Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
 

Reehaaa... Neden böyle???


Ah kardeşler, vah kardeşler! Ne desek ne yapsak boş...

Tepemizde Reha Muhtar ağabeyimiz durdukça, güzel Türkiye'mizde rekor reytingler aldıkça, bu başımıza taş yağmadığına şükretmemiz gerekir...

Aşık Erkan der ki:

Buyrun hep birlikte okuyalım Reha ağabeyimizin vecibelerini de, biraz sirkilip kendimize gelelim...


Haber: Mahkumlar tünel kazarak kaçar...

R.M.: Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar?


Haber: Bir yüzücü 350 Tonluk gemiyi ceker.
R. M. : - Nasil çekiyorsunuz gemiyi?
-Inanc meselesi, içinizde bunu hissetmeniz gerekir.
R.M. : - Neyi hissetmem gerekir? Gemiyi mi?


Haber: Bir okul müdürü cinsel tacizle suçlanır...

R.M.: Sen benim sözümü bile kestiğine göre kim bilir daha neler yapmışsındır.


Haber: Harika Avcı kürtaj yaptırmıştır.

R.M.: Peki, bebek şimdi nerede?


Alparslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu gün sevgili Reha Muhtar Show Haber'de şöyle konuşur:

Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı.


Reha Muhtar karısını boğarak öldüren adamı programına çıkarıyor. İlk sözü:

-Efenim, başınız sağ olsun.


Reha Muhtar anlamakta bazen güçlük çeker:

-Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu onu soruyorum?


Haber:  Cenk Koray'in oglu DEMiR CAMA(!) kafa atar ve vefat eder...
R.M. : - Peki Sayin Cenk Koray, oglunuz daha önce de sik sik cama kapiya kafa atar miydi?
 


Reha Muhtar, canlı yayında Şerafettin Bey'le konuşuyor.

-Sayın Şerafettin Bey kardeşim, siz orada var mıydınız, yok muydunuz, efenim?

-Yoktum.

-Yoktum Diyorsunuz.

-Yoktum diyorum.

-Bak Şerafettin sana bir daha soruyorum. Var mıydın, yok muydun?

-Valla billa yoktum.

-Yemin etmenize gerek yok efendim, size inanıyoruz. Var mıydın, yok muydun?

-Vardım efendim.

-Peki Şerafettin, siz demin yoktum diyordun, şimdi vardım diyorsunuz. Bu nasıl iş kardeşim?

-Yoktum dedim inanmadınız, ne yapayım?

-Ne yapacağınızı ben bilemem efendim. Orasını sen düşün. Var mıydın, yok muydun?

-Hatırlamıyorum.

-Hatırlayınız efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte izleyelim, sonra sana soracağım.

Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapıyı kırıp Şerafettin'in evine giriyor ve kibarca, gizli kamera ile çekim yapmak için izin istiyor. Şerafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor, çekimlerini yapıp gidiyor.

Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye:

-Filmimizi izlediniz, Şerafettin Bey. Şimdi ne diyorsunuz?

-Galiba varmışım.

-Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz?

-Eminim.

-Öyleyse eminsiniz yani.

-Evet efendim, eminim.

-Şerafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz.


-Sayın Hamdi Bey iyi akşamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir efendim?

-Evet Hamdi'dir, Reha Bey..

-Hamdi diyorsun.

-Hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor.

-Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim. Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir_

-Hamdi.

-Nasıl yazılıyor?

-He, a, me, de, i şeklinde.

-Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz. Peki sahte olan isminiz hangisi?

-Benim sahte olan bir ismim yok.

-Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz. Demek ki, bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz?

-Hayır Yeşil değilim.

-Öyleyse size niye Yeşil diyorlar?

-Bana Yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.

-Yani inkar ediyorsunuz. Sukut ikrardan gelir Hamdi.

-Ben sukut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum.

-Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bak şimdi de kızarıyorsun. Niye sarardın Hamdi?

-Sarardım çünkü ben Tanrı'nın oğluyum. Her renge girerim.

-Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konuşuyorsunuz.

-Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen.

-Geçmiş olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum. İyi akşamlar efendim.


Efenim, bir gun daha boyle gecti, efenim.
iyi günler, Türkiye her nerede yasiyor ve
yasatiliyorsan!