Bu sayfa ALEVÎ ve SÜNNÎ vatandaşlarımız üzerinde oynanan oyunları bozmak, ALEVÎ ve
SÜNNÎ arasında yaratılmak istenen sürtüşmeyi kaldırmak için hazırlanmıstır. İranlılar Anadolu
insanını Şiî yapmak için faaliyet gösteriyorlar. Suudî Arabistan insanımızı ve dünya
müslümanlarını Vehhabî yapmaya uğraşıyor. Kürtçüler, bölücüler ve onları destekleyen
Emperyalist Hıristiyan Batı, Alevî yurttaşlarımızı Avrupa'dan başlayarak
"Muhammed'siz, Ali'siz Alevî"ye dönüştürmeye çalışıyor!..
Bu konunun ne kadar önemli olduğu, Emperyalist Hıristiyan Batı, Avrupa Birliği ve
A.B.D.'nin nasıl Türkiye ve Türkler üzerinde oyunlar oynamak istediği, ülkemizi
ve insanımızı nasıl bölmeye çalıştığı göz önünde tutulursa, kolayca anlaşılır.
Bu zâlimler, Türkiye'de bir Türk-Kürt, Alevi-Sünni ayırımı yaratmaya uğraşmakta;
ülkemizde Kürdistan, Ermenistan, Pontus, Fener devletleri kurmaya hazırlanmaktadır...
Bunlar Türkler'i Avrupa Birliği'ne almak ne kelime; Avrupa'dan İstanbul'dan,
Ege'den kovmak istemektedirler!.. Bunun için de Aleviler'i, "Siz Türk değilsiniz, hatta
müslüman da değilsiniz. Siz ayrı bir dinden, ayrı bir
millettensiniz.. Siz eskiden hıristiyandınız, zorla
müslüman yapıldınız Türkler tarafından" diye kandırmaya çalışmaktadırlar.
Bu yazıda bunun doğru olmadığını, Aleviler ile
Sünniler arasında sanıldığı gibi büyük farklar olmadığını, farkların da nelerden, nerelerden
kaynaklandığını anlatılacaktır.
Burada İSLAM TARİHİ içinde ALEVİLİK diye bilinen yolun ortaya çıkışı,
çeşitli kollara ayrılışı, ORTA ASYA ve ANADOLU'da aldığı görünüm, TÜRKLER'in
İSLÂM ANLAYIŞI bütün teferruatıyla incelenecek, ülkemizde ALEVÎLİK
ve SÜNNÎLİK'le arasında TEMEL bir AYIRIM olmadığı, fark gibi görünen hususların
câhillikten ileri geldiği delilleriyle ortaya konacaktır.
Ayrıca, bütün ALEVİ âdetlerinin nereden geldiği, her iki kesimdeki yanlış inanç
ve görüşlerin kaynağı
yine tarihi delilleriyle İNKÂR EDILEMEZ biçimde sergilenecektir.
Bütün arzumuz ilgili kişilerin ve konu üzerine kendisini uzman sayanların
yazımızı dikkatle, sabırla ve tarafsız olarak sonuna kadar okumaları,
beğenmedikleri hususları bir de kendilerinin araştırması ve tesbitlerini bize
bildirmeleridir. Yanlışlarımızı büyük bir memnuniyetle düzeltecek, itirazları
yayınlıyacak ve gerekirse cevaplarımızı ekliyeceğiz...
Bütün milletimizin huzur, refah ve birlik içinde, KUR'AN NURU ile MUHAMMED-ALİ
yolunda kıyâmete kadar yaşaması dileğiyle,
ÖNEMLİ NOT:
Bu yazı dizisi daha önce, 1996'da internette yayınlanmış, üç yıl süreyle nette kalmış
ve büyük ilgi görmüş idi… Ancak hizmet veren ana site, "go.com" reklâm sitesi
olduğu bahanesi ile tüm yazılarımı haber vermeden silmiştir. Bu bakımdan
tüm yazıların tekrar yüklenmesi çok vakit alacak,
pek çok düzeltme gerekecektir. Sabrınızı rica ediyoruz. O yüzden, eğer sayfa altındaki linkler
açılmaz ise, SAYFALAR'a gidip, oradan tıklayın. Aradığınızı bulacaksınız.
Bu arada sitenin şurasında burasında görülen
reklâmlar için okurlarımızdan özür dileriz.
------------------------------------------------------------ (1)-- " HEP BERABER ALLAH'IN DİNİNE SARILIN!... VE AYRILIĞA DÜŞMEYİN!"
GİRİŞ-------
Hz. Muhammed'in vefatından
sonra "kimin halife olması gerektiği" tartışmasından çıktığı söylenen,
Kerbelâ vak'asıyla doruğa ulaşan, Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail'in
savaşmasına yol açan, Yeniçeri Ocağı'nın topa tutulmasına sebep olan, 1980
öncesinde Kahraman Maraş'ta yüze yakın cana kıyılmasına sebep olan,
zamanımızda bile Ortadoğu'da Şii Hizbullah örgütü ile, Mekke'de İranlı
hacıların çıkardığı olaylar ile, Sünnî Vehhabî-Selefî şiddet yanlısı IŞİD,
El Kaide gibi örgütlerin zulüm ve katliamları ile devam edegelen sürtüşmenin
aslı esası nedir?..
Ülkemizi ikiye bölmeyi amaçlıyan ve "sağcı sünni Türkler"
ile "solcu alevi Kürtler" şeklinde gösterilmek istenen olayın kökü,
nerelere dayanmaktadır? Hele "Ben Alevi'yim, ama MÜSLÜMAN değilim"
iddiasının gerçekle bir alâkası var mıdır?
Bu konularda Alevi ileri
gelenleri de, Sünni din adamları da fazla bir şey söyliyememekte; iş
rivayetler, tevatürler ile karmakarışık bir şekilde ağızdan ağıza
yayılıp gitmektedir. Yazılı bir kaç eser ve araştırma ise bu iki grubu
birbirine yakınlaştıracak, aradaki farklılıkları ortadan kaldıracak yerde,
yazanın kendi görüşünü savunduğu, karşı tarafa açıktan saldırmasa da,
tarizde bulunduğu birbirinin tekrarı yazılardan öte geçememektedir.
Bu araştırmanın amacı, sünniliği veya
aleviliği savunmak değildir!.. Sünniliğe veya aleviliğe çatmak hiç
değildir!... Yapmak istediğimiz okuyana; ister ALEVİ olsun, ister SÜNNİ
olsun, karşısındaki hakkında bilmediğini vermektir.... Aradaki farkların
sanıldığı kadar büyük ve çok olmadığını göstermektir!..
Ve en önemlisi, bu
farkların sanıldığı gibi HİLÂFET meselesinden, 12 IMAM - 4 MEZHEP
tasnifinden olmadığını ortaya koymaktır!...
Ve nihayet, iki kesim
arasındaki ayrılığı çıkaranların inanılmaz kişilikleri ile, sebep
oldukları akıl almaz olayları gözler önüne sermek ve hepsinden bihaber saf
milletimizi uyarmaktır!
Hemen belirtelim ki, bütün fikirlerimizi
- KUR'AN'dan âyetler,
- Hz. MUHAMMED'den Hadisler,
- 12 İMAM, AHMED YESEVİ, HACI BEKTAŞ,
- ÖMER HAYYAM, HAFEZ, NESİMİ, PİR SULTAN ABDAL ve HARABÎ
gibi muhterem zatların vecizelerine ve İNKÂR GÖTÜRMEZ tarihi
olaylara dayandıracağız.
Neticede görülecektir ki, hiçbir millet
İSLÂM'a TÜRKLER kadar hizmet etmemiştir.
Hiç bir milletin İSLÂMiYET
anlayışı TÜRKLER'in idrak seviyesine ulaşamamıştır. TÜRKLER'in Sünniliği
de, Aleviliği de başka milletlerinkine benzemez, KUR'AN'a, MUHAMMED'e,
ALİ'ye, EHL-İ BEYT'e ve AHMED YESEVÎ'ye dayanır ve bir BÜTÜN teşkil eder.
MÜSLÜMAN TÜRK'ü, ALEVİLİK'ten de, SÜNNİLİK'ten de soyutlamak mümkün değildir. Ikisi
birbirinden ayrılmaz....
Şu halde ALEVİ'nin SÜNNİ'den, SÜNNİ'nin
ALEVİ'den öğreneceği çok şey vardır. (1)
(ÂLİ İMRAN Sûresi, 103. Âyet)
-- "EY MUHAMMED!... GRUPLARA AYRILARAK,
DİNLERİNİ FIRKA FIRKA YAPANLARLA SENİN BİR İLİŞKİN OLAMAZ!"
(EN'AM Sûresi, 159. Âyet)
-- "DİNDE DOĞRU-DÜRÜST OLUN!... VE ONDA FIRKALARA
AYRILMAYIN!... AYRILIKLARA DÜŞMEYİN!"
(ŞÛRA Sûresi, 13. Âyet)