- A -
Allah | Tüm sıfatları kapsayan en büyük isimdir. (İsm-i azam) | |
Adl | Çok adaletli. | |
Afüvv | Affı çok. | |
Ahir | Son. | |
Ahkam-ül Hakimin | Hüküm verenlerin en iyisi. | |
Ali | Pek yüksek. | |
Alim | Herşeyi çok iyi bilen. | |
Asim | Koruyan, bütün varlıkları maddi ve manevi düşmanların şerrinden ve günahtan ve kötülüklerden koruyan. | |
Azim | Pek azametli, büyük. | |
Aziz | Mağlup edilmesi mümkün olamayan galip. |
- B -
Bais | Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran. |
Baki | Varlığının sonu olmayan. |
Bari | Eşyayı ve herşeyin aza ve cihazını birbirine uygun ve mülayim bir halde yaratan. |
Basir | İyi gören. |
Basit |
Açan, genişleten. |
Batın | Gizli. |
Bedi | Örneksiz olarak hayret verici alemler icad eden |
Beri | Uzak ve temiz olan. "Kesin olarak Allah müşriklerden uzaktır, onun Resulü de." (9/3) |
Berr | Kulları hakkında müsait bulunan. İyiliği ve bahşişi çok olan. |
- C -
Cami | İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan. |
Cebbar | Kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan. |
Celil | Celalet ve ululuk sahibi. |
Cemil | Güzel olan (Güzellikler onun güzelliğinin tecellisidir.) |
- D
-
Da'i | Çağıran "Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman Allah'a ve Resulüne icabet edin." (8/24) |
Dafi' | Defeden (belaları). |
Darr | Elem ve zarar verici şeyler yaratan. |
- E -
Erhamurrahimin | Merhamet edenlerin en merhametlisi. |
Evvel | İlk. |
-F -
Fail | Yapan, fail. |
Falik | Yaran, Yarıcı (karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran, tohumu yaran). |
Fasıl | Ayıran, herşeyi en güzel derecede ayıran. |
Fatır | Yaratan, icat eden. |
Fettah | Her türlü zorlukları açan ve kolaylaştıran. |
-G -
Gaffar | Mağfireti, bağışlaması çok olan. |
Gafur | Mağfireti çok. |
Ganiy | Çok zengin ve herşeyden müstağni. |
H -
Habir | Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar. |
Hadi |
Hidayet lütfeden, istediği kulunu hayırlı ve karlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren. |
Hafiz | Yapılan işleri bütün ayrıntılarıyla tutan, herşeyi belli vaktine kadar afetlerden ve beladan saklayan. Koruyan. |
Hafıd | Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan. |
Hak | Varlığı hiç değişmeden duran. |
Hakem | Hükmeden, hakkı yerine getiren. |
Hakim | Buyrukları ve bütün işleri hikmetli. |
Halik | Herşeyin varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hadiseleri tayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan, yoktan vareden. |
Halim |
Çok yumuşak olan. |
Hamid | Ancak kendisine hamd-ü sena olunan, bütün varlığın diliyle yegane övülen. |
Hasib | Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin, bütün ayrıntısıyla hesabını iyi bilen. |
Hay | Diri, herşeyi bilen ve herşeye gücü yeten. |
- K -
Kabil | Kabul eden. "Kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri affeden..." |
Kabıd | Sıkan, daraltan. |
Kadi | Hükmeden, işini bitiren. |
Kadim | Ezelden beri zat ve sıfat ve esmasıyla varolan ve hadis ve gelip geçici mevcudata benzemekten hadsiz derecede münezzeh ve mukaddes. |
Kadir | İstediğini istediği gibi yapmaya gücü yeten. |
Kafi | Yeterli, varlığı bütün mevcudatın bütün ihtiyaçlarına yeten. |
Kaşif | Giderici, kaldıran (her türlü derdi, zorluğu). |
Kahhar |
Kahreden. Her şeye, her istediğini yapacak surette galip ve hakim. Karib: Yakın olan. |
Kasim | Kısımlandıran, rızıkları, nimetleri, nihayet adalet ve hikmet ve rahmet içinde taksim edip herkese nasibini veren. |
Kavi | Pek güçlü. |
Kayyum | Gökleri, yeri ve herşeyi tutan. |
Kebir | Pek büyük. |
Kefil | Koruyucu, gözetici. |
Kerim | Keremi bol. Cömert. |
Kuddüs | Hatadan, gafletten, acizden ve her türlü eksiklikten çok uzak, pek temiz, |
- L -
Latif | En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nüfuz edilemeyen, en ince şeyleri yapan, ince ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar ulaştıran. |
Lem yekun lehu kufuven ehad | Hiçbirşey ona eşit ve denk değildir. |
Lem yelid ve lem yuled | Doğurmamış ve doğrulmamış olan. |
- M -
Macid | Kadri şanı büyük, kerem ve cömertliği bol olan. |
Makir | Tuzak kuran |
Malik-i Yevmid-din | Din gününün sahibi. |
Malik-ül Mülk | Mülkün ebedi sahibi. |
Mani' | Birşeyin meydana gelmesine müsaade etmeyen. |
Mecid | Şanı büyük ve yüksek. |
Melca' | Sığınılan. |
Melik | Bütün kainatın sahibi ve mutlak surette hükümdarı. |
Metin | Çok sağlam. |
Mü'min | Gönüllerde iman ışığı uyandıran, kendine sığınanlara aman verip onları koruyan, rahatlandıran. |
Muahhir | İstediğini geri koyan, arkaya bırakan. |
Muazzib | Azaplandıran "Onlardan bir topluluk Allah'ın kendilerini yıkıma uğratmak veya şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?" |
Mübdi | Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan. |
Mübeşşir | Müjdeleyen. |
Mübeyyin | Açıklayan. |
Mubki | Ağlatan. |
Mucib | Kendine yalvaranların isteklerini veren. İcabet eden. |
Müdebbir | İdare eden, yöneten, bütün mahlukatı düzenle ve dengeyle idare eden ve birbirine yardımcı eden. |
Mudhik | Güldüren. |
Mufi | Ahdini yerine getiren. |
Mugis | Yardım eden . |
Mühevvin | Zorlukları hafifleten. |
Müheymin | Gözetici ve koruyucu. |
Muhit | Kuşatan (herşeyi kuşatan). |
Muhric | Açığa çıkaran "De ki: Alay edin. Şüphesiz Allah, kaçınmakta olduklarınızı açığa çıkarandır." |
Muhsi | Sonsuz da olsa bir bir herşeyin sayısını bilen. |
Muhsin |
İhsanı olan, veren. |
Muhyi | Can bağışlayan, sağlık veren. Dirilten, yaşatan. |
Muid | Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan. |
Muiz | İzzet veren , ağırlayan. |
Mukaddim | İstediğini ileri geçiren,öne alan. |
Mukaddir | Takdir eden, bütün varlıkların durumlarını ve davranışlarını mutlak iradesiyle takdir eden ve mükemmel miktarlar veren. |
Mukallib | Çeviren (kalpleri) |
Mükevvir | Saran-dolayan, tavırdan tavıra sokan, küçükten büyüğe bütün mahlukatı kuvvetiyle çekip çeviren "Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor." |
Mukim | Zat ve sıfat ve esmasıyla kaim ve baki olan, kıyam ve bekası için hiçbir sebebe hiçbir yönden muhtaç olmayan ve zeval ve yokluk şüphesinden nihayet derecede münezzeh. |
Mukit | Her yaratılmışın azığını veren. |
Mukmil | Kemale erdiren. |
Muksit | Bütün işleri denk ve birbirine uygun ve yerli yerinde yapan. |
Muktedir | Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden. |
Mulekkin | İlham eden, ayetleri ve Kitabı kalbe yerleştiren. |
Mulhik | Katan. "Beni müslüman olarak öldür ve beni salih olanların arasına kat." |
Mulhim | İlham veren. "Sonra ona fücurunu ve ondan sakınmaxı ilham edene." |
Mümit | Canlı bir mahlukun ölümünû yaratan. |
Munci | Himaye eden, koruyan. |
Müntakim | İntikam alan. Suçları müstahak oldukları cezaya çarpan. |
Münzir: | Uyarıp korkutan. |
Muraggib | Rağbet edilen, istenilen, kendisine yönenilen "...biz gerçekten ancak Allah'a rağbet edenleriz..." |
Musavvir | Tasvir eden, herşeye bir şekil ve hususiyet veen. |
Mûsevva | Şekillendiren, düzenleyen. |
Muusi' | Müminin ruh genişliğinden kainatın genişliğine kadar olan bütün genişlikler onun genişletmesiyle nlan. |
Müstean | Kendisine ihtiyaç olunan ve kendisinden yardım beklenen. |
Mutahhir | Temizleyen, şirkten, kötülükten, manevi kirlerden temizleyen. |
Müteali | Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördügü her şeyden her hal ve tavırdan pek yüce. |
Mütekebbir | Herşeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren. |
Müyessir | Kolaylaştıran, hayırda ve şerde kulunun yolunu kolaylaştıran, dinde kolaylık veren, hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyen. |
Muzekki | Her kusur ve ayıptan, manevi kirlerden kullarını temize çıkaran, temizleyen "Hayır, Allah dilediğini temizleyip yüceltir" |
Müzeyyin | Süsleyen "...Ancak size imanı sevdirdi onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı..." |
Müzil | Zillete düşüren, hor ve hakir eden. |
Muğni | İstediğini zengin eden. |
Muğti | Veren (ihtiyaca göre). |
- N -
Nadi | Seslenen |
Nafi' | Hayır ve menfaat verici şeyler yaratan. |
Nasir |
Yardım eden. |
Nur | Alemleri nurlandıran, istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran. |
- R -
Rabbil Alemin | Alemlerin Rabbi. |
Rafi' | Yukarı kaldıran, yükselten |
Rahim | Pek ziyade merhamet edici, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedi nimetler vermek suretiyle mükafatlandırıcı. |
Rahman | Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran, sevdiğini, sevmediğini ayırdetmeyerek tekmil mahlukatını sayısız nimetlere kavuşturan. |
Rakib | Bütün varlık üzerinde gözcü olan, bütün işler kontrolü altında bulunan. |
Rauf | Pek esirgeyen, çok acıyan, |
Reşid | Bütün işleri ezeli takdirine göre yürütüp dosdoğru bir nizam ve hikmet üzere akıbetine ulaştıran. |
Rezzak | Rızık veren. |
- S
-
Sabur |
Çok sabırlı. |
Sadık | Doğru olan, sözünde duran. |
Saik | Sürücü (Cehenneme süren). |
Samed | Hacetlerin bitirilmesi, ızdırabların giderilmesi için tek merci'. |
Sani | Sanatçı, nihayetsiz güzellikleri sanatının içinde yaratan |
Selam | Her çeşit arıza ve hadiselerden salim kalan. Her türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran. Cennetteki bahtiyar kullarına selam eden. |
Semi | İyi işiten. |
Seriul Hisab |
Hesabı görmesi hızlı olan. |
Settar | Örten |
Sübhan | Ortaklıktan, kusurdan münezzeh olan, bütün müemmel sıfatlar ile sıfatlanmış ve bütün güzel isimlerle isimlendirilen. |
- Ş
-
Şafi | Şifa veren |
Şefi' | Şefaatçi. |
Şarih | Açan. "Biz senin göğsünü yarıp genişletmedik mi?" |
Şedidul İkab | Cezası ve azabı çok şiddetli olan. |
Şehid | Her zamanda ve her yerde hazır ve nazır olan. |
Şekur | Kendi rızası için yapılan iyi işleri daha ziyadesiyle karşılayan. |
- T
-
Tevvab |
Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan. |
- V -
Vacid | İstediğini istediği zaman bulan. |
Vahid |
Tek. Zatında sıfatlarında işlerinde isimlerinde hükümlerinde asla ortağı veya benzeri dengi bulunmayan. |
Vali | Kainatı ve her an olup biten olayları tek başına tedbir ve idare eden. |
Varis |
Servetlerin geçici sahipleri elleri boş olarak yokluğa döndükten sonra varlığı devam eden servetlerin hakiki sahibi. |
Vasi | Geniş. |
Vedud |
İyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına erdiren, yahut sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik layık olan. |
Vehhab | Çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayıp duran |
Vekil | İşlerini yoluyla kendisine bırakanların işini düzeltip, onların yapabileceğinden daha iyisini temin eden. |
Veli | İyi kullarına dost. |
- Z
-
Zahir | Aşikar. |
Zülcelal-i Ve'l İkram | Hem büyüklük sahibi hem fazlı kerem sahibi. |
Zülfadli | Fazl, ihsan sahibi. |