Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

ALİ BAKIRCIOĞLU
             Ali Bakırcıoğlu 1929 yılında K.Maraş’ın Hartlap köyünde doğdu.İlkokuldan sonra tahsil yapamadı.1954 yılında bir yıllık Orman Muhafaza okulunu bitirip K.Maraş Orman İşletme Müdürlüğünde göreve başladı.1964 yılında Katip Mutemet kadrosuna geçerek koruma hizmetinden ayrıldı. 1974 – 1982 yılları arasında Andırın Orman İşletme Müdürlüğünde görev yaptı. Ve emekli oldu.Emekli olduktan sonra 1999 yılı sonuna kadar Andırında esnaflık yaptı.
Okumaya ve şiire hevesli idi.1970 yılında yayınlanmış bir şiir kitabı, Edik, Edem, Uzun Oluk, Tek Madalyalı şehir K.Maraş dergilerinde, Andırın Postası, Kahraman Kent ve birçok mahalli gazetelerde yayınlanmış şiirleri vardır. 7 çocuk, 28 torun sahibidir.
               Kendisi bir Andırın' lı kadar Andırınlı olduğunu Andırın Adına ve sevgisine yazmış olduğu şiirlerle de hissettirdi bunu bizlere.
               Halen K.Maraş Mimar Sinan mahallesinde yaşamını sürdürmektedir.

 

BİZİM KÖYLERDE

ANDIRIN

ÇAM AĞACI

Bizde hasta olan, gider hocaya

Su efsunlatırlar karı bacıya

Soğan iyi gelir, derler sancıya

             Böyledir adet'i bizim köylerin

             Hakikat acı itiraf eylerim

Saralı olanlar, Mulla Mehmet'e

Ekzamalı olan, Hökmel Mahmut'a

En tesirli ocak seyithanlı'da 

            Toprak efsunlanır, yılan sokana

            Boğaz çektirilir, köstü tutana* 

Kocası ölüp, kaynına varanın

Saçın sürsen, üzerine yaranın

Iyi olurmuş, görün ilmin buranın 

            Iki evlinin süpürgesin çalarsan

            Kış çabuk geçermiş, onu yakarsan

Çocuğu olmayan ocağa gider.

Veremli olanlar, perhizler eder

Mide ülserlisi içmeye gider

             Kanı durdurmaya eşek dışkısı

             Kan aldırır, bizde hastaysa kişi

Kömür saydırırlar, nazar değene

Kuz toprağın sarı inek yağına

Karıştırıp, yaraların çoğuna

            Merhem yapar bizde akıllı kişi

            Mide ülserine, somak eşkisi

Hasta bebeklere, kırk basık derler

Çocuk ishaliyse, süt oku onlar

Tezekle tartarsan geçermiş bunlar

            Bebek sancılıysa, kinin içirir.

            Kovuk çınar deliğinden geçirir

Gün doğmadan yedi tane pınardan

Birer tas su alıp bütün bunlardan

Yaprak toplayıp ziyaret çınardan

            Kaynatıp da banyo yaptırsan eğer

            Çocuk hastalığı geçermiş meğer

Sarılıktan eğer, sözü açarsan

Yukardan işeyip alttan içersen

Dudak altı örk etini kesersen

            Sarılıktan eser kalmaz bilininiz.

            Ne marifet, gelip bizde görünür

Tifoluysan, ateş gibi yanarsan

Bir urgana dokuz düğüm çalarsan

Üç çarşamba bileğine bağlarsan

             Ölmez isen, dirilirsin korkmayın.

             Başka yoldan şifa yoktur bakmayın. 

Ateş fazla ise, yorgan ört üst üste

Açmazlar üstünü, kalbide dursa

Doğurana su yok, susuzda ölse

            Su içersen güverirsin sen derler

            Sulu gıdaları yasak ederler

Bakın ne buyurur karı ablası

Karın ağrısına, meşe üpresi

Doğuran kadına, keçi gübresi

            Eleyerek yatağına koyarlar.

            Çabuk dirilmeye birebir derler.

Inek süt vermezse, bir nazar yazdır

At'ın hasta ise, mezarlık gezdir.

Bakırcıoğlu dahası var, bu azdır.

            Benim tenkitleri duyarsa köyler

            Çok incelme, kırılırsın sen derler.

 

Altın olsun derim, toprağım taşın

Dünyalar durdukça, dursun Andırın

Helaldır kazancın, ekmeğin aşın

Ne muradı varsa, ersin Andırın

 

Çok yerde yayla var,orman bulunmaz

Kekiği, reyhanı, defnesi olmaz 

Güzelim demekle, güzel olunmaz

Güzelsin eşin yok, birsin Andırın

 

O, kışla bahçesi, güzel ve serin

Çınargeçidinin, eşi yok derim

Yüzlerce pınarın, piknik yerlerin

Güzelsin, canansın, yarsın Andırın

 

Kirazlı, fındıklı, iki derede

Keçi kestik, piknik yaptık şurada

Söylen var mı, bir benzeri nerede

Şirinsin, sihirsin, sırsın Andırın

 

Altınboğa güzel, bir yaylak yeri

Akifiye oradan, kalmaz ki geri

Çokak, Kırksu, halbur ve diğerleri

Şüphesi olanlar, sorsun Andırın

 

Ünlüdür Çığşar' ın kirazı, balı

Baharda açılır, rengarenk gülü

Tarihi göç yolu, meyremçil beli

Görmeyenler varsa, görsün Andırın

 

Meyremçil,de  yaylaların yaylası

İnsanda dert koymaz, temiz havası

Kayranlıda  olur, şahin yuvası

Adın tarihlere, girsin Andırın

 

Tırıl, Akçadağ da gel piknik yapak

Gebenin yaylası,Kengerde yatak

Yaban kirazına,Kuşburnu katak

Vücut zinde olsun,varsın Andırın

 

Yükseği yayladır,engini ova

Avcılar her mevsim giderler ava

Hele de Tirşiği, her derde deva

Diyerek iştahla,yersin Andırın

 

Şifalı ot dolu, dağı taşları

Ormanda ötüşür, bin bir kuşları

Tarihi kilimde, gör nakışları

Hele bir ıstarı, kursun Andırın(*) 

 

Saygılar  ilçenin, tüm heyetine

Bağışlan beni, iyi niyetime

Benim bu şiiri,  halk eğitime

Beklerim dilerim, versin Andırın

 

Bakırcıoğlu yine, eksik bu yazı

İnsanları güzel, gelini kızı

En mümbit arazi, Andırın düzü

Bir yılda dört mahsul, dersin Andırın(**)

 

Güzellikte  benzeri  yok

faydası hepsinden çok

Girmediği sanayi yok

Kıymetlidir Çam Ağacı

 

Ne güzelde, kokusu var

Azametli yapısı var

Yetişemez sedir,Göknar

Kıymetlidir, Çam ağacı 

 

Yemyeşildir, kış ile yaz

Gölgesinde gezsen biraz

Olmaz sıtma,Tüberküloz

Kıymetlidir, Çam ağacı

 

Her sanatkar onu arar

Binbir türlü işe yarar

Tababete ilaç sunar

Kıymetlidir, Çam ağacı

 

Demez kıraç, demez kalker

Her bakımdan,pek kanaatkar

Takdir eder, her sanatkar

Kıymetlidir, Çam ağacı

 

Mütavazi, saygı değer

Bakırcıoğlu, onu över

Ölürüm görmesem eğer

Kıymetlidir, Çam ağacı

                4.4.l964

GÖKNAR AĞACI

Taze bir gelinsin yeşil duvağın

Ne kadar zariftir dalın,budağın

Aşıklar otağı yerin ve dağın

Ruha ilham veren göknar ağacı

 

Koyu yeşil rengi nasılda seçtin

Uzattın başını,çok ulvileştin

Evsiz kurda ,kuşa kanadın açtın

Dosta çadır kuran,göknar ağacı

 

Emsalsiz güzelsin,mağrur değilsin

Başını dik tutar,dalın eğersin

Kibrikler misali,ibre dizersin

Kolu kola saran ,göknar ağacı

 

Bedenin pürüzsüz,nazik teninde

Hasta şifa bulur,senin yanında

Layık sana,eğilelim önünde

Zarafetle duran,göknar ağacı

 

Yerini seçmişsin,yaylada soyun

Endamın güzeldir,uzundur boyun

Ormanın hoş kokar ,tatlıdır suyun

Kışa göğüs geren,göknar ağacı

 

Bedenin beyaz da ,kipriğin yeşil

Giymişsin zümrüdü,hoş hışır hışır

Tarifden acizim,bilmemki nasıl

Dosta döşek seren,göknar ağacı

 

Karadeniz civarında görünün

Ilgaz dağlarında ,çokça barının

Bolu etrafında meşhur bilinin

Uludağa varan,göknar ağacı

 

Akdeniz muhiti hep pare pare

Yağmuru az görür,burda ne çare

Evsafı bozulmuş,olmuş avare

Torosları gören,göknar ağacı

 

                  

 MARAŞ' IN MARAŞ' LI MARAŞ' LI  II

Nasıl tarif etsem kahraman şehri

Dünyalara gitsin,ünü Maraş’ın

Arkasını vermiş ahır dağına

Münbit bir ovadır,önü Maraş’ın

 

Kırmızı biberi dünyada tektir

Hele dondurmanın benzeri yoktur

Havası nemsizdir,temizdir paktır

Güzeldir güneşi,günü Maraş’ın

 

Kerhan’ı,Gafarlı,Kozluderesi

Tüm bahçelik doğu köyler yöresi

Meşhur olur Bulanık’ın şırası

Un sucuğu olur,unu Maraş’ın

 

Bertiz üzümüne hiç doyum olmaz

Hele pekmezinin eşi bulunmaz

Pestil,bastık,samsa saymaya gelmez

Nesini övdüm ki hani Maraş’ın

 

Malumdur,meşhurdurTekir yaylası

Serin olur Döngel,Şahin Kayası

Ilıca harika,girin doyası

Şifa bulur burda,canı Maraş’ın

 

Sedir ile köknar,ediyor yarış

Sen git Yavşan’a da ormanla tanış

Milli park yeridir,güzel Başkonuş

Piknik yeri hafta sonu Maraş’ın

 

Ceyhan nehri bir barajlar dizisi

Sır,Menzelet,Kılavuzlu bazısı

Yaz günleri çok hoş olur gezisi

Güzeldir çevresi,yanı Maraş’ın

 

Hartlap,Dereboğaz yazın şen olur

Şehirin eşrafı yazlığa gelir

Tüm çevre bıçağı buradan alır

Şirindir insanı,kanı Maraş’ın

 

Tekstilde başı çeker ilimiz

Pamuk eker,iplik dokur elimiz

İhraç olur dış ülkeye malımız

İstikbale açık yönü Maraş’ın

 

Her türlü sebzesi,meyvesi çoktur

Cennete benzetsem günahım yoktur

Geçmişi şerefli,yüzümüz aktır

Dünyaya gitmiştir,şanı Maraş’ın

 

Eksik yazdım,mübalağa etmedim

Nice güzelliği sayıp gitmedim

Der Bakırcıoğlu,hiç abartmadım

Gururla doludur,dünü Maraş’ın

                 OCAK 2003

Dokuz yüz yirminin ocak ayında

Bayrağını inmiş gördü Maraş’lı

O ulu camide,Cuma gününde

Kati kararını verdi Maraş’lı

 

O günde olmuştu, neler olmuşsa        

Silaha sarıldı neler bulmuşsa

Kalan gazi idi,şehitti ölmüşse

Harbe bu imanla girdi Maraş’lı 

 

Kahramanlık denen neyi yapmadık

Düşmanın topundan gözü kırpmadık

Diş tırnak boğuştuk,mağlup çıkmadık

Her cefaya göğsün gerdi Maraş’lı 

 

O günler ne idi neler görmedik

Aman dilemedik,aman vermedik

Siperde aç susuz,uyku görmedik

Böylece kurtardı,yurdu Maraş’lı

 

İngiliz,Fransız,İtalyan yunan

Vatanı paylaşıp etmişti talan

Edem daha artık,durur mu kalan

İlk darbeyi bur da vurdu Maraş’lı 

 

Sonunda savaşın galibi bizdik

Tepeledik hasmı,linç ettik ezdik

Düşmandan kurtulmuş bir vatan çizdik

Nihayet düşmanı sürdü Maraş’lı

 

Öğün ey;Maraş’lı gururla öğün

Kahraman yatağı mahallen köyün

On iki Şubat’ta bir mutlu düğün

Zafer bayramını kurdu Maraş’lı

                                10.04.1972

 

Tarihte yerin var,övgüye layık

Methe gücüm yetmez,seni Maraş’lı

On iki Şubat’ı hatırlar isem

Gururum  coşturur,beni Maraş’lı

 

Dostuna o elin yumuşak ettir

Düşmana yumruğun çelikten serttir

İmanın kuvvetli, azminiz berktir

Tarih inkar etmez, bunu Maraş’lı

 

Çeteler diyarı,yiğit yağızı

Hakkın karşısında munis bir kuzu

Düşman karşısında,Selim Yavuz’u

Örnek almışındır,onu Maraş’lı

 

Meziyetin uygun,Türklük şanına

Başını koymuşun vatan uğruna

Kıymazken mazlumun damla kanına

Sel ettin düşmandan kanı Maraş’lı

 

Düşmanın topundan asla yılmadın

Yokluk içindeyken meyus olmadın

Şehit düştün fakat,esir kalmadın

Vatana adadın canı,Maraş’lı

 

Almıştın cesaret,imandan gücün

Demedin yalınım,demedin açım

Cephane taşıdı,edeme bacım

Boşa kazanmadın ünü Maraş’lı

 

Baltanla toplara karşı durarak

İmanlı göğsünü siper kurarak

Düşmanı Maraş’tan atıp,sürerek

Yaşadı bir bayram günü Maraş’lı

 

Bakırcıoğlu, elin mazluma müşfik

Zalime bileğin,bükülmez çelik

Düşmana arattın,girecek delik

Kirletti hasmına,donu Maraş’lı