ÖNEMLİ NOT:Bu sitedeki tüm yazılar, T.C.Noter aracılığı ile Evren Geniş üzerine tasdiklenmiş olup, tüm hakları saklıdır. Yazıların kısmen dahi olsa kullanımı yazarın iznine tabidir.


KLASİK DÖNEM
Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

KLASİK DÖNEM

1750-1825 yılları arasında yapılmış olan müzik. En önemli temsilcileri Wolfgang Amadeus Mozart, Ludwig Van Beethoven, Christoph Willibald Gluck ve Franz Josef Haydn'dır. Hatta bu dönemin bazı bestecileri için "Viyana Klasik Müzik Okulu" diye bir terim de kullanılır ama kimse klasik müzikten olan farkını çözemez.

Klasik dönem ilk olarak sonat formunda köklü değişimlere gitti, senfonileri yarattı, solo konçerto ve solo piyano sonatı gibi yenilikler getirdi, yaylı çalgılar dörtlüsü ve diğer oda müziği kavramları müziğin içine girdi. Yine bu dönemde orkestraların sayısı hem enstürman hem de kafa sayısı olarak bir hayli arttı. Piyano, klavsenin yerini aldı ve klasik dönemin en önemli enstürmanı haline geldi.

Klasizmin, genel anlamda sanata girişi yılı olarak 1720 kabul edilir. Bu yılda Fransa kralı 15.Louis elegant detaylar ve ince çizgilerle süslü yeni bir mimari ornementasyon geliştirme fikrini ortaya atmıştır. Bu stile rokoko adı verildi . Tarz kısa süre içinde İtalya ve Almanya'da da benimsendi ve sanatın içine girdi. Rokoko, müziğe hafif ve naif yapılı, ince ornementasyonlu melodiler ve elegant bir duygu olarak formal bir yapı şeklinde girdi.

Klasik müziğin diğer bir tarzı da stil adı verilen duygulu klavye parçalarıdır. 1740 yıllarında Almanya'da Carl Phillip Emanuel Bach'ın tarzını yorumlamak için adlandırılmış, böyle de kalmıştır.

Klasik dönem bestecileri kontrast melodi yapı ve motfileriyle yeni bir melodik yapı ortaya çıkarmışlardı. Bu melodik form birçok değişik şekilde işlenip ele alınabiliyordu. Bu da müzik tekniğine yeni bir gelişim sağlarken klasik müziğin en önemli yapı taşlarından birisi haline gelmişti. Melodi ve bas çizgisi arasındaki barok dönemden kalan karakteristik kutuplaşma ise tamamiyle değiştirildi. Her ikisi de melodinin neredeyse eşdeğer parçası haline geldi ve dört sesli form kural olarak kabul edildi. Sonat formu klasik dönemin hiç şüphesiz bel kemiğiydi. Senfoniler, sonatlar, konçertolar ve oda müzikleri sonat formunun hep varolduğu türlerdi. Dört bölümlü bu form üç ana temadan oluşurdu : Giriş, gelişme ve sonuç. İlk tematik materyal olan giriş bölümünde armoni ve müzikal yapının kontrastı dikkat çeker. Gelişmede her bestecinin kendi yorumu vardı. Zaman zaman müzik genişler, birleşir, ayrılır ve ses değişimlerinde kulağa çarpan hoş dramatik modülasyonlar yer alırdı. Sonuç ise ilk temanın tam bir tekrarıdır ama bu sefer majör armonikler değişmiştir.

Haydn'ın senfonileri ve quartet'leri klasik batı müziğinin ilkleridir. Haydn'ın bu ilk eserlerinde Giovanni Battista Sammartini, Carl Phillip Emanuel Bach ve Johann Stamitz'den etkilendiği görülür. Son eserlerine doğru ise Mozart'ın etkileri hissedilir. Klasik müziğin önemli karakteristiklerinden birisi de müzik ve formun dengesidir. Bu bağlamda Mozart, Haydn'a göre daha iyi bir formal yapı elde etmiştir. Mozart'ın kendine özgü bir sound'u vardır, bunu da sanıyorum İtalyan ve Alman bestecilerin tarzını kendine göre yorumlaması ve tekrar elden geçirmesiyle elde etmiştir. Beethoven özellikle enstürmantel bir formla, klasik müzik bestelemeye başlamıştır. Sonlara doğru hiçbir kategoriye dahil edilemeyen birbirinden güzel klasik-romantik eserler meydana getirmiştir(son beş yaylı çalgılar dörtlüsü müziğini dinleyin). Bu eserlerinde dünyanın en iyi müziklerinden birisini yaratan duygu, yeni bir formal gelişim ve ekspresif bir kontrpuan tekniğinin bir araya gelmesi vardır.

18.yüzyılın ortalarına doğru besteciler arasında da operaya yeni bir form verme gereği ortaya çıkmıştır. Niccolo Jommelli ve Tommaso Traetta bu uğurda bayağı bir emek sarfetmişler ancak bu yeni formu dünyaya kabul ettiren Gluck olmuştur. Bu opera reformundaki ana tema barok dönemden gelen olağanüstü -hatta insanüstü- vokal tekniğinin daha "insancıl" bir seviyeye çekilmesi, oyun temasının anlaşılır halde öne çıkarılması ve şairane bir anlatımdı. Bunların hepsi bir araya toplandı ve klasik müzik operasının karakteri ortaya çıkarıldı. Gluck'le birlikte Luigi Cherubini ve Gasparo Spontini'de bu değişimin öncü isimlerindendir. İtalyan opera buffo'ları ve Fransız opera comique'leri dönemin en ilgi çeken eserleriydi . Niccolo Piccinni ve Giovanni Paisiello buffo'cu İtalyanlar; Francois Andre Philidor ve André Ernest Modeste Gretry'de comique'çilerdi. Öte yandan Alman singspiel'leri ve Thomas Arne gibi bestecilerle üne kavuşan İngiliz balad opera'ları da dönemde varlığını kabul ettirmişti. Ancak klasik müzik operasının mükemmelliğe ulaştığı nokta, tartışmasız Mozart'tır. Onun melodik hediyesi operanın bir daha ulaşamadığı büyük bir başarıydı. Klasik dönem, müzikte iki olumlu harekete de yol açtı. Bunlardan biri konserlerin aristokrat ve saraylı kesiminden halka inmesi, bir diğeri müzisyen ve bestecilerin sayısının oldukça artmasıydı.

Evren Geniş