Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

 

ÇANKIRI GEZİ REHBERİ

 

 

 

Turizmle henüz tam olarak tanışmamış olan Çankırı’yı tanıtım amaçlı bu kitapçığın meraklılarına, araştırmacılara, Çankırı’da ve Çankırı dışında yaşayanlara faydalı olacağını umuyorum. Çankırı’da konusunda yayınlanan ilk eser olması bakımından kitapta karşılaşacağınız eksiklikleri anlayışla karşılayacağınızı umarım. Kitapçığın hazırlanmasında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazı ve resim yönünden katkıda bulunmuştur. Alınan yardımlar çoğu yerde aynen kitaba aktarılmış olup başta Mustafa Karatatar ve Nusret Acar’a teşvik ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca kitabın hazırlanmasında ‘’Çankırı Tarih Kültür Turizm’’ adlı eser esas alınmış, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce hazırlanan tanıtım broşürleri, kültür envanteri çalışmaları ve fotoğrafları  yanında, Çankırı Turizm Derneği’nden, İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce tarafıma gönderilen bilgilerden yararlanılmıştır.

 

 

 

Kitapta konu edinilen yerlerin hemen hemen hepsine gidilmiş, resim çekilmiş ve bilgi derlenmiştir. Dört sene gibi bir süreyi kapsayan bu çalışmamda her zama

 

n yakın desteğini, sabrını  ve anlayışını gördüğüm eşim Gülbahar Ayhan’a da şükran borçluyum.

 

Kitabın basım ve dağıtımını üstlenen Çankırı sevdalısı değerli hemşerimiz……………bu rehberin gerçekleştirilmesinde Çankırı turizmine yapmış olduğu katkıdan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Gelecekte daha detaylı ve görsel ağırlıklı yayınlara ve Çankırı belgeseline destek sözü vermesinden dolayı gerçekten çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Kitabın ilk baskısı telif hakkı bilâ ücret kendilerine verilmiştir. Çankırı için böyle bir  açılım ve desteği sağlamasından dolayı Çankırı Turizmi adına ne kadar teşekkür etsek azdır.

 

Bahattin Ayhan

 

Ankara -Ocak 2009

 

 

 

 ÇANKIRI GEZİ REHBERİ

 

Geçmişin izlerini, küllenmiş anıları, doğayı, tarihi ve kültürü bir arada yaşarken, Anadolu insanın sevecenliğini, misafirperverliğini yakından tanımak isterseniz gelin bizimle olun. Attığınız oltanın başında beklerken, kayak pistinde çizeceğiniz kavisler, ormanın yeşillikleri arasında dalıp gideceğiniz hülyalar  sizinle olsun. Zamana karşı direnen köprüler üzerinden geçerken sağlı sollu sıralanan papatyalar, gelincikler, kır çiçekleri arasında özlemini duyduğunuz kuş sesleri, tepenizde dolanan kartal, atmaca alıp götürecek sizi başka diyarlara. Yoldan geçerken göreceğiniz bir dibek, evin kenarına bırakılmış eski bir döven, tüten bir iki baca ve sizi karşılayan çomar.

 

İsterseniz arabanızla, isterseniz yayan gezin atacağınız her adım size yaşam sevinci verecektir. Hititler’den de önce başlayan ve günümüze kadar kesintisiz yerleşimin izlerini, eserlerini bulabileceğiniz, karşılaştığınız otantik kültür öğeleri ile kendinizi keşfe çıkmış bir gezginin o güzel duyguları, heyecanı ve yapacağınız keşiflerle sizi  baş başa bırakıyoruz.

 

Çankırı’ya: Hoş geldiniz.

 

 

 

KARAYOLU  ULAŞIMI: Çankırı kent merkezine Ankara’dan Esenboğa yol ayrımından ulaşılabileceği gibi, İstanbul’dan  Gerede ayırımı, Kurşunlu-Korgun veya Ilgaz-Korgun üzerinden de gelinebilir. Ankara-Çankırı arası  1 saat 45 dakika, İstanbul-Çankırı arası yaklaşık 7-9 saat sürmektedir. İstanbul Esenler ve Harem terminalleri ile Ankara AŞTİ terminalinden düzenli otobüs seferleri vardır. Ankara-Çankırı arasında sabah 06.30-21.00 saatleri  arasında  otobüs ile ulaşmak mümkündür. Ayrıca Çankırı-İstanbul arasında sabah ve akşam saatlerinde karşılıklı sefer yapan otobüs firmaları bulunmaktadır. Çankırı otogar tel.  0376 213121

 

 

 

Çankırı’nın bazı illere olan uzaklığı (km).

 

ÇANKIRI                                                                                                                                                                       

 

131                     Ankara                                                                                                                                                 

 

497                        İstanbul                                                                                                                                           

 

711                        İzmir                                                                                                                  

 

114                        Kastamonu                                                                                                     

 

312                        Zonguldak                                                                                        

 

675                        Antalya                                                                              

 

910                        Diyarbakır                                                         

 

330                        Samsun                                              

 

804                        Erzurum                             

 

649                        Trabzon              

 

156                        Çorum

 

 

 

DEMİRYOLU ULAŞIMI : Çankırı tren istasyonu tel 0376 2131319

 

Tren Seferleri TCDD  Danışmadan veya web sitesinden öğrenilbilir.

 

 

 

ÇANKIRI İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

 

 

 

TARİHÇE

 

Çankırı’nın geçmişi hep 3-7 bin yılla sınırlandırılmakla beraber, çevrede bulunan höyük ve yüzeysel buluntular, Çankırı’nın İÖ 7. binden daha önceleri iskan edildiğini doğrulamaktadır.  Bölgedeki yerleşimin Paleolitik-Neolitik döneme kadar uzandığını, yüzey araştırmalarında elde olunan el âletleri ve  İnandık kazısında ortaya çıkartılan Hititler dönemine  ait kutsal evlenme törenini temsil eden, resimlerle bezenmiş bir vazo ve mülk bağış belgesinden, Ilgaz, Eldivan höyüklerinden çıkarılan eserlerden ve kalıntılardan anlamaktayız. Adı geçen höyüklerde İlk Tunç Çağına tarihlenen çanak ve çömlekler bulunmuştur. Bölgenin güçlü devleti olan Hititler, Deniz kavimlerinin göçü sonucu yıkıldı. İÖ 1200 ve daha sonrasında Çankırı değişik kavimlerin egemenliği altına girdi. Bir ara Kafkasya bölgesinde gelerek  bölgeyi ellerine geçiren Kimmerler, (İÖ 700-650) daha sonraları geri çekildiler. İÖ 325’de İskender’in ölümü üzerine imparatorluk parçalandı, iç ve batı Karadeniz bölümünde Çankırı merkez olmak (Çankırı, Kastamonu, Sinop)  üzere Paflagonya Devleti kuruldu.

 

 

 

Strabon, (İÖ 120) de Başkenti Gangra olan ve Mersias adlı kralın yönetimindeki toprakları, Gangralı olan Galatya kralı Deiotaros’un  kendi yönetimi altına  aldığını belirtir.

 

 

 

Romalılar Döneminde Çankırı, büyük dini toplantıların yapıldığı ve Germanicopolis adıyla bastırılan sikkelerden de anlaşıldığına göre ekonomik yönden de güçlü bir kenttir.

 

 

 

 Ortaçağda Çankırı: Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde, Kızılırmak eyaletinin askeri üssü ve müstahkem kalesi olarak kullanıldı. Heraklius döneminde Kastamonu ve Çankırı’nın içinde bulunduğu temanın başkenti Gangri (Gangra) idi. Doğu Roma (Bizans) dönemi tarihi ise karanlıktır. Bölge Pers imparatoru Hüsrev Perviz tarafından kısa bir süre ele geçirildi. Emeviler döneminde fethedilmek istenmişse de kalesinin sağlamlığı nedeniyle başarılamadı.

 

 

 

1071 Malazgirt Savaş’ı sonrası Türklere Anadolu kapıları açıldı. Alpaslan’ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi, Emir Karatekin’i Çankırı bölgesini fethetmekle görevlendirdi. Emir Karatekin tarafından fethedilen Çankırı, Haçlılarca ele geçirildi ise de tekrar Danişmentliler egemenlik kurdu. Karatekin, ölümüne kadar Danişment emiri olarak Çankırı’yı yönetti. Kent 1132’de Bizanslıların eline geçti ise de Selçuklu Sultanı 1.Mesud Çankırı’yı Bizanslılardan geri aldı.

 

 

 

Anadolu Selçuklularının zayıflaması üzerine kurulan Candaroğlu beyliğinin sınırlar içinde kalan Çankırı, Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı yönetimi altına girdi. 1459’da Fatih Sultan Mehmet tarafından tamamen Osmanlı toprakları içine katıldı. 

 

 

 

1464’den itibaren Anadolu eyaletine bağlı bir sancak merkezi olan Çankırı, doğuya yapılan seferlerde menzil yeri olarak kullanıldı. 1469’da Şehzade Cem Sultan Kastamonu’ya vali olarak atandı ve II. Bayazıt’ın torunu Osman Çelebi (1481-1512) Çankırı’da sancak beyliği yaptı. Osmanlı döneminde: Kastamonu, Kütahya, Yozgat ve Ankara’ya bağlı sancak merkezi olarak yönetildi.

 

 

 

Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olan Çankırı aydınları Milli Mücadeleye olan desteklerini Kastamonu’da başlattılar.  15 Haziran 1919 günü Açıksöz Gazetesi, Kastamonu’da yayın hayatına başladı. Çankırı’lı Ahmet Talat Onay, Ulusal Bağımsızlık Savaşı konusunda halkı aydınlatmada ve mücadeleyi desteklemede en ön sıralarda yer aldı. Açıksöz Gazetesinde yazdığı yazılarla, İtilâf Devletlerine çektiği protesto telgraflarıyla savaşın kazanılmasında  katkıları oldu.

 

 

 

 600 yüz yılı geçkin bir süre Ankara, Kütahya, Yozgat ve son olarak da  Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olarak yönetilen Çankırı (9 Nisan 1925)  tarihinde il yapıldı. Dönemin Çankırı Milletvekilleri, Ahmet Talat, Mehmet Rifat, Yusuf Ziya beyler  TBMM’ne verdikleri takriri üzerine Kankırı adının Çankırı olarak değiştirilmesine  ve il yapılmasına hükümetçe karar verildi

 

 

 

ATATÜRK ÇANKIRI’DA : Atatürk’ün Çankırılılar tarafından karşılanması ve ağırlanmasını Türk Ocağı Başkanı ve Anadolu Ajansı muhabiri Tahsin Nahit (Uygur)  Çankırı’da yayınlanan Nejat Gazetesinde (27 Ağustos 1341-1925 tarih ve 77 sayılı nüsha) şöyle anlatılmaktadır: Kalecikten sonra Çankırı sınırı olan Tüneyin Çandır hanında Atatürk: Çankırı mebusları Ziya, Talat (Onay), Rifat, Vali Cemil, Operatör Miralay (Albay) Refik, Topçu alay Komutanı Kaymakam (Yarbay) Osman, Halk Fırkası Reisi Müftü Atâ Efendi, Belediye Başkanı Cemal, Türkocagı Reisi Tahsin Nahit (Uygur) beylerden oluşan bir heyet tarafından karşılandı. Çankırı üzerinden Kastamonu’ya giden Atatürk: Şapka İnkilabını lan ettikten sonra Ankara’ya dönüşlerinde bir gece Çankırı’da kaldı. Çankırılıların nesini beğendiniz sorusuna Atatürk ‘’İnceliğini’’ yanıtını vermiştir.

 

 

 

ÇANKIRI ADI

 

Çankırı bölgesi Paphlagonia (Paflagonya) olarak geçmekte, çevresinde Pontos, Phyrigia (Firig), Galatia (Galatya), Bithynia (Bitinya) bulunmaktadır. Gangra adı İÖ 1. bin yılın yerel dili olan Paphlagonia dilinde tiftik veya keçi anlamına gelmektedir. Bölgede fazla sayıda tiftik keçisi bulunması nedeniyle bu ad verilmiştir.

 

 

 

 Çankırı adının tarihi gelişimini özetleyecek olursak Galatlar Döneminde, Gangre, Gangres, Gangra, Gangrea, Gagaris ve Cancari.  Paflagonlar döneminde Gangra.  Romalılar döneminde Germanikapolis. Bizanslılar döneminde Germanicopolis, Kangıra, Gangıra. İslam kaynaklarında ‘’Demir Kale’’ anlamına gelen Hısn el Hadid. Arap kaynaklarında Mahrusei Kenkeri, Kangari, Kangen, Kangarı, Kangar. Klasik batı kaynaklarında Kangra, Kankora, Kankıra, Kengiri, Kengürü, Gankaris, Gangora, Güngıra, Gangares, Germanikopolis. Selçuklular Döneminde Kenkir, Gangrakale, Mogollar Döneminde Hısn el Hadid, Osmanlı Döneminde Gangra, Kengiri, Kanglı, Kangırı, Kengari, Kangrı, halk arasında Kangırı, Çengürü, Çengiri, Çangırı, Çankır, Çungara, Ganpara, Cangra, Cancara, Hancara şeklinde söylenmiştir.

 

 

 

COĞRAFYA

 

Çankırı İli: İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde Kızılırmak ile  kısmen Batı Karadeniz Bölgesi ana havzalarına geçişte, 40º 30’ 41’’ Kuzey enlemleri ile 32º 30’ 34’’ Doğu boylamları (Greenwich’e göre)  arasında yer alır. İlçe topraklarının yarısı İç Anadolu bölgesinde, diğer yarısı Batı Karadeniz bölgesindedir. İlin yüzölçümü 7 404 km² olup Türkiye topraklarının % 0,94’ünü meydana getirir. Denizden yüksekliği (rakım) ortalama 723.8 m.dir. Doğu-Batı uzunluğu 128 km. Kuzey-Güney uzunluğu 72 km.dir.

 

 

 

Kuzeyde; Kastamonu, Güneyde; Ankara ve Kırıkkale, Batıda; Bolu, Kuzeybatıda; Karabük, Doğuda; Çorum illeri ile komşudur. Merkez ilçe, Eldivan, Şabanözü, Korgun, Kızılırmak ilçelerinin tamamı ve Yapraklı ilçesinin bir kısmı İç Anadolu, Çerkeş, Atkaracalar, Orta, Kurşunlu, Bayramören, Ilgaz , Yapraklı ilçeleri ise Batı Karadeniz coğrafi bölgesi sınırları içinde kalır.

 

ÇANKIRI KENTİ

 

Kuzey-güney yönünde akan Tatlıçay’ın her iki yakasında, doğudan gelen Acıçay’ın kuzeyi ile kalenin etekleri arasında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 750 m olup tipik karasal iklim egemendir. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. Kentin Tatlıçay bölümü yeşillik olup diğer tarafları çıplaktır. Cumhuriyet Mahallesi, İstasyon Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Buğdaypazarı Caddesi ticarethanelerin ve resmi kurumların bulunduğu bölgedir.

 

 

 

 Hititler’den bu tarafa varlığı bilinen kent, Helenistik, Roma,  Bizans dönemlerinde idari ve dîni yönetim birimi olarak önem kazanmıştır. Beylikler döneminin başkenti, Osmanlı döneminin sancak merkezi olmuştur. Galatlar döneminde Gangrea, Bizanslılar döneminde Germanicopoklis, Selçuklula’!dan sonra Kengürü, Çangara ve daha değişik isimlerle anılmış Cumhuriyet döneminde Çankırı olarak anılmaya başlanmıştır.

 

 

 

GEZELİM GÖRELİM

 

 

 

ÇANKIRI KALESİ: Kentin kuzeyinde ve kente hâkim  900 m. rakımlı tepe üzerinde 100 m. X 200 m. lik bir düzlükte kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi konusunda kesin bilgi yoktur. Hititler döneminde yapıldığı tahmin olunmakla birlikte, İlk ve Ortaçağ akropolisi üzerinde yer almaktadır. Doğu tarafta bulunan  ve Bey kapısı olarak adlandırılan,  Geç Ortaçağ dönemine ait devşirme moloz taş, tuğla ve harçtan yapılmış iki parça yüksek sur parçası günümüze kadar gelebilmiştir.

 

 

 

 Park düzenlemesi sırasında çıkan iki sütun başlığı Karatekin Türbesi’nin yanına bırakılmıştır. Kalede Roma dönemine ait kaya mezarı 5 x 5 m. boyutunda kaya tüneli ve sarnıç bulunmaktadır. Geç Roma-Erken Bizans dönemlerine ait seramik parçaları ele geçirilmiştir. Türk-İslam çağına ait Karatekin türbesi buradadır.

 

 

 

Geçmişte Emeviler, Danişmentliler, Bizanslılar ve Haçlılar tarafından kuşatılan, Osmanlı döneminde yerleşimin var olduğu kale 1847 yılında meydana gelen kolera salgını nedeniyle terk edilmiştir. Kalede; 1919’da  bir cami ve depremden hasar görmüş eğik minaresinin varlığı bilinmektedir. Piknik alanı olarak kullanılan kale aynı zamanda 150 m. yüksekten panoramik Çankırı manzarası seyretme oLanağını sunmaktadır.

 

 

 

ÇANKIRI MÜZESİ:  Anıt alanında 100. Yıl Kültür merkezi binasının içinde yer alan müzede (İÖ. 8-7) milyon yıl önceye ait omurgalı fosilleri, Paleolitik ve Neolitik dönemlerden başlayarak yakın zamanlara ait arkeolojik, etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler yanında İslam, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerde müzede yer almaktadır. Müzede İÖ. 3000-2000 yıllarını kapsayan Eski Tunç Çağına ait küp mezarlar, pişmiş toprak kaplar, süs eşyaları, figürinler, bronz güneş kursu, silahlar ve Hitit, Frig, Roma, Bizans dönemlerine ait pişmiş toprak kaplar, çeşitli boncuklar, süs eşyaları, bronzdan yapılmış silahlar, tıp âletleri, iğneler, ağırşaklar, kandiller, parfüm şişeleri, çeşitli heykel parçaları, değişik dönemlere ait sikkeler sergilenmektedir.

 

 

 

Sergilenen cam eserler Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Kalıba üfleme, serbest üfleme ve kalıba döküm teknikleri ile üretilmiştir. Bunlar arasında kâseler, bardaklar, sürahiler, şişeler, parfüm şişeleri, karıştırma çubukları, bilezikler, yüzükler, boncuklar yer alır. Binanın koridorunda ve dışında tretuvarda  Hellenistik, Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait alınlık kitabeleri, aslan protomları, Dor, İon, Korint üslubunda yapılmış sütun başları, kaideler, steller, mil taşları, vaftiz teknesi, büyük depo küpleri görülebilir. Çankırı ve çevresine ait elde edilen çeşitli dokumalar, el işlemeleri,hat sanat örnekleri, baskı kalıpları, kıyafetler, silahlar, süs eşyaları ve günlük gereksinimde kullanılan çok sayıda etnoğrafik eşya  ve Kurtuluş Savaşı’nda İnebolu-Çankırı-Ankara arasında cephane taşımış bir kağnıda müzedeki  müstesna yerini almıştır.

 

 

 

 ÇORAKTERLER OMURGALI FOSİL YATAĞI.  Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde kentin çıkışında olan fosil yatağı Türkiye’de olduğu kadar Dünyada da Geç Miyosen dönemini temsil eden önemli bir lokalitedir. Yaz aylarında kazı çalışmalar devam etmektedir. Hortumlular, gergedangiller, atgiller, domuzgiller, zürafagiller, öküzgiller, kuyruksuz büyük maymunlara ait fosiller çıkarılmıştır.  Dünyada, Çorakyerler kazısını önemli kılan ‘’Hominioidea’’ ailesine mensup bir fosilin bulunmuş olmasından kaynaklanmaktadır.

 

 

 

 İNANDIK VAZOSU VE MÜLK BAĞIŞ BELGESİ. Çankırı-Ankara karayolu üzerinde, Çankırı kent merkezine 33 km. uzaklıkta  bulunan İnandık Höyük’te 1966-1967 yıllarında yapılan kurtarma kazısında elde edilmiştir. İÖ. 1600’lü yıllara tarihlenen İnandık Vazosu, Eski erken Hitit sanatının  kabartmalı ve resimli nadir örneklerinden biridir. Kutsal bir evlenme töreninin resmedildiği vazo Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Çankırı kent girişinde ve müzede imitasyon birer örneği bulunmaktadır. Hitit Hukuku hakkında bilgi içeren bağış belgesi de döneminin önemli eserleri arasındadır.

 

 

 

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

 

 

 

CAMİLER

 

İMARET  (Kâsım Bey) CAMİİ :  Beylikler döneminin eserlerinden olup , Candaroğlu Kasım Bey tarafından 1397 yılında yaptırılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğünün  mülkiyeti olan İmaret Camisi  XVII. yüzyılda Levent eşkıyası tarafından tahrip edilmiş,  1916, 1924 yıllarında onarım görmüştür.

 

Cami, dikdörtgen planlı, iki katlı ve sade görünümlüdür. Kerpiç duvar örgülü, ahşap saçaklıdır. Caminin tek şerefeli, kaidesi kare ve kesme taştan yapılmış minaresi depremlerde yıkılmış, geriye pabuçluk kalmışsa da 1984 yılında pabuçlukta yıkılarak, taşları cami  bahçesi duvarının kenarına konmuştur.

 

 

 

Çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Caminin girişi kuzeyden ve çatal dikdörtgen kapıdandır. Pencereleri  kasalı  ve kapı gibi dikdörtgen şekillidir. Tavan ortasında göbek bulunur, mihrab ve mimber  işçiliği basittir.  Son cemaat yerinden sonra ikinci bir çatal kapıdan geçilerek caminin ana bölümüne ulaşılır.

 

 

 

Girişte ahşap direkler üzerine oturtulmuş bir adet balkon yer alır. Orijinal yapısında  onarımlar nedeniyle değişiklikler yapılmış, mimari özellikleri  bozulmuştur. Yakınında şimdi yok olan bedesten ve kuzeyinde İmaret medresesi vardır. Bahçesinde Candaroğulları beyliğine gelin gelen Fatih Sultan Mehmet’in  kız kardeşinin kabri bulunmaktadır.

 

 

 

BÜYÜK CAMİİ:  (1522-1558): Çankırı’da Osmanlı döneminde yapılan ilk ve en büyük mimari yapıdır. 1522 yılında yapımına başlanan cami, aradan 36 yıl geçtikten sonra 1558 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile Mimar Sinan’ın kalfalarından olan Sadık Kalfa tarafından bitirildi. Mimar Sinan mahallesinde bulunan cami: Ulu Cami, Büyük Cami ve Kanuni Sultan Süleyman camisi olarak da bilinir. Kente egemen bir yerde gösterişli bir yapıdır.

 

 

 

Rokok tarzında, zarif süslemeli hat örnekleri ile bezenmiş ve kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri dört sütuna basan üç kubbeyle örtülüdür. Ortada büyük bir kubbe ve kubbenin etrafında dört yarım kubbeli kare planlı, duvarları ve minaresi kesme taş, kubbe üstü kurşun kaplamadır. Mihrap istelaktidli, nişli, mimber taştan, kürsü gövdesi yuvarlak ve köşeli, kapı söveleri mermer, kemerler ise kilit taşı ve içleri olukludur.

 

 

 

 Konsol halinde, tek minareli girişteki kapısı geometrik desenli, süslü, yarım kubbeler payelere ve duvarlar arasındaki kemerlere oturtulmuştur.   Dokuz tane kubbesi vardır, büyük kubbe dört köşeli olup kasnak üzerine oturtulmuş, kubbe üzerine küçük pencereler ve iç kısmı geometrik desen ile fil ayağı ile süslüdür.

 

  Minaresi giriş kapısının sağ tarafında tek şerefeli ve kesme taştandır. Salon döşemesi tahtadır. Ortasında dört adet paye vardır, avlusu duvarla çevrili, bakımlı ve iyi korunan camiler arasındadır. 1922, 1926, 1935, 1945 yıllarında onarım gördü ve 1994’de restore edildi.

 

 

 

Önceden var olan Selçuklu dönemine ait bir cami üzerine inşa edilen Büyük Cami’nin  zaman içinde çevresindeki yapılar yıkılmış, 1898’de on bir adet musluklu abdest alma yeri, mevcut medrese ve kütüphanenin yerine okul, havuz ve şadırvan ilavesi ile  güney cephesine payandalarla destek yapılmıştır. Eski caminin kitabesi, Büyük Cami’nin güneyindeki duvardadır.

 

 

 

 ALİ BEY CAMİİ:  (1297):  Ali Bey mahallesinde bulunan caminin yapım tarihi, ilk bânisi bilinmemektedir.  1297 yılında yapılan caminin yerine yapılmış olduğu söylenmektedir.   Mütesellim Ali Bey tarafından 1609 yılında camiye bir medrese eklenmiştir.  Mimari yönden camii;  12x12 m. boyutunda kare planlı kubbeli ve minaresi tek şerefeli, kaidesi kesme taş, gövdesi  tuğladır. 1953-1957 yıllarında onarım görmüştür. Mihrabı ve mimberi alçıdan olup süslemesiz ve sadedir.   Kürsü kesme taştan, gövde ise çok köşeli tuğladan yapılmıştır. Kubbesi kasnaksız, son cemaat yeri ahşap, kapı söveleri mermer üzeri kemerlidir. Çankırı kent merkezinde  Osmanlı Dönemine ait  üzeri kubbeli ikinci taş yapıdır. 

 

 

 

YENİ CAMİİ:  (1720-1723) Çankırı il merkezinde Mimar Sinan mahallesinde Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Camiden çok mescit görünümündedir. Duvarları moloz taşlı harç, sade ve yalın  bir yapıdır, çatı ahşap üstü kiremit örtülü, tavan ve döşemesi ahşaptır. Mihrabı alçıdan yapılmış ve basittir.

 

 

 

MİRAHOR (İMRAHOR) CAMİİ:  (1796-1797) Çankırı merkezde, Karatekin (Mirahor) mahallesindedir. 1797 yılında Tüfekçibaşı İsmail Ağa tarafından yaptırılmıştır.Duvarları moloz taşlı harç, mihrap ve mimber sade, döşeme basit, tavan ahşap, çatı ahşap üstü kiremit örtülüdür.

 

 

 

BUĞDAY PAZARI CAMİİ: Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, caminin mimari özelliklerine dayanılarak XVIII. yüzyılda  (1797) yapılmış olabileceği tahmin olunmaktadır. Caminin kitabesi kaybolmuştur. Kuzeybatısında ,  kuzey-güney yönünde sıralanmış medrese odaları vardır. Dikdörtgen planlı, iki katlı sade görünümlüdür. Kerpiç duvar örtülü ahşap saçaklıdır. Kuzeybatısında tek şerefeli, kaidesi kare şekilli ve taştan yapılmış minaresi yer alır. Kapı ve pencereler dikdörtgen şekillidir. Yapılan onarım ve ilaveler sonucu mimari özellikleri kısman bozulmuştur.

 

 

 

HACI ŞEYHOĞLU CAMİİ: Doğu ve batı yönünden girişleri olan büyük bir avlunun güneybatısında inşa edilmiştir. Avlunun doğusunda günümüze kadar ulaşabilmiş içinde dört mezar bulunan hazire vardır. 1829 tarihini taşıyan mezar, büyük bir ihtimalle caminin bânisi Hacı Şeyh Zade Hacı Seyyid Mehmet Efendi’ye aittir. Çankırı’da bulunan üzeri kubbeli  üç camiden biridir.

 

 

 

KARATAŞ CAMİİ: Yapım tarihi XVII. yüzyılın ilk çeyreği olup bunu kanıtlayacak kitabe camide yoktur. Caminin güneydoğu cephesinde ‘’Katataş Camisi 1220’’ yazılıdır. Tarih Hicri ise Miladi 1805 yılı demektir ki  XVII. yüzyıl yapımı olduğu konusundaki yargı ile çelişmektedir. Vakıf kayıtlarında 1731 yılında burada bir görevlinin bulunduğu belirtilmiş olup bu durum XVIII. yüzyılın ilk yarısında caminin var olduğunu, 1805 yılının tamir yılı olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak caminin XVII-XVIII. Yüzyıllarının son ve ilk dönemlerinde yapılmış olabileceği sonucuna bizi götürmektedir. Avlusunda hazire vardır.

 

 

 

DiĞER CAMİLER

 

İmraniye Camii: Yapım tarihi XX. yüzyılın ilk çeyreği,  İplik Pazarı Camii: Kitabesi bulunamadığı için kesin yapım tarihi de bilinmemektedir. 1950 yılında yıkılmış ve yeniden yaptırılmıştır. Cami 1995’de Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir, Kirmanoğlu Camii: İmaret mahallesindedir. Medrese Mescidi.  Şeyh Kasım Camii: Taş Mescit mahallesinde, Kasım Bey Mescidi olarak bilinir.  Haznedar Hacı Mehmed Ağa Camii: Yoğurtçu mahallesinde ve  vakfı vardı,  Hacı Musa Camii: Yoğurtçular mahallesinde bulunan cami hakkında bilgi yoktur. Vakıf kayıtlarında vakfının olduğu gözükmektedir.

 

 

 

 KUTSAL MEKANLAR

 

EMİR KARATEKİN TÜRBESİ: Emir Karatekin Gazi, 1071 Malazgirt Savaşı sonrası, 1074’de Çankırı fethini gerçekleştirerek,  kendisine kılıç hakkı olarak verilen, kendi adıyla bilinen beyliğin merkezi yaptı. 1090 yılında öldüğü, başka bir kayıtta da 1106 yılında Haçlılarla yaptığı savaşta şehit olduğu belirtilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında, Türbenin Danişmentliler döneminde XII. yüzyılın başlarında yapıldığı kaydedilmektedir. Bu durumda türbe bir Selçuklu eseridir.  Değişik zamanlarda çok sayıda onarım görmüş ve özelliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. 5x5 m. ebatlı Türbe kare planlı, düz ahşap tavan ve kiremitli ahşap kırma çatıyla örtülüdür. Saçaklar dışarıya taşmış, yapı malzemesi olarak moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Doğu cephesi düz olup saçak altında mazgal pencere vardır. Kuzey cephesinin kuzey doğu bölümünde yuvarlak kemerli niş yer alır. Batı köşede giriş kapısının güneyinde daha büyükçe bir niş vardır. Dıştan düz olan güney cephe içte, iç içe iki yuvarlak kemer ile takviye edilmiştir.

 

 

 

Giriş Kuzeybatı köşede yer alan yuvarlak kemerli kapıdandır. Orijinali ahşap olan kapı kanatları demir kanatlıdır. İçeri girildiğinde sağ tarafta yuvarlak kemerli bir niş vardır. Üç cepheye açılan aydınlatmayı sağlayan mazgal pencereleri vardır. Türbenin içinde güney bölümünde iki adet büyük, kuzey bölümünde ise iki adet küçük sanduka yer alır. Sandukalardan ikisi alçıdan yapılmış üzerlerine tahta sanduka konmuştur. Diğer sandukalar tuğla ve kireç harcıyla yapılmıştır. Karatekin Gazi, güneydoğuda ki sandukada yatmaktadır. Diğer sandukalar eşi ve iki çocuğuna aittir. Karatekin’in manevi değeri vardır. Her sene erguvan çiçeklerinin açtığı döneme rastlayan Cumartesi günü Çankırılılar Türbeyi ziyaret ederler, Emir Karatekin’in anısını yâd ederler. Çankırı’da önde gelen  kutsal mekanlardan biridir. Birinci Cihan Savaşı sırasında esaslı bir onarım görmüş, onarımlar zaman zaman devam etmiş ve en son olarak da 1980’de tamir görmüş , tüm cephelerinin sıvası yenilenmiştir.

 

 

 

 BİLLUR BEY: (Şeyh Mehdi),  (? – 1154): Türbesi, Çankırı il merkezinde, Karataş Mahallesi

 

Kayabaşı caddesinde bir evin bahçesi içerisindedir. Emir Karatekin ile birlikte Çankırı’yı fetheden komutanlardan biri olması (?) nedeniyle manevi değeri olan bir kumandandır. Türbenin hiçbir mimari özelliği yoktur, vakfiye bilgilerine göre, ölümünden çok sonra 1272 yılında, bazı kaynaklara göre  XII. yüzyılda  yapılmış veya onarım görmüştür. Türbe, zamanında tekke olarak kullanılan yapı topluluğunun bir parçasıdır. Diğer kısımlar yok olmuş, yapılan onarımlar nedeniyle orijinal yapısı bozulmuş günümüze kadar gelebilmiş yapılardan biridir.

 

 

 

Türbeye ahşap bir kapıdan girilir. Dikdörtgen planlı ve kırma sundurma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür. Moloz taştan yapılmış su basman üzerine ahşap arası kerpiç dolgu malzeme kullanılarak yapılmıştır. Girişte sol kısımda üç , diğer cephelerde demir korkulukla çevrili birer adet pencere açıklığı bulunur. Türbenin örtüsü düz dam, dış duvarlar badanadır.

 

 

 

SARI YANIK BABA: ( ? - ? ): Kabri, Sarı Baba Mezarlığının batı kapısında Yapraklı yolu ile Kırklar caddesinin kesiştiği noktadadır. Emir Karatekin’in kumandanlarındandır, Çankırı kalesinin alınmasında yararlılık göstermiş ve hizmetine karşılık, Eldivan ilçe sınırları içerisinde bulunan Gedene, Genek, Mudun ve Sarayköy bölgelerinin aşarı kendisine verilmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bilgi yoktur.  Etrafı kare şeklinde ve 1 m. yüksekliğinde koruma duvarı ile çevrilidir. Duvarın batı kesimi üçgen alınlıklıdır. Girişi güneyde bulunan mezarın boyu 2,5 m. Uzunluğunda olup, baş ve ayak kısımlarında birer adet Roma Dönemi sütunu vardır.

 

 

 

TAŞ MESCİT VE CEMALEDDİN FERRUH: Kentinin güney batısında bulunan, Yenimahalle Taş Mescit caddesinde,  Derbent deresi (Kuruçay) kıyısında, Hıdırlık tepesinin güneyinde küçük ve  meyilli bir tepe üzerinde kurulmuştur.  Selçuklu Dönemi  yapısı olup sanat tarihi ve plastik sanatları açısından önemli bir eserdir.

 

Atabeyi Cemaleddin Ferruh tarafından 1235’de Şifahane olarak yaptırıldı, 1242’de Darülhadis

 

eklendi. 1892’de Mevlevihane şeyhi Nuri Dede tarafından üç hücre, semahane ve bir adet şeyh

 

dairesi yaptırıldı. 1926 yılında Tekke ve Zâviyelerin kapatılması üzerine Nuri Dede’nin yaptırdığı

 

kısımlar yıktırıldı. Hastane kısmı tamamen yıkılmıştır. Sonradan yaptırılan Darülhadis ile mescit ve

 

türbe günümüze kadar gelebilmiş değerli yapılardan biridir. İşlevsel döneminde orman içinde çam    

 

ağaçları ile çevrili olan yapıda akıl hastaları müzikle tedavi edilir ve sağlıklarına kavuşurdu.

 

  

 

 Darülhadis, Tımarhane ve  Mevlevihane olarak kullanıldı. Merdivenleri ve kapısı, Selçuklu döneminde görülen nadide taş yapılar arasında yer alır. Yıkılan Darülşifa moloz taştan, mevcut Darülhadis kesme taştan yapılmıştır. Taş duvarları oldukça kalın olup, kapı süslemelerinin sanat değeri yüksektir. İki katlı, kesme taştan dışarıdan iki duvar ve bir köşe kulesi ile desteklidir. Taş Mescit’te bulunan ve Çankırı Müzesinde sergilenmekte olan gövdesinde yılan sarılı kupa, eczacıların sembolüdür. Ayrıca tıp sembolü olan iki yılan kabartma kaybolmuştur.

 

 

 

 Çeşitli zamanlarda bilinçsizce onarım gören Taş Mescit’in ayakta kalan kısımları kısmen özelliğini yitirmiş durumdadır. Selçuklu Hükümdarı I. Aladdin Keykubat’ın Çankırı Atabeyi olan Cemaleddin Ferruh kendisinin yaptırmış olduğu Taş Mescit’te medfundur.  Kuzeyde  bulunan cümle kapısından girildiğinde kesme taştan inşa edilmiş, dört sivri kemerin üstünde tuğla pantandiflere oturtulmuş, tuğla kubbeli küçük bir hacim ve bunun sağ ve sol tarafında kesme taş sivri tonozların örttüğü ve merkezi zeminden farklı seviyelerde yükseltilmiş iki eyvandan ibarettir. Yapı malzemesi olarak alt kısımda kül rengi-kırmızı, üst kısımda gri-beyaz kesme taş kullanılmıştır. Ön cephede ana binaya göre daha ileriye çıkarılmış ve konsol taşlarından yapılmış iki kollu merdiven vardır. 

 

 

 

  Merdivenlerin bitiminde Selçuklu profilleriyle çevrelenmiş staliktitli niş içinde ana kapı vardır. Bunun altında da basamaklardan oluşan üçgen ortasında, üst kapı aksına tesadüf eden kısım küçük mumyalık girişidir. Taş Mescit’in cümle kapısı düz lentolu ve iki parçadır. Parçalar bugün yeri boş olan ortadan çifte kırlangıç kuyruğu şeklinde bir kilit taşı ile bağlanmıştır. İki tarafta simetrik ve altıgen şekilli iki kabartma geçme motif işlenmiştir. Yukarda ise staliktitlerin altında Darülhadis’in orijinal kitabesi yer alır.

 

 

 

ŞEYH HACI BAHAEDDİN:  Karataş Mahallesi Kurşane (Kuşhane) semtindedir. Ş.Hacı Bahaeddin XIV. yüzyılda yaşamış Sofi Ahi Türkmen beyidir. 1328 tarihli vakfiyesinden edinilen bilgilere göre: Ahi Evran’ın hocası ve kayınpederi Sofi Evhadiddin Kirmani’nin soyundan gelme Ahi dervişidir. Debbağ olup, keçecilik ve çömlekçilikle uğraşmıştır. Çarşıda dükkânlar yaptırdığı, şehirde bağ, bahçe, tarlalarının olduğu ayrıca Eldivan ilçesinde 6 köyü ve Çiftlik köyünün Kozdiken bağlarını vakfettiği belirtilmektedir.  Cami, mescit, tekke, zaviye, imaret, çeşme, suyolu yaptırmışsa da eserleri günümüze ulaşmamıştır. 

 

 

 

TOPRAKBABA TÜRBESİ: Karataş Mahallesi,  Kastamonu Caddesi üzerindedir. Etrafı yaklaşık 2 m. lik bir duvarla çevrilidir.Kare planlı ve beton temel üzeri tuğladır. Kırma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür. Girişi kuzey yönündedir,  girişin sağ tarafında demir korkuluklu penceresi vardır.  Örtüsü düz damlı ve içinde tek bir sanduka bulunur. Dış duvarlar badanadır.

 

DİĞER TÜRBELER:  Demirci Şeyh Türbesi, Haydar Camii Türbesi, Tekeli Türbesi, Şeyh Mehdi Türbesi. Şeyh Veled Türbesi

 

 

 

 MEZARLIKLAR-HAZİRELER

 

ŞEHİR (Sarıbaba) MEZARLIĞI:  Adını, Çankırı fatihi Emir Karatekin’in kumandanlarından Sarı Yanık Baba’nın adından alan Şehir Mezarlığı; Çankırı – Yapraklı Karayolunun kuzeyi ile Kırklar Caddesinin kuzeydoğusunda yer almaktadır. Çok geniş bir alanı kaplayan mezarlık, Osmanlılar döneminden bu tarafa kullanılmaktadır.

 

 

 

TAHTA KÖPRÜ MEZARLIĞI :  Mimar Sinan Mahallesi, Büyük Cami sokağının doğusundadır. Güney cephesinde bulunan ev ile bitişik  vaziyettedir. Etrafı 1.5 m. yükseklikte bir duvarla çevrilidir. Giriş kuzey yönünde bulunan demir kapıdandır.  4 adet mezarın bulunmaktadır.  Mezarların birinde 1244 H. tarihi yazılıdır. 

 

 

 

İMARET MEZARLIĞI : Tabakhane mahallesinde Kayabaşı Caddesi ile Hamam Sokağın kesiştiği noktadadır. Cadde ve sokak arasındaki kod farkı toprak doldurularak giderilmiş ve üç adet mezarlık bu dolgu üzerine yapılmıştır. Kot farkından dolayı Hamam Sokaktan 4 m.  Kayabaşı caddesi tarafından 1.0 m’lik duvar ile çevrilidir.

 

 

 

 AKKIZ ÇALISI MEZARLIĞI : İncili çeşme Mahallesinde , Mezarlık Caddesinin Akkız Çalısı ile kesiştiği yerdedir. Mezarlık Caddesi tarafı 3.0 m. Batı ve kuzeyi 0.30 m’lik duvarla çevrilidir. Mezarlığın girişi Akkız çalısı yönünde bulunan demir kapıdandır. Mezarlıkta birisi Akkız Sultan’a ait ve birde kavuk şeklinde mezar taşı bulunan toplam beş adet mezar bulunur. Mezar taşının birinde 1290 H. Tarihi yazılıdır.

 

 

 

HACI MUSTAFA KABRİ:   Karataş mahallesi,  Çeşme Sokakta 1333 H. tarihini taşıyan Hacı Mustafa’ya ait bir mezarlık vardır. XX. yüzyıl yapısı olan mezarlığın doğu ve batı yönünde sivri tepeli baş ve ayak ucu taşları vardır. Taşın birinin üzerinde altı sıralı Osmanlıca yazı şeridi yer alır.

 

 

 

ŞEYHOĞLU CAMİİ HAZİRESİ:  Karataş Mahallesi, Sudeposu caddesi ile Sudeposu sokağının kesiştiği noktada bulunan Şeyhoğlu Camisinin avlusundadır. Etrafı Mektep sokaktan 4 m, Sudeposu caddesi tarafından 2.5 m.lik duvarla çevrilidir. İçinde 5 adet mezar vardır. Mezarlığın giriş kapısı kuzeyde ve avlunun içindedir. Ahşap olup , giriş cephesi ahşap parmaklıklarla avludan ayrılmıştır.

 

 

 

 İMARET CAMİİ HAZİRESİ:  Çankırı’da beylik yapan İsfendiyaroğulları’na ait bir mezarlıktır. Ildızım taşından ve  mermerden yapılmış mezar taşları üzerinde rumi, palmet ve bitki süslemeleri vardır. Güneybatı yönünde baş ve ayak taşları Roma dönemi sütunlardan yapılmış etrafı demir parmaklıklarla çevrilmiş Fatih Sultan Mehmet’in kız kardeşinin  kabri vardır. (bazı kayıtlarda kızı olarak geçmektedir ? 

 

 GARNİZON ŞEHİTLİĞİ:  Kırkevler mahallesindedir. Şehitlik ,  etrafı taş duvarla çevrilmiş iki bölüm ve bin metrekarelik bir alanı kaplar. Birinci bölümde Kore ve Kıbrıs şehitleri anısına üç basamakla çıkılan zemin ve kare şeklindeki kaide üzerinde geometrik formlu üç betonarme blok yer alır.    Bloklardan, Kore şehitlerine ait olanın üzerindeki mermer levhada:  Çankırı Merkezden dokuz, Eldivan’dan üç, Yapraklı’dan bir, Ilgaz’dan iki, Şabanözü’nden beş, Orta’dan bir şehidin isimleri, rütbeleri ve doğum tarihleri olan 1929 yazılıdır. Şehitliğin doğu yönündeki bölümde teröre kurban gitmiş askerlerimizin kabirleri bulunmaktadır.

 

 

 

ATATÜRK ANITI:  Anıt alanında İstasyon caddesi ile Atatürk bulvarının kesiştiği noktanın orta yerindedir. Heykeltraş Kemal Yontuç tarafından 1945 yılında yapılmıştır.

 

 

 

MEDRESELER

 

ÇİVİTÇİOĞLU MEDRESESİ: Mimar Sinan Mahallesi, Uncu Sokaktadır. Büyük Caminin kuzeydoğu tarafında ve cami ile aralarında dar bir sokak bulunan medrese, XVII. yüzyıldan kalma, iyi korunmuş yapılardan biridir. Batı yönünde bulunan kapıdan duvarla çevrili avluya girilir. Avlunun sağ tarafı boşluk ve  bina iki katlı olup sol taraftadır. Taş döşeme zeminden üst kata ahşap merdivenle çıkılır. Her iki katta da medrese odaları sıralanır. Yapı bagdadi tarzda inşa edilmiş, zeminden yaklaşık 1.5 m. yükseklikte bulunan konsollar üzerine çıkma olarak yapılandırılmıştır. Çatı ise kırma çatı tarzında ve alaturka kiremitle kaplıdır. Saçaklar geniş tutulmuş ve saçak altları ahşap çıta ile kaplıdır. Saçakların başka bir özelliği de kenarlarının oval şekilli yapılmış olmasıdır. Belediyece kültürel amaçlı kullanılmaktadır.

 

 

 

BUĞDAYPAZARI  (Hazimiye) MEDRESESİ:  Sofizade Mustafa Efendi tarafından yaptırılan medrese Buğdaypazarı camisinin kuzey batısında ve kuzey-güney yönünde iki katlı sıralanmış medrese odalarından meydana gelir. Zemin kat toprak seviyesinden yüksekte ve merdivenle ulaşılır. Gene aynı şekilde zeminden üst kata çıkan ahşap merdiven vardır. Medrese odalarının girişi boydan boya boşluk, balkon şeklindedir. Payandalarla çatıya raptedilmiş ahşap korkuluk ile çevrilidir. Tavan ve çatı ahşap kaplama, çatı kiremit örtülüdür. XVII. yüzyıl yapısıdır. XIX. yüzyılda faaliyette olan medresenin 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu gerçekleştirilmiştir.

 

İMARET MEDRESESİ:  İmaret Camisi ile bitişik ve aynı avluyu paylaşan medrese  Osmanlı dönemi yapısıdır. İki katlı ve ahşap tonozlu girişlidir. Kuzey kapıdan cami avlusuna girildiğinde, girişte sağlı sollu tahta merdivenlerle üst katta bulunan odalara çıkılır. Çatı ahşap üstü kiremit kaplıdır. XVII. yüzyılda Levent eşkıyasının tahribatına uğramış, günümüzde ise bakımsız, tahrip edilmiş ve terk edilmiş durumdadır. Yapılan onarımlar ve kullanım nedeniyle medresenin orijinal mimari özelliği büyük ölçüde  yok olmuştur.

 

 

 

HAMAMLAR

 

KARATAŞ HAMAMI:  Karataş Mahallesi Hamam sokaktadır. Ali Bey Camisinin bitişiğinde olup 1609’da yapılmış, haç biçimli çifte hamamlara örnektir. Sıcaklık ve halvet bölümleri çifte kubbelerle örtülüdür. Döşeme kesme taşlı, kubbeler sekiz kasnak üzerine oturtulmuştur. Üst kısım yarım kubbeli, ortada dört köşe göbek taşı üzerinde kubbesi vardır. Soğukluk bölümüne yuvarlak kemerli bir kapıdan geçilir. 8.30x8.30m. boyutunda soyunma yeri ve 8.50x2.00 m. boyutunda soğukluk kısmı vardır. Aynı planlı kadınlar bölümü vardır. Doğusunda kadınlar ve batısında erkekler bölümleri yer alır. Beden duvarları moloz taş ve kubbeler tuğladan yapılmıştır. Sıcaklık bölümü kubbeyle örtülü ve dört köşesinde kubbeli halvetler yer alır. Camiyle aynı dönemde yapıldığı ve camiye vakfedildiği  tahmin edilmektedir. Soyunma bölümleri mimari özelliklerini kaybetmiştir.

 

 

 

EBCED (Çarşı-Buğdaypazarı) HAMAMI:  Mimar Sinan Mahallesi Atarlar Caddesinde bulunan hamamın yapım tarihi 1800’lü yıllara rastlamaktadır. Döşeme kısmı paket taş, çifte hamam planlı, kadın ve erkek bölümleri aynıdır. Köşelerde üç kubbeli soğukluk, üstü kubbeli halvet ve yanları eyvan biçimli, tonozlu sıcaklık bölümlerinden oluşur.  Duvarları taş üstü ahşap olup boyutları 12x12 m. kare planlı hamamlardandır.  Çifte hamamlara örnek olup kadınlar kısmı güneyde erkekler kısmı kuzeydedir. Yapının tamamı kubbe ile örtülü olup sıcak su depoları ve külhan sıcaklık bölümlerinin arkalarındadır. 

 

 

 

ÇEŞMELER

 

ÇAMAŞIRHANE ÇEŞMESİ (1899): Cumhuriyet mahallesi, Çamaşırhane sokaktadır.  Çamaşırhanenin güneyinde dış duvarında ve iki cephelidir. Güneye bakan cephesi düzgün kesme taşla kaplıdır. Cephenin üstünde altı ve üstü profilli kornişle çevrili 0.54x 01.75 cm. boyutunda kitabesi (yazıt) yer alır. Kitabeden anlaşıldığına göre yapım tarihi 1316  H dır.  Kesme taştan yapılmış, aynalı, yalaklı ve tek muslukludur.

 

 

 

İNCİLİ ÇEŞME: İnciliçeşme mahallesi Akkız çalısı sokağındadır Saliha Hanım tarafından 1800’de yaptırılmıştır. Cephesi ince yontma taşla kaplı, her iki taraf yüzeyinde ampir kırması dal ve çiçek motifleri yer alır. İki ayaküstünde dişli iki başlıklı geniş profili, üstte büyük bir rozet vardır. Ön cephedeki sütunlar diş havi silme ve birbirine bağlıdır. Ön cephenin girinti ve çıkıntılarına uygun olan saçak geniş profillidir. Saçak altı geometrik bir süs ile motifize edilmiş, kabartmanın altında iki adet kitabe yer alır.

 

 

 

KARATAŞ ÇEŞMESİ: , Karataş mahallesi Çeşme sokaktadır. Yapımına 1800 yılında başlanan çeşme  dikdörtgen planlı, üstü profilli, kornişli, yanları gömme kolon şeklinde, aynalığı düzgün kesme taş, yalağı dikdörtgen planlı ve teknelidir. iki yanı basit sütunlu, musluklu ve yalaklıdır. Yazıtından ne zaman yapıldığı okunamamıştır. 1317 Hicride tamir ettirildiği kaydı vardır. Ayrıca tahrip edilen beş satırlık  kitabesinde sene 1217 okunabilmiştir. Bu tarihin çeşmenin yapım yılı olması kuvvetle muhtemeldir .

 

 KAYABAŞI ÇEŞMESİ:  Karataş mahallesi Kayabaşı sokaktadır.  Çeşmenin cephesi basık kemerli nişli yanları gömme kolonludur. Aynalık ve diğer kısımlar kesme taş, yalağı dikdörtgen şekilli yekpare taştandır. Saçakları profillidir. Basık kemerin içindeki üç satırlık talik uslubu ile yazılmış yazıtında: Hacı Hasan Efendi ile valideleri Zeliha hanım namına mûcedden tamir ettirmişlerdir. Mevla banisini ve şimdiye kadar tamir ettirenlere gani rahmet eyleye Amin. El tahe Şaban 1330 yazılıdır. Bunlardan başka çeşmelerde vardır .  Buğdaypazarı ve Taşpınar çeşmeleri görülebilir.

 

 

 

DİĞER TARİHİ YAPILAR

 

 ÇAMAŞIRHANE:  XIX. yüzyılın ikinci yarısında 1885 yılında yapılmıştır. Moloz taş temelli ve ahşaptır. İçinde ocaklar ve çamaşır yıkama yerleri vardır. Tarihi Çamaşırhane, Türkiye'deki birkaç çamaşırhane arasında en büyüğü olarak bilinmektedir. Mülkiyeti Belediye’ye aittir. Sosyal ve kültürel faaliyetlerde (kına evi  ve kültür-sanat sergi salonu ve benzeri ) amaçlı olarak kullanılmaktadır.

 

Başka bir çamaşırhanede  Haydar Camii Çamaşırhanesidir.

 

 

 

TAŞ MEKTEP (Eski İdadi): Cumhuriyet mahallesindedir ve 1885-1891 yılları arası yapılmıştır. İki katlı olup duvarları kesme taşlı, çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Ana giriş kapısı merdivenli ve sütunludur. Son Osmanlı Dönemi eserlerindendir. Güzel Sanatlar Lisesi  olarak kullanılmaktadır. M.Kemal Atatürk, 31 Ağustos 1925’te Çankırı’yı ziyaretlerinde okulun 2a ve 3b sınıflarında konaklamıştır.

 

 

 

 ATATÜRK ODASI;  Çankırı'yı ziyaretleri ile şereflendirilen ulu önder ATATÜRK:  Şapka Devrimi için Kastamonu’ya gidiş ve dönüşlerinde Çankırı’ya uğradılar. Dönüşlerinde bir geceliğine Taş Mektep’te misafir edilmişlerdir. Giderken okul salonunda adına verilen yemeğe katılmış fazla durmadan Kastamonu'ya hareket etmiştir. Dönüşlerinde ise şimdi okulda Atatürk Odası olarak ayrılan bölümde geceyi geçirmişlerdir.

 

 

 

SAAT KULESİ:   Ali Bey mahallesi Güdük Minare sokaktadır.  Yapım tarihi tartışmalıdır. Kaynaklarda 1860 veya 1866 tarihlerinde yapıldığı belirtilmektedir. Saati İsviçre’de yapılmış, İnebolu yolu ile Çankırı’ya getirilmiştir. 2,5x2,5 m  boyutunda kare planlı ve dikdörtgen gövdeli olan kule kare  platform üzerine oturtulmuştur.   Üst kısımda balkon ve dört yönde yuvarlak kadranlı birer saat yer alır. Rakamlar Arapça’dır. Üzeri kurşun örtülü olan saatin, kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar ve iki tokmaklı 16 kg. ağırlığında çanı vardır. 24 saatte bir kurulur zincirlidir. Her yarım saatte bir çalar. Oldukça yüksek bir platform üzerindeki kulenin boyu 15 m.dir. Saat kadranlarının altında bir balkonu ve balkon etrafında madeni korkulukları  bulunmaktadır. Üzeri kurşun kaplı bir kubbe ile örtülmüştür. Çan sesinin iyi duyulabilmesi için saat  odasında küçük pencereler açılmış ve kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar yer alır . Dışı bağdadi sıva, içi ahşap arası dolgu olarak inşa edilmiş, kule üzeri saç kaplı basık bir kubbe ile örtülüdür. 

 

 

 

HÜKÜMET KONAĞI :  Cumhuriye mahallesinde, Valiliğin kuzeyinde ve  bitişiğindedir. İnşaatına 1905 yılında başlanmış, İki katlı, dikdörtgen planlı simetrik bir yapıdır. Dikdörtgen köşeleri çıkıntılıdır. Düz kesme taşlı bodrum kat üzerindeki zemin ve üst katlar bağdadidir.  Binanın girişi kuzeyden ve üzerinde balkon bulunan sütunlu giriştendir. Onarımlar nedeniyle kısmen mimarisi bozulmuştur. Bodrum katı : Köşelere isabet eden kısımları kesme taştan yapılmış, araları moloz taşla örülerek sıvanmıştır. Ön kısımda ve yanlardaki çıkıntılarda kenarları kesme taştan yapılmış pencereler vardır. Yan yüzlerde üçerden altı adet pencere yer alır. Kenarları düzgün kesme taştan yapılmış, taşları dışarı doğru çıkıntılıdır. Arka kısımda da ön cephede olduğu gibi çıkıntılarda birer pencere   bulunmaktadır. Arka kısmın ortasına rastlayan yerde yine kenarları kesme taştan yapılmış bir kapı,  kapı kemerinin üstünde bir alınlık vardır. Alınlık kahverengi ve beyaz taşlardan dama şeklinde süslenmiştir.

 

  Zemin kat : Betondan yapılmış beş basamaklı bir merdivenle platforma çıkılmaktadır. Sol köşelerinde beton kaideler üzerinde yan yana ikişer adet sütun vardır. Sütunların üst kısımlarında silmeler bulunmakta ve buradan sonra kemer başlamaktadır. İçerdeki sütunların üzerinde olan kemerler ortaya doğru sivrilmekte ve ucu kare biçiminde son bulmaktadır.  Bu uç kısımda ağaçtan yapılmış yumurta biçiminde bir süs vardır. Kapının her iki tarafında yarısı duvara gömülü durumda iki ağaç sütun daha vardır. Burada süs olarak birbirine geçmiş elips biçiminde süsleri görmekteyiz. Platformun tavan çıkıntılarında üçerden altı adet pencere bulunur. Bu pencerelerden ortadaki kemerli bir biçimde olup, kemerin tam ortasında kilit taşı şeklinde bir süs yer alır. Yanlarındaki pencereler ise üçgen alınlıklıdır.  Günümüzde adliye binası olarak kullanılmaktadır.

 

 

 

 ESKİ HALK SİNEMASI:  Tayyare Caddesi ile Yeni Hale açılan yolun kesiştiği yerdedir. Boyutları 39x13 m .  Yığma kagir olup, üzeri marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Sağlık Müdürlüğü ile kuzey-doğu köşesinden bitişik nizamlıdır. Yuvarlak pencereleri üç yönden bütün cepheyi boydan boya dolanmaktadır. Giriş ve çıkış kapıları çift kanatlı olup, güney cephededir. Sahnesi doğuda, balkon kısmı ise batıdadır. Balkonda seyirci locaları ile makine dairesi yer alır.

 

 

 

VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ: Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın doğu cephesi  Buğdaypazarı Caddesine bakmaktadır. 23x15 m. boyutundadır. Üzeri Marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Güney-kuzey istikametindeki dispanserin doğu ve batı cephelerinin köşeye yakın tarafı daha geniş tutularak cepheler hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Bu cephelerde her katta iki sıralı, içe doğru açılan çift kanatlı pencereler yer alır. Zemin kata Eski Halk Sinemasının bulunduğu taraftan, 1. kata ise Buğdaypazarı Caddesinden girilmektedir.

 

 

 

SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI : Güney Cephesi Tayyare Caddesine bakar, geniş bir bahçesi bulunmaktadır. Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın üzeri marsilya kiremitle kaplı olup, kırma çatılıdır. Batı cephesinde her odaya iki adet pencere gelecek şekilde alt ve üst cephelerde simetrik olarak iç tarafa açılan pencereler yer alır. Alt ve üst katta ortada bulunan koridora, oda kapıları açılmakta ve giriş kısmının üzerinde balkonu bulunmaktadır.

 

 

 

 ESKİ HALKEVİ BİNASI: Buğdaypazarı Caddesi, Tayyare Sokak ve Yeni Hal’e açılan yolun bulunduğu alanda,  yapım tarihi 1930 olup kargirdir.  Halk Evi olarak inşa edilmiştir. 

 

 

 

 TREN İSTASYONU: Cumhuriyet dönemi eserlerindendir. 1930’ lu yıllarda yapılmıştır.  

 

 

 

ESKİ HASTANE:  (Çankırı Araştırmaları Merkezi), İstiklal savaşı sırasında hastane olarak kullanılmıştır.

 

Belediyece restore edilerek Çankırı Araştırmaları Merkezi olarak kullanılmaktadır.

 

 

 

ÇANKIRI ARAŞTIRMALARI MERKEZİ: Çankırı belediyesince halktan hibe yoluyla temin edilen çeşitli belgelerin bulunduğu bina: Çankırı üzerine araştırma yapacakların hizmetine sunulmuştur. Eski el yazması belgeler ve Çankırı ile ilgili yayınlanmış eserler bulunmaktadır.

 

 

 

YÂRAN EVİ:  Eski  bir Çankırı evi restore edilerek otantik Yâren Evi şekline dönüştürülmüştür. 'Yâran Evi' Eski kütüphane binası olup, İl Özel İdaresi bütçesinden ayrılan ödenekle restore edilmiştir. Yaran sohbetlerinde  kullanılması planlanan evin içi tamamen nostaljik eşyalarla donatılmış, Yâren kültürünü sembolize edecek şekilde döşenmiştir.

 

 

 

YÂRAN GELENEĞİ

 

Ahilikten günümüze kadar gelebilmiş ve yaşatılmakta olan otantik bir gelenektir. Yâran toplantıları bu maksatla özel olarak döşenmiş evlerde yapılır. Genelde iki katlı olan evlerin alt katında  mutfak ve yemek hazırlama, üst katıda toplantılar yapılır. Kış gecelerine özgü akşam saatlerinde başlayıp sabaha kadar devam eden eğitim, eğlence ve dayanışma toplantılarıdır. Yâran ocağına girebilmek ve Yâran uşağı olmak Çankırı’da bir ayrıcalıktır. Toplantıların belirli kuralları vardır. Katılacak olan misafirler de bu kurallara uymak zorundadır. Başağa, Küçük başağa, Yâran kahyası ve Yâranlardan meydana gelen bir topluluktur.

 

 

 

Herkes toplantılara giremez ancak mecliste bulunan yâran uşağı tarafından misafir olarak götürülebilir. Giyim kuşamda dahi kuralların olduğu mecliste suçu olan yâranı yargılayan ve ceza veren bir mekanizma bile vardır. Yâran ocağından atılmak büyük suçtur. Geçmişte ocaktan atılıp Çankırı’yı terk edenler olmuştur. ‘’Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi, oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi’’ ve ‘’ Yâran uşağı eline, beline, diline sahiptir’’ özdeyişleri ile özetleyebileceğimiz Yâran geleneği;  Anadolu’da yaşatılmakta olan ender geleneklerden biridir. Yaran odasına giriş, oturuş, konuşma, yemek, misafir, oyunlar ve mahkeme usulleri belli kurallara çerçevesinde gerçekleştirilir. Toplantılarda tura, şildir şip, yüksük, samut gibi oyunlar oynanır. Türküler söylenir.

 

 

 

Yâran toplantılarına herkes gidemez ancak misafir olarak gidebilir. Kış aylarında, Yâran geleneğini tanıtmak amacıyla Çankırı ve köyleri ile diğer illerde halka açık tanıtım amaçlı toplantılar yapılmaktadır. Bu amaçla Çankırı Ahi Yâran Meclisi derneği çalışmalar yapmaktadır.

 

 

 

ÇANKIRI EVLERİ

 

ÇANKIRI EVLERİNİN GENEL ÖZELLİĞİ: Genelde iki katlıdır, günlük hayatın geçtiği, yemek yapılan, oturulan  birinci kat, ara kat olup kışlık olarak kullanılır.  Yazın misafir için kullanılan ikinci  katlar ise manzaralı ve gösterişlidir.  Sokağa yada avluya çıkma yapılarak genişletilmiştir. Geniş ve ahşap süslemece zenginleştirilmiş baş odalar ikinci katta bulunur. Birinci katın üzerine çıkma olarak yapılan şahnişin , kök boyaların kullanıldığı tavan göbekleri, makat veya oturma sedirleri baş odada yer alır. Odaların hepsinde ocak, biri gusülhane olarak kullanılan yüklük denilen tahta dolaplar vardır. Ocaklar alçıdan yapılmış, kenarlarında lamba koymak için şınanay adı verilen çıkıntılı küçük raflar yer alır. Ayrıca dolapların kenarında uzunca ve dar olarak yapılmış terece adı verilen gözler bulunur. Yamaçta yer alan evler güneye bakar ve birbirinin güneşlenmesini engellemez. Pencere sayısı oldukça az  ve çatılar ahşap üstü oluklu kiremitle kaplıdır.

 

 

 

Her ev bir duvarla çevrilmiş avlu içinde bulunur. Avlu kapıları çift kanatlı olup çatal kapı olarak isimlendirilir. Kapı tokmakları kendine özgü ve yerli ustalarca imal edilmiş olup sahibinin mesleğine göre farklılık göze çarpar.  Kapı açılması ile birlikte arkasına yerleştirilen çan ses çıkarır ve ev sahibine birinin geldiğin uyarısını verir.  Bazı evler bitişik nizamlı ve çıkmaz sokaklar üzerine inşa edilmiştir.  Sokakları dar moloz taş ile kaplıdır. Eski sokaklar cami ve arasta yönünde açılır. Bitişik nizamlı evler, küçük aralıklarda çıkmaz sokaklar meydana getirmiştir. Sokaklar dar ve taş döşemedir. Kale eteklerindeki evler korumaya alınmış sit alanı içindedir. Görülmeye değer ilginç yapılardan meydana gelir.

 

 

 

YAKIN ÇEVRE

 

TUZ MAĞARASI:  Çankırı merkeze 20 km. uzaklıkta ve güneydoğusunda yer alır. Kaynaklarda

 

mağaradan Hititler döneminden bu tarafa tuz çıkarılmakta olduğu kaydedilmektedir. Bugünde

 

yurdumuzun en büyük kaya tuzu rezervine sahip mağarasıdır. Çok eski dönemlerden bu tarafa

 

işletilmesinin sonucu içinde çok sayıda galeriler açılmıştır. Mağara içinde yer yer tuzdan oluşmuş

 

sarkıt ve dikitlere rastlanır. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Batılı devletlerin

 

Osmanlı’dan alacağına karşılık oluşan Reji yönetimince mağara gelirlerine el konulmuştur.

 

Günümüzde de üretim yapılmaktadır. Mağara; turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır.    Kaya tuzunun, doğal iyonlaştırıcı özelliği nedeniyle tuz lambaları yapılmaya başlanmıştır. Tuz lambalarının yorgunluğa,nefes darlığına ,astım nöbetlerine,alerjilere,cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

 

 

 

Nasıl Gidilir: Çankırı kent merkezinin güneydoğusunda yer alan yolutakip edilerek solda Dede mahallesi kavşağı geçilir, yaklaşık 3 km. sonra sağa dönülür, yön levhasından sonra  6 km. içeriye girilir. Çankırı kent merkezine uzaklığı yaklaşık 20.km. dir. 

 

 

 

KOCA MEŞE: Yaşı 500 yıl olarak belirlenen Koca Meşe’nin Çapı 12.5 m,  gölge alanı  250 metrekaredir. Çankırı’ya 25 km. uzaklıkta Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde Karacaözü köyündedir.

 

GEZİNTİ VE MESİRE YERLERİ: Karaköprü Bahçeleri, Tatlıçay’ın her iki yakasında ve güneyde bulunan Feslikan bahçeleri, Orman Fidanlığı başlıca mesire yerleridir. Mesire yerleri flora yönünden Zengindir,

 

ORMAN FİDANLIĞI:  Kastamonu yolu üzerinde kente 5 km uzaklıkta ve  kuzeybatısındadır. Tatlıçay vadisinde yer alan fidanlıkta oturma grupları, masa, ocak, çeşme, tuvalet gibi zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tesisler vardır. Değişik ağaç cinsleri içinde çam çoğunluktadır. Kentin akciğeri konumunda her zaman gidilebilecek ve gezilecek yerlerdendir.

 

 

 

ÇANKIRI MUTFAĞI

 

Beslenme tahıla dayanır bu nedenle yemek çeşileri de tahıl ağırlıklıdır. Tava çöreği, yazma çöreği, bükme, gözleme, cızlama, tatar böreği, iri hamur, mantı, pıhtı, çullama başta gelir. Tarhana, toyga, şaştım aşı, tutmaç, yarma, dene, cümcük gibi çorbalarda ana madde buğday ürünleridir. Tarhana, bulgur, keşkek, yarma, erişte vb. yiyecekleri ev ekonomisi çerçevesinde yöre halkı kendisi üretir. Kıyma, kavurma, sucuk gibi etlikler, kurutulmuş fasulye, patlıcan, biber gibi sebzeler, konserve¬ler, değişik meyvelerden yapılan reçeller bunlar arasındadır.

 

Çankırı mutfağının vazgeçilmezleri: Yaren güveci, bazlama, yağlı gözleme, katmerli, tarhana çorbası, keşkek, mıkla, tutmaç, bamya, yumurta tatlısı, hoşmerim.

 

 

 

ALIŞ VERİŞ

 

Helva, kızılcık ekşisi, ev yapımı hamur işleri, tuz lambası, küpecik peyniri

 

 

 

EL SANATLARI

 

 Çeyiz  olarak hazırlanan  işleme, nakış, oya gibi el sanatları halı, kilim, eldiven, çorap, kazak gibi emek yoğun el sanatları günümüzde de yaşatılmaya çalışılmaktadır. Keçe, kilim, cicim, heybe, çorap, eldiven başlıca dokuma çeşitleridir. Türkmen kilimi, kolon heybe, çember oyası ve halıcılık merkezde oldukça yaygındır. Çorap ve eldiven tiftik veya yünden yapılır,  Hammaddesi tahta olan el sanatlarından tahta kaşık, beşik, çocuk zindanı, sofra altlığı, hey, hey yavrusu, teskere, kavsara , tarım ve hayvancılıkta yararlı olan bitki ve ağaçtan üretilen tarım âletleri, sepetler, seleler, ağaçtan yapılmış çeşitli mutfak gereçleri başta gelmektedir.

 

 

 

YEREL ETKİNLİKLER

 

Kaya tuzu ve Karatekin festivali

 

 

 

ÇANKIRI İLİNİN   TURİZM POTANSİYELİ

 

SAĞLIK VE TERMAL TURİZMİ

 

Akkaya Hamamı ve içmesi: Çerkeş ilçesi İmamlar Köyü yakınlarındaki Akkaya kaynaklarının suları, kaynağında 20°C sıcaklıktadır. Hamam olarak yararlanılır. Üst solunum yollarındaki kronik iltihapların ve bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde etkilidir.

 

 

 

Ilısılık Madensuyu:  Ilgaz ilçesine 20 km uzaklıkta, Ilısılık Köyü’ndedir. Mide, karaciğer ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir,  karaciğer ve safra yolları hastalıklarına etkili şifa kaynağıdır. Sıcaklık 18°C İçimi çok güzel, sodyum bikarbonatlı bir sudur. 

 

 

 

Hışıldayı İçmesi :  Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde etkilidir.

 

Bayramören İçmesi: Sıcaklık 18°C . Mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları, böbrek hastalıklarına iyi gelir.

 

 

 

Derebayınıdır, Buğuören. Orta ilçesindedir

 

 

 

Kükürt köyü İçmesi: Atkaracalar  ilçesi, Kükürt Köyü’ndedir.  Sıcaklık 19°C Suyu ılık olduğundan içme ve banyo olarak kullanılır. Mide, karaciğer ve safrayolları hastalıklarına iyi gelir. Su, sindirim sistemi hastalıkları tedavisinde etkilidir.

 

Tüney İçmesi:  Tüney Köyünde  tren yolunun yakınındadır. Sıcaklık 18°C olup aç karnına içilirse karaciğer, safrayolları hastalıklarında, bağırsak bozukluklarında şifa verici etkisi vardır.

 

 

 

Çapar madensuyu: Şabanözü ilçesindedir.

 

 

 

Karaköy Ilıcası: Yapraklı’da.

 

Karakoçaş Ilıcası: Şabanözü’nde.

 

 

 

Şıhlar Nezlesuyu: Ilgaz, Bozatlı Köyü’ndeki içmenin suları soğuk, alkalik ve toprak alkalik

 

bikarbonatlı, karbogaz özlüdür. İçme kürleriyle değerlendirilir.

 

 

 

Ödemiş madensuyu: Ilgaz’da. Yaylacık Madensuyu: Ilgaz’da.

 

 

 

Acısu:  Kurşunlu’nun 5 km kuzeybatısında Hacumuslu Köyü yakınlarında olan içmenin suları tuzlu, bikarbonatlı, karbogazöz, demirli ve alkaliktir. Mide, bağırsak, karaciğer, safrakesesi, pankreas hastalıklarında yararlı etkisi olan içme, kanda yedek alkali yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, safra yollarında safra akımını artırıcı bir etki yaratır.

 

 

 

Çavundur termal  tesisleri: Kurşunlu ilçe merkezine 9, Çankırı’ya 90 ve E-5 karayoluna 1.5

 

km. uzaklıktadır. 54 C° ve 47 lt/sn. sıcak su çıkmaktadır. Konaklama tesisi vardır.  Deri hastalıklarına,

 

migrene, bulantıya, iştahsızlığa ve kabızlığa iyi gelir. Çavundur Ilıcası: İçme ve banyo olarak kullanılır. Çamur banyosu olarak da kullanılır. Ilık su olması nedeniyle ağrı ve spazmı giderir, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına fayda sağlar.

 

 

 

 KIŞ SPORLARI

 

 Kar kalınlığı mevsime göre 50 – 200 cm arasında değişir. İstanbul’u Karadeniz’e bağlayan transit karayolunun üzerinde Gerede’den 130 kilometre sonra, Tosya’dan ise 30 kilometre önce yer alır.  Ulaşım, tur otobüsleri ve özel vasıtalarla sağlanmaktadır. Ankara, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz ilçesine otobüs ile gelindiğinde ilçeden 13 km uzaklıktaki merkeze ulaşım taksi ve minibüsler ile oldukça kolaydır. Özel araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz Kastamonu karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiinden sağa dönerek 6 km. düz asfalt yolu takip ederek kolayca merkeze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze kadar yolun düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmaktadır. Mekanik Tesisler ve Pistler:  Ilgaz doruk kayak merkezinde bir çift iskemleli telesiyej tesisi ile bir teleksi tesisi bulunur.  Tesise 3 km uzunluğunda bir otel ile bu otele ait 300 metre uzunluğunda bay – lift tesisi vardır. 

 

 

 

Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinde, 2 adet beyb lift ve saatte 1500 kişi taşıma kapasiteli Deta Chable Telesiyej vardır. Kış sporlarına yeni başlayanlar için 600 m uzunluğunda %25 eğimli ve Yıldız tepeden alt istasyona 4000 m uzunluğunda %25 eğimli eğitim pistleri ( Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti )vardır.  Orta derece ve ileri derece kayak bilenler için Dikmen pisti 2400 m. uzunluğunda başlangıç yerinden varış noktası arasındaki yükseklik farkı 400 m.  Orman yollarında Kuzey disiplini ve tur kayağı için 10km doğal pistler vardır. Türkiye’de ilk defa düşünülen biathlon, tekerlekli kayak ve kayakla atlama pistleri planlanmıştır. Orta ve İleri derece kayakçılar için 4000 m. Büyük Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı pistleri plan aşamasındadır.(Kaynak: Çankırı Turizm Derneği)

 

 

 

AVCILIK

 

Batı Karadeniz-İç Anadolu bölgeleri geçiş alanı içinde bulunması nedeniyle zengin bitki ve hayvan çeşitliği yaratmıştır. Yaban domuzu her zaman avlanabileceği gibi izin verilen mevsimlerde tavşan, tilki,  keklik, bıldırcın, yaban ördeği, kurt, çakal avı yapılabilmektedir. Ilgaz Milli Park sınırları içindeki Baldıran vadisinde alabalık üretme istasyonu ve  göletler, Çerkeş Orman Fidanlığı  göletinde olta balıkçılığı yapılır.Orta,Kurşunlu ve Ilgaz ilçelerinden geçen Devrez Çayı,Çerkeş ve Bayramören ilçelerinden geçen Soğanlı çayı ile Kızılırmak ilçesinden geçen Kızılırmak nehrinde,Şabanözü ilçesi Karaören göleti ,Kurşunlu ilçesi Büyük göl,Korgun Apsarı göleti çevresinde,Orta ilçesi  Güldürcek baraj havzasın da alabalık, yayın, aynalı sazan, levrek, çay balığı ve tatlı su kefalı gibi balık çeşitleri bulunmakta olup  kurallarına uyulmak şartıyla sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. 

 

 

 

HAVA SPORLARI

 

YAMAÇ PARAŞÜTÜ

 

 Bayramören ilçesinde son yıllarda gelişme gösteren yamaç paraşütü yapanların ilgisi ve sayısı her yıl gittikçe artmaktadır. Soğanlı çay vadisi  jeolojik yapısı nedeniyle yamaç paraşütü için  çok uygun hava koşulları yaratır. Paraşütü kullananların yükselmelerini sağlayan hava akımı bu sporu yapanlara çok uzun mesafelere uçma olanağı sağlamaktadır. Henüz gelişme ve başlangıç aşamasında olan yamaç paraşütü Çankırı turizmi için oldukça önemli ve gelecek vaat etmektedir. Nitekim yerel yönetimler konuyla ilgilenmekte ve alt yapı tesislerinin yapımına başlamış bulunmaktadır. Uçuş zamanı ve uçma olanakları hakkında Bayramören belediyesinden bilgi alınabilir.

 

 

 

Yukarıda sayılanların dışında Orta, Kurşunlu ve Ilgaz İlçeleri'nden geçen Devrez Çayı, Çerkeş ve Bayramören İlçeleri'nden geçen Soğanlı Çayı ile Kızılırmak İlçesi’nden geçen Kızılırmak kıyılarında, Şabanözü İlçesi Karaören Göleti ile Güdüllü, Çivitçi ve Bayramyeri Bahçelerinde, Kurşunlu İlçesi Büyükgöl yöresinde, Merkez İlçe Apsarı Göleti çevresinde, Orta ilçesi Güldürcek Barajı civarında günübirlik ziyaretler için uygun yerler bulunmaktadır.

 

 

 

İLÇELER

 

 İlçeler arası mesafe cetveli

 

 

 

ÇANKIRI                                                                                                                                                                          

 

64           Atkaracalar                                                                                                                                                     

 

   62           30           Bayramören                                                                                                                                   

 

78           16           46           Çerkeş                                                                                                              

 

18           82           80           96           Eldivan                                                                                              

 

45           61           59           64           63           Ilgaz                                                                                    

 

52           116         114         130         70           97           Kızılırmak                                                                          

 

18           46           44           60           36           28           70           Korgun                                               

 

48           16           14           32           66           32           100         30           Kurşunlu                                            

 

59           32           59           36           41           104         111         77           48           Orta                     

 

38           102         100         58           20           83           90           56           70           22           Şabanözü           

 

30           94           92           108         48           75           82           48           78           89           68           Yapraklı

 

 www.cankiriturizm.org

 

Çankırı  İli  Merkez  İlçe  ile  birlikte  12  İlçeye,  384 Köye ve 193 köy altı yerleşim birimine sahiptir.  İdari taksimatta yer alan bucak sayısı 2’dir.  (Ilgaz- Belören ve Yapraklı- İkizören)     

 

 

 

 İLÇE                 KÖY            BELEDİYE             KÖYALTI YERLEŞİM BİRİMİ

 

Merkez                50           1            25

 

Atkaracalar         11           1                                      7

 

Bayramören      27           1                                     36

 

Çerkeş  52           1             44

 

Eldivan16           1             7

 

Ilgaz       75           1             31

 

Kızılırmak            26           1                                         3

 

Korgun12           1             4

 

Kurşunlu             29           1                                         5

 

Orta       28           1             2

 

Şabanözü            22           1                                        6

 

Yapraklı                42           1                                      23

 

TOPLAM              384         12                                      193

 

                 www.cankiriturizm.org

 

  BÖLÜMLER HALİNDE İLÇELERE AİT BİLGİLER EK SAYFALARDADIR