Kavak ve söğüt
gibi hızlı gelişen ağaç türleri çok eski yıllardan beri yetiştirilip
kullanılmaktadır. Ancak odun hammaddesine olan ihtiyacın artması ve bu
talebin doğal ormanlarla karşılanamaması, orman dışı sahlarda hızlı
gelişen ağaç türleriyle ağaçlandırmalar tesis edilmesini zorunlu
kılmıştır. Çok hızlı gelişmeleri ve diğer türlere göre çok kısa idare
süresi olmasıyla kavak ağaçlandırmaları çok önem kazanmıştır.
Kavakçılığın hızlı gelişmesiyle birlikte bazı zararlı ve hastalık
problemleriyle mücadele mecburiyeti ortaya çıkmıştır. Bu zararlıların
ortaya çıkışında tek tür veya klonla geniş alanda ağaçlandırmalar
yapılması yanında, ağaçlama ve bakım faaliyetlerinde yapılan hatalar da
rol oynamaktadır. Burada önemli Köklerde, gövde ve dallara arız olarak
önemli ekonomik zararlara sebep olan böcekler incelenmektedir.
2. Yapraklarda Zararlı Olan
Böcekler
2.1. Melosoma populi L.
Erginleri 9-11 mm boyunda, oval yapıdadır. Baş, boyun kalkanı ve
kalkancık metalik siyahimsı mavi veya yeşilimsi mavi, kanat örtüleri
tuğla kırmızısı olup uç kısmında küçük siyah leke bulunur (Resim).
Avrupa, Kuzey Afrika, Asya, Japonya’da yaygın olarak bulunur, öncelikle
Populus spp. ve kısmen Salix spp.lerde zarar yapar .
Türkiye’de Aydın, Bilecik, İstanbul, İzmit, Bursa, Denizli, Trabzon,
Sarıkamış, İzmir, Kastamonu, Sinop, Kars, Bitlis, Adapazarı, Balıkesir,
Çanakkale, Bolu , Kırklareli, Edirne, Zonguldak civarında Populus alba,
P. canadensis, P. nigra var. pyramidalis, P. tremulae, P. x.
euramericana, Salix alba ve S. babylonica’lar üzerinde tespit edilmiştir
.
Bu böceğin erginleri, kışı toprakta ve ot v.s. arasında saklanarak
geçirir. Bahar gelince yeni sürgün ve taze yapraklar üzerine giderek
beslenir ve yaprakların alt yüzüne yumurtlarlar. 7-15 gün sonra çıkan
larvalar önceleri siyah renkli olup yaprakların önce taze kısımlarını
yerken, büyüdüklerinde yedikleri yaprakların sadece damarları kalır.
20-25 günlük bu beslenme devresinden sonra olgunlaşan larva, yaprakların
alt yüzünde krizalit olur ve bir hafta sonra ergin çıkar, hava
şartlarına göre bu erginlerden de yeni bir nesil oluşur. En son neslin
erginleri, yaprak dökümüne kadar yapraklarda beslenir ve sonra
kışlarlar. Bir ağacın üzerinde bu böceğin hem ergin, hem yumurta, hem de
larvalarına aynı anda rastlamak mümkündür.
2.2. Byctiscus Populi L.
(Sigara Böceği)
Erginler 7-8 mm boyunda, koyu madeni mavi ve bazıları menekşe
renklidir. Kanat örtülerinin ucu yanlız profilden görülebilen açık
renkli ince tüylerle kaplıdır .
Avrupa, Sibirya, Orta Asya’da bulunmakta ve Alnus glutinosa, Betula
alba, Fagus silvatica, Populus tremula, P. alba, Salix caprea, Carpinus
betulus, Acer pseudoplatanus, Crataegus oxyacanthoides, Prunus spinosa,
Prunus domestica, Pirus communis, Vitis vinifera’ larda yaprakları
sigara şeklinde sararak zararlı olmaktadır .
Türkiye’ de İstanbul, Bursa, Balıkesir-Dursunbey, Afyon, İzmit,
Adapazarı, Denizli, Sinop, Lüleburgaz civarında Populus nigra, P. x.
eur. I- 214 ve P. tremula, Salix alba türlerinde zarar yaptığı tespit
edilmiştir .
Kışı toprak içinde geçiren erginleri Nisan-Mayıs aylarında ortaya
çıkar. Bunlar 10-15 gün yaprak ve tomurcuk yiyerek beslendikten sonra
dişi ergin bir yaprağı ana damara paralel olarak sarar ve içine ortalama
4 adet yumurta bırakır. Sonra bu sigarayı 1-5 adet yaprakla daha sarar.
Sigara içinde bulunan yumurtalar 10 gün sonra açılır, içinden kirli
beyaz larvalar çıkar. Bu larvalar bulundukları sigaranın içinde 20-25
gün beslendikten sonra genellikle sigara ile toprağa düşerler. Olgun
larva toprağa girer ve orada krizalit olur. 10 günlük bir krizalit
devresinden sonra ergin hale geçerler. Erginler topraktan çıkmak için
kışın geçmesini beklerler. Sigara gibi sarılmış yapraklar işlevini
yerine getiremez. Bu sebeple yoğun tasallut halinde oluşan sigaralar
yere düşmeden toplanarak yakılmalı veya sigaraların toprağa düşmesinden
itibaren toprak bol bol işlenmelidir.
2.3. Lymantria dispar L.(Sünger
örücüsü)
Erkek ve dişi kelebekler renk, şekil ve boyutları itibariyle
birbirinden farklıdırlar. Erkek kelebeklerin kanat açıklığı 35-45
mm’dir. Genel olarak renkleri açık kahverengi olup ön kanatları
üzerinde siyahımsı dalgalı 5 bant görülür. Arka kanatlar ön kanatlardan
daha açık renkli ve düzdür. Dişi kelebeklerin kanat açıklıkları 55 - 65
mm’dir, vücutları daha dolgun yapılıdır, kirli sarı tüylerle kaplıdır ve
abdomenin ucunda daha yoğun olan tüyler yumurtaların üzerini örtmede
kullanılmaktadır. Kanatlar kirli beyaz renkte olup ön kanatta enine
dalgalı bantlar bulunur. Antenler ipliğimsidir
İsveç’in güneyinden itibaren Avrupa, Kuzey Afrika, Sibirya, Japonya,
Çin’e kadar olan kuşak içersinde, Asya’da ve Amerika’da yayılmıştır.
Polifag bir zararlıdır, Romanya’da 270, Rusya’da 300, Amerika Birleşik
Devletleri’nde 450, Polonya’da 477 bitki türü üzerinde yaşayabilmektedir
.
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde mevcuttur. Quercus, Salix
Populus, Carpinus, Corylus, Arbutus, Erica, Cistus, Pinus, Pseudotsuga
menziesii türleriyle, meyve ağaçlarında zarar yaptığı tespit edilmiştir .
Bu zararlının bir kelebek olan ergini Temmuz'da çıkar. Erkek ve dişi
kelebekler farklı görünüştedir. Dişiler özellikle toprağa yakın kısımlar
başta olmak üzere gövdeler ve alçak dallar üzerine yumurtlarlar.
Yumurtaları 200-250 adetlik topluluk halinde bırakıp, üstlerini
salgıladıkları sarımsı tüyler ile örterler ve sünger görünümü
verirler. Kışı yumurta safhasında geçirir. Tomurcuklar uyanırken, larvalar da yumurtalardan çıkarak yapraklara giderler. Oburca 6-10
hafta boyunca yaprak yerler ve olgunlaşan larvalar, yaprak ve dallar
arasında krizalit olur. Bu krizalitlerden 10-15 gün sonra kelebekler
çıkar. Yılda bir generasyon verirler.
2.4. Stilpnotia (Leucoma) salicis
L. (Beyaz kavak kelebeği)
Kelebeklerin antenleri ve bacaklarının eklem yerleri esmer, vücudununun
diğer yerleri beyazdır. Dişilerin anteni ipliğimsi, erkeğinki çift
taraflı tarağımsıdır. Kanat açıklığı 35-50 mm olarak ölçülmüştür.
Avrupa’nın tamamında, Asya’da Altay dağlarından, İran ve Anadolu’ya
kadar yaygındır, Japonya, Kuzey Amerika’da da bulunmaktadır. Salix,
Populus, Alnus, Betula, Malus, türlerinde zarar yapmaktadır .
Türkiye’de geniş dağılışa sahip bir kelebektir, Ankara, K.Maraş,
Erzurum, Toroslar, Amasya, Eskişehir, Denizli, Edirne, Tekirdağ,
Kırklareli, Bursa, Sakarya, Kocaeli, Bolu, Ağrı, Diyarbakır, Erzincan,
Muş, Ardahan, Kars dolaylarında Salix spp. ve Populus spp.’lerde zararlı
olduğu belirlenmiştir .
Bu böceğin beyaz bir kelebek olan ergini Mayıs sonu-Haziran'da çıkar.
Dişiler 150-200 adet açık yeşil renkli yumurtayı sedefimsi bir örtü
altında gizleyerek yaprak ve gövde üzerine bırakırlar. Bu yumurtalardan
15 gün sonra çıkan ve önceleri siyah renkli olan larvalar
Temmuz'da
olgunlaşır, ipeğimsi iplerle birleşmiş bir veya birkaç yapraktan oluşmuş
beşik içinde krizalit olurlar. Ağustos’ta bunlardan erginler çıkar.
Bunların koyduğu yumurtalardan çıkan larvalar, sonbahar yağış ve
soğuklarının başlaması üzerine genellikle gövde üzerindeki kabuk
çatlakları arasında saklanarak kışı geçirirler. Bahar gelip ilk
sürgünler çıkmaya başlayınca yeniden yapraklara taşınıp beslenmeye
başlarlar. 20-30 gün beslendikten sonra aynı şekilde krizalit olurlar ve
kelebekler çıkar.
2.5. Pygaera anastomosis L.
Erginin kanat ve gövdesi sütlü kahverengiden koyu kahverengine kadar
değişir, ön kanatlarda çok açık kahverengi çizgi ve bantlar bulunur.
Kelebekler hareketsizken kanatlarını çatı şeklinde vücutlarına yapışık
halde bulundurduklarından fark edilmeleri zordur. Kanat açıklığı
dişilerde 30-40 mm, erkeklerde 25-35 mm’dir.
Kuzey ve Orta Avrupa, Kuzey İtalya, Balkanlar, İskandinav Ülkeleri,
Sibirya, Kore, Pakistan, Çin, Japonya’da yayılmış olup Populus, Salix,
Prunus domestica, Crataegus oxyacantha türlerinde zarar yapmaktadır .
Türkiye’de Marmara Bölgesi ve Samsun çevresinde kavak ve söğütlerde
tespit edilmiştir .
Önemli bir yaprak zararlısıdır. Biyolojinin incelendiği Bursa ve İzmit
yöresinde yılda 4 generasyon vermektedir. Zararlının larva safhası
1,2,3. generasyonlarda 18-20, pupa safhası da 7-12 gün sürmektedir.
Kışlayan 4. generasyonun larva süresi 240-245 gün, pupa süresi ise 12-15
gündür. Kışlama ikinci ve üçüncü larva safhasında bir kokon içinde dal
çatlakları ve yara yerlerinde olur. Dişi çiftleşmeden 2-3 gün sonra
ortalama 350-650 kadar yumurta bırakır. Yumurtaların olgunlaşma süresi
3-5 gün kadardır. Larva pupa olana kadar 5 kez deri değiştirir. Olgun
halde boyu 30-32 mm’dir. Larvalar ilk iki safhada yaprakları iskelet
halinde bırakacak şekilde beslenirler, 3. safhada kalın damarlara
dokunmaksızın yaprak ayasını yerler, 4. safhada sadece orta damara
dokunmazlar, olgun larvalar ise yaprak sapı hariç tamamını yerler.
2.6.Nycteola asiatica Krul.
Erginlerin kanat açıklığı 21-25 cm, kirli gri olan ön kanatlarında
zikzaklı çizgilerle sınırlandırılmış kahverengi bir leke bulunur. Arka
kanatlar daha açık renklidir.
Orta Asya orjinli olduğu bilinen kelebeğin larvaları Asya ve Avrupa’nın
her tarafında yaygın bir kavak zararlısıdır.
Bu kelebeğin dişileri yumurtalarını Haziran sonu-Ağustos’ta kavakların
tepe sürgünlerindeki yaprakların üstüne, sedef parlaklığında topluluklar
halinde koyar.Süt beyazı renkli bu yumurtalardan 2-3 gün sonra tırtıllar
çıkar. Yumurtalardan çıkan tırtıllar açık sarı- krem renklidir,
beslendikçe önce sarımtırak sonra açık yeşil, olgunlaşınca tamamen yeşil
olurlar. Vücut halkalarında kıldan ince tüyler vardır. Bu tırtıllar
salgıladıkları örümcek ağı gibi salgılarla 2-3 yaprağı birleştirip
sararlar. 1-2 ay yaprakları yiyerek beslenen bu tırtıllar havaların
soğuk gitmesi halinde (Eylül-Ekim) beslendikleri yaprak üzerinde koza
örüp kışı o halde geçirirler. Havaların sıcak gitmesi halinde ise
krizalit olurlar ve 15 günlük bir devreden
sonra erginler çıkar. Kışlayan tırtıllar ise yaz başlangıcında krizalit
olur ve erginler çıkar. Kışlayanların bir kısmı ise yaz başlangıcını
beklemeden baharda ergin olurlar ve yumurtlarlar. Havaların çok müsait
geçmesi halinde yılda 3, hatta 4 nesil bile verebilir. Bu sebeple aynı
sürgün üstünde bile bu zararlının türlü büyüklükte tırtıllarını görmek
mümkündür.
3. Gövde ve Dallara Arız Olan
Böcekler
3.1. Melanophila picta Pall.
Erginleri;11-12 mm uzunluğunda, oval yapılı, gövde esmer bakır
renginde, madeni parlaklıktadır, kanat örtülerinin her birinde ufak
altın sarısı lekeler bulunur. Yumurta;oval, 3 mm büyüklüğünde, önceleri
saydam, sonra bırakılan yerin rengini alırlar. Larva; yumurtadan yeni
çıktığında 2 mm olan uzunluğu, olgun halde 30 mm ‘ye ulaşır, ön göğüsün
diğer vücut parçalarından daha geniş olması (6 mm-3-3-5 mm) belirgin
özelliğidir. Açık sarı renkli pupa şekil ve büyüklük yönünden ergine
benzer.
Orta Asya, Rusya, Kafkasya, İran, Suriye, Avrupa, Kuzey Afrika’da
yaygındır. Türkiye’de Doğu Karadeniz Bölgesi dışında her yerde görülen
çok önemli bir zararlıdır .
Kavak ve söğüt türlerinde zararlı olan böceğin erginleri Mayıs
sonu-Ağustos arasında görülür. Çıkan erginler gövdelerin yerden 2 -2.5 m
yüksekliğe kadar olan kısmına, özellikle kök boğazı ve civarına
yumurtlarlar. 10 gün süren kuluçka devresinden sonra çıkan larvalar
süratle kabuğu deler, kabuk altı odununda yayvan bir yiyim yaptıktan
sonra odun içine girerek yukarı doğru giden içi öğüntü dolu yollar açar
ve kışı burada geçirirler. Bunlar ilkbaharda 15-20 günlük bir pupa
devresi geçirip ergin olurlar.
Tasalluta uğrayan genç ağaçların rüzgar tesiri ile kırıldıkları
görülür. Bu böceğin tasallutunun ana sebebi ağacın su kıtlığı
çekmesidir. Sulamada noksanlık veya kök gelişmesini önleyici her türlü
kültürel yanlışlıklar bu böceğin tasallutuna sebep olur.
Yer seçiminden başlayarak bütün işlemler tekniğine uygun yapıldığında
böcek tasallutundan söz edilemez. Zararlı görüldüğünde, öncelikle
zararlının gelmesine yol açan kültürel eksiklikler giderici tedbirler
alınmalıdır.
3.2. Agrilus ater L.
Erginleri; kanat örtüleri mat zeytin yeşili veya siyahımsı yeşildir,
üzerinde sıra teşkil edecek şekilde beyaz kıllardan oluşan üçer nokta
bulunur. Alın yeşilimtırak karın halkaları menekşe rengidir. Gözler
büyük, antenler kısadır. Böceğin boyu 8-9 mm dir (Resim).
Avrupa ve Küçük Asya’da yaygın olan bu böcek kavak, söğüt, kayın ve huş
türlerinde zarar yapmaktadır. Türkiye’de kavak türlerinde ve özellikle
melez kavaklar üzerinde İzmit, Kırklareli , Edirne, Ankara, Eskişehir,
Çaycuma, Safranbolu, Adapazarı, Geyve, Mengen ve Osmaniye civarında
tespit edilmiştir .
Bu böceğin Haziran-Temmuz'da çıkan erginleri gövdelerin 3 -4 m
yüksekliğe kadar olan kısmına yumurtlar. Bu yumurtalardan 10 gün sonra
kirli beyaz, sonuncu karın halkası pense ağzı gibi 2 uçlu larvalar
çıkar. Bu larvalar kabuk altındaki odun tabakasında yılankavi görünümlü,
içi öğüntü dolu yollar açarlar (Resim). Larvaların olduğu gövde kısmı renk
değiştirir, üzerine bastırınca kabuk içeri çöker ve dışarıdan
bakıldığında öğüntülü kırmızı-kahverengi akıntıların çıktığı görülür.
Kabuk altı odununda beslenen larvalar, kışın başlangıcında oduna 3 -4 cm
girer ve orada bir beşik içinde kışlar. Baharın ortasında pupa safhasına
geçer. A. ater ağaçların gövdelerinde açtığı larva yollarıyla su ve besi
maddesi iletim borularını kestiğinden tasallut yerinde gelişme durmakta
ve burada toplanan öz suyu çürümelere sebep olmaktadır. Yoğun
zararlarda galeriler gövdeyi çevrelemekte ve ağacı kurutmaktadır.
3.3.Cryptorrhychus lapathi L.
Ergin böcekler 7-9 mm boyundadır. Hortum geriye doğru kıvrıktır ve
uzunluğu baş ile göğüs toplamı kadardır. Kanat örtüleri arkaya doğru
daralır ve koyu kahverengi siyah renklidir. Boyun kalkanının yanları ve
kanat örtülerinin arka 1/3 lük kısmı beyazımsı pullarla örtülüdür. Boyun
kalkanının genişliği uzunluğundan fazladır ve ortası çıkıntı halinde
ince çizgilidir.
Tüm Avrupa’da bulunmakta özellikle Fransa, Belçika, İtalya, İspanya,
Romanya’da önemli zararlar yapmaktadır. Sibirya, Japonya, Kore, Kuzey
Afrika ve Kuzey Amerika’da görülmekte, başta Populus olmak üzere Salix,
Alnus, Betula, Fagus türlerinde zarar yapmaktadır. Adapazarı, Akyazı,
Hendek, Karasu, Düzce, Samsun, Yozgat, Akdağmadeni yörelerinde I-214 ve
Samsun kavak klonunda tespit edilmiştir .
Larvaları dal ve gövdelerde galeriler, erginleri sürgünlerde yaralar
açarak zararlı olmaktadırlar. Kışı larva safhasında kabukta hareketsiz
geçirmekte ve tomurcukların patlamasıyla larva beslenmeye
başlamaktadır. Zararlının bulunuşu testere talaşı şeklindeki öğüntüler,
öz suyu akıntısı ve tasallut yerinin testere kesiği gibi görüntü
almasıyla anlaşılabilir (Resim). Marmara Bölgesi şartlarında Nisan ortasına
kadar odun tabakasında yüzeysel yiyim yaptıktan sonra galeri açarak
oduna girmektedir. Galeriler genelde yukarı doğru açılmakta, 3-4 cm
çapındaki gövdelerde özde, daha kalın gövdelerde yüzeyden 2.5-3 cm’lik
derinlikte bulunmaktadır. Yumurtadan çıkan larva 1-1.2 mm boyunda, baş
açık kahverengi,vücut süt beyazı, olgun halde 8-10 mm boyunda, vücut
hafif sarımsı beyaz renkte ve C şeklinde kıvrıktır. Larva galerinin
sonunda öğüntülerle hazırladığı bir beşik içinde pupa olur. Pupa 9-l0
mm boyunda krem rengindedir. Mayıs sonlarında pupalar görülmeye
başlamakta, pupa safhası 12-15 gün sürmektedir. Ergin çıkışı Haziranın
ilk haftasından Temmuz ortalarına kadar sürmektedir. Çıkan erginler taze
sürgünlerde yaralar açmak suretiyle beslenirler. Yumurta koyma
Temmuz-Ağustos aylarında olmaktadır. Bölgemiz şartlarında kışlayan
ergine rastlanmamıştır.
Marmara Bölgesi’nde yılda bir generasyon vermekte ve kışı larva
safhasında kabuk dokusu içinde beslenmeksizin geçirmektedir. Fidanlık
ve ağaçlandırmaların ilk yıllarında çok önemli bir zararlıdır.
Mücadelesi; Öncelikle böceğin etkinliği çap artımı ile ters
orantılı olduğundan kültürel işlemleri zamanında uygulayarak ağacın
büyümesini hızlandırmalı ve direncini arttırmalıdır. Fidanlıklarda fidan
dağıtımı öncesi gerekli kontroller yapılarak zararlının tasallutlu
fidanlarla yayılması önlenmelidir. Böcek kavaktan başka kızılağaç,
söğüt, huş ve kayında da zararlı olduğundan, tasallut hallerinde kavak
ağaçlandırmasından yakınındaki bu tür ağaçlar da kontrol edilmelidir.
Zararlının çok görüldüğü yerlerde baltalık şeklinde üretim
yapılmamalıdır. Yoğu tasallut hallerinde birincisi Kasım ikincisi
ilkbahar başlangıcı (Mart sonu- Nisan başları) olmak üzere iki ilaçlama
yeterli olmaktadır. Burada hedef larvaların kabuk dokusu içinde olduğu
zamandır .
3.4. Sciapteron tabaniformis Rott.
Ön kanatları esmer kahverengi, arka kanatları saydamdır. Gövde madeni
mavi veya mavimsi siyah renklidir. Dişilerde abdomenin 2. ve 4.,
erkeklerde 2.,4.,6. ve 7. karın halkalarının arka kenarlarında sarı bant
bulunur. Kanat açıklığı 25-30 mm dir (Resim).
Soğuk bölgeleri hariç Avrupa ve Asya ile Kuzey Afrika’da yaygındır
Salix spp. ve Populus spp. zararlısıdır .
Türkiye’nin tamamında ve özellikle kavak fidanlıkları ve yeni
ağaçlandırmalarında dikkate değer bir zararlı olduğu belirlenmiştir .
Kelebeğin larvaları genç gövde ve sürgünlerde galeriler açarak, fidan
ve yeni ağaçlandırmalarda zararlı olur. Marmara Bölgesi’nde erginler
Nisan sonu-Ağustos ayları arasında görülürler ve yumurtalarını yara
yerleri, kabuk çatlakları arasına teker teker koyarlar. Yumurtalar
parlak siyah renkli oval ve 842 x 529 mikron büyüklüktedir. Yumurta
koyduktan 9-14 gün sonra çıkan larvalar kabuk altına girerek, önce kabuk
altında yüzeysel yiyim yapar sonra odun dokusunda galeriler açarlar.
Gövdede larvanın varlığı ince testere talaşı şeklindeki öğüntüler ve
zarar yerinde şişkinlik oluşmasıyla anlaşılır. Olgun larva 20-25 mm
boyda, başı kestane kırmızısı, vücudu kirli beyaz olup siyah renkli sırt
çizgisi bulunur. Larvanın açtığı galeriler 5-6 mm çapında, 12-15 cm
boyundadır. Larva galeri içinde kışladıktan sonra Nisan ortalarından
itibaren hazırladığı uçma deliği yanında baş tarafı çıkış deliğine
gelecek şekilde pupa olur. Pupa l5-20 mm boyda ve esmer sarı
renklidir. Pupa safhası 14-15 gün kadar sürer. Çıkış anında pupa
kılıfının yarısı karakteristik bir şekilde deliğin dışına çıkar.
Yılda bir generasyonu vardır, kışı larva safhasında galeri içinde
geçirir. Fidanlık ve genç ağaçlandırmalarda görülen en önemli
zararlılardan biridir.
Önleyici tedbirler; zarar izi olan fidanlar ağaçlandırmalarda
kullanılmamalı, ergin çıkış periyodunda ağaçlarda budama yapılmamalı ve
fidanların yaralanmamasına özen gösterilmelidir. İlaçlı mücadele larva
odun dokusuna girmeden önce yapılmalıdır. Buna göre en uygun ilaçlama
zamanı ilk ergin çıkışından 20 gün sonra başlanılmalıdır. Ergin çıkış
periyodu uzun (Mayıs-Ağustos) olduğundan, ilacın etki süresi dikkate
alınarak gerektiğinde tekrarlanmalıdır. En etkili aktif madde olarak 120
gr/hl konsantrasyonunda hazırlanmış Fenitrothion ve Fentoate olarak
tavsiye edilmektedir.
3.5. Gypsonoma dealbana ( Frölich
)
Kanat açıklığı 15 mm olan kelebeğin gövde ve bacakları koyu gri, ön
kanatlarının arka kısmı gri kahverengi, ortası sarımsı beyaz bantlı ve
üst kısmı sarı kahverengi beneklidir. Arka kanatları gri
kahverengidir. Larva başlangıçta kirli beyaz, olgunlaştığında ise açık
şarap kırmızısı renkte olup 10 mm boya erişmektedir. Pupa kızıl
kahverengi ve 6-7 mm boydadır.
Avrupa’da İngiltere, Akdeniz kıyısı ülkeleri, Norveç, Almanya ve
İsviçre’de yaygın olan kelebeğin larvaları fındık,kavak,söğüt türlerinde
zarar yapmaktadır .
Türkiye’de Marmara, İç Anadolu, Ege, Karadeniz, Akdeniz ve Güney
Doğu Anadolu Bölgesi’nde hemen hemen bütün kavak fidanlıklarında,
Karadeniz Bölgesi’nde fındık bahçelerinde zarar yaptığı saptanmıştır.
Kelebeğin larvaları hem yaprakta yiyim yapmakta, hem de sürgünlerin
içinde galeriler açarak kurumasına sebep olmaktadır (Resim). Mayıs sonunda çıkan
ve bir kelebek olan erginlerden oluşan tırtıllar 15 gün yaprak dokusunda
beslenir ve sonra sürgün içine girer, orada 1 ay kadar beslendikten
sonra toprağı iner, krizalit olur, Ağustos’ta ergin çıkar. Çıkan
erginler de yaprağa yumurtlar ve oluşan tırtıllar buradan sürgünlere
değil, kışlamak üzere gövdeye geçer (bilhassa gövdenin toprağa yakın
kısımlarına)orada kışı geçirir. Baharın başlangıcında kışlamadan çıkan
tırtıl henüz yeni oluşan yapraklara gider ve onların üzerinde ancak 2-3
gün beslendikten sonra sürgün içine girer. Sürgünde beslenen tırtıl
olgunlaşınca toprağa iner ve Mayıs sonlarında erginler çıkar.
Mücadelesinde hedef yaprakta beslenen tırtıllarıdır. Mayıs sonunda
oluşan tırtıllar yapraklarda 10 gün, Ağustos’tan sonra oluşanlar ise
yapraklar düşünceye kadar beslenir.
Zararlıya karşı alınabilecek tedbirler; Zararlının etkisini
azaltılması için ağacı kuvvetlendirici bakım çalışmalarına (çapa,
sulama) önem verilmelidir. Larva sürgündeyken yapılan sulamalarla oluşan
büyüme enerjisi ile sürgün içinde bulunan larvayı ezerek
öldürebilmektedir. Fidanlıkta belli aralıklarla kontroller yapılarak
sürgünü terkederek toprakta pupa olduğunda çapa yapılması etkili bir
mücadele yöntemidir. İlaçlı mücadele sadece larvaların yaprakta
beslendiği devrelerde (Mayıs sonu –8-10 gün ile Ağustos ayından yaprak
dökümüne kadar olan devrede yapılabilir.
3.6. Chionaspis salicis L.
Tasalluta uğramış ağaçlar uzaktan bakıldığında beyaz pullarla donanmış
gibi görünürler. Dişi fertlerin koruyucu kalkanları genellikle armut
şeklinde konveks, bazen virgül şeklinde, 1.5-3 mm uzunluğunda, grimsi
veya sarımsı beyaz renktedir (Resim). Erkek pupa gömlekleri 0.4 mm eninde 1.3
mm boyundadır, beyaz renklidir ve üzerinde uzunluğuna üç çizgi bulunur.
Çıplak dişinin uzun oval sırt kısmı görülür şekilde halkalıdır. Kırmızı
olan pigidium büyük ve yuvarlaktır, orta loblar belirgindir.
Amerika, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da bulunan koşnil daha çok Salix,
Acer, Alnus, Corylus, Fraxinus, Genista, Sorbus, Sarathamnus, Syringa,
Tilia, Vaccinum türlerinde, bazen Betula, Quercus, Ribes, Vitis ve diğer
bazı ağaç türlerinde görülmektedir .
Türkiye’de bütün bölgelerde Salix ve Populus türleri, Kastamonu’da
ayrıca Vaccinum arctostophyllos üzerinde tespit edilmiştir .
Gövde ve dallarda özsuyu emerek zararlı olmaktadır. Yoğun
populasyonlarda ağaçların gövde ve dalları tamamen koşnil ile
kaplanmakta, ağaç tamamen ölmekte veya zarar görmüş kısımları
kurumaktadır. Koşnil Marmara Bölgesi’nde kışı yumurta safhasında
geçirmekte ve Nisan başlarında yumurtadan çıkan larvalar çıktığı gövde
üzerinde 1-2 gün dolaştıktan sonra uygun yer bularak sabitleşip emmeye
ve kabuk oluşturmaya başlamaktadır. Genellikle Haziran-Temmuz aylarında
dişi ve erkek fertler erginleşir. Bu dönemde dişi kalkanlarının yanında
bol miktarda erkek pupa gömlekleri görülmektedir. Gözlemlerimize göre
Ağustos ayından itibaren kalkanların altında ergin dişi ile birlikte
yumurtalar da görülmeye başlamaktadır.
3.7. Lepidosaphes ulmi (L.)
Ergin dişinin kalkan boyu 3-3.5 mm, geniş kısmı 1.2 mm, grimsi
kahverengi virgül veya midye şeklindedir (Resim). Erkek pupa kalkanı
ovaldir, arka kenarı kavislidir ve dişilerin kalkanından daha açık
renktedir. Kalkanın baş kısmında portakal sarısı renkte larva kılıfı
vardır. Boyu 1.5 mm kadardır. Kabuk altındaki dişi fert sarımsı beyaz
renkte, vücut oval, ön tarafı dar, pigidium geniş ve yuvarlaktır.
Ülkemizde oldukça yaygın ve içinde kavak ve söğütün de olduğu çok
sayıda bitkide zararlı olmaktadır .
Zarar şekli ve etkisi C.salicis ile aynıdır. Yılda iki generasyon
vermekte ve kışı yumurta safhasında geçirmektedir.
Koşnillere karşı ilaçlı mücadele Yaz mücadelesi ve Kış mücadelesi
olmak üzere 2 devrede tatbik olunabilir. Yaz mücadelesi, yavrular kabuk
bağlamadan ilkbaharda ve yaz başlangıcında yapılır. Kış mücadelesi ise
kalkan altındaki ergin ve yumurtalara karşı uygulanır.
4. Köklerde Zarar Yapan Böcekler
4.1 Melolontha melolontha L.
Erginleri oval, şişkin vücutlu, kahverengidir. Protorax kanat
örtülerinden daha koyu renktedir, kanat örtülerinin üzerinde
uzunlamasına çıkıntılı çizgiler vardır. Bacaklar ve anten kırmızımsı
renkte, anten topuzu erkeklerde daha büyük ve 7 yapraklı, dişininki 6
yapraklıdır. Vücudun alt kısmı beyaz ince sık tüylerle kaplıdır. Göğüs
ve karın halkaları, siyahımsı halkalar halinde belirgindir. Dişilerde
pygidium ince ve uzun bir çıkıntı ile biter, erkeklerinki kısa ve
kalındır. Erginlerin boyları 20-30 mm’dir.
İsveç’in güney kısımları dahil Avrupa’nın büyük kısmı ile Kafkaslar’da
bulunan ve çok sayıda bitkide zararlı olan polifag bir türdür .
Türkiye’de fidanlık, yeni ağaçlandırmalar ve kültür bitkilerinde
çok önemli zararlara neden olabilen bu böcek İstanbul, Adapazarı,
Trabzon, Sinop, Eskişehir, İzmit, Bursa, Manisa, Erzincan, Antalya
yörelerinde tespit edilmiştir .
Böceğin larvası, köklerde beslenmek suretiyle zarar yapar, ergin
böcek fidan ve ağaçların yapraklarını yer, kitle üremesi olduğu yıllarda
özellikle fidanlar için tehlikelidir.
Böceğin mücadelesinde kültürel tedbirler önemli yer tutar. Larvaların
yüzeye yaklaştığı bahar aylarında yapılacak derin sürümlerle larvaların
açığa çıkmasını sağlar. Larvalar açık hava şartlarına dayanamazlar
ayrıca kuşlar için gıda kaynağı olurlar. Yumurtlama zamanı yapılacak ot
temizliği ve çapalama ile hem yumurta koyma hemde konan yumurtaların
gelişmesini engellemektedir. Erginlerin görülmesinden 10-15 gün sonra
yapılacak gölleme şeklindeki sulama fazla rutubete dayanamayan
larvaların ölmesini sağlamaktadır. Ayrıca erginleri ışık tuzağı ile
yakalayarak imha edilmesi çok faydalı olmaktadır.
4.2. Capnodis miliaris Klug.
Erginleri 30-32 mm boyunda, ön göğüs 10-11 mm genişliğindedir. Üstü yer
yer dökülebilen beyaz veya mavimsi tozlarla örtülü gövdesi mat siyah,
bazende parlak esmer renklidir. Kınkanatlarda leke ve çıkıntılardan
başka beş tane ayrı siyah leke görülür. Antenleri ince ve ipliğimsidir.
Bu böceğin Türkiye şartlarında Mayıs sonu-Ağustos'ta görülen erginleri,
yaprak ve taze sürgünlerle beslenip, toprakta ve kuru yapraklar altında
kışı geçirirler. Mayıs sonlarında yeniden beslenmeye başlar, çiftleşir
ve ağacın hemen dibinde toprak üzerine yumurtlarlar (Çok az yumurtada
kök boğazına konulur). Bu yumurtalardan 10-13 gün sonra çıkan larvalar
süratle toprağa girer, kökü arayıp bulur, kemirerek geniş yollar
açarlar. Bunlar kış gelince kökteki beslenmesini keser, bahar gelince
yeniden beslenmeye başlarlar. Mayıs'ta 20 günlük bir krizalit safhası
geçirip ergin hale geçerler. Bu böcek, özellikle aşırı kumlu topraklarda
ve sulama ile toprak işlemelerinin yetersiz yapıldığı kavaklık ve
fidanlıklarda son derece büyük zararlara sebep olur.
Bu zararlıya karşı, tasallut durumunda alınacak en etkili tedbir;
İlkbaharda sıcaklığın 20ºC'lerde seyretmeye başladığı devrede (Türkiye
şartlarında, zararlının bulunduğu yerlerde genellikle Mayıs ayıdır) her
15 günde bir sulamalar yapmak ve toprak rutubetinin % 80'nin altına
düşmemesini sağlamaktır. Bu durumda yumurtadan çıkan larvalar yürüyerek,
kökleri bulamadığından ölmektedir. Sulama imkanının kısıtlı olduğu
zamanlarda yapılan toprak işlemeleri ile de açığa çıkan yumurta ve
larvaları süratle öldürmek mümkün olmaktadır. Kimyasal mücadeleye karar
verilirse bu sulama ve toprak işlemeleri ile paralel yürütülmelidir.
İlaç kullanımında hedef, yumurtadan çıkmış ve henüz kök aramakta olan
larvadır.
4.3. Aegeria apiformis Clerck.
Büyük bir arıya benzeyen kelebeğin kanat açıklığı 3,2-4,2 cm’dir.
Toraxın her iki yanı sarı beneklidir. Son iki segmeti hariç abdomen
segmentlerinin her birinde sarı bir bant vardır, son iki segment ise
tamamen sarıdır. Yumurtalar koyu sarı renklidir ve dağınık olarak
bırakılır. Olgun larva 4-5 cm boya erişir, baş kahverengi, vücudu açık
krem renklidir.
Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaygındır. Kavaktan başka kızılağaç,
ıhlamur, söğüt, huş ve dişbudakta zarar yapmaktadır.
Böcek yumurtalarını ağaçların kök boğazına veya hemen yakınında toprağa
koyarlar. 15-20 gün sonra çıkan larvalar kök kabuğunu delerek aşağıya
doğru giden ve 20-50 cm kadar uzunlukta galeriler açarlar. Çok sayıda
tasallut olduğunda kesim çağına gelmiş ağaçları bile kurutabilmektedir.
Ülkemizde generasyonunu iki yılda tamamlamaktadır .
Böcek zararlarını önleyici tedbirler; Böcek zararlarının görüldüğü
yörelerde kökleri sökmeden veya kurutmadan yeni dikim yapılmamalıdır.
Larvalar yumurtadan çıkmak için belli belli oranda rutubete ihtiyaç
duyduğundan, yaz aylarında ağaç diplerindeki ot, çalı, dal parçaları,
kuru yaprakların temizlenmesi ve çapalama çok etkili olmaktadır. İlaçlı
mücadele larva kök dokularına girmeden önce yapıldığında etkili
olmaktadır.
5. SONUÇ
Ağaçlandırma çalışmalarında zararlılarla mücadele söz konusu zararlıyı
gördüğümüz anda değil, arazi etüt safhasında başlar son ürün alınana
kadar devam eder. Mücadeleyi iki safhada inceleyebiliriz.
Dolaylı mücadele: Saha seçimi ve bu sahaya en uygun tür veya klon
seçiminden başlar, arazi hazırlığı, sağlıklı fidan seçimi, tekniğine
uygun dikim, bakım çalışmalarının eksiksiz yapılması gibi çalışmalardan
oluşur. Bu gibi çalışmalar zararlı tasallutunu azaltmada çok etkilidir.
Doğrudan Mücadele: Zararlı tasallutu gözlendiğinde eğer ekonomik zarar
söz konusuysa bu mücadele yöntemi kullanılır. Mücadelede yapılacak en
son işlem ilaç kullanmak olmalıdır. Safhaları şöyle özetlenebilir:
a-Mekanik mücadele: Zararlı tasallutuna uğramış ağaç veya fidanın
gelişimini engellemeyen dalların kesilmesi, fidanlıklarda zararlı
tasallutuna uğramış zayıf kalmış fidanların sökülerek imha edilmesi gibi
işlemlerdir.
b- Kültürel işlemler: Bazı böcekler kültürel işlemlerdeki eksikliklerin
bitkilerin mukavemetini azaltması sonucu etkili olmaktadır (Örneğin
sulama noksanlığı, M.picta zararı görülmesine yol açar, su ihtiyacı
giderildiğinde zararlının etkisi ortadan kalkmaktadır). Köklerde zarar
yapan ve larva safhasında biyolojik devrinin bir kısmını toprakta
geçiren zararlı böceklere karşı toprak işleme ile başarılı sonuçlar
alınmaktadır.
c- İlaçlı mücadele: Mekanik ve kültürel işlemlerle yeterli sonuç
alınamadığı takdirde ilaç kullanımı gündeme gelmektedir. İlaç
kullanıldığı takdirde, ilacın seçilmesi, hazırlanması, kullanılma zamanı
ile ilgili kriterlere uyulmalıdır.
KAYNAKLAR
ARRU, G. M. 1965: Pygaera anastomosis L. (Lepidopera, Notodontidae).
Instituto di Sperimentaziona Per La Pioppicultura. Estratto del
Bollettino di Zoologia Agraria e di Bachicoltura. Serie, II,V.6
Bologna, s 207-272.
AYDOĞDU, S., TOROS, S. (1987): Erzincan İli ve Çevresinde Lepidosaphes
ulmi L. (homoptera:Diaspididae)’nin Biyo-ekolojisi ve Özellikle Doğal
Düşmanları ile İlişkisi Üzerine Araştırmalar. Bitki Koruma Bülteni,
27(3-4):147-178, Ankara.
BALACHOWSKY, A. S. (1966): Entomologie Applique A I’ agriculture,
Lepidopteres, Tome II. Premire Volume, Masson Et Cie, Paris.
DELLA BEFFA, G. (1961): Gli Insetti dannosi all’ agriculture ed:
moderni metodi e Mezzi di lotta. Ulrico Hoepli, Milano, XXII+1106 s.
ÇANAKÇIOĞLU , H. (1977): Türkiye’de Orman Ağaç ve Ağaççıklarında Zarar
Yapan Coccoidea (Homoptera) Türleri Üzerine Araştırmalar. İstanbul
Üniversitesi yayınlarından, Orman Fak. Yayın No. 227, İstanbul, 122 s.
CHARARAS, C. (1972): Les Insectes du Peuplier, (biologie, ecologie,
nocitive, methodes,de protection). Librairie de la Faculte des Sciences
7, rue des Ursilines, Paris,371 s.
FURNISH, R. L., CAROLIN, V. M. (1977): Western Forest Insects. U. S.
Department of Agriculture-Forest Service. Miscellaneous Publication No.
1339, II+654 s.
GÜLER, N., CAN, P. (1995): Kavak Fidanlıklarında Sciapteron
tabaniformis Rott. Problemi. Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları
Araştırma Enst. Teknik Bülten No. 173, İzmit, 22 s.
GÜLER, N., CAN, P., ÖZAY, F. Ş. (1995): Cryptorhynchus lapathi’ye karşı
Mücadele. Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enst.
Teknik Bülten No. 172, İzmit, 21s.
JODAL, I. (1986). Poplar and Willows in Yugoslavia. Poplar Research
Institute, Novi Sad. 274 s.
KARAGÖZ, O. (1965): Türkiye’de Kavak ve Söğütlere Arız olan Böcekler.
Kavakçılık Araştırma Enstitüsü, Öğretici Yayınlar serisi, No.. 3, İzmit,
1-19 s.
LODOS, N. (1989): Türkiye Entomolojisi ,Cilt No.IV, (Genel uygulamalı
ve faunistik). Ege Ün. Ziraat Fakültesi yayınları, Yayın No. 493,
İzmir, 249 s.
ÖZAY, F.Ş. (1997): Marmara Bölgesinde Söğütlerde Zarar Yapan Böcekler,
Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten
No. 183, İzmit.
ÖZAY,F.Ş,
GÜLER,N.,ULUER,K., SELEK,F.2001:
Kavaklara Arız Olan Pygaera (Clostera) anastomosis L. Üzerine Araştırmalar
. Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü,
Teknik Bülten No. 191,(2001) İzmit.
SEKENDİZ, O. A. (1974): Türkiye Hayvansal Kavak Zararlıları Üzerine
Araştırmalar. Karadeniz Teknik Üniversitesi Genel Yayın No. 62, Orman
Fak.Yayın No.3, Çağlayan Basımevi, İstanbul, 195 s.
SEKENDİZ, O. A., YILDIZ, N. (1972): Melanophila picta Pall.’nın
Türkiye’deki Biyolojisi, Koruma ve Savaş Metodları Üzerine
Araştırmalar. Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enst.,
Yıllık Bülten No. 7, İzmit, s.69-101.
SEKENDİZ, O.A., YILDIZ, N. (1972): Marmara ve Trakya Bölgesi’nde
Tahribatına Rastlanılan Agrilus ater L.’in Türkiye’deki Yayılışı,
Biyolojisi, Koruma ve Savaş Metodları Üzerine Araştırmalar. Kavak ve
Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enst., Yıllık Bülten No.7, İzmit, s.157-178.
SCHWENKE, W. (1978): Die Forstschadlinge Europas. 3. Band.
Schmetterlinge. Verlag Paul Parey, Hanburg und Berlin, VII+ 467 s.
YILDIZ, N. (1972): Doğu, Güney ve Orta Anadolu Bölgeleri’mizde
Kavaklara Arız Olan Bazı Coccidae Türleri. Kavak ve Hızlı Gelişen Orman
Ağaçları Araştırma Enst., Yıllık Bülten No.7, İzmit, s.189-193.
YILDIZ, N. (1974): Capnodis miliaris Klug.’in Biyolojisi, Koruma ve
Savaş Metodları Üzerine Araştırmalar. Kavak ve Hızlı Gelişen Orman
Ağaçları Araştırma Enst., Yıllık Bülten No. 9, İzmit, s.1-24.