G. NEFS-İ KÂMİLE (SÂFİYE)

Yedinci mertebe peygamberlik mertebesidir ki, ondan bahsetmeye hakkımız yoktur. Cenâb-ı Hak cümlemizi Peygamberimizin şefaatine nail ve müstehak olan kullarından eylesin. Âmin...

Bu nefse nefs-i safiye, nefs-i kâmile, nefs-i sâlih de denilmiştir. Bu makamda bütün vücud, akıl, ruh, nefis hep nur olur. Onun için Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin gölgesi olmamıştır. Zira onun gölgesi yoktur.

Âdem aleyhisselâm bu nur sayesinde bütün eşyayı bildi. Her çocuğuyla ayrı lisan ile konuştu. Melekler ise eşyayı bilemediler de, aczlerini itiraf ettiler.

Bu makamın ahval ve evsafı; esrâr-ı İlâhî’den olup tarif ve tahriri mümkün olmadığından başka bir söz söyleyemeyiz. Yalnız Cenâb-ı Hakk’dan, bu esrarlardan bazılarını bize tattırmasını niyaz ederiz.

1. Nefs-i Kâmile Sahibinin Rüyası

Bu nefs-i sâfiyede görülen rüyalar şöyle izah edilmektedir:

Kar ve yağmurlar rahmet-i İlâhî’dir. Dolu görmek esrarların zevkinde mübalâğadır. Irmaklar, çeşmeler, kuyular ve deryalar ile kaynaklar kalbin kemâli ile fânî sıfatıdır.

Nefs-i râdiyyede zâkirin zikri Hayy ism-i şerifi; mardiyyede ise Kayyûm ism-i şerifi; nefs-i sâfiyede ise Kahhar ism-i şerifi talim olunur. Bu dairede mahviyet, acayip ve garib olup, havf-ı hayret vardır. Asıl maksat ise, vüsûl-i ilâllahtır. Yâni Hak Teàlâ’nın kemâli ile rahmetine takarrüb etmektir.

Bu usuller, Tarik-i Halvetî’de ve benzerlerinde cehrî, Nakşibendî tarikatlerinde ise sülük denilen halvetlerde riyazet ile beraber oruçlu olarak kırkar gün devam ile olur. Bu devam esnasında şeyh efendi, sâlike derslerini telkin ile beraber gördüğü rüyaları da sorar fakat derslerin değişmesini rüyalara göre değil, derse olan gayretine göre ayarlar, telkin eder. 

<< Önceki Sayfa | İçindekiler | Sonraki Sayfa >>