Anlamlı bir yazı

Fehmi Koru

18 Ekim 2001, Yeni Şafak

Bizans tarihçisi William Dalrymple, "Bombalar düşmeye başlamadan önce, Avrupa gazeteleri 'uygarlıklar çatışması' tezini tartışıp dururken, ben, İstanbul sokaklarında dolaşıyordum" diyor. "Parlak bir güz güneşi vurduğu sırada, Haliç kıyısında, birden bir türbeyle karşılaşıverdim. Bir cami haziresine açılan gölgeli bahçenin arkasında sekizgen bir kule yükseliyordu: Osmanlı amirali Kılıç Ali Paşa'nın türbesi... 1571'deki İnebahtı Savaşı'nda Batı'nın ortak donanmasına karşı savaşan Osmanlı komutanları arasında en göze çarpanlardan biriydi Kılıç Ali. O olayın ardından Kaptan Paşalığa getirildi ve iki yıl sonra da Kıbrıs'ı Venedikliler'den fethetti."

Yazısına böyle bir giriş yapmasının sebebine geliyor yazar: "Berlusconi'nin kişiliğinde temsil edilen 'uygarlıklar çatışması' için ideal bir figür işte size; 'Dehşetverici Türk'... Ancak, Kılıç Ali, aslında, Calabrialı Ochiali adında sonradan Müslüman olmuş bir İtalyan'dı. Birbirinden çok farklı iki uygarlık arasındaki ilişkiyi daha da karmaşık hale getiren, türbeyi yapanın da bir başka Hıristiyan asıllı mühtedi oluşudur. (..) Kılıç Ali'nin Kaptan Paşa unvanını taşıdığı dönemde Osmanlı vezirlerinin en kudretlisi olan Hadım Hasan Ağa da Great Yarmouth'tan (İngiltere) Samson Rowlie'ydi."

Yazar Dalrymple, iki uygarlık arasında kalıp Osmanlı lehine tercihte bulunan başka mühtedi örnekleri de anıyor. Bazı dindaşlarının ve İslâm Dünyası'ndan olduğu halde İslâm'ı Hıristiyanlık karşısında mahkum eden tiplerin aksine, "From the Holy Mountain: travels in the shadow of Byzantium" adlı kitabı şu yakınlarda yayımlanan (Flamingo) Bizans tarihçisi yazar, uygarlıklar arasında geçişlilik bulunduğuna işaret ediyor. "İlk Bizanslılar Peygamber'in ordularıyla karşılaştıkları zaman, İslâm'ın Hıristiyanlığın bir başka çeşidi olduğunu düşündüler. Haksız da değillerdi; çünkü İslâm Eski ve Yeni Ahid'lerin bir bölümünü kabul eder, sünnet, abdest gibi Hz. Musa'nın getirdiği yasalarda bulunan uygulamaları sürdürür, Hz. İsa ile O'ndan önceki peygamberleri saygıyla kucaklar."

İlk Hıristiyan ilâhiyatçılardan Şamlı Yahya'nın (ö. 749), İslâm'ı Yahudi-Hıristiyan geleneğin sürdürücüsü bildiğini de kaydeden yazar, 'Aziz' sıfatlı Yahya'nın Emevi devleti sınırları içinde yaşayan, babası maliye bakanı, kendisi Halife Yezid'in çocukluk arkadaşı asil bir Arap olduğunu belirtiyor.

Müslümanların dinî uygulamalarının ilk Hıristiyanlığa bugünkü Hıristiyanlık anlayış ve uygulamasından daha yakın olduğunu kayda geçirmekten de geri durmuyor yazar. "Altıncı yüzyıl Bizans'ından bir rahip günümüzü görebilseydi, çağımızın 'Amerikalı Hıristiyanı'ndan çok çağımızın 'Sufi Müslümanı'nın inanç ve uygulamalarına kendisini daha yakın hissederdi. Biz Hıristiyanlığı sanki Batılı bir inançmış gibi düşünme eğilimindeyiz, oysa o da Doğulu bir gelenek. Bizim kültürümüzün temelinde yatan Yunan ve Roma düşüncesinin İslâm da mirasçısı; dahası, klasikleri koruyup Müslüman İspanya ve Sicilya üniversitelerinden bize ulaştıranlar da Müslümanlardır."

Batı'daki bazı medya organlarının (Dalrymple kendi ülkesinden The Telegraph ve The Times gazetelerinin adlarını anmış) öncülüğünde yürütülen İslâm'ı 'şeytanlaştırma' kampanyasının gözleri kararttığını bildiren yazar, bunun Hıristiyanlık ile İslâm arasındaki akrabalığı unutturduğunu da belirtmeden geçmemiş. Yazısının sonunda, Mevlâna'nın o ünlü 'fili tarif eden üç âmâ' hikayesini naklediyor, kıssadan hissesiyle birlikte: "Bizim durumumuz da o üç âmâ gibi. Herbirimiz Yüce Allah'ı değişik bir biçimde idrak ediyor ve o biçimlerin birbiriyle çeliştiğini sanıyoruz. Allah'ın varlığı olmaksızın karanlıkta sağa sola çarpan o âma insanlara benzediğimizi unutuveriyoruz."

Tarihin parlak sayfalarını teşkil eden Afgan kentleri üzerine bombalar yağdırılmaya başlamadan önce, uygarlıklar beşiği İstanbul sokaklarında dolaşırken, bir dinin 'şeytanlaştırılması' sürecine dayalı 'uygarlıklar çatışması' konusu üzerinde düşünen William Dalrymple'nin bu anlamlı yazısını keşke George Bush ve silâh arkadaşları da okusaydılar...

İslâm'ı ortaçağa lâyık gören bizdeki 'gericiler' okusun, ona da râzıyım...

fkoru@yenisafak.com

Diğer yazıları ► ► ►

Yeni Safak'taki günlük yazısı.. ► ► ►