı(Sen evlenip gidiyorsun ben ne hallerdeyim bir bilsen. Simdi bin boğa dayım. Sen buraları ve beni merak ettin mi hiç?Garacaoglan araştırmacıları bu dörtlüğü benim doğduğum yer Bin boğa yaylası olarak çevirirler. Göğsün sözcüğünü Göksun olarak çeviren,toylatamadım (toy düğün töreni demektir)sözcüğünü toy avlatamadım diye çeviren doğaldır ki çukur adında dağ basında bir köy bulduklarında burası Çukurova dır diyecektir. Yakınlarında bulunan herhangi bir tepeye de Karacaoglan tepesi burası denecektir. Adı resmen Karacaoglan tepesi olan yer simdi Çanakkale il sınırları içinde. Oradan araştırılmaya başlansaydı Torosların Tahtacı yörükleri giderlerken ozanı nasıl götürdüklerini anlarlardı. Garacaoglanın yaşadığı dönemde ister 15.ıster 16. YY. Kabul edilsin simdi yasadığımız topraklarda günümüzde yasayanların hiçbirinin dedeleri yok.Osmanoglu'nun gazabına uğrayan obaların her biri dünyanın dört bir yanına savrulmuş. Kimi Ata yurdu Asya'ya kimi Farsi'a ya kimide Anadolu'nun kuş konmaz kervan geçmez koyaklarına çekip gitti. Ama hepsi birer parça Garacaoglan götürdü. ''Vermişler beş bini bin daha değer Bahasın verip alamadığım .. Kara gözlü nazlı dilber Sultan mı oldun el'in üstüne'' dizeleri Elif'in Bay(zengin)bir oba beyiyle evlendiğini anlatır. Ömrümü koymuşum ferman bacına, Yârım sultan olmuş ilin üstüne (Bu sözcükten de yeni bir sevgili aranır. Aslı''ÖMRÜNÜ SANA ADADIM;BUNU VERGI SAY''Bac vergi anlamında kullanılmıştır. Tıpkı''Çıktım seyreyledim Nigde'yi Bor'u Acap gezsem mavi donlum var m'ola Güzeller duragı Tokat, Enguru Acap gezsem mavı donlum var m'ola'' da oldugu gıbı .Yörükelinde 30 sene öncesine değin mavi sözünü duyanlar garip garip bakınmayla yetinirlerdi. Anlamazlardı,Yalnızca mavinin değil yeşil inde adı GÖK dür.) Otuzlu yaslarda ünü yörükelini aşmıştır. Sevilen,sayılan okuntuların bas konuğu olmuştur. Her çadırdan ''bızede ugra'' çağrıları yükselir. Azıklar dürülür,sırtı yunur. Bu dönem en verimli ,en üretken dönemidir. Elif'i çokça sevmiş,yüreği yanmıştır. Özlemler,isyanlar arayışlar alır başını gider. ''İzin ver hey ağam ben de gideyim Ah çekip de arkam sıra ağlar var Bakarım bakarım sılam görünmez Aramızda yıkılası dağlar var ''Ne var ki 45 yasına değin baba yurduna dönemez. ''Getir oğlan ben geyeyim postumu Kimse bilmez garazımı kasdımı Gurbet ilde koydum geldim dostumu Geri dönsem kınar m'ola il bizi ''Kozan beyleri el altından haber salıp ''Gayrık dönüp gelsin,amma elif adını ağzına almasın''derler. Türkülerinde adı geçen Ayşe,Eşe,Zeynep,Şerfe,Esma,Emine,Zeliha meryem vs,hepsi Elif dir.Hiç evlenmemiş,kimseyi de sevememiştir. . ''Gene bülbül bilir gülün halinden Yeter deli oldum yarin elinden şıp aşıp gelir yayla belinden Yardan bize gel olduğu zamandır'' ... ''Güzel sevmiş deyi isnat ederler Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var. .. Zalim dağlar gazeli Gurbet elde ben neyleyim güzeli '' ''Kavim, kardaş, konuştuğum yarenler Soyundurup, çıracığım yok benim ...., Ulu Tanrım benim suçum ne Bir güzel verde gönlüm eyleyim.'' Uzaktan uzaktan Elifini gözetse de artık ulaşamaz ...... Bir gülceğiz istedim de vermedi Çocuk kadar hatırımı görmedi Çocukluğunu,gençliğini,aradıklarını,yıllarca özlediklerini bulamaz. ''Üç beş kişi olmuş türkü diyenler Al üstüne yeşil donu gi yenlerSol kara çadırda geçiyor günler Onun için bozgun öter telimiz Oba yerleri yıkılmış viran Ceyranlar gitmiş dağılmış şahan Dedim felege işlerin yaman Konuştum nice dilleri mahzun ''Yaşlanmıştır Artık o görkemli günler uzakta kalmış,duymayan kulağına titreyen elleri eklenmiş,gözleri kararmaya başlamıştır. ''Soldu gülüm, kurudu suyum Gönül çağlar şimden geri '' ''Garacaoglan eydür, geçti çağlarım Meyva vermez oldu gönül bağlarım Aklıma geldikçe durmaz ağlarım Gözüm yası sel olduğu zamandır.'' ... ''Gece gündüz çağırırım ya mevla Senden baska kımse bakmaz yüzüme Yanıldım yolumu kaldım yazıda Kılavuz ol doğru gidem yolumu ... Garacaoglan der netsek neylesek Yağları ballara katsak mı gerek Herkes göçtü bizde göçsekmi gerek Çınar da çürüdü kökten bozuldu ''... El'e düşmeyecek kadar gururludur. Sevdigi kadının gömülü olduğu tepenin karşısındaki mağaralardan birine Girer ve bir daha çıkmaz. Bazen Çobanlar yöreden geçerken in den gelen türküleri dinlerler. Sazı öldüğü İn'in gir işinde asılı çürür. Halk öyküsünün biri böyle,intihar ettiği yönünde ancak,anlatıldığı gibi eşinin ihanetinden dolayı değil,hiçbir türküsünde evli olduğuna dair ipucu,ız yok. Birlikte olduğu bir kadında yok. Mantıksız bir öykü olmalı. Dağ başında tek basına çadır olmaz,birçok çadırlı yurt da ise bırakın insanı yabancı tavuk gelse obaca görülür,tanınır. Şafak sökmeden işinin başında olan Yörük kadını doyunca uyuyamaz,kaldı ki kuşluk vakti sevgilisiyle çırılçıplak yakalansın,üstelik kocası tarafından. Varsayalım ki oldu konuyu büyükler töre uyarınca çözerler,yaşlı ozan'a bırakılmaz.TARSUS'lu GARACAOGLAN Türkülerde geçen Tarsus'a ait yer,yöre adlarından önce küçük bir açıklama: Senelerin deneyimli gazetecisi Sn. Hilmi Dolaşmaz Arada bir hatırlatmak ister. Şimdiki adliye binasının arkasında Karaca kız'ın mezarı vardı der. Kimse üstüne alınmaz,önemsemez.Dolaşmaz'ın tarifi tüm halk öykülerine uygundur. İsteyen istediğine inansın. Hem adı geçen kırklar mağarası(Bugünkü kırklar sırtı olmalı)hem de ashabı keh-f mağa rası. Üstelik Sağlıklı-Göçük arasındaki Karadağ ile sacayak oluşturur. Yörüklerde üç ve üçayak kutsaldır. (KARACAOGLAN TEPESI-Göç,nevruz ve hıdrellez bayramlarında şölen alanın adı Garacaoglan tepesidir,türkü söylemenin adı Garacaoglan çığırmak. Bu geleneği KUSUN beyleri ozan dan özür dılemek amacıyla başlatmış olmalılar.) Göçük köy doğumlu hattat E. Çalışkan ise Gülek geçidinin yapıldığı yıllarda yetkililere dilekçe ile başvuruda bulunduğunu anlatıyor. Sn. Çalışkan dilekçesinde Gülek Boğazı'nda bulunan GARACAOGLAN çeşmesinin kurtarılmasını korunmasını istiyor. Ama dinleyen kim?.Zaman yitirilmeden Dolaşmaz ve Çalışkan oluşturulacak bir kurulca dinlenip bildikleri belgelenmelidir. Ozan'ın türkülerinde geçen yer ,yöre adlarının %90 ı Tarsus'a aittir. Bulgar dağı Urum İki han(Kaynak Osmanlı arşiv belgeleri. Tarsus Tarıhı.A.Akgündüz.S.186) hampalı(hanbegli)( Kaynak Osmanlı arşiv belgeleri. Tarsus Tarıhı.A.Akgündüz.S326) döndeli(Dögenli)( Kaynak Osmanlı arşiv belgeleri. Tarsus Tarihi. A. Akgündüz sayfa.226) kırıkhan(Kaynak Mahmut gedikli Kara köy-Imamoglu-Adana-96 yasında okuryazar değil) beyler çınarı Karadağ göller(Eğri göl,yazı göl,kapı göl,ak göl,kara göl,yarık göl,çine göl Toros'larda Tarsus?un yaylasındaki göller) gündüzlü (Kaynak Osmanlı arşiv belgeleri. Tarsus Tarihi. A.Akgündüz Sayfa 228) kefeli günnüsün pınarı(Kaynak Mahmut gedikli Karaköy-Imamoglu-Adana-96 yasında okuryazar degil) karalar (Kaynak Osmanlı arsiv belgeleri. Tarsus Tarihi. A. Akgündüz sayfa 231) beşikli (beşirli)( Kaynak Osmanlı arşiv belgeleri. Tarsus Tarıhı.A.Akgündüz sayfa 221) hamalı( Kaynak Osmanlı arşiv belgeleri. Tarsus Tarihi. A .Akgündüz Sayfa 210) gavur gölü (7 gölden biri) deli ardıç mağarası (Kaynak Mahmut gedikli Kara köy-İmam oğlu-Adana-96 yasında okuryazar değil) karataş (Tarsuslu halk ozanı Bayram Sandal) kara burçlu (Kalburcu,kale burcu Tarsus'un köyü) akça kala (Bayram Sandal) Saçılar (Kaynak Dr Ahmet Kalafat Halk ınançları1995 kayseri Sayfa 59) Saçı (Aynı eser Saçı. Yörüklerde adak,kurban anlamındadır) Hacın:(Kaynak Toroslarda bir Yörük beyi Kültür bak.yay.2201 Sayfa 128-131) Perçem beli(Kaynak Velı Gür. Sağlıklı köyü 54 yaşında. Pozantı ya varmadan şimdiki koruluğun adının perçem beli veya çög beli olarak anıldığını söyler) Aşağıdaki türkü Tarafımdan derlenmiş,noktası virgülüne dokunmadan aktarılmıştır(I.Ates)Adana'dan çıkmış göçebenin birisi Ayak çakıt eylemiş konalganın sürüsü dokuz konalgadır KUZOLUK' dan berisi kömür gözlüm buralardan geçti mi? BOZBELI sorarsan ufacık taşlı yolu geder dide gögsü yokuşlu Sevdigim ibrişim kuşaklı kıvırcık saçlı Kömür gözlüm buralardan geçtimi Şo görünende SARIŞIGIN dağları Dökülmüş gülleri de hara bolmuş bağları Benim sevdiğimin 14-15 çağları Kömür gözlüm buralarda geçti mi Bu senede geçirdik baharı kışı ilkbahardı uçurduk ördeği kuşu GAVURHARMANIDA,ILIMAN ÇESMESI,peri peşi Kömür gözlüm buralardan geçti mi Bu senede ovada geçirdik baharı yazı Göllerden uçurduk ördeği kazı Sana derim sana GÜLEK BOGAZI kömür gözlüm buralardan geçti mi Ilgıt ılgıt eser yaylanın yeli Garip garip ötüşür kervanın zili Sana derim behey TEKIRIN BELI Kömür gölüm buralardan geçti mi(kaynak kişi Veli Gür Sağlıklı köyü) .... .... ...
Abınada deli gönlüm abına Bende sığmaz oldum kendi kabıma Gamalaklı garardıcın dibine beklerim sevdiğim gelesin diye(Kaynak Veli Gür. Kaynak kişiye göre gamalaklı garardıç Tarsus yaylasında) Türkünün diger bölümleri yok. Araştırılması için Uzmanların görüsüne sunuyoruz.Ancak Yukarıdaki tamamı yazılı türkünün Garacaoglana ait olduğu tartışı lmaz. Geleneğe ,deyişlere uygun.ELIF in TÜRKÜSÜ Gızzz senin hece deyişin üstünde baykuşlar ötsün Ak gögsün üstünde yılanlar yatsın Ahey 12 ayın üstünde sıtmalar dutsun sıtmalarını da gene ben bağlayım gelin Elif ah Şahin gibide yükseğinden uçarken keklik gibi engininden kaçarken seker pınarından da soğuk sular içerken S usuz pınarlardan kandırdın beni gelin Elif ah ay gelinde indimi ola yayladan gaşın değil gözün beni agladan Sen bu güzelliği satın mı aldın mevladan Alırım ahdımıda goymam yar sende.(Hafız Burhan Koca Tarsus Samlar köyü .Aktaran Ozan Bayram Sandal) Ne diyelim Leyla'dır dağı deldirir. Aslıdır çölde gezdirir,Elif'dir türkü düzdürür. Sevda dır yazdırır ha yazdırır. Tarsuslu Garacaoglan?ın kemikleri sızlar,kitap kitap satır satır anl atmışlar düğüm olmuş,Bekler ki yüreği elinde bir Tarsussever gelir bu düğümü çözdürür.
Türküler getirdim size Garacaoglan diyarından Gulak verin saza söze Garacaoglan diyarından
Gerdana benler ekilir Zülüfler yüze dökülür Yaylaya göçler çekilir Garacaoglan diyarından
Güllerde bülbül yuvası Bitmez gönüller sevdası Yanık gelir kaval sesi Garacaoglan diyarından
Canım gurbandır canlara Hem okuyup yazanlara Selam olsun ozanlara Garacaoglan diyarından
Der bayrami bizim eller Baharda açılır güller Bir türkü getirir yeller Garacaoglan diyarından
Çukurova ellerinden karacaoglan sesi gelir Aşıkların tellerinden Garacaoglan sesi gelir
Toros'ların pınarından Sevenlerin diyarından Yörüklerin çadırından Garacaoglan sesi gelir
Bahar seher yelinden Göçler giderken yolundan Çobanların kavalından Garacaoglan sesi gelir
Bir mitilim birde çulum Sevgi yolu benim yolun Türkü söyler Anadolu'm Garacaoglan sesi gelir
Dağ basında seyranlarda Dosta giden kervanlarda Düğünlerde bayramlarda Garacaoglan sesi gelir
Ölürüm yoluna dünden Kim ayrılır sevdiğinden BAYRAM SANDAL'ın köyünden Garacaoglan sesi gelir |
|||||||